Sözler - page 817

Cennet Sözüne Küçük Bir Zeyil
CEHENNEME DA‹RD‹R.
‹kinci ve Sekizinci Sözlerde ispat edildi¤i gibi, iman
manevî bir Cennetin çekirde¤ini tafl›yor, küfür dahi ma-
nevî bir Cehennemin tohumunu sakl›yor. Nas›l ki küfür,
Cehennemin bir çekirde¤idir; öyle de, Cehennem onun
bir meyvesidir.
Nas›l, küfür Cehenneme duhulüne sebeptir; öyle de,
Cehennemin vücuduna ve icad›na dahi sebeptir. Zira,
küçük bir hâkimin küçük bir izzeti, küçük bir gayreti, kü-
çük bir celâli bulunsa; bir edepsiz ona serkeflâne dese,
“Beni tedip etmezsin ve edemezsin”; her hâlde, o yerde
hapishane yoksa da, tek o edepsiz için bir hapishane
teflkil edecek, onu içine atacakt›r.
Hâlbuki, kâfir, Cehennemi inkâr ile nihayetsiz izzet ve
gayret ve celâl sahibi ve gayet büyük ve nihayetsiz kadîr
bir Zat› tekzip ve isnad-› acz ediyor, yalanc›l›kla ve acz ile
ittiham ediyor, izzetine fliddetli dokunuyor, gayretine
dehfletli dokunduruyor, celâline asiyâne ilifliyor. Elbette,
farz-› muhal olarak, Cehennemin hiçbir sebeb-i vücudu
bulunmazsa da, flu derece tekzip ve isnad-› aczi tazam-
mun eden küfür için bir Cehennem halk edilecek, o kâ-
fir içine at›lacakt›r.
1
p
QÉs
ĉdG n
ÜGn
òn
Y Én
ĉp
?n
a n
?n
fÉn
ër
Ño
°S k
Óp
WÉn
H Gn
ò'
g n
âr
?n
?n
N Én
e Én
ĉs
Hn
Q
* * *
SÖZLER | 817
Y
‹RM‹
S
EK‹Z‹NC‹
S
ÖZ
manevî:
manevî olarak, maddî
de¤il.
nihayetsiz:
sonsuz.
noksan:
eksik, kusur.
Rab:
varl›klar› yaratan, ihtiyaçlar›-
n› gideren, yetifltiren, idare ve
terbiye eden Allah.
sebeb-i vücut:
varl›k sebebi.
serkeflâne:
isyan edercesine.
tazammun:
içine alma, içinde
bulundurma.
tedip:
edeplendirme; ceza ver-
me.
tekzip:
yalanlama.
tenzih:
her türlü eksik ve nok-
sandan uzak ve yüce tutma.
teflkil:
yapma, meydana getirme.
vücut:
var olma, varl›k.
Zat:
Allah.
zeyil:
ek, ilâve.
acz:
zay›fl›k, güçsüzlük.
asiyâne:
isyan edercesine.
azap:
ceza.
celâl:
büyüklük, azamet.
dair:
hakk›nda, ilgili.
dehfletli:
korkunç, fliddetli.
duhul:
girme, dahil olufl.
edepsiz:
terbiyesiz, sayg›s›z.
farz-› muhal:
olmayacak bir
fleyi olacakm›fl gibi düflünme,
varsay›m.
gayret:
fleref, izzet, haysiyet.
hâkim:
hükmeden, hüküm-
dar.
halk:
yaratma.
icat:
yoktan var etme, yarat-
ma.
iman:
inanma, inanç.
inkâr:
reddetme, inanmama.
isnad-› acz:
güçsüzlükle suç-
lama.
ispat etmek:
kan›tlamak.
ittiham:
suçlama.
izzet:
itibar, fleref.
kadir:
kudret sahibi olan ve
her fleye gücü yeten Allah.
kâfir:
Allah’› ve ‹slâmiyeti in-
kâr eden, dinsiz.
küfür:
Allah’›n varl›¤›na, birli-
¤ine inanmama, inkâr.
1.
Bunlar› bofl yere yaratmad›n, ey Rabbimiz! Seni bütün noksanlardan tenzih ederiz. Sen de
bizi Cehennem ateflinin azab›ndan koru. (Âl-i ‹mran Suresi: 191.)
1...,807,808,809,810,811,812,813,814,815,816 818,819,820,821,822,823,824,825,826,827,...1482
Powered by FlippingBook