"Gerçekten" haber verir 17 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

11 Eylül sonrası

11 Eylül öncesi ya da sonrası fark etmez... Son 50 yılda dünyada yaşanan tüm sorunların dolaylı ya da dolaysız tek baş oyuncusu var, o da ABD.

İşgaller, askeri darbeler, iç savaş ve katliamlar, siyasi cinayetler, faşist iktidarlar, karanlık ve her türlü pis işler, dünyanın dört bir yanında yüzlerce askeri üsler ve komünistleri durdurma bahanesi ile İslamı radikalleştirme çabası.

Bu ise Avrupalılar dahil tüm dünya halklarının ABD’den nefret etmesi için yeterli oluyor.

Yani rüzgar eken ABD fırtına biçiyor.

Ve bu nedenle ABD 11 Eylül’de kendi yarattığı canavar yani Kaide ile vuruluyor.

Ama her yıl Ike ve Katrina gibi kasırgalarla vurulan ABD buna alışık. Belki de bu nedenle 11 Eylül’ün yapılışı ve sonuçları ile ilgili tartışmalar bir türlü bitmiyor.

Yani 11 Eylül’ün gerçek failleri, bu eylemin gerçek nedeni, CIA ve FBI’ın eylemi önceden bilip bilmediği ve benzeri soruların yanıtı belki de 30-40 yıl sonra verilebilecek. Ama Amerikan mantığına göre bu hiç önemli değil. Çünkü 11 Eylül’ü bahane eden ABD, Afganistan ve Irak’ı ele geçirmiş, Somali’yi Etiyopyalılara işgal ettirmiş ve dünya çapında İslam’a karşı Haçlı Seferi’ni başlatmıştı.

Peki işe yaradı mı?

ABD’nin Irak’taki komutanı David Petraeus çok açık ve net bir şekilde zafer kazanamadıklarını ve kolay kazanamayacaklarını söylüyor.

Yakında ABD Merkez Komutanlığı’na atanarak tüm Ortadoğu’dan sorumlu olacak olan Petraeus’ın bu itirafı Genelkurmay Başkanı Michael Mullen’den pek de farklı değil. Çünkü Mullen da geçen hafta ABD ve NATO’nun Afganistan’da zor durumda olduğunu ilan ediyordu. İstanbul’da Başbakan Erdoğan ile görüştükten sonra dün de Ankara’da Sayın Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı ile görüşen ve bundan birkaç ay önce Kürt sorununun siyasi çözümünden söz eden Mullen, PKK’ya karşı işbirliği karşılığında (!) ABD’nin coğrafyamıza yönelik yeni planlarında Türkiye’ye yeni roller yüklemek istiyor.

Anlaşılan Afganistan ve Irak’ı yerle bir ederek kameralar karşısında insanlara işkence yapan, yüz binlerce insannın ölümüne neden olan, Somali’nin Etiyopya tarafından işgal edilmesine yardımcı olan, İsrail’i Filistin halkı, Lübnan ve Suriye’ye saldırtan ABD henüz tatmin olmuşa benzemiyor. Daha önceleri de söylediğim gibi bu genetik bir hastalıktır.

Kızılderili halkın tümünü ortadan kaldıran, milyonlarca Afrikalı’yı ülkelerinden söküp getirerek köleleştiren ve hatta kendi iç savaşında yüz binlerce insanın ölümüne tanık olan ABD doğal olarak alışkanlıklarından vazgeçemiyor.

Ama her şeyin bir sonu vardır ve olacaktır. Önemli olan bizim coğrafyamızdaki liderlerin, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve medyanın ABD’ye söylenmesi gerekeni net ve cesurca söylemesidir. Ama daha önemlisi aydın geçinen köşe yazarı, akademisyen ve benzeri ABD yalakalarının bu alışkanlıklarından vazgeçmeleridir.

Bunun da pek kolay olacağını sanmıyorum. Çünkü onların da bu durumu genetiktir. Yoksa Irak, Afganistan, Somali, Filistin, Lübnan ve coğrafyamızın diğer bölgelerinde yaşanan bunca acıya rağmen bu kişilerin hâlâ ABD ve İsrail ağzı ile konuşmayı, bu ikilinin gözleri ile olayları görmeyi sürdürmeleri anlaşılır gibi değil.

Daha açık bir ifade ile hangi akıllı, mantıklı ve vicdanlı insan ABD’nin tüm coğrafyamıza yönelik davranışlarını onaylayabilir? Bunu ancak zekâsı kıt, beyni küçük ama cüzdanı kabarık olanlar yapabilir.

Ama bu da işe yaramayacak.

Çünkü er ya da geç tüm doğrular ortaya çıkacak ve insanlar gerçeği görecek.

Tıpkı İsrail Başbakanı Olmert gibi.

Yolsuzluklarla suçlanarak istifa etmek zorunda bırakılan Olmert bakın ne diyor:

‘Büyük İsrail rüyası artık son bulmuştur. İnsanlarımız bu gerçeği görmeli ve Filistinliler ile Suriyelilerle yan yana yaşamayı kabullenmelidir’.

Son 4 yılda başbakan olarak Filistin halkına, Lübnan ve Suriye’ye karşı saldırı emirlerini veren ve yaşamı boyunca siyonist ideolojiye inanarak mücadele eden ama sonunda doğruyu gören Olmert’i son söyleminden dolayı yine de kutlamak gerekiyor. Darısı Bush ve onun yerine geçecek olanların ve onlarla işbirliği yapacak olan bizim politikacıların ve tabii ki bizdeki tek taraflı ABD ve İsrail sevdalılarının başına .

Akşam, 16.9.2008

Hüsnü Mahallî

17.09.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Başlıklar

  Çatışma kültürü ve AK Parti

  İngiltere, Osmanlı modelini deniyor

  11 Eylül sonrası

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır