Ekonomi

2008’i de kaybediyoruz

ATO Başkan Vekili Mehmet Akbacakoğlu “2007 gibi, 2008’i de kaybetmek üzereyiz” dedi. Türkiye’nin her yıl en az yüzde 6-7 oranında büyümesi gerektiğini belirten Akbacakoğlu, ancak piyasada paranın dönmediğini, şu anda tek kazanan sektörün bankacılık olduğunu anlattı.

ANKARA Ticaret Odası (ATO) Başkan Vekili Mehmet Akbacakoğlu, ‘’2007 gibi , 2008’i de kaybetmek üzereyiz’’ dedi. ATO Ayakkabı Malzemecileri İmalatçıları ve Satıcıları Komitesi’nin verdiği iftar yemeğinde konuşan ATO Başkanı Sinan Aygün, ‘’Türkiye’nin gerçek gündeminin ekonomi, büyüme, ihracat, üretim olmasını canı gönülden temenni ediyoruz’’ dedi. ATO Başkan Vekili Mehmet Akbacakoğlu da konuşmasında, ayakkabı sektörünün gıdadan sonra Türkiye’de ikinci sektör olduğunu 400 bin ailenin bu sektörden ekmek yediğini kaydetti. Sektörde şartların her geçen gün dahada zorlaştığını belirten Akbacakoğlu, ‘’2007 gibi , 2008’i de kaybetmek üzereyiz’’ dedi. Türkiye’nin her yıl en az yüzde 6-7 oranında büyümesi gerektiğini belirten Akbacakoğlu, ancak piyasada paranın dönmediğini, şu anda tek kazanan sektörün bankacılık olduğunu anlattı. Bankacılık sektörünün yılın ilk 6 ayında 8 milyar YTL’nin üzerinde kâr ettiğini belirten Akbacakoğlu, Türkiye’nin yılda 500 milyon çift ayakkabı üretme kapasitesi bulunduğunu ancak, bu kapasitenin ancak yüzde 35’inin kullanılabildiğini söyledi. Geçen yıl ayakkabı ithalatına ödenen paranın 500 milyon dolar olduğunu, bu yıl ise rakamın 700 milyon dolar olmasının beklendiğini kaydeden Akbacakoğlu, bu durumu eleştirdi.

17.09.2008

Kamu yatırımları yoğunlaştırılacak

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, 2009-2011 döneminde uygulanacak kamu yatırım politikaları ve öncelikleri hakkında bilgi verirken, yatırımların eğitim, sağlık, teknolojik araştırma ve e-devlet alanlarında giderek yoğunlaştırılacağını bildirdi.

Yüksek Planlama Kurulu, kamu yatırımları konusunda ön görüşme yapmak üzere Devlet Bakanı Nazım Ekren’in başkanlığında toplandı. Ekren, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, hizmet kalitesi ve miktarını artırmak istediklerini ve bunun iller arasında adaletli dağılımı konusunda hassas olduklarını kaydetti.

Yap-işlet-devret modelini gerçekleştirme imkanlarını artırdıklarını ifade eden Ekren, Kamu Özel Sektör İşbirliği Çerçeve Kanun Tasarısı ile kamu projelerinin, özel sektör imkânlarıyla gerçekleştirilmesi konusunda önemli bir adım atılmış olacağını kaydetti. Ekren, 2009-2011 döneminde uygulanacak kamu yatırım politikaları ve önceliklerini şöyle sıraladı:

‘’- Kamu yatırımlarının özel sektör tarafından gerçekleştirilemeyecek ekonomik ve sosyal altyapı alanlarına yoğunlaşması,

- Kamu yatırımlarının Türkiye’nin sektörel, bölgesel ve AB’ye uyum yönündeki amaçlarının gerçekleştirilmesinde etkili bir araç olarak kullanılması,

- Yatırımların finansmanında kamu özel sektör işbirliği yöntemlerinden azami ölçüde yararlanılması,

- Kamu yatırımları arasında yerel nitelikli olanların mümkün olduğunca yerel yönetimlerce gerçekleştirilmesi,

- Kamu yatırımlarının bölgesel kalkınmanın sağlanmasında ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasında etkili bir araç olarak kullanılması,

- Kamu yatırımlarının tedricen eğitim, sağlık, teknolojik araştırma, e-devlet alanlarında giderek yoğunlaştırılması,

- Enerji ve ulaştırma sektörlerinin yatırım paylarının 2010 yılına kadar düzeylerini koruması ve 2010’dan sonra tedricen benzer bir trendin devam ettirilmesi,

- Güneydoğu Anadolu Projesi başta olmak üzere Doğu Anadolu ve Konya Ovası projeleri gibi bölgesel ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme projelerine öncelik verilmesi,

- 2009 yılı içinde tamamlanacak ve ekonomiye kazandırılabilecek projeler başta olmak üzere, uygulamasında önemli fiziki gerçekleştirme sağlanamamış projelere, başlatılmış bulunan diğer projelerle bağlantılı veya eş zamanlı olarak yürütülmesi ve tamamlanması gereken projelere, yenileme, bakım-onarım, rehabilitasyon ve afet riskini azaltma projelerine ve AB uyum sürecine hizmet eden projelere, E-dönüşüm Türkiye Projesi ve Bilgi Toplumu Stratejisi ile uyumlu projelere öncelikle ağırlık verilecek.’’

17.09.2008

Koyun sayısı 20 milyonun altına inecek

BÜYÜKBAŞ hayvan etinin kilosu 16-18 YTL’den satılırken, koyun etinin 6-7 YTL’ye kadar düşmesi, hazır yorgan yüzünden yününün eskisi kadar gelir getirmemesi, yem fiyatlarının artması ve meraların azalması gibi etkenler Türkiye’de koyunculuğun sonunu getiriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Konya Tarım İl Müdürlüğü ve Karaman Koyun Yetiştiricileri Birliğinden alınan bilgiye göre, 1990’lı yıllara kadar koyun, eti, sütü, yoğurdu, peyniri, yünü ile yetiştiricisine gelir sağladığı için çiftçilerden büyük talep gördü. 1990 yılından sonra hazır yorganların çıkması, koyun başına alınan süt veriminin azalması, ülkedeki meraların 44 milyon hektardan 12 milyon hektara kadar gerilemesi, ehil çoban bulunamaması ve yem fiyatlarının da artmasının etkisiyle koyunculuk azaldı. 1991’de ülkede 40 milyon 400 bin civarında olan koyun sayısı, 2007 sonunda ise 25 milyona kadar geriledi. Karaman Koyun Yetiştiricileri Birliği Başkanı Selim Saray, özellikle 2008’de koyun sayısında son yılların en büyük düşüşü olacağına inandıklarını ve bu sayının 20 milyonun altına inmesinin beklendiğini bildirdi.

17.09.2008

Piyasalarda LB depremi sürüyor

ABD'Lİ yatırım bankası Lehman Brothers’ın iflası ve sigorta şirketi AIG’nin ABD Berkez Bankası’ndan (Fed) acil fonlama istemiyle artan global endişelerin dolara talebi arttırmasıyla dolar, YTL karşısında 4.5 ayın yeni rekorunu kırdı.

Doların önceki gün başlayan yükselişi dün de sürdü ve 1,28 YTL seviyesini aştı. Bankalararası piyasada dolar 1,2840 YTL’ye kadar yükseldi. Böylece dolar 30 Nisan’dan bu yana en yüksek düzeye çıktı. Yurtdışı piyasaları saran ‘Lehman depremi’nin etkisiyle dün yüzde 5.3 düşüş yaşanan İMKB’de kayıplar dün de sürdü. İMKB Ulusal 100 Endeksi ilk seansta 564 puanlık düşüşle 34 bin 517 puana geriledi. Hisse senetlerinin değer kaybı yüzde 1.6 olarak gerçekleşti. 14 Nisan 2010 vadeli gösterge kıymetin bileşik faizi en yüksek yüzde 19.45’i gördü.

11 EYLÜL SONRASI EN KÖTÜ GÜN

ABD borsaları Lehman Brothers’ın iflasını istemesi ve sigortacı AIG’nin ayakta kalmaya çalışmasının ardından ABD finans sisteminin istikrarı hakkında artan korkularla 11 Eylül sonrasındaki açılıştan beri en kötü gününü yaşadı. Dow Jones dün yüzde 4.42 değer kaybetti. ABD borsalarındaki sert kayıplar sonrasnıda Tokyo Borsası da yaklaşık yüzde 5 düşüşle günü tamamladı. Avrupa borsalarında ise yüzde 2’ye yakın kayıplar görülüyor. Moskova, Prag ve Budapeşte borsalarının yer aldığı gelişmekte olan ülkelerde düşüşler yüzde 7’nin üzerinde. Bu arada Londra’da bankalararası para piyasasında güven eksikliği nedeniyle borçlanmaların durdu.

MERKEZ BANKASI GÜVEN VERDİ

Merkez Bankası Piyasalar Genel Müdürlüğü tüm gelişmeleri yakından takip ediyor. Bir Merkez Bankası yetkilisi, “Tüm gelişmeler veri setimizde.Gelişmeleri anlık takip ediyoruz. Piyasalardaki gelişme faiz başta olmak üzere dolar ve hisse senedi işlemleri üzerinde olumsuz etki yaptı. Ani bir gelişme olması durumunda gerekli müdahaleyi yapacağız” dedi.

17.09.2008

Otomobiller susuz da pırıl pırıl

SUSUZLUK tehlikesinin alarm verdiği günümüzde otomobil sahiplerini ve çevre konusundaki hassas kuruluşları sevindirecek bir teknoloji Türkiye’de.

Green&Clean susuz otomobil temizleme sistemi sayesinde, hem su israf edilmiyor hem de hizmet ayağınıza geliyor. Dünyanın önemli otomobil temizliği markalarından Green&Clean, tabiatı ve su kaynaklarını koruyan ürünleri sayesinde artık araçlar çok daha çevreci bir şekilde temizlenebiliyor. Sektörünün öncü markası Green&Clean’in geliştirdiği tüm temizlik solüsyonların tabii olduğu biliniyor. Üstelik tüm ürünler, aracın üzerinde kullanılacakları bölgenin yapısal özelliklerine uygun olarak geliştiriliyor. Green&Clean ekipleri aracı istenilen yerde temizliyor. Böylece aracınızı otoparktan çıkarmadan temizletme şansına sahip olunuyor. Ekiplerin aracın yıkanacağı noktaya ulaşmaları ve temizlik işleminin tamamlanması yaklaşık 40 dakika sürüyor.

Yeni Asya / İstanbul

17.09.2008

EPDK: Rafineri için ‘hayır’ demedik

TÜKETİCİ Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, Başbakan Erdoğan ile Aydın Doğan arasındaki tartışmaya konu olan Ceyhan’a rafineri yapımı konusunda gelinen son noktayı açıkladı.

Petrol Ofisi’nin birkaç yıldır Ceyhan’a rafineri lisansı almak için EPDK’dan onay beklediğini doğrulayan Köktaş, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Petrol Ofisi’nin Ceyhan’da rafineri yapmak için kamulaştırılmasını istediği araziye, bir şirket de elektrik santrali kurma talebiyle başvuruda bulundu. Köktaş, aynı yer için değişik sektörlerden birden fazla başvuru olması halinde izlenecek yolun belli olmadığını belirterek, “Bu konuda bir düzenleme taslağı hazırladık. Kamuoyunun görüşüne sunduk. Birtakım şeyleri öne ya da arkaya alarak subjektif bir adım asla atmayacağız” diye konuştu. Anayasa ve elektrikle ilgili diğer yasalara göre, elektriğin öncelikli ihtiyaç olarak ele alındığını vurgulayan Köktaş, mevzuat neyi emrediyorsa onu yapacaklarını söyledi. ‘kayırma’ iddialarına ise Köktaş, rafineri lisansı için bağımsız davranacaklarını kaydetti.

17.09.2008

Bilişimde rekabet endeksinde 38. sıradayız

TÜRKİYE 2008 IT (bilişim) Sektörü Rekabet Endeksinde 2007 sıralamasına göre bir sıra yükselerek 38. sırada yer aldı.

İş Yazılımcıları Birliğinin (BSA) sponsorluğunda Economist Intelligence Unit (Ekonomist İstihbarat Birimi) tarafından yapılan ve yayınlanan yeni çalışmanın sonuçlarına göre, Avrupa sıralamasında da 2007 yılına göre iki sıra yükselerek 25. sırada yer alan Türkiye en önemli başarısını da özel sektör çalışmalarında gösterdi. İngiltere, İsveç ve Danimarka’nın Avrupa sıralamasında en üst üç sırayı paylaştığı araştırmada Türkiye Litvanya ve Letonya;dan sonra 25. sırada yer aldı. BSA Türkiye Sözcüsü, Türkiye Genel Koordinatörü Elçim Barkay bilişim konusunda yatırımcıyı Türkiye’ye çekebilmenin en önemli kriterlerinden biri olan telif haklarında iyileşmenin aynı zamanda rekabetçi endeksinde de daha iyi bir yere gelinmesini sağlayacağını belirtti.

17.09.2008

Kriz gayrimenkule yatırımı arttıracak

KÜRESEL mali kriz, konut başta olmak üzere gayrimenkul sektörüne yatırımları artıracak.

Uluslararası danışmanlık firmalarının analistleri ve yatırım uzmanları, yatırımcıların, mali sektörden çıkarken, ABD doları ve altın gibi alanlara yöneldiklerini ancak orta vadede konut sektörünün daha önem kazanacağını vurguluyor. Küresel mali kriz sebebiyle, hemen hemen tüm varlık değerlerinin gerilediğinin altını çizen uzmanlar, mali sektördeki varlık değerlerinin azalmasıyla, gayrimenkul sektörüne daha çok yatırım gideceğini, yatırımcıların, orta vadedeki kayıplarını bu şekilde koruyabilecekleri kaydediliyor.

/ Londra / Frankfurt

17.09.2008

Sivil Toplum Kuruluşları UTESAV iftarında buluştu

ULUSLARARASI Teknolojik Ekonomik ve Sosyal araştırmalar Vakfı (UTESAV), verdiği iftar yemeği ile vakıf üyelerini, STK temsilcilerini, akademisyenleri, medya ve basın yöneticilerini bir araya getirdi.

İftar programında konuşan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, Türkiye’nin kısır çekişmelerle vakit kaybettiğini söyledi. Türkiye’nin atılım yapabilmesi için yeniden reformlara ve ekonomiye odaklanması gerektiğini kaydeden Kuralay, sivil anayasanın yeniden gündeme gelmesinin sorunların çözümüne büyük katkı sağlayacağını belirtti.

17.09.2008

Yabancılar ‘istikrar kötüye gidecek’ diyor

ULUSLARARASI Yatırımcılar Derneğinin (YASED) Barometre Araştırması sonuçlarına göre, uluslararası yatırımcıların yüzde 55’i ekonomik istikrarın daha kötüye gideceğini düşünüyor.

YASED’in üyeleri arasında gerçekleştirdiği ve 6 ayda bir güncellenen Barometre Araştırmasının yeni sonuçları YASED Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Uysal’ın katıldığı basın toplantısıyla açıklandı. Ankete katılan YASED üyeleri 2008 yılının ilk 6 ayında ciro hedeflerini yüzde 55,1, üretim hedeflerine yüzde 52,7, kârlılık hedeflerini yüzde 60,4, ihracat hedeflerini ise yüzde 43,3’lük paylarla büyük oranda ulaştıklarını düşünüyorlar. Ankete göre uluslararası yatırımcıların yüzde 55’i gelecek 6 ayda ekonomik istikrarın daha kötüye gideceğini düşünüyor. Buna rağmen uluslararası yatırımcıların yüzde 61’i yeni yatırım planlıyor. Barometre sonuçlarına Türkiye’deki uluslararası yatırımcıların yüzde 80’i gelecek aylarda dünya ekonomisinde yavaşlamadurgunluk yaşanacağı görüşünü taşırken, Türkiye ekonomisine dönük büyüme beklentilerinde ise yüzde 66 oranında “yavaşlayacak”, yüzde 28 oranında “sabit kalacak” ve yüzde 6 oranında da “hızlanacak” seçeneklerine işaret ediliyor.

17.09.2008

Otoyolun son halkaları da tamamlanacak

TÜRKİYE'NİN kuzey ve batısını güney ve güneydoğu ile Orta Doğu ülkelerine bağlayan, yoğun ağır vasıta araç trafiğinin olduğu PozantıEreğli sapağı arasındaki 66,4 kilometre, NizipBirecik arasındaki 19,4 kilometrelik otoyol inşaatının yıl sonuna kadar tamamlanmasıyla Kapıkule-Şanlıurfa arasında tek şerit yol kalmayacak.

Bu çalışmalarla Kapıkule’den giren bir araç, Şanlıurfa’ya kadar 1200 kilometreyi 300 kilometresi bölünmüş, 900 kilometresi otoyol konforunda kat edecek. Karayolları Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Çelikcan, Türkiye’nin kuzey batı ve güney doğu kesimlerini birleştiren otoyolun tüm zincir halkalarının tamamlanması için çalışmaları sürdürdüklerini belirtti.

17.09.2008

Bankalara ‘uyum programı’ zorunluluğu

SUÇ gelirlerinin aklanmasının ve terörün finansmanının önlenmesi çalışmaları kapsamında, bankalar, PTT (bankacılık faaliyetiyle sınırlı olmak üzere), aracı kurumlar, sigorta ve emeklilik şirketlerine ‘’Uyum Programı’’ zorunluluğu getirildi.

Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayınlanan konuyla ilgili yönetmelik uyarınca bankalar, PTT, aracı kurumlar, sigorta ve emeklilik şirketleri, kurum politikası ve prosedürlerinin oluşturulması, risk yönetimi faaliyetlerinin yürütülmesi, izleme ve kontrol ile eğitim ve iç denetim faaliyetlerinin yürütülmesi için uyum programı oluşturacak. 1 Mart 2009 tarihinde yürürlüğe girecek Yönetmeliğe göre, program kapsamındaki risk yönetimi ile izleme ve kontrole ilişkin faaliyetler, yönetim kurulunun gözetim ve denetiminde uyum görevlisi tarafından yerine getirilecek. İç denetim ise teftiş kurulları veya iç denetim birimlerince gerçekleştirilecek. Yönetim Kurulu, işletme büyüklüğü, işlem hacmi, şube ve personel sayısı ile karşılaşılabilecek riskleri göz önünde bulundurarak, uyum görevlisine bağlı, uyum birimi de kurabilecek. Yükümlüler, uyum programı kapsamında, işletme büyüklüklerini, iç hacimlerini ve gerçekleştirdikleri işlemlerin niteliğini gözeterek bir kurum politikası oluşturacak. Kurum politikaları, uyum görevlileri aracılığıyla MASAK’a da gönderilecek. Politikalarda sonradan yapılan değişiklikler de en geç

1 ay içinde Başkanlığa iletilecek.

17.09.2008