Detaylı bilgi için TIKLAYIN
      "Gerçekten" haber verir 28 Ocak 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Sivil toplumun şair İnan’ı

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bin-Sen) kuruluşunun 14. yıldönümü dolayısıyla kurucu Genel Başkanı M. Âkif İnan’ı andı.

Ankara Başkent Öğretmenevi’nde düzenlediğimiz anma programına Kültür Bakanı Atilla Koç, Devlet Bakanı Beşir Atalay, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve yöneticileri, Memur-Sen’e bağlı sindikaların genel başkan ve yöneticileri, basın, sanat, edebiyat, eğitim ve siyaset çevrelerinden çok sayıda dâvetli katıldı.

Anma programında, “Kuruluşundan Günümüze Eğitim-Bir-Sen” tanıtım filmi ile bestelenmiş şiirleri eşliğinde “Fotoğraflarla Âkif İnan” sunumu gösterildi. Programda ayrıca sendika tarafından yeni baskıları yapılan Akif İnan’ın 4 kitabı, Edebiyat ve Medeniyet Üzerine, Hicret, Din ve Uygarlık ve Tenha Sözler, tüm misafirlere hediye edildi.

KAMU SENDİKACILIĞININ

ÖNCÜSÜYDÜ

Eğitim-Bir-Sen’in 14. Kuruluş Yıldönümü ve Âkif İnan’ı anma programında yaptığı konuşmada Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, şair ve yazar Âkif İnan’ın, Türkiye’de kamu sendikacılığının öncüsü olduğunu belirterek, İnan’ın, sendikal örgütlenmeyi aynı zamanda bir kültür, sanat ve düşünce atılımı olarak gördüğünü söyledi.

Sendika olarak, temel varlık sebeplerinin, “kültür ve medeniyet değerlerimizin yeniden üretilerek devam ettirilmesi” ve ülkemizin tarihi misyonuna uygun olarak dünya üzerinde seçkin bir konuma getirilmesi olduğunu ifade eden Gündoğdu, bu misyona gönül vermiş idealist kadroların azmi ve kararlılığı sayesinde bugün Eğitim-Bir-Sen’in, ülkemizin en saygın ve etkin sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi. Ahmet Gündoğdu, “Bir kutlu ve uzun yolculuk” olarak tanımladığı sendikal mücadelemizi merhum Âkif İnan’la birlikte başlatan 14 kurucumuzun da adlarını tek tek okuyarak minnet ve şükran duygularını ifade etti.

ATİLLA KOÇ: “İLK TANIŞTIĞIM

AĞABEYLERDENDİ”

Anma programında bir konuşma yapan Kültür Bakanı Atilla Koç, Siyasal Bilgiler’e başladığında Ankara’da tanıştığı “ağabeylerden” ilkinin Âkif İnan olduğunu, kendisinden çok şey öğrendiğini, özellikle cömertliğinin kendisini çok etkilediğini söyledi. Bakan Koç, “Cebinde beş kuruşu yokken bile seha sahibi bir adamdı Akif abi. Benim için en önemli hususu oydu. Bir Adana köftecisinde lahmacun yedirirdi bizlere ‘abi zahmet oldu’ derdik, o ‘rahmet oldu’ derdi.” dedi.

Programda Salim Uslu, Ahmet Aksu, Ramazan Kaplan, Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, TYB Genel Başkanı Yakup Deliömeroğlu, Niyazi Yavuz, Kemal Yazıcı ve Bilal Coşkun da yaptıkları konuşmalarda sendikacılığın, sivil toplumculuğun önemine vurgu yaparak, şair, yazar, eğitimci ve sendikacı olarak Âkif İnan’ın mücadelesine dair hatıralarını ve birlikteliklerini anlattılar.

İnan’ın eserleri yeniden basıldı

Eğitim-Bir-Sen kurucu genel başkanı Âkif İnan’ın eserlerini yeniden bastı. “Hicret” ve “Tenha Sözler” adlı şiir kitaplarıyla, “Edebiyat ve Medeniyet Üzerine” ve “Din ve Uygarlık” adlı kitapları tekrar basan Sendika, eserlerin önsözlerinde, yazarın sağlığında kitap olarak yayınlanmamış çalışmalarını da kitaplaştırmayı amaçladıklarını belirtiyor.

Recep Gören / ANKARA

28.01.2006


 

Mimarî sembolümüz, kubbeler

Türk Edebiyatı Vakfı’na önceki gün konuk olan Mimar Aras Neftçi, Türk-İslâm mimarisinin en önemli unsurlarından olan kubbelerle ilgili bir dia gösterisi sundu.

Kubbelerin bizim sembolümüz olduğunu ifade eden Neftçi, bu yapıların mimarî ve estetik yönden ne kadar titizlikle yapıldığını bir dizi fotoğrafla anlattı.

Selçuklu ve Osmanlı yapılarından örneklerin kubbelerinden örnekler gösteren Neftçi, bu kubbelerin birçoğunda “Allah yerlerin ve göklerin nurudur” âyetinin yazılı olması gibi medrese, cami, kütüphane kapılarında da birbirinden güzel, insanın içini aydınlatan âyet, hadis ve sözlerin yazılı olduğunu ifade etti.

Ayasofya kubbesinin iki bölümünün 6. yüzyıldan, bir bölümünün 4. yüzyıldan, diğer bir bölümünün ise 10. yüzyıldan kalma olduğunu söyleyen Neftçi bu kubbenin Osmanlı’nın payandalarıyla ayakta kaldığını belirtti. Neftçi, Ayasofya’nın kubbesinin de 34 metreye 33 metre çap ile İstanbul’un en büyük kubbesi olduğunu dile getirerek, “İkinci büyük kubbe Süleymaniye, üçüncüsü Nuruosmaniye, dördüncü büyük kubbeler de Yavuz Selim ile Sultanahmet” dedi.

Kubbelerin içeriden iç mekâna göre, dışarıdan da estetik görünümü sağlayacak şekilde iki ayrı parçadan oluştuğunu anlatan Neftçi, Osmanlı döneminde kubbenin sağlam olması için de içinden İsveç demiri geçirildiğini aktardı.

28.01.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
Reklam filmini indirmek için tıklayın

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004