09 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Sami CEBECİ

Öğrencinin ruh hâli


A+ | A-

Dünya verilse değişmeyecek kadar sevdiğimiz ve değer verdiğimiz ciğerpârelerimiz olan çocuklarımızı, anne ve babalar ne zorluklarla yetiştiriyor.

Bebekken geceleri uykularımızı bölen, biraz büyüdükleri zaman bir çok külfetlere katlanmamıza sebep olan, ergenlik çağına eriştiğinde ve kişilik kazanmaya başladığında bizi pişman ettirecek işler de yapabilen çocuklarımız, her şeye rağmen dünya bir yana, onlar bir yana olan parçalarımızdır.

Liseyi bitirmeden bir taraftan hazırlık dershanesine giden, üniversiteyi kazanamamışsa tekrar dershaneye giderek bütçemizi sarsan bu delikanlılar, kazandıkları zaman da sıkıntılar bitmemekte ve yeni sıkıntılar başlamaktadır. Hayat bu. Engelli koşuya benziyor. Birini geçerken diğerine takılıyorsun.

Üniversite kazanıldı diyelim. Bu sefer kayıt ve kalacak yer çilesi başlıyor. Hele başörtülü bir kız ise, onun çilesi birkaç kat daha artıyor. Çünkü, hâlâ başörtüsü zulmü devam ediyor. İnancından dolayı başını örten genç kızlarda kişilik bozulması, rûhî travma ve çift kişilikli biri olma durumu baş gösteriyor.

Belli bir cemaate mensup olmayıp üniversiteye kaydolan bir genç, tanımadığı bir memlekette ve bilmediği yığınla insanın bulunduğu bir yerde kendini yapayalnız hissediyor. Boşluğa düşmüş gibi bir karamsarlık havası bütün benliğini sarıyor. Yanlış eller ve yanlış adresler karşısına çıkarsa vay o delikanlının başına gelenlere! Ondan sonra ne okul kalıyor, ne de başka bir şey. Dünya âdetâ ona zindan oluyor. Belli bir safhadan sonra da “Battı balık yan gider” hesabı her şeye boş veriyor ve yaşadığı toplumu zehirleyen, zarar veren bir yılan olup çıkıyor. Çünkü, Allah ve âhiret korkusunu kalbinde taşımayan, kul hakkı nedir hiçbir şey tanımayan öyle gençler, milletin baş belâsı olmaktan kendini kurtaramaz. Böyle gençlerin hâlini nazara veren merhum Zübeyr Ağabey “Eğer, teessür ve ıztırap karşısında kalpten bir parça kopmuş olsaydı, bir genç dinsiz olmuş haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparça olması lâzım gelirdi” diyor.

İşte, bu noktada dînî cemaatlerin önemi ortaya çıkıyor. Sevgi, ilgi, şefkat, muhabbet ve hoşgörü ile gençlerin elinden tutan bu fedâkâr insanlar, maddî ve mânevî destekleriyle ‘bir genç daha kurtulsun’ diye canını dişine takıyor ve onlara kol kanat geriyor. Bir baba veya ağabey şefkatiyle onları kucaklıyor ve her şeyiyle ilgileniyor. Maddî durumu bozuksa burs vererek, sağlığı bozulmuşsa doktora götürerek elinden gelen her şeyi yapıyor. Bütün hedef, elbette Allah’ın rızâsı. Başka maksat olamaz. Bu hususta canla başla alışan ve adı ne olursa olsun bütün cemaatleri alkışlıyor ve Allah râzı olsun diyoruz.

Bize gelince, elbette bu tariflere en uygun olması gereken cemaat biziz. Risâle-i Nur Hareketini orijinal kimliğiyle gelecek nesillere emanet edecek olan bizler, bir kişi de olsa onu kurtarmayı dünyanın en büyük vazifesi biliriz. Bize gelen ve hizmet merkezimizde kalmak isteyenlerin ayakları altına, şefkat kanatlarımızı sereriz. Onun hem okulunda başarılı, hem de dâvâ adamı olması için her türlü fedâkârlığı gösteririz. Bilgimizle, ilgimizle, sevgimizle, paramız pulumuz, hülâsa her şeyimizle onları bağrımıza basarız. Aksi takdirde, olumsuz tavırlarla karşıladığımız, “Masrafları ödeyecek paran yoksa git başka yerde kal” dercesine yapılacak muâmeleler, o gencin ruh dünyasını allak bullak eder. Bizim şahsımızda cemaate ve dâvâya küser. Bunun vebâlini ise kimse taşıyamaz. Bizler, şimdiye kadar dâvâya ve hizmete kazandıklarımızı hep müsbet hareketlerimizle elde ettik. Her bir Nur Talebesi ve bilhassa hayatını vakfetmiş hizmet elemanları bu gerçekleri dikkate almalı ve seferber olmalıdır. Çünkü, şimdi tam zamanıdır.

09.09.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.09.2009) - Sevgi ve ilginin câzibesi

  (19.08.2009) - Demokratikleşme ve Güneydoğu

  (12.08.2009) - Barla buluşmaları

  (05.08.2009) - Sabır yahut acele etmek

  (29.07.2009) - Kûnu lillah (Allah için olmak)

  (22.07.2009) - İktidar sıtması

  (15.07.2009) - Şahs-ı mânevînin gücü

  (08.07.2009) - Doğruluk üzerine

  (03.07.2009) - Ölümsüzlük ülkesinin göç kervanı

  (24.06.2009) - Anonim ya da net olmak

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.