Sözler - page 721

Birinci Zeyil
Makam itibar›yla Yirmi Beflinci Söze ilhak edilen zeyillerden,
Yedinci fiua›n Birinci Makam›n›n On Yedinci Mertebesidir.
Bu dünyada hayat›n gayesi ve hayat›n hayat› iman ol-
du¤unu bilen bu yorulmaz ve tok olmaz dünya seyyah›
ve kâinattan Rabbini soran yolcu, kendi kalbine dedi ki:
“Arad›¤›m›z zat›n sözü ve kelâm› denilen, bu dünyada en
meflhur ve en parlak ve en hâkim ve ona teslim olmayan
herkese, her as›rda meydan okuyan Kur’ân-› Mu’cizülbe-
yan nam›ndaki kitaba müracaat edip, o ne diyor bilelim.
Fakat, en evvel, bu kitap bizim Hâl›k’›m›z›n kitab› oldu-
¤unu ispat etmek lâz›md›r” diye taharriye bafllad›.
Bu seyyah, bu zamanda bulundu¤u münasebetiyle, en
evvel manevî i’caz-› Kur’âniyenin lem’alar› olan
Risale-i
Nur
’a bakt› ve onun yüz otuz risaleleri, ayat-› Furkaniye-
nin nükteleri ve ›fl›klar› ve esasl› tefsirleri oldu¤unu gör-
dü. Ve
Risale-i Nur
, bu kadar muannit ve mülhit bir as›r-
da her tarafa hakaik-› Kur’âniyeyi mücahidâne neflretti¤i
hâlde, karfl›s›na kimse ç›kamad›¤›ndan ispat eder ki;
onun üstad› ve menba› ve mercii ve günefli olan Kur’ân,
semavîdir, befler kelâm› de¤ildir. Hatta,
Risale-i Nur
’un
yüzer hüccetlerinden bir tek hüccet-i Kur’âniyesi olan
Yirmi Beflinci Söz ile On Dokuzuncu Mektubun ahiri,
Kur’ân’›n, k›rk vecihle mu’cize oldu¤unu öyle ispat etmifl
ki, kim görmüfl ise, de¤il tenkit ve itiraz etmek, belki is-
patlar›na hayran olmufl, takdir ederek çok sena etmifl.
SÖZLER | 721
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
mülhit:
dinsiz.
münasebet:
vesile, alâka.
müracaat:
baflvurma.
neflir:
da¤›tma, yayma.
nükte:
ince mana.
Rab:
her fleyin sahibi, malik, bü-
yüten, terbiye eden Allah.
risale:
belli bir konuda yaz›lm›fl
küçük kitap.
semavî:
‹lâhî.
sena:
övme.
seyyah:
yolcu, gezgin.
flua:
›fl›n.
taharri:
araflt›rma.
takdir:
be¤endi¤ini belirtme.
tefsir:
aç›klamalar.
tenkit:
elefltiri.
üstat:
ö¤retici, hocas›.
vecih:
yön.
Zat:
azamet ve ululuk sahibi Al-
lah.
zeyil:
ek, ilâve.
ahir:
son.
as›r:
zaman, yüzy›l.
ayat-› Furkaniye:
hak ile ba-
t›l› birbirinden ay›ran Kur’ân-
’›n ayetleri.
befler:
insanl›k.
hakaik-› Kur’âniye:
Kur’ân’›n
hakikatleri.
hâkim:
her fleyi hükmü alt›n-
da tutan Allah.
Hâl›k:
her fleyi yoktan yara-
tan Allah.
hayran:
çok be¤enen.
hüccet:
delil.
hüccet-i Kur’âniye:
Kur’ân’a
ait delil.
i’caz-› Kur’âniye:
Kur’ân’›n
mu’cizeli¤i.
ilhak:
ilâve etme, ekleme.
iman:
inanç.
ispat:
kan›t.
itibar:
de¤er.
itiraz:
karfl› ç›kmak.
kâinat:
bütün âlemler, varl›k-
lar.
Kur’ân-›
Mu’cizülbeyan:
aç›klamalar›yla ak›llar› benze-
rini yapmaktan âciz b›rakan
Kur’ân-› Kerîm.
lâz›m:
gerekli.
lem’a:
par›lt›.
makam:
durak.
manevî:
manaya ait.
menba:
kaynak.
mercii:
merkez, kaynak.
meflhur:
tan›nm›fl.
muannit:
inatç›.
mu’cize:
insan› benzerini
yapmaktan âciz b›rakan.
mücahidâne:
cihad edercesi-
ne, çok büyük gayret göste-
rerek.
1...,711,712,713,714,715,716,717,718,719,720 722,723,724,725,726,727,728,729,730,731,...1482
Powered by FlippingBook