"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğer seçim yenilenecekse...

Cevher İLHAN
06 Mayıs 2019, Pazartesi
GÜNDEM

Öncelikle, seçim sürecinde bütün devlet imkânlarını, kanallarını ve gücünü alabildiğine hoyratça kullanan, bütün direkleri genel başkanının, adaylarının fotoğraflı afişleriyle dolduran iktidar partisinin âdil olmayan ve eşit şartlarda yapılmayan seçimlere itiraz garabeti sürüyor.

İktidar partisi sözcüsünün İstanbul seçimlerine dair “Hiçbir şey olmamış ise biz hissediyoruz ve diyoruz ki kesinlikle bir şeyler olmuştur” itirazlarında sergilenen çarpıklıklar siyasi tarihin çarpıklıkları olarak kayıtlara geçiyor. Bunların başında daha seçim gecesi AKP İl Başkanı’nın “3829 oyla kazandık!” ve adayının “seçimi biz kazandık!” açıklamasına karşı YSK Başkanı’nın 14 bin oyla önde olduğunu açıkladığı “millet ittifakı” adayı için Cumhurbaşkanı’nın “Kimse 13-14 bin oyla kazandım!’ demesin” çelişkili çıkışı geliyor.

Bir diğer çarpıklık, sandık ve seçim kurullarının teşkiline dair itirazla, bir tek büyükşehir belediyesi seçimlerinin iptalini isteyip, aynı seçmen listeleriyle, aynı sandıkta kullanılan ve aynı zarfa konulan ilçe belediye başkanları seçimlerinin iptalini istememesi çifte standardı.

Bir başka tenâkuz, iktidar partisi sözcüsünün, “birşeyler oldu ve bu birşeyler sandık başında oldu” iddiasıyla diğer partilerin seçmen listelerine yaptığı itirazları, “itiraz süresinin 2 Mart’ta bittiği” gerekçesiyle reddeden YSK’nın, AKP ve MHP’nin “süresinde itiraz edilmeyip kesinleşen seçmen listelerine dair itirazlarını kabul edip müzâkere etmesi geliyor. 

Keza şimdiye kadar yapılan bütün seçimlerde ilçe seçim kurullarınca YSK’nın izni ve onayı ile kamu görevlilerinin yetmemesi halinde banka memurlarının görevlendirildiği vakıasına karşı, sandık kurulları başkanı ile bir üyesinin kamu görevlilerinden oluşturulmadığına, banka memurlarından ve çalışanlarından görevli temin edildiğine itirazı tezâdı sergileniyor.

Ve bütün bunlardan dolayı, hukukçular, eğer bir seçim yenilenecekse, başta 16 Nisan anayasa referandumu ve 24 Haziran seçimleri olmak üzere bütün seçimlerin yenilenmesi gerektiği gerçeğinin ortaya çıktığını belirtiyorlar.

Bakalım nihaî kertede YSK bütün bu çarpıklıklara ne diyecek?

GARABET

 “KHK’lıların 1. ve 2. derece yakınları da oy kullanmış!”

Bilindiği gibi, “geçersiz oylar” ve “kısıtlı seçmen” itirazlarının boş çıkması üzerine, Cumhurbaşkanı’nın 24 Haziran sonrası aldığı mazbatayı da tartışmaya açması pahasına “KHK’lı seçmen” iddiası ortaya atıldı.

Önce savcılıklardan “iyi hal kâğıdı” alarak, ilçe ve il seçim kurullarından ve YSK’dan “izin” ve “onay”la seçime giren adayların kazandıktan sonra kazanan belediye başkanlarının mazbatalarının “KHK’lı diye” iptal edilip verilen mazbataların OHAL KHK’larıyla geri alınmasıyla tam bir hukuksuzluk ve kanunsuzluk skandalı sergilendi.

 Ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı, “Bence hayır. KHK, ‘Kamu hizmetinden yasaklı’ demiş. Böyle bir şeyin fitilini de ateşlemiş oluyorum, bunun da tartışılması gerekir, benim böyle bir iddiam var. İlla mahkeme kararına bağlı olması gerekiyor mu?” garip ifâdeleriyle, mahkeme kararı olmadan, Bakanlar Kurulu kararıyla sorgusuz, soruşturmasız, yargısız infazla ihrâç edilenlerin oy kullanmaması gerektiğini ileri sürdü.

Şimdi de YSK’nın İstanbul seçimlerine yapılan olağanüstü itirazları değerlendirmesi devam ederken aynı iktidar partisi yetkilisi, “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde İstanbul’da görev alan kendisi ve 1. ve 2. derece yakını 2 bin 224 kişinin, kanun hükmünde kararname (KHK) ile ihraç edildiği, 11 sandık başkanı ile 7 memur üyenin KHK ile görevlerinden ihraç edildiği”ni söyleyerek seçimlerin iptaline “delil” gösteriyor.

Yani “KHK’lılar”la yetinmiyor; “sandıklarda görevli 415 kişinin eşlerinin de KHK ile görevlerinden uzaklaştırıldığının tespit edildiği, sandıklarda görevli 798 kişinin erkek kardeşi, 46 kişinin babası, 226 kişinin kız kardeşinin KHK ile ihraç edildiğinin belirlendiği”ni ileri sürerek seçimlerin iptal edilmesini istiyor. 

Böylece hukukun “mâsumiyet karinesi”, mahkeme kararıyla suçlu olduğu ispatlanana kadar kişinin mâsumiyeti - suçsuzluğu”  ve “suçun şahsiliği” temel kuralları yine hiçe sayılıyor…

Ve bu garabetlerle bir seçim iptal edilmek isteniyor.

SÖZÜN ÖZÜ

“Şahıs hiçtir...”

 “Meşrutiyetin sırrı; kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir. İstibdadın esası; kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tâbi edebilir…”

Bediüzzaman (Eski Said Dönemi Eserleri, Münâzarât, 221)

Okunma Sayısı: 3733
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı