Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

İran, ABD-İsrail gündeminde

Tel Aviv’de başlayan yıllık ABD-İsrail stratejik işbirliği forumunun ana gündeminde İran’ın nükleer programı yer alıyor. İsrail askerî radyosundaki haberde, Amerikan tarafına ABD Dışişleri Bakanlığının Orta Doğu’dan sorumlu Bakan Yardımcısı William Burns’ün, İsrail tarafına da eski genelkurmay başkanı olan, güvenlik kabinesi üyesi Ulaştırma Bakanı Şaul Mofaz’ın başkanlık ettiği belirtildi.

Haberde, ele alınacak konular arasında İran’ın nükleer programının bölgede çkardığı tehdit, Irak’taki askeri gelişmeler, terörle mücadele ve terörün uluslar arası finansmanı ile “İsrail’in diğer Orta Doğu ülkelerine karşı askeri niteliksel avantajının devam ettirilmesinin yolları” gibi başlıkların yer aldığı kaydedildi. İsrail’in eski Washington Büyükelçisi Danny Ayalon da bu forumun, “İsrail’in kaygılarının ABD’nin stratejik düşüncelerinde yer almasını sağlamak için önemli bir fırsat” olduğunu söyledi. İsrail’in eski dışişleri bakanı Silvan Şalom ise devlet radyosuna yaptığı açıklamada, forum kapsamındaki müzakerelerin, iki ülke liderlerinin görüşmeleri sırasında ele alınan stratejik meselelerin daha detaylı biçimde tartışılmasına imkan sağlayacağını kaydetti. ABD İsrail’e yıllık yaklaşık 3 milyar dolarlık yardım sağlıyor. Bunun 2 milyar dolardan fazlası askerî yardım başlığında yapılıyor. İki ülke arasında stratejik işbirliği anlaşması bulunuyor.

Rezai: ABD İran’da ayaklanma başlatacak

Bu arada, İran Uzlaştırma Konseyi Sekreteri Muhsin Rezai, ABD’nin İran’da ayaklanma başlatmaya hazırlandığını ileri sürdü.

Dubai’de yayımlanan El Beyan adlı gazeteye mülakat veren Rezai, “ABD Başkanı George Bush İran’a düşmanca bir strateji güdüyor. Gelecek 2 ayda bu stratejinin ne olduğunu dünyaya gösterecek” dedi. İran-Irak Savaşı sırasında Devrim Muhafızlarının eski komutanı olan Rezai, “Amerika, İranlıların devrime karşı ayaklanmaları için İran’a karşı abluka uygulayacak. İran’a düşman hareketleri destekleyecek, İran içinde operasyonlar düzenleyecek ve mezhep savaşının propagandasını yapacak. İran ile Amerika’nın karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz” yorumunda bulundu.

Eski cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani başkanlığındaki Konseyin sekreteri Rezai, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik füze saldırısı düzenleme ihtimalinin de bulunduğunun altını çizdi. İranlı başmüzakereci Ali Laricani de İran silahlı kuvvetlerinin ülkedeki nükleer tesislere yönelik her türlü tehdide karşı hazır olduğunu duyurmuştu.

/ KUDÜS

22.01.2007


 

Bush’a hayır: yüzde 68

ABD’nin Newsweek Gazetesi’nde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, ABD halkının yüzde 68’inin Irak’a daha fazla asker gönderilmesine karşı olduğu ortaya çıktı.

Newsweek dergisi, ABD Başkanı George W. Bush’un Irak’taki krizden kurtulmak amacıyla başkent Bağdat’a 20 binden fazla asker gönderme kararıyla ilgili olarak ABD halkının düşüncesini ortaya koyan araştırma sonuçlarını son sayısında yayınladı. Araştırma sonuçlarına göre, ABD halkının 3’te 2’sinden fazlası Irak’a daha fazla asker gönderilmesine karşı. Araştırmaya katılan ABD halkının yarısının Irak’taki asker sayısının azaltılmasını istediği kaydedilirken, yüzde 18’inin asker sayısının şimdiki seviyede olmasını istediği belirtildi. Araştırmada elde edilen bir diğer veriyse, Başkan Bush’un Irak politikasının ilk günden bu yana ilk kez en alt seviyede olduğu ve ABD halkının yüzde 24’ünün Başkan Bush’un Irak politikasını desteklemediği ifade edildi. 17-18 Ocak 2007 tarihlerinde yapıldığı belirtilen araştırmaya cevap verenlerin yüzde 70’inin Başkan Bush’un Irak politikasını doğru bulmadığını söylediği belirtildi. CBS kanalı ise, Başkan Bush’un yeni Irak stratejisini açıklamadan önce yapılan bir araştırmada, ABD halkının yüzde 63’ünün Irak’taki ABD askerlerinin sayısının artırılmasına karşı olduklarını kaydetmişti.

/ WASHINGTON

22.01.2007


 

Türkiye paha biçilmez bir kaynak

Türkiye’ye yapacağı iki günlük resmi ziyaret öncesinde soruların cevaplandıran İtalya Başbakanı Romano Prodi, Türkiye’nin Avrupa’yla bütünleşme yolunda gerekli reformları tamamlamasının ardından, AB açısından “paha biçilmez bir kaynak” olacağını söyledi.

Prodi, “İnanıyoruz ki üyelik süreci boyunca reformları gerçekleştirecek bir Türkiye, Avrupa Birliği için paha biçilmez bir kaynak olacaktır. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için de tabii ki sabır ve bilgelik lazım” dedi.

Prodi, Türkiye’nin AB üyeliği konusunun geçici gerilimler ve heyecanlarla değerlendirilmesinin yanlışlığına da işaret ederek, “Bu denli tarihsel önem

taşıyan bir probleme, geçici gerilimler ve heyecanların etkisi altında yaklaşmak doğru olmaz” diye konuştu.

Başbakan Prodi, kendi liderliğindeki merkez sol iktidarın da Silvio Berlusconi liderliğindeki bir önceki merkez sağ hükümet döneminde olduğu gibi Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemeyi sürdürdüğüne de dikkat çekti. “Türkiye’nin AB üyeliği konusunda İtalya siyasetindeki süreklililik açısından, hükümetler arasında bir farklılık yoktur” diyen Prodi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aramızdaki ortak Akdenizlilik boyutu, Orta Doğu’daki istikrarsızlıktan kaynaklanan risklerle yüz yüze olmak, ayrıca karşılıklı tanışma ve mübadele bakımından verimli dönemlerle örülmüş tarih, bizleri birleştiren konulardır.”

“ANKARA İLE HER ALANDA

YOĞUN İLİŞKİLERİMİZ VAR”

Türkiye ziyaretinin ilk durağı olan Ankara’da bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşecek ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından da kabul edilecek olan Prodi, İtalya ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin her konuda güçlü olduğuna da değindi.

Prodi, Ankara’daki temaslarında Türkiye’nin AB üyeliği konusunun da ele alınacağını belirterek, şunları söyledi: “Ayrıca, AB ile bütünleşme süreci de var. Bu konuda, Türkiye’nin reformları müspet biçimde tamamlama konusundaki gayretini perçinlemesini, Gümrük Birliği Sözleşmesi’ni Kıbrıs’ı da kapsayacak biçimde genişletmesini diliyorum.”

Prodi, Türkiye ile AB arasındaki en çetrefilli konulardan biri olan Kıbrıs meselesine de değinerek “Kıbrıs sorununu tartışmak için en uygun yerin Birleşmiş Milletler olduğu düşüncesindeyiz” dedi.

Prodi, Türkiye-AB ilişkileri konusunda ise AB Genel İşler Konseyi’nin Aralık 2006’da Ankara ile müzakereleri 8 başlıkta askıya almakla birlikte, diğer başlıklarda müzakerelere devam edilmesini yeğlemiş olmasının önemli olduğunu da kaydetti. “Ortada aşılması gereken engeller var. Ama geçen Aralık ayında Brüksel’de alınan karar, görebildiğim kadarıyla önümüzdeki sorunları çözmeyi sağlayacak koşulların oluşmasını beklerken, müzakereleri de sürdürmek yönündedir” diyen Prodi, şu aşamada önemli olan şeyin Türkiye’de “reform sürecine devam edilmesi” olduğunu belirtti. Brüksel’de Aralık ayında alınan kararı “dengeli ve makul” olarak niteleyen Prodi, “Bu, Avrupa geleneğiyle gayet uyumlu, dengeli ve makul bir karar olmuştur. Şu an için önemli olan içerdeki reform sürecine devam edilmesidir” dedi.

Türkiye’yi tam üyeliğe taşıyacak sürecin olumlu biçimde sonuçlanmasını arzuladığını belirten Prodi, “Ben tüm gönlümle, bunun olumlu sonuçlanmasını diliyorum” dedi.

Prodi, bunun gerçekleşmesi için gerek Avrupalı gerekse Türk siyasetçilere “büyük sorumluluk” düştüğünü belirterek, şöyle konuştu: “Zira bana göre, bu yolu sonuna kadar katetmeyi başardığımızda, sonuçta daha iyi bir Avrupa ve daha iyi bir Türkiye olacaktır. Bu büyük projeyi tamama erdirme açısından, Türk siyasetçiler de Avrupalı siyasetçiler de büyük bir sorumluluk içerisindedirler.”

/ ROMA

22.01.2007


 

Nejad: Nükleer treni kimse durduramaz

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ülkesinin sürdürdüğü nükleer programı trene benzeterek, “Nükleer tren hareket ediyor, bu treni hiç kimse durduramaz” dedi.

Ahmedinejad, mecliste yeni yıl bütçesinin sunuş konuşmasında, Batılı ülkelerle kriz yaşanmasına yol açan nükleer programa da değindi ve “Nükleer program bizim için kutsal ve önemli bir hedeftir. Ülkemizin uluslararası ilişkilerinde de konumunu yükseltecek” diye konuştu. Ülkesinin sürdürdüğü nükleer programı trene benzeten Ahmedinejad, “Nükleer tren hareket ediyor, bu treni hiç kimse durduramaz. Bu tren çok hızlı bir şekilde yoluna devam ediyor” ifadesini kullandı. “İran halkının nükleer teknolojiyi kendi hakkı olarak bildiğini ve bu haktan kesinlikle vazgeçmeyeceğini” ifade eden Ahmedinejad, İran’ın nükleer programının önünü kesmek isteyenlerin “boş hayallere kapıldıklarını, halkın iradesini etkileyemeyeceklerini ve İran’a karşı başlattıkları psikolojik savaşta da hedeflerine ulaşamayacaklarını” söyledi. Ahmedinejad, Batılı ülkelerin kendilerini nükleer programdan vazgeçirmek için dosyayı BM Güvenlik Konseyi’ne götürmek ve askerî saldırıyla tehdit ettiklerine dikkat çekerek, “Bizim kırmızı çizgimiz nükleer enerjinin kendisidir.

Bu çerçevede de hiç kimse bir iğne ucu kadar İran’ın hakkından geri adım atamaz” diye konuştu. İran’ı uluslararası arenada tecrit etmek isteyenlerin hedeflerine ulaşamadıklarını kaydeden Ahmedinejad, BM Güvenlik Konseyi’nin geçen ay İran aleyhine aldığı yaptırım kararının “ölü doğduğunu, bu kararın ülkesinin ekonomi ve siyasetine hiçbir etkisi olmayacağını savundu. “Nükleer teknolojiyi elde etmek isteyen ülkelerin büyük güçlere nasıl bedel ödediklerini görüyorsunuz?” diyen Ahmedinejad, kendilerinin hiçbir bedel ödemediklerini de ileri sürdü.

/ TAHRAN

22.01.2007


 

ABD’nin Irak’ta acı günü

Irak’ta en kanlı günlerinden birini yaşayan Amerikan ordusu, son 48 saat içinde 2 Amerikan askerinin daha öldüğünü bildirdi.

Ordudan yapılan yazılı açıklamada, Niniv’de Cuma günü düzenlenen bir bombalı saldırıda yaralanan bir askerle, Cumartesi günü düzenlenen bir başka bombalı saldırıda yaralanan askerin öldüğü belirtildi.

Daha önce de Kerbela’da düzenlenen saldırıda 5 Amerikan askerinin öldüğü açıklanmıştı. Bu durumda saldırılarda ölen Amerikan askerlerinin sayısı 7 oldu.

Öte yandan, Amerikan ordusuna ait helikopterin düşmesi sonucu ölenlerin sayısı 12 olarak açıklandı. Ordu açıklamasında, düşen UH-60 Blackhawk tipi helikopterde 8 yolcu ile 4 kişilik mürettebatın öldüğü belirtildi. Daha önceki açıklamalarda, ölenlerin sayısı 13 olarak duyurulmuştu.

Kazayla ilgili soruşturma başlatıldığı ifade ediliyor.

/ BAĞDAT

22.01.2007


 

Observer: Türkiye sorumlu değil

İngiltere’de yayımlanan The Observer gazetesi, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesini başyazısında değerlendirirken, Türkiye’nin bu cinayetten sorumlu tutulamayacağını belirtirken, “ülkenin geçmişinin hoş olmayan dönemleri” ile ilgili açık bir tartışma ortamının olmadığını savundu.

Hrant Dink’in Türklüğe hakaret suçlamasıyla yargılandığı hatırlatılan başyazıda, binlerce Türk’ün cinayeti kınamak için meydanlara koştuğuna dikkat çekildi.

Gazetenin başyazarı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın haklı olarak “Bu kurşun demokrasiye sıkılmış bir kurşundur’’ değerlendirmesinde bulunduğunu belirtti.

/ LONDRA

22.01.2007


 

İngiliz istihbaratı hacıları da izlemiş

İngiliz istihbaratının, 7 Temmuz Londra saldırılarından sonra terör şüphesi ile Hacca giden İngiliz Müslümanları izlediği ortaya çıktı.

İstihbarat bu şekilde elde ettiği bilgilerlerle El Kaide hakkında daha önce elde edilmiş bilgileri birleştirerek yeni sonuçlar elde etmeyi hedeflerken, hac vazifesini yerine getirmek üzere Suudi Arabistan’a giden 100 binden fazla İngiliz Müslüman, istihbarat servisleri MI5 ve MI6 tarafından izlendi. İngiliz Sunday Times gazetesi, üst düzey bir Whitehall yetkilisine dayandırdığı haberinde İngiliz hacıların Mekke ve Medine’de izlendiklerini yazdı. Gazeteye göre bu operasyon, intihar saldırısı düzenleyen kişilerin, saldırıları gerçekleştirmeden önce Mekke ve Medine’ye ziyarette bulunduklarının ortaya çıkmasıyla başladı.

/ LONDRA

22.01.2007


 

Sadr, Maliki’ye muhalefetini dondurdu

Iraklı radikal Şiî lideri Mukteda Sadr’ın, hükümeti boykot etmeye son vereceği açıklandı.

Sadr yanlısı milletvekili Salih Hasan İsa El Ogaili, 29 Kasım 2006’dan beri hükümeti boykot eden Sadr’ın taleplerinin karşılanacağına dair garantiler aldığını ve boykota son vermeye karar verdiğini duyurdu. Aynı yetkili, Sadr bloku ile müzakereler yapan Irak Meclis Başkanı Mahmud El Meşadani’nin bir basın toplantısı düzenleyerek bu kararı ilân edeceğini de belirtti.

/ BAĞDAT

22.01.2007


 

İspanyol ordusu da Müslümanları atıyor

Fas topraklarında olmasına rağmen 1956 yılından beri İspanya egemenliği altında bulunan Ceuta kentinde, İspanyol ordusundan 15 Müslüman askerlerin uzaklaştırıldığı bildirildi.

Ordudan atılan askerleri savunan, Ceuta kentinde faaliyet gösteren Demokratik Birlik Partisi (UDCE) ve komünist görüşlü Birleşik Sol (IU), konuyu Ceuta Genel Komutanlığına ileterek, askerleri uzaklaştırma olayını birlikte değerlendirme kararı aldıklarını açıkladı.

/ MADRİD

22.01.2007


 

90 metreden düştü, ölmedi

ABD’nin Minneapolis şehrinde bir adam kaldığı otelin 17. katından, 90 metre aşağıya düşmesine rağmen ölmedi.

Otelin giriş tentesine takılarak hayatta kalmayı başaran 29 yaşındaki Joshua S. Hanson’ın hastahaneye kaldırılarak tedavi altına alındığını belirten polis yetkilileri, Hanson’ın en ciddî yarasının kırılan bacağı olduğunu kaydettiler.

Polis raporuna göre, 2 arkadaşıyla birlikte kaldığı otelin asansörüne binen Hanson, asansör 17. kata geldiğinde dengesini kaybederek pencereye doğru yuvarlandı. Hanson, pencereye çarptıktan sonra çift camlı pencereyi kırarak 90 metre aşağıya düştü. Çift camlı pencerede bir de güvenlik çubuğu bulunduğunu anlatan otelin yöneticisi, otellerinde şimdiye kadar böylesine bir kazanın meydana gelmediğini belirtti.

/ MINNEAPOLIS

22.01.2007


 

Cep, 21. yüzyılın sigarası mı?

İngiliz hükümeti, cep telefonlarının insan sağlığını tehdit edip etmediği konusundaki tartışmalara açıklık kazandırmak amacıyla kapsamlı bir bilimsel araştırma yapılmasına karar verdi.

Hükümete danışmanlık yapan Profesör Lawrie Challis’in Sağlık Bakanlığı’na bu yönde tavsiyede bulunduğu ve cep telefonlarının uzun vadede insan sağlığı üzerindeki muhtemel etkilerinin araştırılmasına karar verildiği bildirildi.

Challis, “Cep telefonu insanlık için 21. yüzyılın sigarası olabilir” dedi. Özellikle 10 yıldan uzun bir süredir cep telefonu kullananların büyük tehdit altında olabileceğine dikkat çeken İngiliz bilim adamlarının bu amaçla 200 binden fazla gönüllü üzerinde kapsamlı bir araştırma yapacağı ifade edildi.

Bilim adamlarının, gönüllülerin sağlık bilgilerini en az 5 yıl boyunca takip edeceği, cep telefonu kullanımı ile kanser, alzheimer ve parkinson gibi hastalıklar arasındaki muhtemel bağlantıyı araştıracağı kaydedildi.

22.01.2007


 

Endonezya’da şiddetli deprem

Endonezya’da çok şiddetli deprem meydana geldiği bildirildi. ABD Yer Bilimleri Araştırma Kurumu, depremin Richter ölçeğine göre 7,2 büyüklüğünde olduğunu açıkladı. Depremin tsunami oluşturabileceği belirtilerek, ilgililerin tedbir alması istendi.

Endonezya’nın Sulawesi adasında Richter ölçeğine göre 7,2 büyüklüğünde meydana gelen depremin tsunami oluşturabileceği bildirildi. ABD Yer Bilimleri Araştırma Kurumu, depremin merkez üssünün, ülkenin kuzeydoğusundaki Ternate şehrininden 130 kilometre uzaklıkta bulunduğunu kaydetti. Endonezya meteoroloji ve jeofizik ajansı da depremin büyüklüğünün Richter ölçeğine göre 6,5 olduğunu duyurdu ve tsunami riski bulunduğunu belirtti.

22.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004