Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Yargı ve ezberi!

Adlî yıl açılış töreni... Bu yıl da farklı olmadı. Görüntüler yine aynıydı. Yargıtay Başkanı, devlet büyükleri, hukukçular uzun uzun konuştular.

Ama ne söylediler?..

Değişen bir şey yoktu.

Daha çok klişelerin ağır bastığı konuşmalar yapıldı. Herkes kendi ezberini tekrarladı.

O kadar!

Sorunun özü sorgulanmadı.

Ya da derine inilmedi.

Tüm konuşmalarda kimsenin itiraz edemeyeceği bazı genel doğrular yer aldı.

Demokrasi ve hukuk devleti, laiklik, irtica ve bölücülük gibi konularda haklı eleştiri ve kaygılar belirtildi.

Bu arada, her adli yıl açılış töreninde olduğu gibi, yargıç ve mahkeme sayısındaki azlıktan, yargı çalışanlarının geçim sıkıntısından, mahkeme binalarının yetersizliğinden yakınıldı.

Haklıydı bu şikâyetler de.

Yine her zaman olduğu gibi yargıç güvencesiyle bağımsızlığı açısından bazı temenniler dile getirildi.

İyi güzel!

Ama demin de altını çizdiğim gibi sorunun özüne damardan girilmedi. Bu konuda ezberler bozulmadı. Birtakım klişelerle durum gene idare edildi.

Oysa yargının ezberleri var, bozulması gereken. Köklü bir zihniyet değişimine ihtiyacı var, Türkiye’de yargının.

Ülkemizde yargı hâlâ bireyi değil devleti korumanın peşinde.

Referansı hâlâ devlet.

Ne yazık ki birey değil.

Yargıda sorunun özü budur.

Yargı, demokratik hukuk devletinin gerçekten işlediği, devletin hukukla barışık olduğu ülkelerde devleti değil, devlete karşı bireyi korumakla yükümlüdür. Devletten çok bireyi güçlendirmeyi öne alır.

Bizde ise tam tersi...

Bu zaaf bir türlü aşılamıyor.

Ayrıca, Avrupa hukuku alanında Türkiye gereğini bir türlü tam olarak yerine getiremiyor. Birtakım yasalarda değişiklik yapılıyor yapılmasına.

Ama yetersiz.

Daha yaşamsal sorun, hiç kuşkusuz, zihniyet değişimi alanında yatıyor. Bu açıdan değişime karşı direnç var çünkü.

Yargının içinde değişime ayak uyduranlar elbette yok değil. Ama bir de inatla ayak sürüyenler dikkati çekiyor.

Onun için de uygulamada birçok çarpıcı çelişki suyun yüzüne vuruyor, tüm demokrasi ve hukuk ayıplarıyla...

Avrupa Birliği yolunda yürüyen bir Türkiye’de, Avrupa hukukuna uyum konusunda yargının yapması gerekenler var.

Bunun için bazı klişelerden kurtulması lazım.

Ezberlerini bozması şart.

Yargının kendini çok ciddi bir özeleştiri süzgecinden geçirmesi gerekiyor.

Demokratik hukuk devletine vuran kara gölgeler bir an önce silinmeden bu ülkede adaleti çağdaş kılmak olanaksız.

Adli yıl açılış törenleriyle aynı gün Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de yargıyı sorgulayan bir raporu dünya kamuoyuna açıkladı.

Yargının çok ağır işlediğini, birçok bakımdan adil olmadığını belirten raporla ilgili olarak şöyle bir noktaya işaret edildi:

“Türk hükümetinin işkenceyi yok etme sözü var. Oysa, bu tür yöntemlerle sağlanan kanıtlar, bazı Ağır Ceza Mahkemelerince kabul edilmeye devam ediliyor ve yargıçlar bu kanıtları reddetmeye yanaşmıyorlar.”

Evet, ağır bir eleştiri...

Ne yapmalı?

Çare, ‘yargı çıtası’nın bu ülkede bir an önce ciddi biçimde yükseltilmesinden geçiyor.

Son söz:

Yargı ve eğitim çıtaları çağdaş düzeye çıkamayan bir ülkenin adam olması mümkün değil.

Milliyet, 8 Eylül 2006

Hasan CEMAL

09.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Hangi laiklik?

  Yargı ve ezberi!

  Laiklik tarif edilirse rejimin sihri bozulur!

  Avrupa diyalog taraftarı

  Atatürk Alevî-Bektaşi meşrepli idi

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004