Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Atatürk Alevî-Bektaşi meşrepli idi

Atatürk’ün ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Charles Sherrill’le yaptığı ve din hakkındaki görüşlerini açıkladığı söyleşinin yarattığı tartışmalar devam ediyor. Tarihçiler ve aydınların Atatürk hakkındaki görüşleri şöyle:

Tarihçi Yavuz Bahadıroğlu:

Mustafa Kemal, zaferden öncesi ve sırasında dindar olarak ortaya çıkıyor. Zaferden sonraki Mustafa Kemal ile Atatürk, farklı. Elimde 1930’lu yılların ‘Lise 2 Medeni Bilgiler’ kitabı var. Bu kitapta, milleti millet yapan unsurlar arasında din yoktur. Tarih kitabında, Hazreti Muhammed Hicaz peygamberi olarak gösterilir. Kuran, peygamberin fikirleri olarak ifade edilir. ‘Muhammed’in karıları’ denilir. Bu kitaplarda dine hakaret yok, ama dindarlık da yok. Atatürk dindar değildi, ama dünya işlerine müdahil olmasını istemediği bir tanrı inancı var.

Tarihçi Cemal Şener:

Atatürk dindar değil, laik, demokrattı. Bunun sebebi Alevi-Bektaşi meşrepli ve Türkmen kökenli olmasıdır. İslam coğrafyasında laik cumhuriyet varsa bu da Mustafa Kemal’in bu meşrepten olması nedeniyledir. Dindar değildi, laik insanlarınki kadar tanrı inancı vardı. Yaşam biçimi Sünnilerinkinden çok Alevi-Bektaşilere yakındı.

Yazar Abdurrahman Dilipak:

Atatürk Müslüman mı idi? Sanmıyorum. Dini eğitimi bir aylık elifbe ile sınırlı. İslamı övücü sözleri de var, dinsiz olduğu anlamına gelebilecek sözleri de. Balıkesir’de hutbe okudu. 1946 Türk Dil Kurumu sözlüğünde, din maddesinde ‘Türkün dini Kemalizmdir’ yazılı. Mustafa Kemal birleşik dünya devletleri için katıksız ve lekesiz bir dünya dininden söz eder. Türkçe ezan, laiklik tartışmaları, diyanetin devlete bağlanması, din eğitimi, tarih telakkisi bir arada düşünüldüğünde, net bir görüş çıkmaz. Hakkında bilinmeyenler bilinenden fazla diye düşünüyorum.

Yazar Ayşe Hür:

Söyleşinin satıraraları, Atatürk’ün deist olduğunu düşünenleri destekliyor ancak ateist olması ihtimalini de dışlamıyor. Zaten dindar olmadığını kişisel pratiklerinden ve uygulamalarından biliyoruz. Ama yeri geldiğinde dini, toplumu mobilize etmek için kullanan bir pragmatisttir. Tüm rasyonalistler gibi dini, toplumun modernleşmesi önünde büyük bir engel olarak görüyor.

***

Atatürk söyleşide ne demişti? <

Charles H. Sherrill, Atatürk’le 1933 yılında görüştü. Atatürk’ün dinle ilgili görüşlerini açıkladığı bu görüşme rapor olarak düzenlenip ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderildi. Rapor ilk kez ‘Tarih ve Toplum’ dergisinin son sayısında yayımlandı. Raporda, Atatürk’ün agnostik (bilinemezci) olmadığı, sadece tektanrıya inandığı belirtiliyor.

Raporda, Atatürk’ün Kuran’ın Türkçeye tercüme edilmesiyle ilgili görüşleri ise şöyle anlatıldı:

“Türk halkının ezberden okuduğu Arapça duaların manasını anladığı zaman tiksineceğini söylüyor. Kuran’dan Arapça bir bölüm okudu. Bu surede Hazreti Muhammed’in amcası ile amca kızının yaptıkları bir şeyden ötürü cehenneme gidecekleri yazıyor. (Tebbet Suresi) ‘Düşünen bir Türkün böyle bir duayı okumaktan elde edeceği dini ilhamı veya dine ilgi göstermesini tahayyül edebilir misin?’ dedi. Daha sonra şaşırtıcı bir beyanda bulunarak Türk halkının hiçbir şekilde dindar olmadığını, aralarından camilere giden az sayıda kişinin alışkanlıktan veya yüksek sesle söylenen duaların cezbine kapılarak camiye gittiğini ileri sürdü.”

Radikal, 8 Eylül 2006

09.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Hangi laiklik?

  Yargı ve ezberi!

  Laiklik tarif edilirse rejimin sihri bozulur!

  Avrupa diyalog taraftarı

  Atatürk Alevî-Bektaşi meşrepli idi

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004