"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Musul tuzağı”na dikkat…

Cevher İLHAN
20 Mart 2015, Cuma
Türkiye radikal örgütlerle mücadele paravanında yüzlerce silâhlı grubun çatıştığı iç savaştaki Suriye’ye müdahale tuzağına çekilmeye çalışılırken, “Musul’u kurtarma” adına da Irak bataklığına sürüklenmek isteniyor.

2003’teki Amerikan-İngiliz ve savaş ortaklarının işgaliyle iki milyon insanın katledildiği, nüfusunun üçte birini aşan on milyon sivilin evlerinden - yurtlarından sürülerek perişan edildiği ve bir o kadarının da yaralı – sakat kaldığı Irak’ta terör kol geziyor.

İşgalcilerin “çözüm” olarak sunduğu etnik ve mezhebî ayrım ve Meclis’e ve yönetime konulan kotalarla daha da derinleşen iftirak kargaşasında ülke, şimdi de başta Musul olmak üzere birçok kent ve köyü gasbeden IŞİD’i tasfiye gerekçesiyle iç savaş arenasına itiliyor.

İran devrim muhâfızlarının Irak ordusu adına 2014 yazından beri IŞİD kontrolündeki Tikrit’e yaptıkları operasyonda Sünnî aşiretlerle çatışması ve Şiî milislerin Sünnilerin evlerini yıkıp yaktığına dair Batı medyasındaki ifşaatlar, bunun habercisi…

Ancak en çarpıcısı, “Musul’u kurtarma operasyonu” hazırlıkları sürerken, Irak’ta işgalin başını çeken Amerika’nın askerî desteğinin yanısıra her fırsatta Türkiye’nin de “çok önemli bir rol üstleneceği”nin pompalanması. Batılı mihraklarca, “Bu operasyonda en çok Türkiye’ye ihtiyaç olacak. Türkiye, en çok Musul operasyonunda Irak’ta katkı sunacak” propagandasıyla Türkiye’nin Irak’ta “cephe ve savaş ülkesi” tuzağına çekilmesi.

“İÇ SAVAŞA İTME” STRATEJİSİ

Öncelikle Millî Savunma Bakanı’nın geçen ay Irak’taki resmî temaslarında dair her ne kadar sadece “lojistik destek”le kalınacağı teminatı verilse de, Irak Türkmen Cephesi’nin “Türkiye’nin Irak’ta diğer kesimler için sağladığı silâh donanımından yararlanma” talebi bunun sinyalini çakıyor.

Nitekim bu tuzağı Amerikalı yetkililer de ağzından kaçırıyor. Şii milislerin eğitip donatılarak operasyona katılmasını onaylayan Amerikalılar, Tikrit operasyonunun mezhebî çatışmayı tahrik ettiğini bildiriyorlar. “Misillemeler”in olabileceğini söylüyorlar. “Tıkrit operasyonunun stratejik yansıması”nı Amerikan Senatosu’na sunan Genelkurmay Başkanı Dempsey, İran’ın harekâtta üstlendiği işlevi nazara vererek, “Asıl mesele, şimdi ne olacak?” sorusuyla buna işâret ediyor. Yine İngiliz Savunma bakanıyla Pentagon’daki ortak basın toplantısında Tikrit operasyonunu değerlendiren Amerikan Savunma Bakanı Ash Carter’in “Irak’ta mezhepçiliğin geri gelmesi”nden bahsetmesi bunun ikrarı.

Keza geçtiğimiz hafta, yüksek askerî yetkililerle Kırşehir’de Hirfanlı yakınlarında kurulan “eğit - donat projesi askerî eğitim merkezi”ni inceleyen Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanı General Lloyd Austin’un, Genelkurmay’daki görüşmede “yaklaşan Musul Operasyonuna Türkiye’nin vereceği katkıları görüşmek için geldiği” açıklaması bunun ifâdesi.

Kısacası, bir yandan Türkiye’yi Suriye’deki silâhlı muhalif gruplara silâh eğitimi ve donatımıyla Müslüman komşusundaki iç savaş felâketine çeken küresel güçler, diğer yandan “Musul’u ve Türkmenleri kurtarma” bahanesiyle Irak’taki mezhebî ve etnik iç savaş ateşinin ortasına itme stratejisini güdüyorlar..

“KİRLİ SAVAŞ”IN PARÇASI

Daha da vahimi, askerî kaynaklarca Musul’a hazırlığı yapılan “büyük operasyon”un 10 günlük kuşatma sonunda “kurtarılan” Tikrit’le kıyaslanmayacak dehşette yıkıcı ve kanlı olacağı, ağır aksak giden barışı bütün bütün tahrip edeceği ve terörü daha da azdıracağı belirtiliyor.

Zira Tikrit’in Bağdat’a 150 km olmasına karşı Musul 350 km uzakta. Tikrit’e an yakın Irak ordusu hemen yanındaki Beyci’de, ama Musul’da lojistik sorunlar büyük. Tikrit’te 15 kilometrekare olan cephe, Musul’da 400 kilometrekare. Operasyon öncesinde Tikrit büyük oranda boşalmıştı, sivil halktan çok az insan bulunuyordu. Lâkin 750 bin nüfuslu Musul’da IŞİD’ın halkı zorla kentte tuttuğu, ayrılmak isteyenlerin akrabalarını rehin aldığı bildiriliyor.

Bunu içindir ki, hangi sâikle olursa olsun Türkiye’nin Müslüman komşusundaki iç savaş fitnesine müdahalesi, Türkiye’yi ve bölgeyi daha da büyük bâdirelere atar. “Lojistik destek”le başlayan müdahale, IŞİD’e yönelik kara harekâtına muharip unsurlar göndererek “askerî müdahale” gibi vahim boyutlara vardırılır.

Bu açıdan Ankara’nın fevkalâde riskli sonuçlara teşne “”askerî plân”la çok yönlü “Musul tuzağı”na karşı dikkatli olması gerekiyor. 

Okunma Sayısı: 1434
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı