Sözler - page 718

Hatime
Kur’ân’›n lemaat-› i’caz›ndan iki lem’a-i i’caziye, On
Dokuzuncu Sözün On Dördüncü Reflhas›nda geçmifltir
ki, bir sebeb-i kusur zannedilen tekrarat› ve ulûm-u kev-
niyede icmali, her biri birer lem’a-i i’caz›n menba›d›r.
Hem, Kur’ân’da mu’cizat-› enbiya yüzünde parlayan bir
lem’a-i i’caz-› Kur’ân, Yirminci Sözün ‹kinci Makam›nda
vaz›han gösterilmifltir. Daha bunlar gibi sair Sözlerde ve
risale-i Arabiyemde çok lemaat-› i’caziye zikredilip, onla-
ra iktifaen yaln›z flunu deriz ki:
Bir mu’cize-i Kur’âniye daha fludur ki: Nas›l bütün
mu’cizat-› enbiya, Kur’ân’›n bir nakfl-› i’caz›n› göstermifl-
tir; öyle de, Kur’ân, bütün mu’cizat›yla, bir mu’cize-i Ah-
mediye (a.s.m.) olur. Ve bütün mu’cizat-› Ahmediye
(a.s.m.) dahi, Kur’ân’›n bir mu’cizesidir ki, Kur’ân’›n Ce-
nab-› Hakka karfl› nispetini gösterir ve o nispetin zuhu-
ruyla her bir kelimesi bir mu’cize olur. Çünkü o vakit bir
tek kelime bir çekirdek gibi bir flecere-i hakaik› manen
tazammun edebilir. Hem, merkez-i kalp gibi hakikat-i uz-
man›n bütün azas›na münasebettar olabilir. Hem, bir
ilm-i muhite ve nihayetsiz bir iradeye istinat etti¤i için,
hurufuyla, hey’etiyle, vaziyetiyle, mevkiiyle hadsiz eflya-
ya bakabilir. ‹flte, flu s›rdand›r ki, ulema-i ilm-i huruf,
Kur’ân’›n bir harfinden bir sahife kadar esrar bulduklar›-
n› iddia ederler ve davalar›n›, o fennin ehline ispat edi-
yorlar.
aza:
uzuvlar, parçalar.
Cenab-› Hak:
Allah.
ehil:
konusunda uzman.
esrar:
s›rlar.
fen:
tatbiki bilgi, ilim.
hadsiz:
s›n›rs›z.
hakikat-i uzma:
en büyük ger-
çek.
hatime:
sonuç, son bölüm.
hey’et:
flekil, suret.
huruf:
harfler.
icmal:
k›saltma, özet.
iddia:
davaya kalk›flma, savun-
ma.
iktifaen:
yeterli görerek.
ilm-i muhit:
her fleyi kuflatan
sonsuz ilim.
irade:
dileme, isteme.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
istinat:
dayanma.
lemaat-› i’caz:
mu’cizelik par›lt›-
lar›.
lemaat-› i’caziye:
mu’cizelik pa-
r›lt›lar›.
lem’a-i i’caz:
mu’cizelik par›lt›s›.
lem’a-i i’caz-› Kur’ân:
Kur’ân’›n
mu’cizelik par›lt›s›.
lem’a-i i’caziye:
mu’cizelik par›l-
t›s›.
makam:
durak.
manen:
mana itibar›yla.
menba:
kaynak.
merkez-i kalp:
kalbin merkezi.
mevki:
bulundu¤u yer, durum,
konum.
mu’cizat:
mu’cizeler.
mu’cizat-› enbiya:
peygamberle-
rin mu’cizeleri.
mu’cize:
insanlar› benzerini yap-
maktan âciz b›rakan ifl.
mu’cize-i Ahmediye:
Peygambe-
rimizin mu’cizeleri.
mu’cize-i Kur’âniye:
Kur’ân’a ait
mu’cize.
münasebettar:
ilgili, alâkal›.
nakfl-› i’caz:
mu’cizelik nakfl›.
nihayetsiz:
sonsuz.
nispet:
iki veya daha fazla
fley aras›ndaki ilgi, ba¤l›l›k, k›-
yas.
reflha:
s›z›nt›, damla.
risale-i Arabiye:
Arapça risa-
le.
sahife:
sayfa.
sair:
di¤er, baflka.
sebeb-i kusur:
eksiklik nede-
ni.
s›r:
gizli ifl veya söz.
flecere-i hakaik:
hakikatler
a¤ac›.
tazammun:
içine alma.
tekrarat:
tekrarlar.
ulema-i ilm-i huruf:
harfler-
den mana ç›karan âlimler.
ulûm-u kevniye:
kâinat ve
dünya ile ilgili ilimler.
vakit:
zaman.
vaz›han:
aç›kça.
vaziyet:
durum.
zan:
sanma.
zikir:
anma, bildirme.
zuhur:
görünme.
718 | SÖZLER
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
1...,708,709,710,711,712,713,714,715,716,717 719,720,721,722,723,724,725,726,727,728,...1482
Powered by FlippingBook