"Gerçekten" haber verir 30 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Önyargıları yıkma toplantıları

Alman Herbert Quandt Vakfı ile Eğitim Reformu Girişimi geçen hafta Almanya’dan 11, Türkiye’nin farklı illerinden yedi Türk öğretmeni buluşturarak, bir hafta boyunca farklı kültürlerden, kesimlerden insanların birbirine dokunma deneyimini yaşamasını sağladı.

Koskoca Almanya’dan 11, koskoca Türkiye’den yedi öğretmen sayısını azımsayabilirsiniz.

Ben de öğretmenlerle bir araya geldiğimde, öyle yaptım.

“10’ar, 10’ar öğretmene doğruyu göstermekle sorun mu çözülür?” dedim. “Bir çocuğun hayatı bile çok önemli” yanıtını verdiler. Öğrencilerinin arasında Türklerin olduğu öğretmenler arasında seçim yapılmış. Yedi Türk de Almanca öğretmeni.

Yurtdışına sık çıkanlar bilir, misal Almanya’da “Lütfen alınmayın ama bizdeki Türkler sizin gibi değil” denir.

Dil sorunu, bulundukları topluma adaptasyon sorunu yaşayan, ailesinin kültürel birikimi yüksek olmayan Türk çocuklara, Alman öğretmenler bir de ‘farklı din’ nedeniyle önyargılı bakınca büyük iletişim kazaları meydana geliyor.

Bir haftalık çalışmada amaç karşılıklı öryargıları yıkmak, toplumsal önyargı tohumlarını ortaya çıkarmaktı.

Ne keyif ki, Almanların öryargılarını yıkmak için toplanan Türk öğretmenler, önce kendi aralarındaki önyargıları yıktıklarını anlattılar.

Antalya Koleji’nden Ferda öğretmen ile Doğuş Üniversitesinden Belgin öğretmen “Gelirken, klasik eğitim semineri olacağını düşündük” diyordu.

Almanya’dan katılan 11 öğretmenden ikisi Türk. Türklerden biri türbanlı. Türbanlı öğretmeni görünce, ‘Provokasyon mu olacak?’ diye düşündüğünü söylüyor, Ferda öğretmen.

Türbanlı öğretmen lafa giriyor. Almanya’da din bilgisi öğretmeni olduğunu anlatırken, vurguluyor: “Cemaat okulunda değilim.

Devlet okullarında İslam dersi verilmeye başlandı.”

Sonra şunu söylüyor bizim Türk öğretmenler:

“Ben bir bez parçasına bu kadar önyargılıysam, başka dinden, başka kültürden olan Almanlara önyargılı diye kızabilir miyiz?”

Bir hafta boyunca iki ülkenin öğretmenleri, ders kitaplarındaki cinsiyet ayrımcılığını, göçmenlere Almanların bakış açısını, okul kitaplarındaki basmakalıpların gerçeği ne kadar yansıttığını ele aldılar.

Bir insanı insan yapmak için kültürün ne kadar geçerli olduğunu, aile ve cinsiyetin Türkiye ve Almanya’daki önemini, Türkiye ve Almanya’daki kadının yerini konuştular.

Herbert Quandt Vakfı ile Eğitim Reformu Girişimi bu çalışmayı her yıl tekrarlayacaklarını söylüyordu.

DANS EDEN TEREYAĞ

Öğretmenlerin ders kitaplarında önyargı tohumunu beslediğini düşündükleri anekdotları: Hayat Bilgisi ders kitabında, Alman yemek tarifi yaparken, “Tereyağ dans eder gibi tavaya konur” diyor. Türk yemeği ise “Ev kadını elleriyle eti yoğurur” diye başlıyor. Yine ders kitabında bir karikatür: Belediye binası önünde türbanlı bir kadın. (Kitaplarda tüm Türk kadınları türbanlı) Biri karnında, ikisi eteğinde, biri bebek arabasında çocuğuyla “Şu oturma iznini nasıl alırım” düşünce balonu var. Türbanlı küçük Ayşe “Herkes bana bakıp, alay ediyor” diye düşünüyor. Oysa ilerideki küçük Alman çocuğu ise “Ayşe ne kadar güzel gülümsüyor” diye aklından geçiriyor.

Radikal, 29.7.2008

Funda Özkan

30.07.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Başlıklar

  Hani o bomba başka yerde patlatılacaktı!

  Önyargıları yıkma toplantıları

  AKP çelik korsede, kapatmaya gerek yok!

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır