Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Yeniden gençlik için neyi vermezdik?



Bizi en çok ilgilendiren konuların başında ömrümüz ve yaşayışımız gelir. Aslında bunların da sınırı belli. Ne bir dakika ileri almanın, ne de geri bırakmanın imkânı var. Bunu kesin olarak kabul etmeliyiz ki, enerjimizi boşu boşuna harcamayalım ve eğlence dünyasının fantezileri ve gençlik sarhoşluğuyla kendimizi aldatmayalım!

Bir şey daha var: Asla ecelin tesadüflere bağlı olduğunu ve kaybolmaya gittiğimizi düşünmeyelim. Atomdan yıldızlara kadar an be an, saniye saniye her şeyin bir plan ve programı olduğuna; her şeyimiz bunlarla bağlantılı olduğuna göre (ki, fen ilimleri bunu ispat ediyor) bizim dünyaya gelişimiz ve gidişimiz neden bu planın haricinde olsun!

Öyle ise, hayatımız/ömrümüz de kadere (İlâhî plan ve programa) dahil. Öyle ise neden elem, hüzün duyarak, gücümüzün üstündeki yüklerin altına girelim? Tesadüfen gelmedik ki, tesadüfen yokluk karanlıklarında kaybolup gidelim. Bizi kim bu muhteşem plan dahilinde göndermiş ise, yine, aynı programın çerçevesinde geriye çağırmaktadır. Dönüş Onadır.

Ancak, hayat, gençlik ve hevesât yönlerinden gelen tehlikelerden sakınmak için, bilmemiz gereken bir nokta var: “Gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zâyi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyâde belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve nâmusluluk ve tâatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.”1

* Vücûdumuzun maddî-mânevî yapısında cereyan eden tasarruflara gelince; onlardan da pek haberdar değiliz. İçimizde, dışımızda, sayılamayacak kadar karmaşık işler dönüyor. Bunların hangisinin faaliyetlerini tam olarak kavrayabiliyoruz?

Şu halde, vücudumuza sahiplik dâvâsında bulunamayız! Aynı zamanda bizim san'at eserimiz değildir. Ancak, onda mükemmel işler döndüğünü biliyoruz. Öyle ise, biri tasarruf etmektedir. Öyle ise, onu hakikî sahibine tevdî etmeliyiz. Öyleyse Onun emri dairesinde, kullanmamız icap etmez mi?

Kendimize ait olmayan, fakat gözetimimize bırakılan “eşyaları”, sahiplerinin istediği tarzda kullanmıyor muyuz? Şu halde; bize emânet olarak verilen bedenimiz hakkında, nasıl böylesine keyfemâyeşâ (keyfimizin istediği gibi) hareket edebiliriz?

* Çoğu zaman farkına varmadan gelen “belâ ve musîbet”lere gelince; onlarla da iç içeyiz. Üstelik, ne zenginlik, ne güç-kuvvet, ne şan-şöhret, ne de makam-mevki; sığınak, kurtarıcı, kalkan olabiliyor. Her zaman onlarla yüz yüze kalmıyor muyuz? Ve mütemadiyen ruhumuzu rencide edip kanatmıyorlar mı? Buna müsaade etmemek de elimizde değil mi?

Formulümüz basit: Sabır ve şükür içerisinde, belâ ve musibetlerin günahlara kefaret, manevî olarak terakkî etmeye vesile olduğunu düşünerek; onları hafifletir ve lezzete dönüştürebiliriz. “Aaah!” yerine, “Ohhh!” çekebiliriz.

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 133

05.08.2006

E-Posta: [email protected] - [email protected].


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.09.2006) - Mukallitlikten kurtulamadıklarımızdan mıyız?

  (06.09.2006) - İmân-îtikad

  (05.09.2006) - Taakkul/akıl mertebesinde iman

  (04.09.2006) - Hayal aleminde yaşamanın sonu

  (03.09.2006) - Zihnimizin yapısı ve imanımızı güçlendirme

  (02.09.2006) - İmanın ıstılâhî tanımlarına muhteşem yaklaşımlar

  (01.09.2006) - Kaçımız imanın tanımını yapabiliriz?

  (31.08.2006) - Gerçek mutluluğun kaynağı din ve imandır

  (30.08.2006) - Hayatî sorularımızın cevabını yalnız din/iman verir

  (29.08.2006) - Sonsuz ihtiyaç, acz ve fakirliğimiz iman etmeye mecbur eder

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004