Geçtiğimiz 6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş ve çevresinde iki büyük deprem meydana geldi.
Resmî rakamlara göre 40 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Hakikaten tüylerimizi diken diken edecek bir hadiseyi ülkece yaşadık.
Bu büyük afetin ardından gördük ki, enkaz sadece deprem olan yerlerde değil, sistemin de enkazını gözler önüne serdi. Aradan geçen günlere rağmen yarası sarılamayan deprem bölgeleri var. Ancak görüyoruz ki, bu işte dahi bir taraftar bakış açısı mevcut.
“Tek adam” sisteminin yanlışlara yol açabileceği daha önce söylenmiştik. Halen karşılıklı atışmalar, iğneleyici konuşmalar ve belgesiz isnatlarla bu işi başka tarafa doğru evrilme aşamasındaydılar.
Her şeyden önce insanı en yukarıda tutarak, denetimli ve yaptırımlı bir sistem ortaya koyulmalı. Ruşen Çakır’ın sistemin çöküşünden bahseden sözleri bu yönden değerli: “Türkiye’yi yönetme ihtimali kaldığı kanısında değilim. Çünkü “asrın felaketi”nin Erdoğan’ın siyasi hayatının jübilesi anlamına gelme ihtimali çok yüksek ve muhtemelen bundan böyle kendisi hep 6 Şubat 2023 depremiyle birlikte anılacak.”
Bebeklerin masumiyeti
Son dönemde çocuklu annelerin, bebekleriyle birlikte cezaevine konması gibi haberlerin arttığını görmekteyiz. Bebeklerin masumiyeti hakkında herhalde açıklama yapmak gerekmiyor. Bir suç varsa şahsidir ve hiç kimse başkasının suçuyla cezalandırılamaz.
Bir bebekten daha masum kim olabilir ki? Her okuduğumuz içimizi kanatan bu haberler gündemi meşgul ediyor. Hiç kimse zan ile suçlu gösterilemeyeceği gibi, zan altında da tutulamaz. Bahsi geçen konuda en başta bebeklerin masumiyetini ön plana çıkarmak gerekirse, onların ispatlanması beklenen bir suçu yok. Bebekler masum. Ve hiç biri doğar doğmaz zindanlara konmayı haketmez. Cezaevinde büyüyen çocukların yetişkin olduklarında ne gibi bir ruh hali içerisinde olduklarını hesap etmek zordur.
Her gün televizyonlarda karşımıza çıkan haberlerin inandırıcılığı bizi pek tatmin etmez. Nedeni ise çoğu haberin tahkik edilmeden gösterilmiş olmasıdır. Bundan dolayı da, masum bebekleri bir suçlu gibi annesinden ayrı bırakmak veya cezaevine koymak yanlış. “Zulüm bizdense ben bizden değilim” diyen yazarın sözünü destekler mahiyette olan bu olayların iç yüzü aydınlatılmalı.
Biz yine her zaman olduğu gibi hukuka güvenmeye devam edeceğiz. Hiç kimse hukuk dışı yollara tevessül etmemeli ve hukuka inanmalı.