"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Brunson krizi”nin perde arkası

Cevher İLHAN
03 Ağustos 2018, Cuma
27 Mayıs’tan 12 Eylül’e Türkiye’de demokrasiyi katleden darbelerin arkasındaki küresel güçlerin başında gelen ABD ile ilişkilerin kopuk olduğu en krizli dönemlerde dahi bir Amerikan Başkanı bu tür yollarla açıktan Türkiye’yi küçük düşürmeyi hedefleyen böyle bir tehdide başvur(a)madı.

Ankara - Washington hattında Trump’ın “ABD, Papaz Andrew Brunson’ın uzun süreli tutukluluktan sonra serbest bırakılmaması dolayısıyla Türkiye’ye geniş yaptırımlar uygulayacak!” tweetiyle tetiklenen “kriz”in arka plânı tartışılıyor.

Trump’ın peşinden Yardımcısı Evangelist Pence’nin “Brunson’ın derhal serbest bırakılmaması durumunda Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulayacakları”nı duyurması, Amerikan Senatosu Dış ilişkiler Komisyonu’nun Türkiye’nin uluslar arası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan bir tasarıyı kabul etmesi işin içinde başka bir iş olduğunu gösteriyor. 

27 Mayıs’tan 12 Eylül’e Türkiye’de demokrasiyi katleden darbelerin arkasındaki küresel güçlerin başında gelen ABD ile ilişkilerin kopuk olduğu en krizli dönemlerde dahi bir Amerikan Başkanı bu tür yollarla açıktan Türkiye’yi küçük düşürmeyi hedefleyen böyle bir tehdide başvur(a)madı.

Bundandır ki, Erdoğan’la Trump’ın karşılıklı övgülerinin ardından Türkiye’yi aşağılamayı hedefleyen tehdit ve şantaj dolu bu muamele, dış politikadaki zâfiyeti bir defa daha açığa çıkarıyor.  

“DEĞİŞ - TOKUŞ” SKANDALIYLA…

Süreçte, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un talebiyle Fransız gazetecinin serbest bırakılmış, Schröder’in araya girmesiyle Büyükada tutuklamalarında tahliye kararı verilmiş ve Almanya başbakanı Merkel’in isteğiyle gazeteci Deniz Yücel serbest bırakılarak aynı gün ülkesine dönmesine müsaade edilmişti.

Son yıllarda dönemin hükûmet sözcüsünün, “Yargıya güven bitmişse kafamızı ellerimizin arasına alıp düşünmemiz lâzım. Saraylar yaptık, ama adâlete, yargıya güveni arttıramadık, bundan ülke zarar görür” hayıflanması (Gazeteler, 11.5.15), Meclis eski Başkanı’nın “yargı bağımsızlığı öldü” (Milliyet, 16.5.15), Anayasa Mahkemesi eski Başkanı’nın “Toplumda yargıya güven azaldı”, yargının en üst kurulu HSYK eski Başkanvekili’nin “Yargı sistemi açısından Cumhuriyet tarihinin en utanç verici dönemi, yargı sopa gibi kullanılıyor, kaldıralım bu cenâzeyi” beyânı ve Yargıtay Başkanı’nın “Yargıya güven yüzde 70’den 30’lara düştü” (DHA, 22.4.16) yakınması Türkiye’de yargının durumunu ortaya koyuyordu.

Hukukun tamamıyla devre dışı bırakıldığı, yüz binlerce vatandaşın sorgusuz - sualsiz, istihbarat raporlarıyla, sahte ihbar ve isnatlarla, yargısız infazlarla tutuklanıp kamu görevlerinden ve işlerinden edilmesi, yargıya güveni sıfırladı. 

İşte tam da bu süreçte, Cumhurbaşkanı’nın Trump’la bir görüşmesinden nakille “Amerika bizden bir papazın iâdesini istiyor. ‘Sizde de bir papaz var. Siz de onu bize verin” diyerek Gülen’in iâdesini bir nevi değiş-tokuşla “takas”a bağlaması, “Türkiye’de yargının siyasetin emrinde tâlimatla iş gördüğü” intibâını teyid etti. (gazeteler, 28.9.2017)

Özellikle Amerikalılara “Siz verin, biz de verelim” cevabıyla verilen “değiş - tokuş” intibâsı, ne yazık ki bilhassa yürütmenin yanısıra yasama ve yargının partili cumhurbaşkanının uhdesine verildiği “tek adamlık rejimi”nde yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı, “siyasetin tâlimatı”yla iş gördüğü kanaatini pekiştirdi.

TEHDİT VE ŞANTAJA AÇIK HAL!

Bundandır ki, daha geçen ay Trump, “En sevdiğim, en iyi ve en kolay anlaştığım adam!” diye takdir ettiği Erdoğan’dan yargı kararlarını hiçe sayarak Amerikalı rahibi istiyor. Tahliye edilmesine rağmen bu kez “ev hapsine alındığı” bahanesiyle Yardımcısından Dışişleri sözcüsüne kadar bütün şürekâsıyla “çok geniş yaptırımlar”la tehdit ediyor.

Ve bu durum, doğru dürüst bir temele oturtulmadan zikzaklarla dolu dış politikayı bir defa daha duvara toslatıyor. 

En vahimi de, Meclis’in devre dışı bırakılıp yargının vesâyet altına alındığı intibâsı Türkiye’yi her türlü tehdit ve şantaja açık ve teşne hale getiriyor…

Okunma Sayısı: 4389
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Taşkaya

    4.8.2018 12:14:32

    Kıbrıs Barış harekatı sonrası ABD ambargosu 15 yıl sürmüştü. AK Parti döneminde ne kadar sürüyor? Saman alevi gibi sönecektir. Olmasa bile vız gelir. Göreceksiniz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı