"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyalarla değişilmez iki şey!

Ali Rıza AYDIN
25 Eylül 2014, Perşembe
“Önem”, insanların algısıyla, anlayışıyla, yaşayışıyla; hülâsa, arzulayışıyla yakından alâkalı bir kavram. Buna göre, kimi insan maddî, kimileri de manevî değerleri önemser; bunlara sevgi besler.

Elbette ki, “değer”in birçok alt başlığı var. Eğer maddî ise öne çıkan, insanın zerreden küreye kadar hemen hemen her şeye ihtiyacı var ve ihtiyacın şiddeti nispetinde de değer kazanıp önem arz etmektedir. Bunlar hayatın idamesi cihetiyle “önem” arz eden hava, su, beslenme vs.
Hava için, kâinatın varlığına ihtiyaç var; su için, kâinatın varlığına ihtiyaç var; beslenme ihtiyacını karşılayacak maddeler için de kâinatın varlığına ihtiyaç var.
Süt için et (beden-gövde) gerekir; et için ot gerekir; ot için hava, su, toprak; bunlar için, dünya; dünya için de, yine içinde bulunduğumuz sistemle birlikte kâinatın varlığına ihtiyaç var. Kâinatın varlığı ise, bir canlının canlı kalabilmesi için hava kadar, su kadar; et kadar, ot kadar önemli.
Bunlar birkaç alt başlık. Bunlardan başka ulaşım, iletişim, giyim kuşam; hazlar, tatlar, lezzetler, kokular; hoşa giden dokular…
“Allah’ın nimetlerini sayacak olsanız bitiremezsiniz.” (İbrahim S. 34.)
Bunları anlama, algılama; bunların, kudreti sınırsız bir Zât tarafından halk edilip insanların hizmetine, imdadına gönderilişini fark ediş ise, işin mâna yönüdür. Bütün bunları düşünmek önemli olduğu gibi, idrak etmek, fark etmek de insan için, “insan” oluşu itibariyle son derece önemli.
Yukarıdan beri sıraladığımız, daha doğrusu, sıralamaktan aciz kaldığımız nimetleri Hâlıkımız “var” etmiş; varlığından da bizleri haberdar etmiş.
Akletmek, fikretmek, fark etmek; ardı sıra Mabudunu zikretmek için insanın akıllı olmasını; fiiliyata tahvil edip uygulaması için de, yine insan denen varlığın sağlıklı olması konumuzla doğrudan ilgili, o nispette de önemli. Bunun içindir ki, son zamanlarda, sohbetlerimde; sohbetlerimin satır aralarında, “İnsan iki şeye dikkat etmeli” dedikten sonra, bunun birinin “akıl”, diğerinin ise, “sağlık” olduğunun altını kalınca çizip, konuya, adamakıllı vurgu yapar oldum.
Çünkü akıllı ve sağlıklı kimseler mükelleftirler, sorumluluk taşırlar. Bu, Allah’ın kanunları nezdinde böyle olduğu gibi, Allah’ın kullarının kanunları nezdinde de böyledir. Melâike ve sair ruhanîler de dâhil olmak üzere, insan dışından başka hiçbir canlı için böyle bir şey söz konusu değildir.
Görülüyor ki, Cenâb-ı Hak, insanlara her şeyden önce, her değerden evvelce dünyalarla değişilmez kıymette; insana, “kul” olma kisvesini giydirecek önemde iki şey ihsan eylemiş: “Akıl” ve “sağlık”!
Bırakın yaşamayı, hayattan tat almayı, hayata tutunmayı; bu yazıyı yazmak da, okumak da ne akılsız, ne sağlıksız olmuyor.
Rabbim, önem verdiği insan denen mahlûkunu bu iki nimetten mahrum eylemesin…

Okunma Sayısı: 1067
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı