"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Akıntıya kürek çekmek

Ali Rıza AYDIN
27 Eylül 2018, Perşembe
Yıllar yılı nakledilen bir mesel: Köroğlu, bir gün, atını dizgininden çekerek vardığı pınarın başındaki yaşlıca bir kadının su doldurduğunu; bir yandan da, “Gözün kör olsun Köroğlu” diye söylendiğini, bedduâ ettiğini görür.

Yaklaşır ve kadına; “Hayrola ana, neyin var?” diye sorar. Yaşlı kadın, “Bir şeyim yok” der. Bu defa, “Köroğlu’nu tanıyor musun?” diye sorar.

Yaşlı kadın, “Hayır tanımıyorum” der. “Tanımadığın hâlde neden ona bedduâ ediyor, ‘Gözün kör olsun’ diyorsun” diye sorduğunda Köroğlu, yaşlı kadın; “Ne bileyim, oğlum? Herkes öyle diyor da” deyiverir.

“Diyorlar” diye demek, “yapıyorlar” diye yapmak; akıntıya kürek çekmek, hakikatten sapmaktır.

O gün, Köroğlu hakkında; bugün ise, herkes hakkında ağız dolusu lâf konuşulur oldu toplumda.

Nasıl olsa, atıp tutmak bedava!

Lâkırdıdan ileri gitmeyen lâf, söz; ya bilmemekten ileri geliyor ya da söyleyenler, doğruları eğriltmekle malûller.

Bir dostumun kitapçı dükkânında karşılaştığım kimse, evvelâ, birkaç cümle hoş sohbetin ardından işi getirdi cemaate, cemiyete, mevkuteye.

Kıymet-i harbiyesi olmayan, hiçbir mesnedi bulunmayan lâflarını, sonunda bir temel fıkrası ile bitiren bu kimsenin, “gezginci” tiplerden bir insan olduğunu anladım.

İçeriden mi?

Hayır!

Dışarıdan mı?

Hayır!

Kalabalık lâflarına bakınca, insanın, bizi bizden daha iyi tanıdığına inanası geliyor; saff-ı evvel sadıklardan sanıyor.

Ama ne gezer...

Mensubiyet duygusunu ruhuna sindirememiş bu yapıda kimseler, kırkambar buğdayı gibi karışık ve elden düşme malûmatla ahkâm keser dururlar.

“Sen kimsin? Kimlerdensin?” ya da “Maksadın ne? diye sormak gerekir, bu gibi zihni mefluç insanlara.

Meşhur atasözüdür: “Bekâra hanım boşamak kolay.”

Öyle ya; mensubiyeti olmayanın, mesuliyeti de olmaz. 

“Nerede akşam, orada sabah” anlayışıyla…

Bilirsiniz: İmam-ı Rabbanî’nin, Mektubat’ını tefe’ül eden Bediüzzaman’a “Tevhid-i kıble et” (Mektubat, 340) hitabı, onu ve onun şahsında herkesi ilgilendiren cihan paha bir mesajdır.

Pek tabiî duyana, görene; idrak eden kimseye!

Hülâsa: Doğru olan davranış biçimi; sabitkadem olmak, bir doğruda karar kılmak her hâlde.

Zaten, aklıselim insanlara yakışan da bu! 

Okunma Sayısı: 1912
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı