18 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

AKP’nin geliri devletten

Adalet ve Kalkınma Partisinin gelirlerinin yüzde 97’sini devletten aldığı yardımlar oluşturdu. AKP, 2010 yılında devletten 52 milyon 716 bin lira yardım aldı. Partinin mal varlıklarından 1 milyon 379 bin lira gelir elde edildi. Partiye 269 bin lira da bağış yapıldı.

AKP’nin geliri devletten

AKP’nİn gelirlerinin yüzde 97’sini devletten aldığı yardımlar oluşturdu. AKP 2010 yılında devletten 52 milyon 716 bin lira yardım aldı. Partinin mal varlıklarından 1 milyon 379 bin lira gelir elde edildi. Partiye 269 bin lira da bağış yapıldı. Parti 4 ay içerisinde sadece 15 milyon 381 bin lira harcadı. Harcanan paranın 8 milyon 538 bin lirası teşkilatlara gönderilirken, 1 milyon 753 bin lirası personel giderlerine, 1 milyon 807 bin lira demirbaş alımında, 993 bin lira basın ve tanıtımda harcandı. Partinin kasasında nakit olarak 55 milyon 800 bin lira bulunuyor. Parti 2009 yılı hesaplarını ise 2 milyon 888 bin lira borç, 18 milyon 180 bin liralık nakitle kapatmıştı. 2009 yılı Mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerde, CHP 45,8 milyon lira, AKP 41 milyon lira MHP ise 25,8 milyon lira harcamıştı.

18.05.2010


 

İŞSİZLİK VE ALTYAPI SORUNU ÇÖZÜLDÜ

AB'nin yeni üyeleri arasında yer alan ve bazı açılardan Türkiye ile arasında benzerlikler bulunduğu söylenen Polonya'da halkın hemen her kesimi birlik üyeliğinden memnun. AB üyeliği, ülke ekonomisine sağladığı olumlu etki olarak, işsizlik ve altyapı sorunlarına çözüm getirmiş görünüyor.

YOKSULLUKTAN GELİŞMİŞLİĞE

1999'da kurulan Podlaskie eyaleti, AB fonları sayesinde yoksulluktan gelişmişliğe geçişin en güzel örneği. Eyalet Sekreteri Kurpievski, AB üyeliğinden önce kalkınma dinamiğinin çok düşük olduğu eyalette belgesel film yapımı, insan kaynakları ve tarıma ayrılan fonlarla durumun değiştiğini söyledi.

MÜSLÜMANLARIN İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ

Ülkede dikkat çeken bir diğer konu da Müslümanların ibadetlerini özgürce yerine getirmeleri, toplumun diğer dinlere mensup üyeleriyle hoşgörü ve uyum içinde yaşamaları. Podlaskie eyaletinde iki cami var, 1991'de Gdansk'da yeni bir cami açıldı ve Müslümanlar kiliselerle yakın işbirliği içinde.

İstibdat ve işsizliği AB üyeliği ile aştılar

AB’nın yeni üyeleri arasında yer alan ve bazı açılardan Türkiye ile arasında benzerlikler bulunduğu söylenen Polonya’da halkın hemen her kesimi birlik üyeliğinden memnun. AB üyeliğinden önce birliğin eski üyeleri arasında diğer adaylarla kıyaslandığında yoksul olması sebebiyle fikir ayrılıklarına sebep olan Polonya’da AB üyeliği, işsizlik ve alt yapı sorununa çözüm olmuş görünüyor. AB’ye bağlı Avrupalı Gazeteciler Merkezi’nin Türk gazeteciler için düzenlediği seminer çerçevesinde görüşülen yetkililer, AB üyeliği hakkında ağırlıklı olarak olumlu konuştular.

YOKSULLUKTAN GELİŞMİŞLİĞE ADIM

Polonya’nın 1999 yılında kurulan Podlaskie eyaleti, AB fonları sayesinde yoksulluktan gelişmişliğe doğru atılan adımın en güzel örneğini teşkil ediyor. Podlaskie Eyaleti Sekreteri Andrzej Kurpievski, ülkeyi ziyaret eden Türk gazetecilerle yaptığı toplantıda, 2004-2006 yılları arasında eyaletin AB fonlarının kullanımı açısından, ülkede birinci sıraya yerleştiğini, fonların, belgesel film yapımı, insan kaynakları ve tarım faaliyetlerine ayrıldığını, fonlardan faydalananların da sırasıyla yerel idareler, girişimciler, kurumlar ve okullar, dernekler, çiftçiler ve kilise olduğunu söyledi. Kurpievski, Podlaskie eyaletinde AB üyeliğinden önce kalkınma dinamiğinin çok düşük olduğunu, şehirlerde altyapının yaşayanların ihtiyaçlarına cevap vermediğini belirterek, “Geçmişte Bialystok’ta yaşayanlar, alışveriş için Varşova’ya giderken, şimdi Belarus’tan bize alışveriş için geliyorlar. Eyaletin başkenti Bialystok, Polonya’nın en rahat yaşanabilir şehirlerinden biri oldu” dedi. AB fonları sayesinde eyalette halk otobüslerinin satın alındığını, havaalanı ve Podlaskie Operası’nın yapımına başlandığını ifade eden Kurpievski, eyaletin önemli bir geçim kaynağı olan tarım sektöründe AB’den alınan fonlarla büyük gelişme yaşandığını ifade etti ve tarımla uğraşan çiftçiler arasında yabancıların bulunduğuna, bu kişilerin de AB fonlarından doğrudan yararlanabildiklerine dikkat çekti.

POLONYALI MÜSLÜMANLAR ÖZGÜR

CE İBADET EDİYOR

Polonya’da bir diğer dikkat çeken konu da Müslümanların ibadetlerini özgürce yerine getirmeleri, toplumun diğer dinlere mensup üyeleriyle neredeyse tam bir hoşgörü ve uyum içinde yaşamaları. Bialystok’taki Polonyalı Müslümanlar Birliğinin kadın başkanı Halima Szahideviç, Podlaskie eyaletinin başkenti Bialystok’ta Türk gazetecileri ağırlayarak, Polonya’nın kendilerine karşı her zaman hoşgörülü davrandığı söyledi. Szahideviç, “Atalarımız, Polonya ordusuna hizmet etti. 600 yıl boyunca Polonya’nın siyasi durumu değişikliklere uğradı, ancak bizim durumumuzda bir değişiklik olmadı” dedi. Eyalette şu anda biri Kurşunyani, diğeri Bohomiki’de olmak üzere iki caminin bulunduğunu, 1991’de Gdansk’da yeni bir caminin açılışının yapıldığını ifade eden Szahideviç, Katolik ve Ortodoks kiliseleriyle sıkı işbirliği içinde olduklarını söyledi.

GÖÇ KITA DIŞINDAN İÇİNE KAYDI

Öte yandan AB’ye üyelikten önce kıtalararası göç etmeyi tercih eden Polonyalıların, üyelikten sonra kıta içinde yer değiştirmeyi tercih ettiği belirtildi. Göç Araştırmaları Merkezinde görevli doktor Izebala Grabovska-Lusinka, 1993 yılında kurulan merkezi ziyaret eden Türk gazetecilere yaptığı sunumda, Polonya’dan yurt dışına giden, Polonya’ya gelen ve eve geri dönen göçmenlerin hareketlerini izlediklerini söyledi. Grabovska-Lusinka, AB üyeliğinden sonra Polonya’dan diğer ülkelere göçün, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan kadar büyük olmadığını, üyelikten önce mevsimlik göçler söz konusuyken, üyelikten sonra daha uzun süreli göçlerle karşılaşıldığını kaydetti.

18.05.2010


 

Zonguldak’ta madende patlama

Zonguldak’takİ Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında patlama meydana geldi.

Patlamada can kaybı olmadığı, 7-8 işçinin yaralandığı belirtildi. Karadon Müessese Müdürlüğü’ne bağlı 1 No’lu ocakta, dün saat 13.30’da patlama meydana geldi. Türkiye Taş Kömürü Kurumu Genel Müdür Vekili Mahmut Özçelik, patlamanın elektrik ile ilgili bir arızadan meydana geldiğini söyledi. Patlamada 7-8 civarında işçinin hafif yaralandığını belirten Özcelik, maden ocağının 540 metre derinliğinde çalışan 15-20 civarında işçiye ulaşmaya çalıştıklarını bildirdi.Patlamanın ardından 160, 360 ve 460 kodundaki işçilerin ocaktan tahliye edildiğini söyledi.

18.05.2010


 

Sınırda operasyonlar sürüyor

Terör örgütü PKK’ya yönelik Cudi Dağı başta olmak üzere sınır kesiminde başlatılan operasyonlar sürüyor.

Terörle mücadele kapsamında, Şırnak’ın Cizre ilçesinde, 172. Zırhlı Tugay Mekanize Piyade Taburundan çıkan çok sayıda tank geniş güvenlik önlemleri altında Cudi Dağı eteklerine kaydırıldı. Askeri konvoya geçişi sırasında, mayın tuzaklarına karşı sinyal karıştırıcı jammer araçları da eşlik etti. Diğer yandan, sabah erken saatlerde Mardin yönünden gelen çok sayıda askeri araç sınır kesimindeki birliklere doğru geçiş yaptı.

18.05.2010


 

Korgeneral Olcan da tutuklandı

‘’Balyoz Planı’’ iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan 21 kişi arasında bulunan Korgeneral Yurdaer Olcan, tutuklandı.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince, daha önce hakkında yakalama kararı çıkarılan Olcan, nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesine çıkarıldı. Burada yakalama kararı yüzüne okunan Korgeneral Olcan tutuklandı.

18.05.2010


 

Karasu’da orman yangını

Sakarya’nIn Karasu ilçesinde 7 saatlik çalışma sonucu kontrol altına alınan orman yangınında 6 hektar alan zarar gördü.

Edinilen bilgiye göre, Aziziye Mahallesi yakınlarındaki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen bir sebeple yangın çıktı. Yangına Adapazarı Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı 12 arazöz, 2 dozer ve 3 iş makinesi müdahale etti. Yangının, 7 saat süren çalışmanın ardından kontrol altına alındığı bildirildi. Adapazarı Orman Bölge Müdürü Hasan Yıldız, AA muhabirine, soğutma çalışmalarının sürdürüldüğünü belirterek, ‘’Yangında kayın ve çam ağaçlarından oluşan 6 hektarlık orman arazisi zarar gördü. Yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için inceleme başlattık’’ dedi.

18.05.2010


 

Kılıçdaroğlu’na “politbüro” desteği

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekilliğinden istifa ederek, 22-23 Mayıs'ta gerçekleştirilecek olağan genel kurultayda, CHP Genel Başkanlığına aday olacağını bildirdi. Genel Sekreter Önder Sav ile Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol ve Hakkı Suha Okay ve ayrıca 58 CHP'li milletvekili de Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıkladılar.

Kılıçdaroğlu adaylığını açıkladı

KEMAL Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekilliğinden istifa ederek, 22-23 Mayıs 2010 tarihlerinde gerçekleştirilecek olağan genel kurultayda, CHP Genel Başkanlığına aday olacağını bildirdi. CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Hakkı Suha Okay Kılıçdaroğlu'nu bütün güçleriyle destekleyeceklerini açıkladı.

Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, kurultay sürecinde 90 yıllık köklü bir geçmişi olan CHP’nin adaysız, eli kolu bağlı olmasının düşünülemeyeceğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, ‘’Seçmeni ve örgütüyle partimizin genel kamuoyunun gösterdiği büyük ilgi ve destekten güç alarak, 22 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşecek olan 33. Olağan Kurultay’da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığına aday olacağımı kamuoyuna duyurmayı önemli bir görev sayıyorum. Onurla ve gururla sürdürmekte olduğum CHP Grup Başkanvekilliği görevinden de istifa ediyorum.’’

18.05.2010


 

Danıştay saldırısında gerçek ortaya çıksın

YARGITAY Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay saldırısıyla ilgili olarak, ‘’Elbette bunlar araştırılacak, gerçek ortaya çıkacak.

Çıkması lazım çünkü bu tür şer odaklarıyla mücadele etmenin imkanı yok’’ dedi. Gerçeker, Danıştay’a yapılan saldırının yıl dönümü ve yargı şehidi Mustafa Yücel Özbilgin’i Anma Günü sebebiyle Danıştay’da düzenlenen törenden ayrılırken gazetecilerin sorularını cevapladı. Danıştay’a yapılan saldırıyla ilgili soru üzerine Gerçeker, konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini, şu anda bir netliğin olmadığını söyledi. Her şeyin net bir şekilde ortaya çıkması gerektiğini ifade eden Gerçeker, ancak o zaman bir değerlendirme yapılabileceğini belirtti. Gerçeker, ‘’Şu an kuşku var. Neyin ne olduğu belli değil’’ dedi.

Bir başka gazetecinin, ‘’Kamera kayıtlarının silinmesi örgütlü bir yapı olduğunun göstergesi mi?’’ sorusuna da Gerçeker, şu cevabı verdi: ‘’Bilemiyoruz. Bilmeden nasıl hüküm verebiliriz? Soruşturma bitmeden, tamamlanmadan karar vermek mümkün değil. Şöyle oldu, böyle oldu, önemli değil. Sonuçta bir meslektaşımız, hukukçu, mesleğinin zirvesine gelmiş, hayatı topluma hizmetle geçmiş bir insanı kaybettik. Bu çok kötü bir olay. Sebebi şudur, budur diye düşünmenin de bir anlamı yok. Elbette bunlar araştırılacak, gerçek ortaya çıkacak. Çıkması lazım çünkü bu tür şer odaklarıyla mücadele etmenin imkânı yok ama şu anda hiçbir şey söyleme imkânına sahip değilim. Yargılama devam ediyor.’’ ÖNDER SAV: DESTEKLİYORUM KILIÇDAROĞLU, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ı parti genel merkezindeki odasında ziyaret etti. Önder Sav, CHP Genel Başkanlığına aday olduğunu açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini bildirdi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Hakkı Suha Okay ile TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, ‘’Kemal Kılıçdaroğlu’nu bütün gücümüzle destekliyoruz’’ dedi. GENEL BAŞKAN VEKİLİ SELVİ’Yİ ZİYARET ETTİ SELVİ'NİN genel merkezdeki odasına gelen Kılıçdaroğlu, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Selvi’yi ziyaret ederek düşüncelerini aktaracağını ve destek isteyeceğini söyledi. Selvi, gazetecilerin ‘’Kılıçdaroğlu’nu desteleyecek misiniz’’ sorusu üzerine de ‘’Kişisel destek büyük önem taşımaz, örgüt desteklemelidir. Örgütle konuşmadan herhangi bir şey söylemek mümkün değildir. Örgütle konuşmadan bir şey söylemek yararlı olmaz’’ dedi. ŞAHİN BAŞARI DİLEDİ TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda, ‘’Hayırlı olsun, kendisine başarılar diliyorum’’ dedi.

18.05.2010


 

Akşener, 12 Eylül Anayasası’na ‘hayır’ dediği için soruşturma geçirmiş

MHP Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Meral Akşener, lise öğretmenliği yaptığı dönemde 1982 Anaysası’na “hayır” oyu verdiği için soruşturma geçirdiğini söyledi.

Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi’nde konferans veren Meral Akşener, anayasayı değiştirmek isteyenlerin bir dönem 1982 Anayasası’nın kabul edilmesi için çaba sarfettiğini söyledi. Kendisinin 1982 Anaysası’na “hayır” oyu verdiğini ve soruşturma geçirdiğini açıklayan Akşener, şunları söyledi:

“Şimdi anayasa değiştirerek darbecilerin önünü kestiklerini iddia edenler o dönemde ne yapıyordu? Bu arkadaşlar her düdük çaldığında masanın arkasına saklandılar. Masanın altında günlerin geçmesini beklediler. Sonra sivil toplum örgütlerinin ve kanaat önderlerinin aracılığıyla kudretli generallerin o döneminden nasıl faydalanabiliriz diye çalıştılar. 82 Anayasası’nın kabulü için gayret sarfettiler. Ben o zaman öğretmendim. Zarflar çok şeffaftı, benim yaşımdakiler hatırlar, ‘hayır’ oyu verdiğim için soruşturma geçirmiştim. O zaman hatırlatmak lazım, 12 Eylül’de burnunuz kanamadı kardeşim, 12 Eylül kudretli paşalarıyla el sıkıştınız kardeşim, eğer postal yalamak gibi bir kavram varsa bu sizin işinizdir kardeşim.”

28 Şubat'ın öne çıkan isimlerinden emekli Orgeneral Çevik Bir için "balans ayarcısı arkadaş' ifadesini kullanan Akşener, Bir'in AKP'nin iktidara gelmesi için kefil olduğunu savundu.

18.05.2010


 

Hristofyas, Eroğlu’nun davetini reddetti

KIBRIS Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun evinde yemek davetini reddetti.

Cumhurbaşkanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, geçen hafta Rum lider Hristofyas’a bir mektup yazarak, yemek davetinde bulundu. Hristofyas da Eroğlu’na mektup göndererek, böyle bir yemeğin 26 Mayıstan önce yapılmasının pratik olarak mümkün olmayacağı, BM eğer ara bölgede yemek organize ederse bunun daha iyi olacağı cevabını verdi. Hristofyas mektubunda ayrıca, evlerde yemeğin uzun vadede olabileceğini belirtti. Eroğlu, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile birbirlerini iyi tanımadıklarını, birbirlerini daha iyi anlayabilmek için yemek davetinde bulunduğunu, ancak Hristofyas’ın bu daveti kabul etmediğini söyledi. Eroğlu, ‘’İnşallah müzakereleri yıl sonuna kadar tamamlar ve Kıbrıs Türk halkının topraklarında onuruyla yaşayabileceği kalıcı bir anlaşmaya varırız’’ dedi.

18.05.2010


 

Arınç: ÖSS kumar olmaktan çıkmalı

BAŞBAKAN Vekili Bülent Arınç, ‘’ÖSS bir kumar olmaktan çıkmalı. Öğrencilerimiz bu barajları kendi yetenekleriyle, başarıyla aşabilecek bir noktaya gelmeli’’ dedi.

Arınç, ‘’Onlar da Buradaydı’’ projesi kapsamında 1965 yılında mezun olduğu Manisa Lisesi’ni ziyaret etti. Başbakan Vekili Arınç, Başbakan Vekili Arınç, öğrencilerin üniversiteye giriş sınavlarıyla ilgili soruları üzerine şunları söyledi: ‘’Yeni YÖK yönetimi üniversiteye girişte yeni bazı formüller üzerinde çalışıyor. Tümüyle sanıyorum üniversiteye girişte ÖSS’nin kalkması değil belki bazı branşlarla eğitim konularında bunu kademeli olarak yapacaklar. Eğitim başlı başına bir konu, çok önemli bir konu. Türkiye’de 6-7 yıl öncesine kadar devletin bütçesinden en yüksek pay millî savunmaya ayrılırdı, Millî Eğitim Bakanlığı çok arkalarda kalırdı. 6-7 yıldan bu yana en yüksek pay, millî eğitime ayrılıyor. Yeni derslikler laboratuvarlar, yüz binlerce öğretmen, eğitim alanları... Bu konularda daha iyi noktaya geliyoruz. ÖSS bir kumar olmaktan çıkmalı. Öğrencilerimiz bu barajları kendi yetenekleriyle, başarıyla, aşabilecek bir noktaya gelmeli. Bu pedagojik bir konudur. Ben Yükseköğretim Kurulunun bazı çalışmalarının bundan sonrası için faydalı olacağını düşünüyorum.’’

18.05.2010


 

Babacan, IMF heyetiyle görüştü

BAŞBAKAN Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi Rachel Van Elkan başkanlığındaki heyeti kabul etti.

Başbakanlık merkez binada yapılan görüşmenin ardından basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi. Hükümetin IMF ile yürüttüğü stand-by anlaşmasının süresi Mayıs 2008’de dolmuştu. Ardından yeni bir anlaşma için uzun süre müzakereler devam etmiş ancak hükümet, anlaşmayı yenilemekten vazgeçmişti. Türkiye’nin, bir önceki anlaşma çerçevesinde fondan aldığı paradan kalan borcu dolayısıyla IMF’ye 2014 yılına kadar 7,3 milyar dolar ödemesi gerekiyor. Rakam, Türkiye’ye ayrılan kotanın yüzde 100’ünü aştığı için de IMF, Türkiye’yi Program Sonrası İzlemeye tabi tutuyor. Fon heyetinin ziyaret çerçevesinde, son ekonomik gelişmeler çerçevesinde Türk ekonomisinin orta ve uzun vadeli görünümü ile yapısal reform çalışmalarının durumu değerlendirmesi ve ardından hazırlayacağı raporu İcra Direktörleri Kurulu’na sunması bekleniyor.

18.05.2010


 

Sulh ceza mahkemeleri işyükü altında eziliyor

ANKARA adliyesinde bulunan her bir sulh ceza mahkemesinde yılbaşından bu yana açılan dâvâ sayısı bin 500’lere yaklaştı.

Karşılıksız çek suçlarının da asliye ceza mahkemelerinden sulh ceza mahkemelerine verilmesinin ardından, sulh cezalarda duruşma tarihleri bu yılın sonuna, hatta gelecek yıla ertelemeye başladı. Resmî rakamlara göre, adliyede bulunan 10 sulh ceza mahkemesinin her birine, geçen yıl yaklaşık bin 850 ile 2 bin arasında dâvâ açıldı. Karşılıksız çek suçunun da sulh ceza mahkemelerinin görev alanına girmesinin ardından, bu yıl her mahkemeye ortalama 4 bin 684 dâvâ düşeceği tahmin ediliyor. Her bir sulh ceza mahkemesine, yıl başından bu yana açılan dâvâ sayısı bin 500’lere yaklaşırken, sulh ceza mahkemeleri duruşma tarihlerini yıl sonuna, hatta Ocak 2011’e bırakmaya başladı. Bu durum ise avukatları ve mahkemelerde dâvâsı bulunanları mağdur ediyor. Ancak, avukatlar ve dâvâ için adliyeye gelenler dışında, hakimler ve kalem çalışanları da durumdan rahatsız.

18.05.2010


 

TIR, otomobile çarptı: 4 ölü

ÜMRANİYE'DE TIR’ın çarptığı otomobildeki 4 kişi öldü, TIR sürücüsü ağır yaralandı.

Alınan bilgiye göre, TEM Otoyolu Fatih Sultan Mehmet Köprüsü istikametine giden Çetin Kaçkal’ın kullandığı 34 BK 9423 plakalı TIR, Çamlıca yol ayrımına varmadan, aynı istikamette seyir halindeki 34 DB 7858 plakalı otomobile çarptıktan sonra bariyerleri aşarak karşı yöne geçti. TIR, bu sırada karşı yönden gelen Özün Seçil Uygun’un (28) kullandığı, içinde Ruhi Volkan Dağcı (23), Özgür Çağın Uygun (32) ve Reşit Uygun’un (56) bulunduğu 34 BS 1061 plakalı otomobile çarparak yaklaşık 10 metre sürükledi. Çarpmanın etkisiyle bariyerlerle TIR arasında sıkışan otomobilden iki kişi dışarı fırladı, sürücü Uygun ile yanındaki kişi ise araçta sıkıştı. Dışarı fırlayan iki kişi ile itfaiye ekiplerince sıkıştıkları yerden çıkarılan sürücü Uygun ve yanındaki kişi öldü. TIR sürücüsü Kaçkal’ın, ambulansla Ümraniye Devlet Hastanesine kaldırıldığı ve durumunun ağır olduğu öğrenildi. Ölen 4 kişinin cesedi de olay yerinde yapılan incelemenin ardından aynı hastanenin morguna kaldırıldı. TIR’ın ilk çarptığı 34 DB 7858 plakalı otomobilde de maddî hasar meydana geldi.

18.05.2010


 

BYEGM’ye Çinli misafir

BAŞBAKANLIK Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün (BYEGM) misafiri olarak İstanbul ve İzmir’i ziyaret eden 7 kişilik Çinli basın heyeti Ankara’da temaslarına devam ediyor.

Çinli konuklar BYEGM’yi ziyaret etti. Heyeti kabul eden BYEGM Genel Müdürü Murat Karakaya, Türkiye’nin Çin ile ilişkilerinin pek çok alanda son dönemde büyük ivme kazandığını belirterek, BYEGM’nin bu ilişkilerin çıtasını medya alanında yükseltmeye hazır olduğunu söyledi. BYEGM’nin bütün ülkelerle medya alanında işbirliğini pekiştirmeye gayret gösterdiğini söyleyen Karakaya, BYEGM çatısı altında kurulmakta olan Medya Takip Merkezinin dünya basınıyla işbirliğimizi geliştirmek amacıyla atılan bir adım olduğunu, bu adımla Türkiye’nin belli başlı ülkelerde cereyan eden olay ve gelişmeleri doğrudan izleyeceğini ve sağlıklı bir şekilde değerlendirebileceğini açıkladı.

18.05.2010


 

Eczaneler ilâç veremedi

İlaç Takip Sistemi ‘’karekod’’ uygulamasının ilk gününün Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle herhangi bir sorun yaşanmazken, dün eczanelerde sistemin tamamen kilitlendi.

Eczanelerde sistem krizi

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, önceki gün başlayan İlâç Takip Sistemi’nde (İTS) dün 24 bin eczanenin sisteme girmesiyle birlikte aksaklıklar yaşandığını bildirdi. Saydan, yaptığı yazılı açıklamada, sabah saatlerinden itibaren çalışmayan İTS nedeniyle vatandaşların ilâçlarını alamadığını, gerekli hazırlıklar tamamlanmadan sistemin devreye girmesiyle ilâç verilemediği için hastasıyla karşı karşıya gelen eczacıların mağdur olduklarını belirtti. Nurten Saydan, sendika olarak günler öncesinden sistem hazır olmadığı için kaos yaşanacağına dair ikazlarda bulunduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:’’16 Mayıs tarihinde başlayan İlâç Takip Sistemi maalesef sorunlarla başlamıştır. Sendika olarak günler öncesinden kaos yaşanacağına dair ikazlarımızı yetkililere iletmemize rağmen, erteleme taleplerimiz göz ardı edilmiş, olan yine ilâçlarını alamayan vatandaşımıza ve ilaç veremediği için hastasının öfkesine maruz kalan eczacılarımıza olmuştur. 24 bin eczanenin bugün (dün) sisteme kayıt yapmaya başlamasıyla birlikte, sistem çalışamaz hale gelmiş ve vatandaşlarımız ilâçlarını alamaz durumdadır. Üstelik sorun sadece sistemin çalışmaması değildir. Sistem çalışsa dahi ilâç firmalarının karekodlu ilaçlarını sisteme bildirmemiş olması yine hastaların ilâca ulaşımının önünde engel olarak durmaktadır. Bizler eczane eczacıları vatandaşımıza sunulan sağlık sisteminin son ve en önemli halkasıyız. Bizlerin birinci görevi vatandaşa ilâç ve eczacılık hizmeti sunmaktır. Ama maalesef eczacılık yapamıyoruz çünkü firmalar ve ecza depolarının yükü ve eksiği eczanelerimize bırakılmıştır.’’

HER REÇETEYE 3 SORGULAMA

Saydan, ecza depolarının İTS sistemine dahil olmadığı için, her reçete için 3 kere sorgulama yapmak zorunda kaldıklarını belirterek, şu görüşlere yer verdi:’’Hayata geçen uygulamaya göre bizler reçeteyi girebilmek için Medula sistemine, Medula, İTS’ye bağlanmaktadır. Pilot çalışması yapılmayan, alt yapısı tamamlanmamış olan İTS sistemi, zaten sıkıntılı olan Medula reçete provizyon sistemini de çalışmaz hale getirmektedir. Gerek firmaların eksikliği, gerek depoların sisteme dahil edilmemesi gerekse çalışmayan sistem yüzünden, şubat ayında yaşadığımız ilâç kaosu yeniden başlamıştır.’’ İlâçların takip ve kontrol edilmesine karşı olmadıklarını bildiren Saydan, şunları ifade etti:’’Bu yönde hiçbir çekincemiz bulunmamaktadır. Zira, eczanelerimizde bulunan bütün ilâçlar, firmalardan, depolara oradan da eczanelerimize fatura ile gelmektedir. Eczanelerimizde kayıt dışı ilâç bulunmamaktadır. Dolayısıyla da eczacılar olarak ilâcın Sağlık Bakanlığınca takip ve kontrol edilmesine karşı çıkmamız ve hayır dememiz mümkün değildir. Ancak şu an hiçbir sistem hazır değilken, ilâçlar hazır değilken, firmalar ve ecza depoları hazır değilken biz eczacılardan ne yapmamız beklenmektedir? Elimizde sihirli bir değnek olmadığını yetkililerin artık görmesini istiyoruz.’’

18.05.2010


 

Beykoz’da referandum yapıldı

Türkİye 12 Eylül 2010’da yapılacak Anayasa Referandumunu tartışırken Beykoz’da ilk defa şeffaf sandık kurularak bazı caddelerin yenilenmesi ve Halk Pazarları ile ilgili referandum yapıldı.

Paşabahçe, Göksu ve Kanlıca Mahallelerinde kurulan 16 şeffaf sandıkta 2 bine yakın Beykozlu oy kullandı. Oy kullanan vatandaşlar, belediyenin çalışmalar için kendilerinin görüşüne başvurmalarından memnun olduklarını ifade etti. Paşabahçe Mahallesi’nde Beyaz Erguvan Caddesi’nin yenilenmesine ‘Evet’ oyu fazla çıkarken, Pazar sayısının haftada iki günden tek güne indirilmesine ‘Hayır’ oyu çıktı. Referandum sonuçlarını değerlendiren Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, “Bütün vatandaşlarımızı tebrik ediyorum. Çünkü sağduyulu bir referandum yaşadık. Türkiye’de ilk defa şeffaf sandık kullandık. Vatandaşlarımızın ortak konularda görüşlerini almak için referandum gerçekleştirdik. İlk defa yapıldığı için halkın katılımı arzu ettiğimiz oranda olmamasına rağmen, güzel bir demokrasi uygulaması oldu. 3 Mahalle için alınan kararların hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

18.05.2010


 

Taptuk Emre, Nallıhan’da anıldı

Ünlü Türk mutasavvıfı ve halk şairi Yunus Emre’nin Hocası Taptuk Emre, türbesinin bulunduğu Ankara’nın Nallıhan ilçesine bağlı Emrem Sultan Köyünde düzenlenen programda anıldı. Büyük tasavvuf erlerinden Yunus Emre’nin Hocası, Hacı Bektaş’ı Veli’nin halifesi olan Taptuk Emre adına anma programı düzenlendi.

Kurân-ı Kerim ve ilâhî dinletisi ile başlayan Taptuk Emre’yi anma programı ünlü tiyatro sanatçısı Semih Sergen’in okuduğu Taptuk Emre ile ilgili şiirler ile devam etti. Program katılımcıların türbeyi ziyareti ile son buldu. 16. anma programında konuşan Nallıhan Kaymakamı Ömer Toraman, “Gönül insanı Taptuk Emre’nin hayatını gelecek nesillere aktarmamız gerekir” diye konuştu.

18.05.2010


 

Mezarlıklarda yaz temizliği yapılıyor

İzmİr’dekİ Müslüman ve gayrimüslim mezarlıklarında temizlik çalışmaları başlatan Büyükşehir Belediyesi, kabir ziyaretlerini daha kolay hale getirecek.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, yaz öncesinde şehirdeki bütün mezarlıkların temizlik ve bakımlarına ağırlık verdi. Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Şube Müdürlüğü, uzayan otları düzenli olarak temizliyor. şehirde yaklaşık 260 Müslüman, 8 de gayrimüslim mezarlığı bulunduğunu kaydeden yetkililer, temizlik ve ilâçlama çalışmalarına hız verdiklerini söyledi. Yetkililer, “Mezarlıklarında da düzenli olarak ilâçlama, ot temizliği ve genel temizlik yapıyoruz. Yakınlarını kaybeden bütün hemşehrilerimizin, kabir ziyaretlerinde rahat etmeleri ve temiz bir ortamla karşılaşmaları için çalışıyoruz” dedi.

18.05.2010


 

Gönüllü doktorlar, sağlık taraması yaptı

ÇInar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği (Çınar-Der) okuma salonlarında eğitim gören öğrenciler sağlık taramasından geçirildi.

Kimse Yok Mu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Gaziantep Şubesi ve Hızır Sağlık Hizmetleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Hızır-Der) ortak çalışmasıyla yaklaşık 500 çocuğu sağlık taraması yapıldı. Gönüllü doktorlar tarafından muayene edilen öğrencilerin bazıları uzman hekime yönlendirildi. Şıh Mehmet Nakıboğlu, Gazikent, 29 Ekim ve Şehitler okuma salonlarında gerçekleştirilen faaliyette, öğrencilere genel sağlık taraması yapıldı. Öğrenciler, doktorlara teşekkür etti. Doktorlar, öğrencilerde diş ve göz problemi tespit ettiklerini ifade etti.

18.05.2010


 

Trafo mühürlendi, köy susuz kaldı

Muğla’nIn Milas ilçesine bağlı Çiftlik köyüne su sağlayan pompanın elektrik borcu ödenmeyince trafonun mühürlenmesi sonucu köylüler susuz kaldı.

Çiftlik köyünde yaşanan vatandaşlar, yaklaşık 800 kişinin yaşadığı köye su sağlayan pompadan doğan ve 6 ay önce bin 900 lira olan elektrik borcunun parasını ödemesi için muhtarlığa teslim ettiklerini ancak muhtarlığın bu parayı başka işlerde kullandığını öne sürdü. Borcun yaklaşık 8 bin liraya ulaştığını belirten köylüler, ‘’Bu nedenle pompanın bağlı olduğu su trafosunu mühürlediler. Şimdi ihtiyaçlarımızı köye yaklaşık 700 metre uzaktaki su kuyusundan karşılıyoruz. Suyumuzu sırtımızda veya hayvanlarımıza taşıtarak getiriyoruz’’ dedi. Köylülerden Tennur Öngel, 3 yıl önce çamaşır makinesi aldığını ancak su olmadığı için kullanamadığını belirterek, ‘’Uzun zamandır çamaşırlarımızı elimizde yıkıyoruz. Yetkililer bize yardım etsin’’ diye konuştu.

18.05.2010


 

Kavşaklarda engelliye sesli ikaz

Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, engellilerin bütün şehri rahatlıkla dolaşabilecekleri ve ihtiyaçlarını çözebilecekleri konuma getirmek için çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Günaydın, Altı Nokta Körler Derneği ile Türkiye Görme Engelliler Derneği Isparta Şubesi üyelerini makamında kabul ederek sorunlarını dinledi. Isparta’da engelsiz bir şehir oluşturmayı hedeflediklerini ifade eden Günaydın, “Bu konuda ilk adımımızı bildiğiniz gibi toplu taşıma araçlarından başlattık. Artık engelli vatandaşlarımız için ayrı bir otobüse ihtiyaç kalmayacak. Engelli vatandaşlarımız da bu otobüslere rahatlıkla binip inebilecekler. Görme engelli vatandaşlarımızın da karşıdan karşıya geçmelerinde kolaylık sağlayan ses ikazlı geçişleri tüm kavşaklarda yaygınlaştırarak onların da rahatlıkla geçişleri sağlanacaktır” diye konuştu.

18.05.2010


 

6 hektarlık alan kül oldu

Sakarya’nIn Karasu ilçesinde dönceki gece çıkan orman yangını kontrol altına alındı. Yangında 6 hektarlık alan kül oldu.

Aziziye Mahallesi yakınlarındaki ormanlık alanda önceki gece henüz belirlenemeyen bir nedenden ötürü yangın çıktı. Yangına Adapazarı Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı ekipler 12 arazöz, 2 dozer ve 3 iş makinesi ile müdahale etti. Köylülerinde destek verdiği yangın sabah saatlerinde kontrol altına alındı. Adapazarı Orman Bölge Müdürü Hasan Yıldız, yaptığı açıklamada, yangın bölgesinde soğutma çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Yangında 6 hektarlık kayın ve çamdan oluşan ormanlık alanın zarar gördüğünü kaydeden Yıldız, yangının çıkış nedeniyle ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.

18.05.2010


 

Risâle-i Nur gençliği dünyayı aydınlatıyor

Risale-i Nur Enstitüsü tarafından Ankara’da ilki düzenlenen “Risâle-i Nur Gençlik Şöleni”, ilhamını Risâle-i Nur’dan alan gençlerin dünyayı aydınlatacağının bir müjdecisi mahiyetindeydi.

Ankara’da Risâle-i Nur Enstitüsü tarafından “Risâle-i Nur Gençlik Şöleni” düzenlendi. Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezinde yapılan programa Ankara’dan, yurdun dört bir yanından ve yurt dışından yaklaşık 4 bin kişi iştirak etti. Mustafa Çiçek’in Kur’ân tilaveti ile başlayan programın açış konuşmasını Risale-i Nur Enstitüsü Genel Sekreteri Şener Boztaş gerçekleştirdi. Gençlerin bu buluşmasının ilk heyecanını yaşadıklarını ifade eden Boztaş, “Gençlik zamanları, hevesat rüzgârlarının akılları, gencecik fidanları savurduğu zamanlardır. Böyle zamanlarda sığınılacak güvenilir limanlara ihtiyaç vardır. Biz, bu zamanın, en güvenilir limanı olarak Risâle-i Nur’u bilmişiz.” dedi. Bu zamanda dalaletlerin ilim ve fenler vasıtasıyla geldiği tesbitini hatırlatan Boztaş, Risaâle-i Nur gençliğinin bu akımlara ilim ve bilgi ile ikna edici cevaplar verme durumunda olduklarını belirtti. Boztaş ayrıca Risale-i Nur hakikatlerini özümsemiş, çağın getirdiği sorunlarla baş edebilen, kendini bilen, ailesine, milletine ve insanlığa faydalı nesillerin, Nur talebelerinin yetişmesi için gereken fedakârlığın, gayretin gösterilmesi gerektiğini söyledi. Risâle-i Nur Enstitüsü olarak amaçlarının bu bağlamda, “Doğru İslâmiyet’e ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğa ulaştıracak pusula mahiyetindeki Risâle-i Nur’u ve onun müellifi Bediüzzaman Said Nursi’yi daha iyi ve daha doğru anlamak ve bütün dünyaya anlatabilmek” olduğunu ifade eden Boztaş, faaliyet alanlarının önemli bir bölümünün gençlere yönelik olduğunu belirtti. Boztaş, geleneksel olarak her sene devam edecek olan Risâle-i Nur Gençlik Kongresi, Gençlik Şöleni ve yarışmaların daha ileri noktalara taşınması yönünde çaba göstereceklerinin altını çizdi. Konuşmasının sonunda Bediüzzaman Said Nursî’nin Ankara seyahatlerinin genellikle sancılı geçtiğini ve son ziyaretinin engellendiğini hatırlatan Boztaş, “Şimdi onun ‘cennet asa’ baharda geleceğini müjdelediği imanlı, ahlâklı ve vicdanlı neslin temsilcileri seneler sonra Ankara’da bir araya gelmiş durumda.” dedi.

Öte yandan programa Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Uyanık, Ak Parti Iğdır Milletvekili Ali Güner, Bem-bir Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, Bem-bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Medeni Sevinç, Demokrat Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Doğan Bircan ve Yardımcıları ile çok sayıda bürokrat ve üst düzey yöneticinin iştirak ettiği gözlendi.

Yapılan açılış konuşmasının ardından, sunuculuğunu Mesut Nurver’in başarıyla gerçekleştirdiği programa geçildi.

Programda ilk olarak Risâle-i Nur Enstitüsü tarafından hazırlanmış olan “Işık Doğudan Yükselir” adlı sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi.

Daha sonra ise, 24-25 Nisan tarihlerinde 10 ayrı masada yapılan Kur’ân medeniyeti ve Gençlik konulu I. Risâle-i Nur Gençlik Kongresi’nin deklarasyonları, her masanın temsilcileri tarafından dâvetlilere ve kamuoyuna sunuldu. Gençlerin yoğun bir şekilde, Risâle-i Nur eserlerini analiz ve müzakere ederek, iki gün boyunca çalışarak hazırlamış oldukları deklarasyonlar salondaki izleyiciler tarafından sık sık alkışlanarak dinlenildi.

Sunulan deklarasyonlardan sonra Ayhan Özel tarafından “Said Nur ve talebeleri” adlı şiir okundu. Okunan şiirin ardından ise Eğitimci-Yazar İslâm Yaşar, “Risâle-i Nur Gençliği” isimli konferansını sunmak üzere sahneye çıktı. Etkili bir konuşma gerçekleştiren İslam Yaşar, sözlerine “Gençlik hayatın en mühim safhasıdır. İnsan hayat hedefini gençlik yıllarında seçer. Dünya, ahiret saadetini hedef olarak seçen genç, ebedi bir gençlik kazanır” ifadeleriyle başladı. Toplumların gençler ile ayakta durduğunun altını çizen Yaşar, “Düşmanlar da hep gençleri hedef alırlar. Şimalde koca bir devlet, gençlik hevesatını elde ederek bu asrı fırtınalarıyla sarsıyor” diyerek asrın getirdiği fitne ve tuzaklara işaret etti.

Daha sonra “Sefahat ve dalâleti terviç eden bir şahs-ı manevinin” gençleri hedef aldığını ifade eden İslam Yaşar, Bediüzzaman Said Nursi’nin bu saldırıya sessiz kalmadığını çünkü onun da çok mühim bir şahs-ı manevinin temsilcisi olduğunu belirtti. Eskiden gençlerin cephelerde savaşarak şehit olduklarını ifade eden Yaşar, “Şimdi gençler manen ölüyorlar.” diyerek Zübeyr Gündüzalp’in, “Teessür ve ızdırap karşısında kalpten bir parça kopsa, ‘Bir genç dinsiz olmuş’ haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparça olması lâzım gelir” sözlerini hatırlattı. Risâle-i Nur Gençliği’nin gençleri kurtaracak tılsımı hedef gösterdiğini belirten Yaşar, bu hedefi şu sözlerle özetledi: “Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı imanla hayatlandırınız, feraizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.”

Said Nursi’nin gençken hedeflediği üç şeyin, “Ezanın aslına çevrilmesi, Risâle-i Nurların neşredilmesi ve Ayasofya’nın ibadete açılması” olduğunu hatırlatan Yaşar, “İlk ikisi gerçekleşti. Şimdi sizin ve Risâle-i Nur gençlerinin hedeflerinin Ayasofya’nın ibadete açılması olması gerekir” dedi.

Yaşar sözlerini Said Nursî’nin şu sözleriyle noktaladı: “Ey iki hayatın ruhu hükmünde olan İslâmiyet’i bırakan iki ayaklı mezar-ı müteharrik bedbahtlar. Gelen neslin kapısında durmayınız. Mezar sizi bekliyor, çekiliniz. Ta ki, hakikat-ı İslâmiyeyi hakkıyla kainat üzerinde temevvacsaz edecek olan nesl-i cedid gelsin!...”

İslam Yaşar’ın konferansının ardından ise önce Atilla Yılmaz, Bediüzzaman Said Nursi’ye ithafen yazmış olduğu şiiri dinleyicilerle paylaştı, şiirin ardından ise, Ali Oktay’ın solistliğinde Bahri Güngördü’nün yönetimindeki “Bizbize Müzik Topluluğu” da Üstadımıza ait şiirler, marşlar ve bestelenmiş kasideleri okudular.

Müzik dinletisinin ardından, şölen kapsamında düzenlenen ve iki kategoride yapılan Risâle-i Nur Bilgi Yarışması Üniversite ve Lise düzeyinde yapılan iki ayrı bilgi yarışmasının dereceye girenlerin ödül töreni yapıldı. Ayrıca şölen kapsamında düzenlenen kısa film, şiir, karikatür ve fotoğraf yarışmasında dereceye girenler ilk defa açıklanıp ödülleri, Yeni Asya Yönetim Kurulu üyeleri, Ali Vapurlu, Sami Cebeci, Hamza Kara, Nejat Eren ve Said Çamkerten tarafından takdim edildi.

Üniversite düzeyinde bilgi yarışmasında dereceye girenlerden, birinciye laptop ve umre, ikinciye notebook ve umre, üçüncüye ipod ve umre hediye edilirken, lise düzeyindekilere ise; birinciye laptop, ikinciye netebook, üçüncüye de ipod takdim edildi. Programın sonunda Risâle-i Nur Gençlik şölenine katılan gençlere sertifikalarıyla birlikte sürpriz hediyeler verildi. Ödüller ve umre ziyaretleri için Genç Yaklaşım Dergisi ve Dilruba Turizm sponsor oldu.

Şölende gençler için Genç Yaklaşım logolu tişörtler, lazer baskılı anahtarlıklar ve Genç Yaklaşım logolu kupalar uygun fiyatlarla satışa sunulurken, Yeni Asya Neşriyat tarafından kurulan standda kitap, gazete ve dergi satışı gerçekleşti, gazete ve dergi grubumuz tarafından da abone çalışması yapıldı. Ayrıca Ankaralı hanımların, Anadolu Gösteri Merkezi’nin bahçesinde bir kermes düzenledikleri gözlendi. Oldukça coşkulu geçen programın sonunda dünyanın dört bir tarafından gelen genç, yaşlı bütün ziyaretçiler memnun kalırken, gelecek seneki organizasyonda buluşma temennileri ile salondan ayrıldılar.

Risâle-i Nur Gençlik Şöleni Yarışma Sonuçları şu şekilde oluştu:

Bilgi Yarışması (Üniversite)

Birinci: Betül KAVŞUT

İkinci: Nermin SEVEN

Üçüncü: Yakup Emre KARAŞAHAN / Sonnur ÇOLAK

Kısa Film:

Abdurrahim Ünlü

Özgür Nizam

Bilal Afşin

Karikatür:

Ömer Dinler

Özlem Bozkurt

Burak Orbay

Şiir:

Döndü Şaşma

Ömer Faruk Topçu

Mehmet Sevili

Fotoğraf:

Nevzat Yıldırım

Şahin Avcı

M. Merve Kayacan

UMUT YAVUZ

18.05.2010


 

Osmanlı eserleri ilgi bekliyor

Anadolu’dan iki yüzyıl önce Türklerin idaresine geçen Mısır’da Tulunoğullarından Memlüklere, Eyyübilerden Osmanlılara yüzlerce cami, külliye, han, hamam, kervansaray, sebil ve küttab ile medrese bulunuyor.

Mısır Kültür Bakanlığı’na bağlı Tarihi Eserler Yüksek Meclisi’nin İslâmî ve Hristiyan Eserler Bölümü Genel Müdürü Dr. Mustafa Emin Mustafa, 715 İslâmî eser belirlediklerini bunlardan yaklaşık 150’sini restore ettiklerini belirtti. Dr. Mustafa, yabancı ülkelerin restorasyon faaliyetlerine para, bilgi ve araştırma konularında yardımcı olduğunu anlattı. Türkiye gibi bu eserlerle çok yakından ilgili bir ülkenin restorasyon faaliyetlerinde bulunmasının kendilerini çok sevindireceğini vurgulayan Mustafa, Türkiye’nin belirlediği herhangi bir eseri restore edebileceğini söyledi.

HEPSİ BİRER ŞAHESER

OsmanlI dönemine ait şaheserlerin başında şüphesiz Mehmet Ali Paşa Camii geliyor. Ayrıca 1700’lü yılların sonunda inşa edilen Misafirhane ise büyük bir yangınla tamamen kül oldu. Dr. Mustafa, Türkiye’nin misafirhaneyi yeniden inşa etmesini çok arzuladıklarını ifade ediyor. Ünlü şair ve din adamı İbrahim Gülşeni’nin türbesi de Türkiye’den uzanabilecek bir yardım eli bekliyor.

18.05.2010


 

Gilaburu zayıflamaya yardımcı

Ercİyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Beslenme Bilimleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurten Budak, yapılan araştırmaların gilaburu suyunun diyüretik etkileri olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, bu kapsamda zayıflama diyetine de çok büyük destek olacağını söyledi.

Budak, gilaburunun Kayseri’ye özgü, özellikle bağlık alanlarda yetişen, kırmızı küçük meyveleri olan bir bitki olduğunu kaydetti. Sonbaharda olgunlaşan gilaburu meyvelerinin toplanarak bir süre su içerisinde bekletildikten sonra, ezilerek çıkarılan suyunun içecek olarak tüketildiğini ifade eden Budak, bu bitkinin başka bölgelerde de bilindiğini ancak, suyunun sadece Kayseri’de içecek olarak tüketildiğini söyledi. Budak, kendine özgü bir tadı ve kokusu olan gilaburu suyunun geleneksel olarak evlerde üretildiği gibi ticari olarak da satışa sunulduğunu belirtti.

18.05.2010


 

Böbrek taşına karşı bol su için

Ürolojİ Uzmanı Op. Dr. Berk Karataş, taş oluşumunu engellemek için hiçbir yiyecek ve içeceğin fazla miktarda alınmaması gerektiğini, eşit ve dengeli beslenmenin taş hastalığı tedavisinde önemli olduğunu söyledi.

Taşın engellenmesi için sadece bazı yiyecek ve içecekleri biraz daha az ya da çok tüketmek gerektiğine işaret eden Op. Dr. Karataş, hamile ve çocuklarda taş tedavisine dikkat edilmesini istedi. Taş oluşumun engellenmesi için de tavsiyelerde bulunan Op. Dr. Berk Karataş, günde en az 2 litre su içilmesi gerektiğini belirterek, greyfurt suyunun taş oluşumunu artırdığını, portakal suyunun ise taş oluşumunu azalttığını kaydetti.

18.05.2010


 

Camili havzası el değmemiş biyosfer rezervi gibi

Türkİye’nİn tek biyosfer rezerv alanı olma özelliğini taşıyan ve bozulmamış tabiî yaşlı orman ekosistemini barındıran Artvin’in Borçka ilçesine bağlı Camili (Macahel) havzası, birçok özelliğiyle sadece Türkiye’nin değil, Avrupa ve dünyanın da önemli bakir alanlarından biri konumunda.

Biyolojik açıdan dünyanın en zengin bölgelerinden biri olan Kafkasya, Uluslararası Doğa Koruma Örgütü (CI) ve Kritik Ekosistemler Ortaklık Fonu (CEPF) tarafından, yeryüzünün biyolojik çeşitliliği en zengin, en çok tehlike altında bulunan 25 sıcak noktasından biri olarak değerlendirilmekte. Kafkasya, ayrıca Dünya Doğayı Koruma Vakfınca (WWF) dünya genelinde 200 hassas ekolojik bölgeden biri olarak ilan edilmiş durumda. Küçük Kafkasya’nın batı sınırını oluşturan Doğu Karadeniz ve özellikle Artvin’deki Camili havzası, Türkiye’nin tek biyosfer rezerv alanı olma özelliğini taşıyor ve 25 bin 275 hektarlık alanı kaplayan bu havza Türkiye’nin bozulmamış doğal yaşlı orman ekosistemini barındırıyor. Havzada yer alan bine yakın bitki türü, çok farklı habitatlar, bu yaşama ortamlarında bulunan nadir hayvan türleri havzaya ayrıcalıklı bir konum kazandırıyor. Camili havzasının bir bölümünü oluşturan Karçal Dağları ise Türkiye’deki 122 önemli bitki alanından ve Avrupa’daki acil korunması gereken 100 önemli orman noktasından biri. Bu özellikleri ile alan yapraklı ılıman kuşak ormanlarının en dokunulmamış örneklerinin sığınağı konumunda.

18.05.2010


 

Mıknatıs tepesinin esrarı çözüldü

Kanada’nIn New Brunswick eyaletinin Moncton kentindeki Mıknatıs Tepesi’nin (Magnetic Hill) sırrı, bir Japon matematikçisi tarafından çözüldü.

‘’Araçların güç kullanmadan yokuş yukarı hareket etmesi’’ özelliği nedeniyle bir asıra yakın zamandır yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Mıknatıs Tepesi’nin, aslında böyle bir özelliği olmadığı ve olup bitenlerin göz yanılmasından ibaret olduğu ortaya çıktı. Japonya’daki Meiji Enstitüsü İleri Matematik Bilimleri Fakültesi’nden Kokichi Sugihara’nın, ABD’nin Florida eyaletine bağlı Naples kentinde yapılan Uluslararası En İyi Görsel İllüzyon Yarışması’nda birinci gelen çalışması, bu durumdaki yerlerde objelerin aslında tepe yukarı değil, aşağı hareket ettiklerini gözler önüne serdi.

18.05.2010


 

Yemek yemeyen çocukla inatlaşmayın

ÇocuklarIn beslenme alışkınlıkları ile ilgili uzmanlar bazı tavsiyelerde bulundu. Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökçe Günbey, yemek yemeyen çocuklarla inatlaşmanın sorunu büyüteceğini belirtti.

Anne ve babaların en çok yakındığı konuların başında gelen çocukların yemek yememe sorunu hakkında bilgi veren Günbey, problemin çocuklarda 2 yaş civarında görüldüğünü dile getirdi. Günbey, yemek yemeyen çocuklarla anne ve babaların inatlaşmaması gerektiğini ifade etti. İnatlaşmanın problemi daha da arttıracağına vurgu yapan Günbey, “Yemek yeme konusunda ailenin aşırı hassasiyetini gören çocuk, zaman içinde yemek yoluyla bütün isteklerini yaptırabileceğini öğrenmekte ve bu durum aile ile çocuk arasında ciddî iletişim problemlerine yol açmaktadır. Çocukluk döneminde sağlıklı beslenme davranışı geliştiremeyen kişilerde ileriki yaşlarda da çeşitli beslenme problemleri görülebilmektedir. Beslenme ihtiyacının bebeklikten itibaren keyifli ve mutlu bir ortamda gerçekleşmesi çocuğun tüm hayatını etkileyecek beslenme davranışının gelişmesinde rol oynamaktadır. Anne- babanın, bakıcının, masada yemek yeme biçimleri, yemek sırasındaki konuşma ve davranışları çocukların doğru yemek yeme alışkanlığı kazanmasında önemli bir rol oynamaktadır” diye konuştu.

18.05.2010


 

Mahallî tatlı yapmayı kursta öğrendiler

Kayserİ Büyükşehir Belediyesi BEF Koordinatörlüğü bünyesinde faaliyet gösteren KAYMEK kursları, yöresel tatlar konusunda önemli çalışmalar yapıyor.

Büyükşehir Belediyesi Mesleki Beceri Geliştirme Kursları (KAYMEK) Hürriyet Kurs Merkezi’nde düzenlenen pasta tatlı mutfağı kursuna büyük ilgi gösteren hanımlar tatlı çeşitleri, poğaça, börek ve diğer unlular konusunda kazandıkları becerileri sergiledi. Düzenlenen kursa katılmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade eden kursiyer hanımlar, “Burada bir taraftan hamur işlerini öğrenirken, diğer taraftan da meslek sahibi oluyoruz. Bu kursa gelinceye kadar hamur işlerini bildiğimizi sanıyorduk, ancak bunun o kadar doğru olmadığını gördük. Burada bildiklerimize ek olarak yeni beceriler kazanma fırsatı bulduk. Bu imkânı sağlayan başta başkanımız olmaz üzere, kurs öğretmenlerimize ve görevlilere teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

18.05.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım