Sözler - page 722

Her neyse, Kur’ân’›n vech-i i’caz›n› ve hak kelâmullah
oldu¤unu ispat etmek cihetini
Risale-i Nur
’a havale ede-
rek, yaln›z k›sa bir iflaretle, büyüklü¤ünü gösteren birkaç
noktaya dikkat etti.
B‹R‹NC‹ NOKTA:
Nas›l ki, Kur’ân bütün mu’cizat›yla
ve hakkaniyetine delil olan bütün hakaik›yla Muhammed
Aleyhissalâtü Vesselâm›n bir mu’cizesidir; öyle de, Mu-
hammed Aleyhissalâtü Vesselâm da bütün mu’cizat›yla
ve delâil-i nübüvvetiyle ve kemalât-› ilmiyesiyle Kur’ân’›n
bir mu’cizesidir ve Kur’ân kelâmullah oldu¤una bir hüc-
cet-i kàt›as›d›r.
‹K‹NC‹ NOKTA:
Kur’ân, bu dünyada öyle nuranî ve
saadetli ve hakikatli bir surette bir tebdil-i hayat-› içtima-
iye ile beraber, insanlar›n hem nefislerinde, hem kalple-
rinde, hem ruhlar›nda, hem ak›llar›nda, hem hayat-› flah-
siyelerinde, hem hayat-› içtimaiyelerinde, hem hayat-› si-
yasiyelerinde öyle bir ink›lâp yapm›fl ve idame etmifl ve
idare etmifl ki, on dört as›r müddetinde, her dakikada al-
t› bin alt› yüz altm›fl alt› ayetleri kemal-i ihtiramla, hiç ol-
mazsa yüz milyondan ziyade insanlar›n dilleriyle okunu-
yor ve insanlar› terbiye ve nefislerini tezkiye ve kalpleri-
ni tasfiye ediyor. Ruhlara inkiflaf ve terakki ve ak›llara is-
tikamet ve nur ve hayata hayat ve saadet veriyor. Elbet-
te böyle bir kitab›n misli yoktur, harikad›r, fevkalâdedir,
mu’cizedir.
ÜÇÜNCÜ NOKTA:
Kur’ân, o as›rdan tâ flimdiye kadar
öyle bir belâgat göstermifl ki, Kâbe’nin duvar›nda alt›n
as›r:
yüzy›l
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümlesi.
belâgat:
sözün düzgün, kusursuz,
yerinde ve makam›n icab›na göre
söylenmesi.
cihet:
yön.
delâil-i nübüvvet:
peygamberlik
delilleri.
delil:
bürhan, kan›t.
fevkalâde:
ola¤anüstü, normalin
üstünde.
hakaik:
hakikatler, gerçekler.
hakikat:
gerçek.
hakkaniyet:
do¤ruluk.
harika:
ola¤anüstü.
havale:
b›rakma, gönderme.
hayat:
canl›l›k, dirilik.
hayat-› içtimaiye:
sosyal hayat.
hayat-› siyasiye:
siyasî hayat.
hayat-› flahsiye:
flahsî hayat.
hüccet-i kàt›a:
kesin delil.
idame:
devam ettirme.
idare:
yönetme, çekip çevirme.
ink›lâp:
de¤iflim.
inkiflaf:
aç›lma.
ispat:
kan›t.
istikamet:
do¤ruluk, yön.
kemalât-› ilmiye:
ilmî olgunluk-
lar.
kemal-i ihtiram:
tam ve mü-
kemmel hürmet.
misil:
benzer.
mu’cizat:
mu’cizeler.
mu’cize:
insan› benzerini
yapmaktan âciz b›rakan.
müddet:
zaman, süre.
nefis:
flehvet, gazap, fazilet
gibi fleylerin kayna¤›.
nur:
ayd›nl›k, ›fl›k.
nuranî:
nurlu.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi.
ruh:
insan ve hayvanlardaki
dirilik kayna¤› olan manevî
varl›k.
saadet:
mutluluk.
suret:
biçim.
tasfiye:
saflaflt›rma, temizle-
me, durulama.
tebdil-i hayat-› içtimaiye:
toplumsal hayat›n de¤iflmesi.
terakki:
yükselme.
terbiye:
yetifltirme, e¤itme.
tezkiye:
temizleme.
vech-i i’caz:
mu’cize yönü.
ziyade:
fazla.
722 | SÖZLER
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
1...,712,713,714,715,716,717,718,719,720,721 723,724,725,726,727,728,729,730,731,732,...1482
Powered by FlippingBook