"Gerçekten" haber verir 25 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Yalnızlık zindanı



Yalnızlık korkunç bir felâket gibi insanları titretmektedir. Teknoloji, yeni keşif, îcad ve maddî imkânlar, onları devamlı peşinden sürükleyip “yalnızlığa” iten unsurların başında gelmektedir. Moral gücüne daha fazla ihtiyaç hissederlerken, duygular, “nefsî” hevesatlarla tatmin edilmeye çalışılmaktadır. Bu ise onları biribirlerinden daha da uzaklaştırarak egoizm ve sefahet çirkefinin koyu karanlığına itmektedir.

Yukarda sıralamaya çalıştığımız sosyal problemler ve hastalıklar, Batı toplumunu bir taraftan hayâsızlığın girdabına atarken, diğer taraftan da ailesine, evine, namusuna bağlı “sadık” insanları da mumla aranır hale getiriyor. ABD’de “yalnız başına yaşamak” (single prents) moda. Evlenenler, “sorumluluk” almamak için hemen boşanıyor veya çocuk sahibi olmuyor. Kadınların en büyük aşkları “köpekleri!”

Bediüzzaman, Batı felsefesinin insanları düşürdüğü acınacak hallerini şöyle tasvir eder:

Ey sefahet ve dalâlette bozulmuş ve İsevî dininden uzaklaşmış Avrupa! Deccal gibi bir tek gözü taşıyan kör dehan ile ruhu beşere cehennemî bir haleti hediye ettin! Sonra anladın ki, bu öyle ilâçsız bir ilettir ki, insanı a’layi illiyyinden [en yüksek mertebeden] esfeli sâfiline [aşağıların aşağısına] atar; hayvanatın en bedbaht derekesine indirir. Bu illete karşı bulduğun ilâç, muvakkaten ibtali his [duyguları iptal] hizmeti gören cazibedar oyuncakların ve uyuşturucu hevesat ve fantaziyelerindir. Senin bu ilâcın senin başını yesin ve yiyecek!”

Ne var ki, bugüne kadar teknik, haberleşme, maddî imkân ve teknolojinin gücü ile bu yönlerini gizlemeyi başarabilmiştir. Ayrıca, bazı zihinleri iğfal ederek, kendi hayat felsefesi doğrultusunda şartlandırmış.

Bugün ise, gerek ferdî, gerek âilevî, gerekse sosyal hastalıklar ve zaaflar öylesine boyutlar kazanmış ki, örtmeye teknik imkânları dahi yetmiyor.

Harward Üniversitesi Visual and Environmental Studues Bölümü öğretim üyesi Dr. Nan Burks Freeman’ın düşünceleri, tezimizi doğrular mahiyyette:

“Bu toplumun bunalım içinde olduğunu görmek çok büyük eğitimi gerektirmiyor. Hemen herkes, onu fark eder.”

Korkutucu boyutlara ulaşan bu araştırmalar, intihar, hırsızlık, cinayet, gasp ve soygun, fuhuş ve serserilik Avrupa’yı kasıp kavuruyor. Kapitalizmin hâkim olduğu yerlerde insanlık iyilik, yardım, muhabbet, sevgi, diğergamlık gibi ulvî duygulara hasret!

“Bil, ey ikinci Avrupa! Sen sağ elinle sakîm ve dalâletli bir felsefeyi, sol elinle sefih ve muzır bir medeniyeti tutup dâvâ edersin ki, ‘Beşerin saadeti bu ikisiyledir.’ Senin bu iki elin kırılsın ve şu iki pis hediyen senin başını yesin ve yiyecek!”

Ancak, Batılılar, inat ve gururları yüzünden bunu görmüyor, itiraf edemiyor! Hâlâ “medyatik” oyunlarla kendilerini kandırıyorlar. Bilhassa beynelmilel fesat şebekeleri, İslâm ülkelerindeki Müslümanların perişan hâlini sık sık ekranlara, gazete ve dergi sayfalarına aktararak yanıltıyorlar. Müslüman coğrafyalarda yaşayan gayrı müslim veya ateistlerin ahlâk ve davranışlarını da Müslümanlıktan kaynaklanıyor gibi göstererek, İslâmiyete olan teveccühleri kırmak istemeleri gözlerden kaçmıyor.

İşin doğrusunu isterseniz, Müslümanların teknolojide geri kalmaları, buna bağlı olarak da maddî sıkıntılar içinde yaşamaları, “medenî engizisyona” cesaret vererek, “Bakınız nerede Müslüman varsa, diğer din mensuplarına nazaran fakirdir, perişandır, gayri medenîdir” diyerek zihinler bulandırılmaya çalışılıyor.

25.07.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.07.2008) - Yalnızlık zindanı

  (24.07.2008) - Otokontrol sistemi

  (22.07.2008) - Faturalı hayat

  (21.07.2008) - Takip edilmesi gereken yol

  (20.07.2008) - Rusya’da inkişaf eden hizmetler

  (19.07.2008) - ABD, İngiltere ve Rusya’daki Nur hizmetlerinden bazı kesitler

  (18.07.2008) - “Hıristiyan bir doktor olarak benimle alay ederlerdi!..”

  (17.07.2008) - Namaz ve terapi

  (16.07.2008) - Biz de “Allah Allah!” diyerek dayandık, ama…

  (15.07.2008) - Asıl engel: Müstebit zihniyet

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır