Hüda-Par hükümete isyan etti: “Her eve değil her ferde silâh dağıtıldı, görmemeleri mümkün değil”
KCK, Öcalan, HDP ve Hükümet çözüm süreci adı altında çok sayıda görüşme yaptı. Kamuoyu bu görüşmelere silâhların susması ümidi ile destek verdi. Çatışmalı bölgelerde turizm canlandı, silah sesleri sustu, yerini çocukların neşesi aldı. Ancak PKK devlete karşı aldığı eylemsizlik kararını sonlandırdı. Bölgede huzur ortamı yine bozuldu. Konuyla ilgili KRT’de yayınıma konuk ettiğim Hüda-Par İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, PKK’nın hiç silah bırakmadığını, sadece eylemlerini devlete karşı sonlandırdığını, bu sürede bölge halkına yönelik silahlı eylemlerde bulunduğunu belirtti.
Elibüyük’ün aktardığı bilgiler çok önemli. Hüda-Par, “Çözüm süreci adı altında yürütülen bir süreç vardı. PKK elindeki silâhı belki devletin unsurlarına, güvenlik güçlerine çevirmemişti ancak PKK çözüm süreci başladığından bu yana silâhı hiç bırakmadı, silâh devletin güvenlik unsurlarına çevrilmemiş olsa da bölge halkına, bölgedeki dindar kişilere, bizim gibi siyasi partilere ve muhalif gördüğü birçok insana doğrultulmuştur” açıklamasını yaptı. PKK’nın zaman zaman bu saydığı kesimlere yönelik saldırı zaman zaman da kaçırma şeklinde eylemlerinin olduğunu, devletin de süreç adı altında bu eylemlere göz yumduğunu söyledi.
PKK’nın çözüm süreci boyunca aslında silâhlanma faaliyetlerini daha da artırdığını belirtti Elibüyük. Çarpıcı bir ifade kullandı programda. “Önceden bölgede her eve bir silâh düşerken bu süreç boyunca her ferde bir silâh dağıtıldı, bizim gördüğümüzü, devlet, hükümet ve bu süreci yönetenler görmedi mi” diyerek isyan etti. Aslında bu bilgileri doğrulayan açıklamalar PKK’dan da geldi. Gençlik örgütleri yabancı bir basın kuruluşuna verdikleri röportajda, ‘sürecin biteceğini biliyorduk, bu yüzden süreç boyunca silâhlanma çalışmaları yaptık’ dediler. İşte bölgede yaşananları bir de Hüda-Par cephesinden okuyalım:
“Bölgede on bin çocuğun kaçırıldığını, dağa çıkarıldığı görüyoruz. Görmemeleri mümkün değil. O yüzden silâhsızlanma adı altında süreç yürütülürken bölgede ciddi bir silâhlanma olduğunu gördük. Devlet aklı meseleyi doğru okuyamadı, ne zaman ki PKK silâhını güvenlik güçlerine çevirdi, o zaman çatışma başladı algısı oluştu, aslında çatışma hiç bitmemişti.
Hüda-Par PKK ile devletin bu süre boyunca ne konuştuklarını da merak ediyor.
“Kürt sorunu meselesi noktasında atılan adımlarda siyasi muhatap olarak bölgedeki partiler ve STK’lar görüşmelere dahil edilmeliydi. PKK ile ne görüşüldü, ne pazarlık yapıldı, kamuoyu ile paylaşılması gerekirdi. Üçüncü kurum veya kişiler gözlemci olacak sürece dahil edilmeliydi. Ülkenin kaderi ile ilgili adımlar atıyorsunuz, her vatandaş gibi bizler de İmralı ve Kandil ile neler konuşulduğunu merak ediyoruz, kamuoyu ile paylaşılması gerekir.”