Eğitimciler Birliği Sendikası “Dünya İnsan Hakları Günü!” dolayısıyla hazırladığı afişle bütün insanların yaratılıştan getirdiği temel haklara dikkat çekti.
Sendikadan yapılan açıklamada, Türkiye’de insan hakları ihlalleri denilince -ne yazık ki- yaşanan tüm ihlâller değil, ideolojik zemine göre ancak bir bölümünün adı anıldığına dikkat çekilirken, “Oysa haksızlığa uğrayan ‘bizdense’ hak ihlali var, ‘sizdense’ yok yaklaşımı ne ahlâka, ne hukuka ne de insanlığa sığar. Geçtiğimiz yıl bu yanlış tutuma Dr. Leyla Şahin hakkında verdiği kararla Avrupa da katılmış, esasen hukuki anlamda bir mahkeme de olmayan AİHM, başörtülü kadınlarımızın eğitim ve çalışma hakkından mahrum edilişlerini hak ihlâli saymamıştır” denildi.
Prof. Dr. Atilla Yayla’nın tümüyle özgür olması gereken bir bilim adamının, fikirleri sebebiyle susturulmaya, işinden edilmeye çalışılması gibi utanç verici bir tablo sahnelendiğine dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:
“Bilindiği gibi ülkemizde insan hakları ihlalleri içinde, sonuçları bakımından işkenceden bile ağır olan iki önemli ihlâl sözkonusudur. Bunlar, kadınların başörtüleri sebebiyle eğitim ve çalışma hakkından mahrum edilişleridir. Hiçbir hukukî temele ve norma dayanmadığı için ayrıca ‘bürokratik oligarşi’ ürünü bu engellemelerden ilkinin ‘mimarları’ YÖK oligarşisi içinde yuvalanmışlardır. Özgür, bilimsel, demokratik bir üniversite için yapılması şart olan yeni yasal düzenlemeler, toplumumuzu hem bu oligarşiden hem de insanlık dışı yasaklamalardan kurtaracaktır.”
|