"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Camide mevlide izin yok”!

Cevher İLHAN
21 Ekim 2018, Pazar
GARABET

Gazetemizin 21 Ekim’de Ankara Kocatepe Camiinde, başta Peygamberimiz (asm) olmak üzere bütün peygamberlerin, sahabelerin, evliyâullahın, şehitlerin, bütün ehl-i imanın ve hususan büyük İslâm âlimi ve müceddidi Bediüzzaman Said Nursî’nin ruhlarına ithafen okutacağı mevlide bu sene de hiçbir mâkul, ciddî ve geçerli gerekçe gösterilmeden “izin verilmemesi”, beynelmilel zeminlerde demokrasi, basın, ifâde özgürlüğü endekslerinde en alt kategoride yer alan Türkiye’nin temel hak ve hürriyetlerdeki karnesini bir kez daha okutturuyor.  

Garip olan, mülkî makamların, Vilayetin, Emniyetin ya da bir başka kurumun değil, Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un Birinci Bölümü’nün başında yer alan Birinci Maddesine göre “İslâm dininin inançları, ibâdet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibâdet yerlerini yönetmek” olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Ankara Müftülüğü’nce, “camide mevlid okutma talebinin uygun görülmemesi”! 

Çankaya Müftülüğü’nün resmî cevabî yazısında, “Belirtilen tarih ve saatte adı geçen camide Mevlit okutma talebenizin uygun görülmediği ilgi yazı (Ankara Müftülüğü’nün 11.10.2018 tarihli ve 54404498-220.99/141958 sayılı yazısı) ile bildirilmiştir” denilmesi. 

Dinle, diyanetle alâkası olmayanlar için camilerde mevlid okutulmasına “izin” verilirken, dinî hizmetleri tanzimle vazifeli olan Müftülüğün, yedi bin sayfalık İslâm ve iman kültür külliyatını telif eden Kur’ân müfessiri ve büyük İslâm âlimi Bediüzzaman için camide -duâya ve Resululhah’a salât-ı selâma vesile olacak- mevlid okutulmasına “izin vermemesi”!

TESBİT

Şeker fabrika arsaları skandalı

Türkiye’nin gerçek ve yakıcı gündemi olan ağır ekonomik krizin önemli sebeplerinden biri olan yanlış tarım ve özelleştirme politikalarıyla âdeta peşkeş çekilircesine satılan şeker fabrikalarının arsalarının da satılması, karambole getiriliyor. (Gazeteler, 5.10.18)

Nisan ayında iki ay içinde apar topar on dört şeker fabrikasının satılmasıyla kimlerin zengin edildiği sorulurken, Resmî Gazete’de yayınlanan ilâna göre, Türkiye Şeker Fabrikaları’na (Türkşeker) ait sekiz şehirde 54 bin 934 metrekare alanı kapsayan 16 taşınmazın pazarlık usulüyle satışa çıkarılması tam bir skandal olarak ortaya çıkıyor.  

Bir diğer skandal, dönemin Başbakanı Yıldırım’ın, kamuoyuna deklare ettiği “beş yıl süreyle bir başkasına satılmayıp kesinlikle üretime devam edip işçi çıkarmayacaklar” teminatına rağmen, bir özel şirketin beş aydır devralmadığı şeker fabrikasını devraldıktan bir gün sonra başka bir firmaya satması.

“İhâle şartnâmesi”ne aykırı yapılan “hileli satış”a dair, fabrikasını başka bir firmaya satan şirket sahibinin, “Devlet sanayicisine yardımcı oluyor, paramız yetmedi, aldık, sattık, ne var bunda?” pervâsızlığı ile bir diğer skandalı âdeta itiraf etmesi. 

Ve bu durum, sözkonusu özelleştirme ile üretimin duracağı ve SEKA’nın (Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları A.Ş) kağıt fabrikalarını satıp sektörde üretimi sonlandırarak tamamen ithalata mahkûm etmesinde olduğu gibi, şeker üretiminin de yok edilip sektörün ithalata bağlanacağı endişelerini haklı kılıyor. 

KISA KISA

Vergi çarpıklığı

Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de vergilerin yüzde 70’i dar ve orta gelirliler tarafından ödeniyor. Geri kalan yüzde 20-30’u yüksek gelirlilerden alınıyor. 

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın, OECD vergi tabanı verileri ve genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı üzerinden yaptığı “Türkiye Vergi Profili”ne göre; Türkiye’de 10 ücretli bir şirketten daha fazla vergi ödüyor. (Finans.Haberler.com,18.1018)

Kısacası, ücretlilerin toplam ödediği vergi, tüm şirketlerin ödediği vergi miktarını aşıyor. Yani yaklaşık 6 milyon 750 bin ücretli 652 bin şirketten daha fazla vergi veriyor.

Ve bir milyon liranın üzerinde vergi borcu olan 31 bin mükellef vergi ödemiyor. Bu arada yüksek gelirliler için hükûmetçe ardı ardına “vergi yapılandırmaları“ yapılarak, “vergi ertelemeleri”ne gidilerek ve “vergi afları” çıkarılarak bu mükelleflerin vergi vermeleri öteleniyor.

Vergi adaleti!!!

SÖZÜN ÖZÜ

“Bir şahs-ı mânevî olan bir milletin kuvvet ve malının havuzu ve hazînesini boşaltan başlar, o milleti serseri (işsiz - güçsüz, boş gezen) perişan ve mevcudiyetsiz (varlıksız) edip, fikr-i milliyetin ipini kesip, parça parça eder.”

Bediüzzaman, (Münâzarât, 96)

Okunma Sayısı: 2137
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    21.10.2018 16:16:28

    Yasasin herseyi kaydeden MELEKLER... Yasasin zalimlerin canini hassasiyetle ve adalet-i mahza ile alan BÜYÜK MELEK Hz. Azrail AS. Yasasin Mahkeme-i Kübra... Yasasin ZALIMLER icin Cehennem.

  • Ali Tam

    21.10.2018 04:54:26

    Camide Mevlidi Yasakliyanlarin verecekleri Hutbenin, nasihatin tesiri sizce ne olur? Kaldiki hep ayni sözler Ormanlari yakmayin, vergilerinizi verin. Devletin malini israf etmeyin (Meshur MUM TASARRUFU) Iman nasil kurtarilir, desiselere karsi cözüm nedir donanimlari, bilgileri yok ki versinler. Adamin derdi mevlid yasaklamak, derman dagitmak degil.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı