Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Çare ‘doğru İslâm’

Hollanda’nın Rotterdam şehrinde bulunan Rotterdam İslâm Üniversitesi, yeni öğretimi yılına başladı. Üniversite binasında düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, dünyanın medeniyetler çatışmasını destekleyen gelişmelere sahne olduğunu ve bu gelişmelerden Hollanda’nın da olumsuz yönde etkilendiğini anlattı. Akgündüz, bu olumsuz gelişmeden kurtulabilmek için Müslüman ve Hıristiyanların birbirlerine yaklaşmaları gerektiğini, bunun sağlanabilmesi için de öncelikle ‘’doğru İslam’’ı öğrenmenin önemli olduğunu vurguladı.

Üniversite binasında düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, bu yıl 9’uncu öğretim yılına girdiklerini hatırlattı ve bu öğretim yılının diğer yıllardan çok daha farklı ve önemli olduğunu, büyük bir ihtimalle Hollanda makamları tarafından öteki üniversiteler düzeyinde tanınacaklarını söyledi. Hollanda Eğitim Bakanlığı tarafından İslam Üniversitesi hakkında yaptırılan araştırma sonuçlarının yüzde yüz olumlu olduğunu, yapılacak ikinci araştırmaya bağlı olarak sonucun açıklanacağını belirten Prof. Dr. Akgündüz, hükümet düzeyinde gösterilen ilginin de resmî tanınma yönünde olduğunu anlattı.

Prof. Dr. Akgündüz, dünyanın, medeniyetler çatışmasını destekleyen gelişmelere sahne olduğunu ve bu gelişmelerden Hollanda’nın da olumsuz yönde etkilendiğini anlattı. Akgündüz, bu olumsuz gelişmeden kurtulabilmek için Müslüman ve Hıristiyanların birbirlerine yaklaşmaları gerektiğini, bunun sağlanabilmesi için de öncelikle ‘’doğru İslâm’’ı öğrenmenin önemli olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Akgündüz, ‘’doğru İslâmın’’ ancak Müslümanların kurduğu kurumlarla mümkün olacağını, oryantalist Batılı aydınların anlattığı İslam ile yakınlaşmanın sağlanamayacağını söyledi. Akgündüz, bu noktada Rotterdam İslam Üniversitesi’nin öneminin kendiliğinden ortaya çıktığını belirtti.

İSLÂM RADİKAL DEĞİL

Törene katılan koalisyonun büyük ortağı Hıristiyan Demokrat Parti Başkanı Maria van Bijsterveldt-Vliegenhart, İslamın radikalliğe çağrı yapan, onu destekleyen bir din olmadığını çok iyi bildiklerini belirtti. Van Bijsterveldt-Vliegenhart, Hollanda toplumunun geleceği için, bu ülkede yaşayan bütün dinlerden insanların birbirlerine saygı ve karşılıklı anlayış temelinde birlikte çaba göstermeleri gerektiğini anlattı. Maria van Bijsterveldt-Vliegenhart, ülkesinin tanınma aşamasında olan ve İslam’ı doğru şekilde anlatan böyle bir eğitim kurumuna sahip olmasından gurur duyduğunu kaydetti.

Rotterdam İslam Üniversitesi’in yeni öğretim yılına başlaması dolayısıyla düzenlenen törene, politikacılar, bazı İslam ülkelerinin büyükelçilik temsilcileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ve kalabalık bir dinleyici topluluğu katıldı.

1997 yılında eğitime başlayan Rotterdam İslam Üniversitesi’nden bugüne kadar 36 öğrenci mezun oldu. Halen kursiyerlerle birlikte 320 dolayında öğrencisi bulunan üniversiteye yeni öğretim yılı için 100 dolayında yeni öğrenci kayıt yaptırdı.

/ ROTTERDAM

06.09.2006


 

Toplumsal uzlaşma yoluyla çözüm çağrısı

Hollandalı Parlamenter Camiel Eurlings tarafından hazırlanan Türkiye raporunu görüşen ve oylayan Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu, Yeşil grup parlamenterleri Joost Lagendijk ve Cem Özdemir’in sunduğu, “Türkiye’de üniversitelerdeki başörtüsü sorununa toplumsal uzlaşma yoluyla bir çözüm bulunması” çağrısında bulunan önergeyi benimseyerek metne dahil etti. Böylece bir AB organı, ilk kez yasağa karşı tavır koymuş oldu.

Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu, Hollandalı Parlamenter Camiel Eurlings tarafından hazırlanan Türkiye raporunu önceki akşam oylayarak kabul etti.

Oylamada, 52 parlamenterin “evet”, 6 parlamenterin “hayır” ve 8 parlamenterin de “çekimser” oy kullandığı görüldü. Yeşil grup parlamenterleri Joost Lagendijk ve Cem Özdemir’in sunduğu ve kabul edilen bir değişiklik önergesiyle Türkiye’de üniversitelerdeki başörtüsü sorununa bir çözüm bulunması çağrısında bulunuldu. Kabul edilen değişiklik önergeleriyle, “Türkiye topraklarında yaşayan farklı azınlıklara yapılan hak ihlâllerinin, tam üyelik hedefine uygun olmadığı” görüşü belirtildi.

Değişiklik önergesiyle, Türkiye’nin tam üyelik öncesi sözde Ermeni soykırımını tanıması yolunda Avrupa Parlamentosu tarafından daha önce yapılan çağrı yinelendi.

Kabul edilen değişiklik önergeleriyle, Türkiye aleyhine sertleştiği gözlenen raporda, ayrıca yine Yunan ve Rum parlamenterlerin önerisiyle Türkiye’nin, sözde Ermeni soykırımı dışında “Pontuslu Rumlara ve Süryanilere de soykırım yaptığı” iddia edildi

Lagendijk: Ermeni ve

Rum maddeleri olmadı

Oylamadan önce konuşan Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Hollandalı parlamenter Joost Lagendijk yaptığı konuşmada, “raporun dilini ağır bulduğunu” söyledi. Hollandalı parlamenter, özellikle Kıbrıs konusunda AP’nin Türkiye ile müzakerelerin askıya alınabileceği mesajını vermemesi gerektiğini ifade eti. Lagendijk, AB’nin Kıbrıslı Türklere yönelik taahhütlerini de yerine getirmesi çağrısında bulundu. Joost Lagendijk, oylamanın ardından yaptığı açıklamada ise, oylamanın sonucundan memnun olmadığını ifade etti. Değişiklik önergeleriyle Ermeni konusunun da daha sert ifadelerle metinde yer aldığını kaydeden Lagendijk, Kıbrıs konusunda eklenen önergelerin de kendisini memnun etmediğini belirtti.

Özdemir: Türkiye yoldan şaşmamalı

Parlamentonun Yeşil grup üyesi Türk asıllı Alman parlamenter Cem Özdemir de yaptığı açıklamada, Ermeni konusunda da parlamentonun farklı bir yaklaşım getirmediğini belirtti.

Cem Özdemir şöyle konuştu:

“Şunu unutmamak gerekir. Çek Cumhuriyeti AB’ye girmek istediğinde Almanya, Çek Cumhuriyeti’nin 2. Dünya Savaşı’dan sonra kovulan Almanlarla ilgili kararın geri alınmasını ön şart olarak istemişti. Çek Cumhuriyeti hiçbir zaman bu kararı geri almadı ve buna rağmen AB’ye girdi ve bugün de üyesi. Demek ki bu tür kararları biraz da siyasî kararlar olarak yorumlamak gerek. Bence Türkiye AB’ye giden inişli çıkışlı yoldan şaşmadan devam etmeli.”

Türkiye’nin AB nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Volkan Bozkır ise raporun, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilere zarar verecek unsurlar taşıdığını söyledi.

Barroso: Türkiye’yi emrivaki yapılamaz

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Belçika Parlamentosunda liberal parti Reformcu Hareket (MR) temsilcileri ile yaptığı toplantıda, sözde soykırımı tanıması konusunda Türkiye “emrivaki yapılamayacağını” söyledi. Barroso, bu konudaki tartışmaların “zorluğu” ve “zaman gerektirdiği” üzerinde durarak, Türkiye’ye ek bir şart getirilemeyeceğini belirtti.

/ STRASBOURG

06.09.2006


 

Avrupa Komisyonu raporu inceleyecek

AB Komisyonu, Avrupa Parlamentosu (AP) Dışişleri Komisyonunda kabul edilen Türkiye raporunu, AP tarafından onaylanmış haliyle dikkate alacağını bildirdi.

Komisyonun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in sözcüsü Krisztina Nagy, günlük olağan basın toplantısında bir soru üzerine, AP’nin raporunun Türkiye hakkındaki tartışmaya “katkı yaptığını” söyledi. Raporun henüz Dışişleri Komisyonunda kabul edildiğini kaydeden Nagy, “AP tarafından kabul edildikten sonra raporu inceleyeceğiz” dedi.

Diplomatik kaynaklar, AP’de Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan çevrelerin çabalarıyla AB Komisyonunun 24 Ekimde yayınlayacağı ilerleme raporundan hemen önce çıkarılmaya çalışan Türkiye raporunun, ilerleme raporunu etkileme amacını taşıdığına dikkati çekiyorlar.

/ BRÜKSEL

06.09.2006


 

Tan: Rapor sağduyudan uzak

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Avrupa Parlamentosu Dışilişkiler Komitesinde oylanan Türkiye raporunda “sağduyu ve nesnellikten uzak unsurlara ağırlık verildiğinin anlaşıldığını” söyleyerek, bu ay sonunda Genel Kurulda yapılacak oylamada bu durumun düzeltilmesini beklediklerini belirtti.

Sözcü Tan, soru üzerine yaptığı açıklamada, Komitede oylanan raporun yazım çalışmaları devam ettiğinden nihai halinin henüz ellerine ulaşmadığını belirterek, raporda “gerçekçilikten uzak ve siyasi saiklerle kaleme alınmış bazı unsurların AP’nin itibar ve ciddiyetiyle bağdaşmadığını düşündüklerini” söyledi. Tan, “AB Komisyonu Başkanı Barroso’nun da ifade ettiği gibi ‘emrivaki yaratmak suretiyle’ sözde Ermeni soykırımı gibi ciddi bir akademik disiplin gerektiren konularda dahi objektiviteden uzak koşullar getirme arayışı tarafımızdan büyük üzüntüyle karşılanmıştır” dedi.

Sözcü Tan, parlamentonun Türkiye-AB ilişkilerini teşvik eden bir yaklaşım içerisinde olmasının temel beklentileri olduğunu ifade ederek, bu çerçevede Genel Kurulda yapılacak görüşme ve oylamada bu durumun düzeltilmesi için AP milletvekillerinin gerekli sağduyu ve ileri görüşlülüğü göstermelerini beklediklerini kaydetti.

/ ANKARA

06.09.2006


 

TMK esastan görüşülecek

Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 5532 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2 maddesindeki bazı hükümlerin iptali talebiyle açtığı dâvâyı esastan görüşecek.

Yüksek Mahkeme, dünkü gündem toplantısında, söz konusu dâvânın ilk incelemesini yaptı. Başvuruda herhangi bir eksiklik tesbit etmeyen Anayasa Mahkemesi, dâvâyı esastan görüşmeye karar verdi. Cumhurbaşkanı Sezer, yasanın 5 ve 6. maddelerinin bazı hükümlerinin iptalini istemişti.

Cumhurbaşkanı Sezer’in iptalini istediği 5. madde hükmü, 3713 sayılı Terörle

Mücadele Kanunu’nun 6. maddesinin 4. fıkrasına ekleme yapıyor. Buna göre, isim ve kimlik belirterek veya belirtmeden kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri tarafından suç işleneceğini veya terörle mücadelede yer almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklama, yayınlama veya bu yolla kişileri hedef gösterme fiilinin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında ceza öngörüyor. Sezer’in iptalini istediği 6. madde hükmü ise 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinde değişiklik yapıyor. Buna göre hüküm, terör örgütünün propagandasının basın yayın yoluyla yapılması durumunda suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında adli para cezası uygulanmasını öngörüyor.

/ ANKARA

06.09.2006


 

CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz’dan tuhaf iddia

CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, AKP milletvekillerinin, Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresine olumlu oy vermesi için bütün tarikat liderlerinin devreye sokulduğunu idda etti.

CHP Grup Yönetim Kurulu, tezkere görüşmeleri sırasında izlenecek tutumu belirlemek için olağanüstü toplandı. Toplantı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Topuz, tezkere konusunda Türkiye’de büyük bir heyecan dalgası yaşandığını, yapılan anketlere göre vatandaşların yüzde 80’inin tezkereye karşı olduğunu savundu.

Mecliste yapılacak görüşmeleri etkilemek amacıyla AKP’nin Genel Başkanı ve yöneticilerinin, “akıl almaz” baskı yöntemlerine başvurduğunu ileri süren Topuz, şu iddialarda bulundu:

“Bütün cemaat liderleri, bütün tarikat liderleri, bu konuda AKP’lilerin tezkereye olumlu oy vermesi konusunda devreye sokulmuştur. O kadar devreye sokulmuştur ki Hizbullah’ın ruhani lideri olan Hüseyin Fadallah bile AKP’li milletvekillerinin tezkereye olumlu oy vermesi için devreye sokulmuştur. Hizbullah’ın ruhani lideri, Türk askerinin Lübnan’a gitmiş olmasında bir yarar görmektedir. Bu yarar, bizim daha önce açıkladığımız gibi, eğer oraya bir Türk askeri gidecek olursa Hizbullah’a yardımcı olacağı, Hizbullah’a kol kanat gereceği yolundaki iddiamızı ispatlayan bir delil olarak ortaya çıkmıştır. BM kararı, esas itibariyle Hizbullah ve Hizbullah gibi resmi otoriteye bağlı olmayan milislerin silahsızlandırılmasını ve bölgenin dışına çıkarılmasını amaçlamaktadır.’’

/ ANKARA

06.09.2006


 

Peruklu olduğu gerekçesiyle üniversiteye alınmadı

Üniversitelere kayıtların başlamasıyla başörtüsü yasakçıları da sahneye çıktı. Sütçü İmam Üniversitesi’ne kaydını yaptırmak isteyen Şeyma Türkan peruk taktığı gerekçesiyle okula alınmadığı gibi, yatırdığı harç parası da iade edilmedi.

Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünü kazanan Şeyma Türkan, babası Şemsettin Türkan ile kaydını yaptırmak için gittiği üniversiteye sırf peruklu olarak geldiği gerekçesiyle alınmadı. Kaydı yapılmayan Şeyma Türkan ile baba Şemsettin Türkan’a harç parası olarak yatırılan 458 YTL’nin de iade edilemeyeceği söylendi. Şemsettin Türkan, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, güzel umutlarla geldikleri şehirden üniversitede gördükleri muamele ile fevkalâde üzgün ve mahzun olarak ayrıldıklarını belirterek, şunları söyledi:

“12 yıl eğitimle emek verip yıllarca göz nuru döken kızım, ilim yuvası üniversite de sırf peruklu olarak geldiği için gözleri yaşlı geri çevrildi. Kaydı yapılmadı. Fevkalâde kötü ve sert muameleye muhatap kaldık. Öğrenci İşleri Başkanı, bizi odasına alma lütfunda dahi bulunmayıp, yatırdığımız 458 YTL’nin iade edilemeyeceğini söyleyerek geri çevirdi.

Rektör Yardımcısı, güvenliğe talimat vererek başında peruk bulunan kızımızı ikinci gidişimizde bina içine dahi almadı. Vergisini ödediğim, askerliğimi yaptığım öz vatanımda Sütçü İmamı’n destan yazmasına sebep olan kültür ve moral değerlerimize saygılı olmam gereken Kahramanmaraş Sütçü İmamı Üniversitesi yetkilileri ve Maraş halkımızın vicdanlarına havale ediyorum.”

Erdinç ADIBELL / KAHRAMANMARAŞ

06.09.2006


 

12 Eylül'e suç duyurusu

‘’Darbe Karşıtı Platform’’ üyeleri, ‘’12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirenlerin yargılanması’’ talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Platform sözcüsü Ruşen Sümbüloğlu, başsavcılık önünde yaptığı basın açıklamasında, ‘’12 Eylül’ü gerçekleştirenlerin, yasalar tarafından korunduğunu’’ belirtti.

Sümbüloğlu, 2005 yılında aynı taleple suç duyurusunda bulunduklarını, ancak aradan geçen süreye karşın bir sonuç alamadıklarını belirterek, dilekçelerini yenilemeye karar verdiklerini söyledi. Toplumsal muhalefet görevlerini yerine getirdiklerini ve dilekçelerinin en kısa sürede cevaplanmasını beklediklerini ifade eden Sümbüloğlu, yetkilileri duyarlı olmaya çağırdı.

“YargIlayalIm, AsmayalIm, Besleyelim”

12 Eylül darbesi 26. yıldönümünde belgesel, panel, sergi, yürüyüş gibi çeşitli faaliyetlerle hatırlanacak. 78’liler Girişimi’nin düzenleyeceği faaliyetlerin bu yılki sloganı ise “Yargılayalım, Asmayalım, Besleyelim”.

78’liler Girişimi’nin 12 Eylül’ün yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştireceği faaliyetlerin, Makine Mühendisleri Odası Lokali’nde düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Yıl dönümü faaliyetleri kapsamında ‘’70’li ve 80’li Yılların, Karşılaştırmalı Resim Sergisi’’ 8 Eylülde Elhamra Pasajı’nda, ‘’Bu Senin Hikayen’’ adlı fotoğraf sergisi 13 Eylülde Yeminli Mali Müşavirler Odası Sergi Salonu’nda, ‘’Karikatürlerle 12 Eylül’’ de 11 Eylülde Can Yayınları Sergi Salonu’nda açılacak. ‘’Hoşçakal Yarın’’, ‘’Uçurtmayı Vurmasınlar’’, ‘’Babam ve Oğlum’’ adlı filmler de Yeşilçam Sineması ve Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde gösterilecek.

Çeşitli atölye çalışmalarının da gerçekleştirileceği faaliyetler kapsamında, 10 Eylülde de Galatasaray’dan Dolmabahçe’ye ‘’12 Eylül Yürüyüşü’’ gerçekleştirilecek.

78’liler girişiminin düzenlediği etkinliklerin bu yılki sloganı ise “Yargılayalım, Asmayalım, Besleyelim”. “Darbe dündü, bizse yarınız” diyen 78’liler Girişimi, gelecekte yeni darbelerin olmaması için darbecilerin yargılanmasını talep ediyor. 78’liler, darbecilerin yargılanmamasına itiraz etmemekle toplumsal suç ortaklığı yapıldığı görüşünü dile getirirken “Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılması, 12 Eylül Gerçeklerini Araştırma ve Adalet Komisyonu’nun kurulmasını” istiyor.

/ ANKARA

06.09.2006


 

Türkiye’de darbeciler korunuyor

Ankara’da 78’liler Derneği öncülüğünde 48 parti, sendika ve sivil toplum örgütünün katılımıyla Sıhhiye Meydanı’nda “12 Eylül Darbeciler Yargılansın” mitingi düzenlendi. Mitinge 2 bin kişi katılırken, yaklaşık 3 bin polis tedbir aldı.

Mitinge katılan gruplar adına ortak metni okuyan 78’liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu, dünyanın başka ülkelerinde darbe döneminin insanlık suçu işleyen bütün görevlilerinin yaptıklarının hesabını verirken, Türkiye’deki darbecilerin ve diğer suç işleyen görevlilerin korunduğunu söyledi. Ülkenin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engelin hâlâ süren bu darbe düzeni olduğunu vurgulayan Sümbüloğlu, “Emek cephesindeki bütün demokrasi güçlerinin el ele vererek darbe Anayasası’nın lağvedilmesi ve darbe kurumlarının tasfiyesi için çaba harcamalıyız” dedi.

/ ANKARA

06.09.2006


 

Sınır ötesi kültür girişimi

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye’ye yapacağı ziyaret sırasında “sınırlar ötesi bir kültür girişiminde bulunacaklarını” söyledi.

Steinmeier, Sosyal Demokrat Partinin (SPD) Berlin’de 17 eylülde yapılacak eyalet meclisi seçimleri sebebiyle düzenlediği seçim toplantısındaki konuşmasında, perşembe günü Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile birlikte tanıtacakları “Ernst-Reuter” girişimine büyük önem verdiklerini belirterek, “Türkiye’de sınırlar ötesi bir kültür girişiminde bulunacağız” dedi. Öncelikle İstanbul’a giderek çeşitli kesimlerden insanların da katılacağı bir faaliyet düzenleyeceklerini ifade eden Steinmeier, “Start Türkiye’de verilecek ve kültürel etkinlikler Almanya ve Türkiye’den sonra başka ülkelerde de sürdürülecek” diye konuştu.

Dünya çapında yaşanan karikatür krizi sırasında bazı İslâm ülkelerinde Batılı ülke temsilciliklerinin taşlandığını hatırlatan Steinmeier, bu konuda kayıtsız kalınmaması amacıyla böyle bir girişim başlattıklarını kaydetti. Steinmeier, “Biz bu girişimimizle Almanya ve Türkiye’de yaşayan insanlara ulaşmak istedik. Farklı bir şey yapmak istedik ve insanlara nasıl daha kolay bir şekilde ulaşabileceğimizi düşündük. Bu nedenle alışılmışın dışında bir girişimde bulunarak, bilim adamlarını, rejisörleri, sinema ve tiyatro sanatçılarını, müzisyenleri bir araya getirdik” dedi.

Steinmeier, bugün Türkiye’yi ziyaret edecek ve yarın Dışişleri Bakanı Gül ile birlikte girişimin tanıtılacağı toplantıya katılacak.

/ BERLİN

06.09.2006


 

Uslu: Suriye halkı barış istiyor

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu başkanlığındaki 50 kişilik heyet, 3 günlük Suriye ziyaretini tamamlayarak Türkiye’ye döndü. Uslu, yaptığı yazılı açıklamada, sendika ve sivil toplum örgütleriyle temaslarının verimli geçtiğini ifade etti.

Salim Uslu, Suriye ve bölge halkında barışa yönelik yoğun bir talep olduğunu belirtti. Türkiye’nin Lübnan’da oluşturulan BM Barış Gücü’ne destek vermesi konusunda Suriye’deki sivil toplum örgütleri ile görüştüklerini anlatan Uslu, Suriye’deki sendikal çevrenin, sivil toplum örgütlerinin ve halkın, Türkiye’nin Barış Gücü’ne destek vermesi yönünde yoğun talebi olduğunu kaydetti. Uslu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

‘’Ortadoğu coğrafyası, diğer coğrafyalardan farklı olarak, ülke sınırlarını belirleyici unsurlar içermemektedir. Tek bir coğrafya ve şartlara göre suni çizilen ülke sınırları, bölge ülkelerini birbiriyle rekabet etme konusunda tahrik etmektedir. Bu sebeple talebin olduğu yerde sınırın BM Barış Gücü askeri ile güçlendirilmesi, bölge barışı için hayatî bir öneme sahiptir.’’ Salim Uslu, bölgede oluşturulacak ortamında Türkiye’nin düşünülmemesinin büyük bir eksiklik olacağını ifade etti.

/ ANKARA

06.09.2006


 

İhbarcı ere soruşturma

Genelkurmay Başkanlığı, Hakkari’de 1 Eylül Cuma günü meydana gelen çatışmayla ilgili haberlere konu olan ve birliğinden firar eden erin, 2 Eylül Cumartesi günü yakalanarak, hakkında yasal işlem başlatıldığını bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, basın ve yayın organlarında, 1 Eylül 2006 tarihinde Hakkari’nin Çukurca ilçesinde meydana gelen çatışmaya ilişkin bazı haberlerin yer aldığı hatırlatıldı. Açıklamada, “Haberlere konu olan ve birliğinden firar eden bir er, 2 Eylül 2006 günü yakalanmış ve hakkında yasal işlemler başlatılmıştır’’ denildi. Haberlerde, “Hakkari-Şırnak karayollarında yol emniyetini sağlayan güvenlik güçlerinin Köprülü Üs bölgesindeki mevzilerinin, birliğinden firar eden bir er tarafından terör örgütü PKK’ya iletildiği’’ iddia edilmişti.

/ ANKARA

06.09.2006


 

AKP İzmir İl Başkanlığında yine patlama

AKP İzmir İl Başkanlığı binasının yanındaki çöp kutusuna bırakılan ses bombası patladı.

AKP İzmir İl Başkanlığı Basın Danışmanlığı’ndan alınan bilgiye göre, Bornova 1517/7 sokaktaki Kırkpınarlar İş Merkezi’nde bulunan AKP İzmir İl Başkanlığı binasının yanındaki çöp kutusuna konulan ses bombası patladı. Çevredeki binaların camları kırılırken, olayda ölen ya da yaralanan olmadı.

İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, patlamanın düşük yoğunluklu ses bombasından kaynaklandığını belirterek, bombanın çöp bidonu içine konulduğunu söyledi.

AKP İzmir İl Başkanı Ali Aşlık da, il binası yakınına ses bombası konulmasıyla ilgili olarak, “Bu, İzmir’de AK Parti’ye yapılan ikinci provokasyon’’ dedi. Bu tür provokasyonların kendilerini asla yıldıramayacağını ifade eden Aşlık, “Ne zaman Türkiye kritik bir aşamadan geçse, ne zaman doğru işler yapmaya başlasa şehit cenazeleri gelmeye başlar, bu tür provokasyonlar gündeme gelmeye başlar. Bu tür girişimler, Türkiye’nin güçlendiğini ve doğru yolda olduğunu gösterir.” diye konuştu.

/ İZMİR

06.09.2006


 

Ağrı’da 1 terörist teslim oldu

Ağrı’da terör örgütü PKK üyesi 1 kişinin güvenlik güçlerine teslim olduğu bildirildi.

Alınan bilgiye göre, terör örgütü PKK’nın dağ kadrosunda görev alan “Bager Bibo’’ kod adlı A.A’nın Ağrı Jandarma İl Komutanlığına gelerek silâhsız bir şekilde teslim olduğu belirtildi. A.A’nın Jandarma Komutanlığındaki sorgusunun ardından mahkemeye çıkarılacağı ifade edildi.

/ AĞRI

06.09.2006


 

UNICEF’ten babalara mektup

Çocukların yaşatılması, sağlıklı büyümesi, gelişmesi, daha az sağlık sorunu ve hastalıkla karşılaşması için uygun şartları sağlamaya çalışan, bu amaçla annelere eğitim veren UNICEF, babaları da bu amaca ortak etmeye çalışıyor.

Birleşmiş Milletler (BM)-UNICEF (Çocuklara Yardım Fonu) ve Avrupa Birliği (AB) tarafından desteklenen ve Millî Eğitim Bakanlığı (Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü-ÇYEGM) tarafından yürütülen Benim Ailem Programı kapsamında, babalar artık UNICEF’ten ‘’mektup alacak’’.

‘’Merhaba Sayın Baba’’ diye başlayan ve 1-20 sayfa arasında değişen mektuplarda, babalara, ‘’aile mutluluğunu artıracak sırlar’’ veriliyor. Benim Ailem Programı kapsamında kurslara katılan annelerin eşlerine gönderilen mektuplar, şimdiye kadar 15 bin babaya ulaştı. ‘’Baba duyarlılığını artırmayı’’ hedefleyen mektuplar, proje kapsamında 100 bin babaya gönderilecek.

/ ANKARA

06.09.2006


 

Öğrenciye tatil sonrası “uyum” etüdü

Bir yandan tatil döneminin bitmesinin üzüntüsünü, diğer yandan da okulların açılacak olmasının sevincini yaşayan öğrencilerin, karmaşık duygularla yeni eğitim-öğretim döneminde başarılı olabilmelerinde en önemli görevin ebeveynlere düştüğü vurgulandı.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevziye Toros, yaptığı açıklamada, öğrencilerin ‘’yorucu bir eğitim-öğretim dönemi’’nin ardından ‘’uzun bir tatile girdiklerini’’ hatırlatarak, bunun sonucunda ortaya çıkan rahatlıktan sıyrılıp, okul günlerine hazırlanılması gerektiğini söyledi.

Öğrencilerin başarısı için derslere alışmasının çok önemli olduğunun altını çizen Toros, ‘’Bu nedenle özellikle bu günlerden itibaren bazı hazırlıkların yapılması gerekir. Bunların en başında etüt ve çocukların zorlukla alıştığı uyku saatlerinin ayarlanması geliyor’’ dedi.

Ailelerden, özellikle bu dönemde, bazı endişelerini çocuklara yansıtmamalarının önemine dikkati çeken Toros, şöyle devam etti: ‘’Ailelerde, (okula alışıp alışmama) ve (başarı sağlayıp sağlayamama) gibi çeşitli endişeler oluşabiliyor. Bu endişeler elbette doğal. Ancak, bunların hissettirilmesi çocuklarda bıkkınlık ve özgüven eksikliğine yol açabilir.’’ Doç. Dr. Toros, bazı çocukların uzun bir süre geçse bile okula alışma ve ders çalışma konusunda sıkıntı yaşayabildiklerini, istenmeyen olaylar karşısında da bazı ailelerin olumsuz tepkiler verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

‘’Çocuk, bazen elinde olmayan görme bozukluğu, duyum güçlüğü çekme, dikkatini toparlayamama ve zeka geriliği gibi çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle sorunlar yaşayabilir.

Ailelere, başarısızlık veya okula alışamama durumunda, öğrencilerin üzerine gitmek yerine öğretmenleri ile görüşerek ders sırasındaki durumu ile ilgili bilgi almasını tavsiye ediyoruz."

/ MERSİN

06.09.2006


 

Barış için ilâhiler

Özel Kılıçaslan Lisesi Mezunları Derneğinin dâvetlisi olarak Kayseri’ye gelen Mehmet Bayraktareviç yönetimindeki Bosna Sultan Fatih Mehmet Korosu, lise bahçesinde konser verdi.

İlahi ve kasideleri bateri, keman, gitar, akordion gibi müzik aletleri eşliğinde yorumlayan 100 kişilik koro, dinleyenlerden uzun süne alkış aldı.

Sırp, Hırvat ve Boşnak öğrencilerden oluşan ve bugüne kadar 25 ülkede ‘barış için ilahiler’ seslendiren koro, Türkiye’de de 40 ilde konser verdi.

/ KAYSERİ

06.09.2006


 

Velilere çanta uyarısı

Prof. Dr. Baktır, kısa süre sonra okulların açılacağını ve çocukların yeni bir eğitim maratonuna başlayacağını hatırlatarak velilere, çocuklarına ağır çanta taşıtmamaları uyarısında bulundu.

Çocukların kemik yapılarının yeterli sertliğe ulaşmadığı için kolayca eğrilebileceğini dile getiren Baktır, sırt çantalarının 5-7 kilogramdan daha ağır olmasının, çocukların omurgasında şekil bozukluğuna, kamburluğa ve bel adalesinde dengesizliğe neden olacağını açıkladı. Baktır, "Çocuklar ağır olan çantayı hangi elinde taşırsa, bel omurgası o tarafa doğru eğilir. Bu eğilmenin her gün tekrarlanması halinde de, hem omurgada şekil bozukluğu oluşur hem de bel adalesinde dengesizliğe neden olur. Bel ağrılarına ve kalıcı omurga eğriliklerine yol açabilir. Bu da erişkin hayatta sorun oluşturur" dedi.

Prof. Dr. Baktır, ağır okul çantalarının yol açabileceği sorunların önlenmesi adına şunları söyledi; "Çocukların kemikleri 17-18 yaşlarında şekil bozukluğuna neden olmayacak sertliğe ulaşır. Bu nedenle çocuklara 15-16 yaşına kadar ağır yük taşıtılmamalıdır. Ancak, yük sınır düzeydeyse de zaman zaman taşınan el diğeriyle değiştirilmelidir. Bele aşırı yük yüklemekten kaçınılmalıdır. Bu konuda en önemli görev öğretmenlere düşmektedir. Eğer kitapların ağırlığı sınır düzeyi geçiyorsa, bir kısmı okulda bırakılmalıdır." Millî Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise, çocukların ders programları olduğunu ve bu konuda gerek öğretmenlerin gerekse velilerin takip etmelerini isteyerek çantaların bu programa göre doldurulmasını istediler.

/ KAYSERİ

06.09.2006


 

CeBIT Bilişim Fuarı başladı

Fuar ve eş zamanlı düzenlenen Bilişim Zirvesinin açılış töreninde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, fuarın İstanbul’un bir bilişim şehri olmasına katkıda bulunduğunu, şehrin gelecekte Avrasya ve Avrupa’nın dijital başşehri olacağını vurguladı.

Topbaş, Türkiye’de iletişim teknolojilerinin baş döndürücü bir hızla ilerlediğini belirterek, hedeflerinin e-İstanbul’u oluşturmak olduğunu, bu konuda birçok çalışma yapıldığını ve şu anda silikon vadisi oluşturmayla ilgili adımlar atıldığını anlattı.

Kadir Topbaş, ‘’İstanbul, dünyanın en önemli büyük teknolojilerinin yer alacağı silikon vadisi noktası haline getirilecek. İstanbul’u önemli bir silikon vadisi haline getirmeyle ilgili çalışmaları yakında açıklayacağız’’ dedi.

Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet de, 9 yıldır Turkcell’in desteklediği fuarın her geçen yıl büyüdüğünü, CeBIT Bilişim Eurasia’nın bu gelişim çizgisinin devam edeceğine inandıklarını dile getirdi.

Karamehmet, bilişim sektörünün baş döndürücü bir hızla ilerlediğini ifade ederek, özellikle telekomünikasyon alanında sabit ve mobil iletişim, internet iletişimi ve ses dışı hizmetler dünyasının giderek tam bir hizmet modeli içinde bütünleşik bir yapıya doğru yol aldığını söyledi.

/ İSTANBUL

06.09.2006


 

Muhtemel “kuş gribi salgını”na tedbir alınıyor

Sağlık Bakanlığınca hazırlanan grip salgını planı kapsamında, kamu personeline yetecek kadar cerrahi maske stoklanması ve kamu kurumlarında hizmetin yürütülmesi için gerekli personelin isim listesinin hazırlanması istendi.

Dünya Sağlık Örgütünün, kuş gribinin insandan insana bulaşabilecek yeni bir virüs gelişimine neden olabileceği uyarısı üzerine Sağlık Bakanlığı, Ulusal Pandemi (Salgın) Planı hazırladı.

/ ANTALYA

06.09.2006


 

Diş bozukluğu psikolojimizi bozuyor

Duaçınarı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Başhekimi Diş Hekimi Muharrem Kuş, modern toplumlarda dişlerdeki şekil ve renk bozukluklarının kişide psikolojik rahatsızlıklara kadar varan problemlere sebep olabildiğini söyledi.

Kuş, dişhekimliğinde estetik ve restoratif maddelerin gelişmesiyle pek çok renk, şekil, konum bozuklukları kolaylıkla çözümlenebildiğini belirterek; “Renklenmiş dişlerin beyazlatılması (bleaching), diğer restoratif metotlara kıyasla daha ucuz, pratik ve zararsızdır. Beyazlatma dişlerin yapısında (mine ve dentin tabakasında) oluşan renklenmeleri giderme işlemidir.” dedi.

Başhekim Kuş, herkese diş beyazlatma işleminin uygulanabileceğini; ancak, tedavinin etkili olamayacağı bazı durumlar olduğunu kaydetti. Dişhekiminin tam bir ağız içi kontrol ve teşhisi ile dişlerin beyazlatılmasının uygun olup olmadığını belirleyeceğini dile getiren Diş hekimi Kuş; şunları söyledi: “Dişleriniz sağlıklıysa daha beyaz ve doğal gülümseme için ideal bir çözümdür. Ağız sağlığı teknolojisindeki ilerlemeler sayesinde dişleriniz çok kısa bir sürede, güvenli ve etkin olarak beyazlatılabilmektedir. Yapılan araştırmalara göre, dişlerin beyazlatılması dişhekiminizin gözetimi altında yapılırsa son derece etkin ve güvenlidir. Dişler ve dişetleri hiçbir şekilde zarar görmez. Genelde, ilk uygulamada beyazlama başlar. Ancak, ideal görüntüye ulaşmak için, uygulamanın 10-14 gün devam etmesi gerekir. Dişler her zaman için eskisinden daha beyaz olacaktır. Ancak, hastaların alışkanlık ve ağız bakımına bağlı olarak yılda bir iki kez pekiştirme tedavisi gerekebilir.

/ BURSA

06.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004