Evvela Avrupa Komisyonu’nun Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin bir hafta önce Ankara’ya yaptığı ziyarette, Erdoğan ve diğer yetkililerle yeni bir başlangıç konusunda anlaştıklarını belirterek, medyaya hukuksuz operasyonların müzâkere sürecine ağır darbe vurduğu uyarısı, “Türkiye AB’nin neresinde?” sorusunu sorduruyor.

AB mercilerinin Ankara’dan istediği, Türkiye’nin müzâkere sürecinde demokrasi ve özgürlüklerdeKİ taahhütlerini yerine getirmesi. “Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz, AB kendi işine baksın” benzeri çıkışların Türkiye’yi AB’den koparmaktan başka bir işe yaramadığını bildirmeleri.

Bundandır ki, AB ile büyük bir kırılmanın yaşandığı görülüyor. AB’nin Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirmeye hazırlandığı, Ocak ayı için Erdoğan ve Davutoğlu’na yapılan Brüksel davetinin askıya alınmasının gündemde olduğu belirtiliyor…  

AB HUKUK SİSTEMİNİN NERESİNDE?

Bilindiği gibi, yaklaşık 120 bin sayfadan oluşan “AB Müktesebatı”,  AB’yi kuran ve daha sonra değişikliğe uğrayan ve aday ülkelerin AB’ye katılırken imzaladıkları katılım antlaşmalarını; Konsey, Komisyon, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı gibi Birlik organlarının çıkardıkları tüm mevzuatı ihtiva ediyor. 

“Katılım müzakereleri fasılları” çerçevesinde 35 başlık altında sınıflandırılan AB müktesebatının edinilmesi için eylem plânları ve stratejiler öneriliyor ve aday ülkelerin AB müktesebatına uyumu, mevzubahis fasılların açılıp kapanması ile ölçülüyor. 

Peki girilen vartada, Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerindeki son durumu ne? Türkiye, AB hukuk sisteminin neresinde? “34+ diğer konular” olarak sayılan toplam 35 başlıktan kaçı neticelenmiş, yani açılıp kapanmış?  

AB Bakanlığı ve İktisadi Kalkınma Vakfı’nın tesbitleriyle, öncelikle, Konsey’de onaylanıp açılış kriteri belirlenen sekiz fasıl-başlık duruyor.

Buna mukabil, Konsey’de görüşülmesi süren dokuz fasıl bulunuyor,

35 FASILDAN 1’İ AÇILIP KAPANMIŞ!

Açılan ve kapanmayı bekleyen ve AB tarafından engellenen on dört fasıl ise duruyor.

Sonuçta, Türkiye’nin AB’den tam üyelik perspektifi alması için ortaya konulan 35 müzâkere faslı-başlığından açılan ve geçici olarak kapatılan bir tek fasıl var.

Ve AB mercilerinin AB üyeliği için Türkiye’ye “tutarlılık” çağrısı üzererine, Cumhurbaşkanı’nın AB’yi topyekûn topa tutarak, yanlış yerden suçlayıp saldırarak veryansın edip yeniden salvolar savurması, AKP iktidarında Ankara’nın AB ile ilişkileri soğutmaya bıraktığı; AB projesinden cayma temrinleri yaptığı kanaatini kuvvetlendirmekte…

Peki, AKP iktidarında Ankara neden AB’ye soğuk? Niçin içte, AB’de ve dışta “AB ve Türkiye karşıtları”nın eline kozlar veriyor, verdiriyor?