Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Sami CEBECİ

Balıkesir yollarında...



Ankara tren istasyonuna vardığım zaman mavi trenin kalkmasına on dakika kalmıştı. Küçük mescitte cemaatle yatsı namazını kıldıktan sonra son anda trene binebildim ve hareket ettik.

Koltuk arkadaşıma hayırlı yolculuklar diledim. Yirmi altı yaşında genç bir adamdı. Kısa zamanda tanıştık ve kaynaştık. Marmara Üniversitesinde doktorasını bitirmeye ve bir taraftan da memuriyetle hayatını kazanmaya çalışıyordu. Çocukluk yıllarında Kur’ân kursunda dört yıl yatılı olarak okumuş. Arapça ve sâir dînî konularda bilgi sahibi olmuştu. Ancak, kurstan sonra başlayan tahsil hayatı boyunca beş vakit namazdan uzaklaşmış, hususan İstanbul’da geçen yedi yıllık hayat, mânevî hayatını allak bullak etmişti. Vicdânen rahat değildi. Her şeyi bildiği halde yaptığı ihmalkârlık ona vicdan azabı çektiriyordu. Muhtelif aralıklarla Tavşanlı’ya kadar dînî konularda sohbet ettik. Ankara’da tekrar buluşmak dileğiyle birbirimize adres ve telefonlarımızı verdik. Son çıkan “Hayat Yolculuğu” adlı kitabımı benim bedelime onunla konuşsun diye hediye ettim. Kucaklaşarak onu uğurladım. Yan koltukta oturan genç bir delikanlı ile onun önünde oturan genç bir kızın konuşmalarımıza kulak misafiri olduğunu fark etmiştim. Onlarla da tanıştık. Delikanlı, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi inşaat bölümünde, genç kız ise Eskişehir Anadolu Üniversitesi İngilizce öğretmenliğinde okuyordu. Genç adam cemaat dershanelerinde üniversiteye hazırlanmış, hatta iki sene cemaat evlerinde, iki sene de yurtta kalmış, şimdi ise iki arkadaşıyla kiraladıkları evde kalıyordu. O da vakit namazlarını boşladığını söyledi. Ne kadar acı bir durum. Dünyevîleşme hastalığı ve sosyal yaşantının acımasız gerçekleri bu gençleri ne hâle getirmişti. Tavşanlı’dan Balıkesir’e kadar bu gençlerle çeşitli konuları konuştuk. Mavi tren bize seyyar bir medrese olmuştu. Onlar İzmir’e devam ediyorlardı. Ayrılmadan önce delikanlı ile karşılıklı telefonlarımızı verdik. “Hayat Yolculuğu” kitabından da bir tane kalmıştı, onu da imzalayıp hediye ettim. Her iki gence Kütahya ve Eskişehir Yeni Asya bürolarının telefonlarını vererek tanışmaları için gitmelerini söyledim.

Nihayet on saatlik uzun yolculuk bitmiş, Balıkesir istasyonuna gelmiştim. Uzak mesafelere uçakla yapılan yolculuğun kıymetini bir daha takdir ettim. Hem yorgun hem uykusuzdum. Fakat, hizmete vesile olmanın lezzeti onları unutturuyordu. Değerli kardeşimiz Şahin Beyle buluştuk. Hizmet merkezine giderek sabah namazından sonra biraz istirahat ettik. On bir buçukta Necati Ağabeyle BRT FM Radyosundayız. Radyonun sahibi çok sıcak kanlı ve değerli bir hukukçuydu. Avukatlık mesleğinin hakkını vererek yapıyordu. 12 Eylül döneminde çok haksızlığa uğramıştı. Haksızlığa uğrayanların hakkını aramaktan ve hukuklarını korumaktan tarifsiz lezzet alıyordu. Sosyal demokrat bir anlayışın sahibi olduğu için inancından ve düşüncesinden dolayı kimsenin haksızlığa ve zulme uğramasına tahammülü yoktu. Birlikte yarım saat süren demokrasi ve insan hakları konularını ihtivâ eden ve Bediüzzaman’ın cumhuriyet ve demokratlık hakkındaki düşüncelerini ifâde eden bir sohbet yaptık. İleri yaşlarda olmasına rağmen aktif olarak hayatın içinde olan bu değerli büyüğümüzü şükranla anıyorum. Aynı zamanda Bediüzzaman’ın fikirlerine hayran olup saygı duyan Turgut İnal Beyi kutluyor, Allah’tan hayırlı ve bereketli ömürler diliyorum.

Saat on dörtte başlayan ve hanım kardeşlerimizin de katıldığı seminerimiz Nur mesleğinin temel prensiplerini ihtivâ ediyordu. İki saate yaklaşan seminer çalışması, bilinmesi gereken bir çok ayrıntının anlaşılmasına vesile oldu. Katılan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

Akşam hizmet merkezindeyiz. Dar bir temel üzerine inşâ edilen üç katlı merkezin yeterli olmadığı görülüyordu. Daha merkezî ve büyük bir inşaat için çalışmaların yapıldığını duymam memnuniyetime sebep oldu. Kalabalık bir katılım vardı. Bu vesileyle yüz elli km’lik bir mesafeden şevkle sohbete gelen Ayvalık kahramanlarını özellikle tebrik ediyorum. Üç saate yaklaşan ders ve sohbetimiz öze dönük temel meselelerdi. Yeni Asya ekolü geçmişten günümüze müsbet olan her türlü yeniliğe açık bir cemaatti. İslâmî olan ilk gazete, ilk roman, ilk teyp kaseti, ilk video kaseti, ilk çocuk dergisi, ilk ilim ve teknik serisi gibi bir çok ilklerin altında imzası vardı. Fakat bu yenilikler, özü ve ruhu aslîyi kaybetmeye sebep değil, bilâkis ruh-u aslîyi kuvvetlendirmeye vesile olan çalışmalardı. Mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerim’in sene boyu paylaşılarak ve onun çağa hitap eden son dersi olan Nur Risâlelerinin düzenli ve devamlı okunması, Cevşen ve sâir duâların takip edilmesi ve diğer insanların da Nurlar ve cemaatla tanıştırılarak imanlarının muhafazası ruh-u aslîmizi koruyan en önemli meselemizdi. Ruhsatlarla değil, azimetlerle ve takvâ dairesinde amel etmek ve Sünnet-i Seniyyeyi fiilen yaşamak en temel prensibimizdi. Bunlar olmadığı veya ihmale uğradığı zaman dünyevîleşme denizinin sahillerinden uzaklaşıp açıklarda boğulma tehlikesiyle karşılaşmak söz konusuydu. İnsanı dünyaya çağıran sebepler çoktu. Ama bizler, önce kendimizi sonra milletimizi âhirete çağıran şuurlu bir kitleydik. Bir kişinin imanını kurtarmaya vesile olmak, dünyanın bin türlü cazibedâr işlerinden bin kat daha değerliydi. Dünyevîleşen cemaatlerin hizmetleri zâhiren mutantan ve şatafatlı olsa da, içi çürümüş bir ağaç veya ruhunu kaybetmiş bir bedenden farkı kalmazdı. Sohbetimiz böylece uzayıp gitti. Gece yarısı treniyle dönerken yanımda genç bir öğretmen vardı. Onunla Tavşanlı’ya kadar bir hayli konuştuk. Ankara’ya yine on saatlik bir yolculuktan sonra ulaştığımda, saat on buçuğu gösteriyordu.

13.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.12.2006) - İzmir'de iki gün

  (30.11.2006) - Solunum sistemindeki harikalar

  (22.11.2006) - Sindirimdeki mucizevî olaylar

  (15.11.2006) - Kalp hastalıkları ve günahlar

  (08.11.2006) - Maddî ve mânevî kalb

  (01.11.2006) - Solunum sistemindeki harikalar

  (18.10.2006) - Koklama ve tatma duyuları

  (11.10.2006) - İşitme sistemimiz

  (04.10.2006) - Göz mucizesi ve basiret gözü

  (27.09.2006) - Harikalar ülkesi beynimiz

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004