"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye’nin ağırlaşan adalet sorunu

Cevher İLHAN
06 Kasım 2018, Salı
Yoğun popüler gündemin hayhuyunda, geçen hafta Adalet Bakanı’nın, yargının yetersizliğinden şikâyeti, hâlen on binlerin yargısız infazla tutuklu kaldığı, yüz binlerin “ne ile suçlandıkları”nı dahi bilmeden imzasız sahte ihbarlarla, gizli “istihbarat jurnalleri”yle kamudan ihraç edildikleri vetirede bütün ağırlığıyla devam eden adalet sorununu bir defa daha gündeme getirdi.

Adalet Bakanı, “Türkiye’de suç işleyen bir kişi karakolun bir kapısından girip diğer kapısından çıkıyor. Bu da insanların adalet duygusunu rencide ediyor. ‘Yapanın yanına kâr kaldı, kalıyor’ algısı insanların kendine, topluma ve devlete olan güvenini zedeliyor. Büyük suçlar da küçük suçlardan yola çıkıyor. Ama suçlar cezâsız kalınca tekerrür ediyor, daha büyüğünü yapıyor” diye yakınıyor. (Gazeteler, 29.10.18)

Hatırlanacağı üzere, daha önce de Bakan, adaletin geç işleyişinden şikâyet ederek davalara hedef süre kotası koyduklarını söylemişti. (AA, 29.8.18) 

Yargıya güven sıkıntısını dile getiren Adalet eski Bakanı Bozdağ da, “Milletimizin yargıya olan güveninde istediğimiz noktada olamadığımızı ifâde etmek isterim” diye üzüntüsünü açıklamış; hedeflerinin “milletin güven duyduğu bir yargı oluşturmak” olduğunu belirtmişti. (Yeniçağ, 26.1.17)

YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI BERHAVA

Vakıa şu ki, AKP iktidarında daha 2011’de, toplumda yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını yitirdiğine dair endişelerin arttığının uyarıları yapılmıştı. İksara Araştırma Şirketi’nin yaptığı anket araştırmasına göre, Türkiye’de adalete/yargıya güvenenlerin oranının yalnızca yüzde 5’te kaldığı tesbit edilmişti. (gazeteler, 3. 12.11)

Yine süreçte Yargıtay Başkanı Cirit’in, her yıl bir milyon dosyanın Yargıtay’a geldiği bir sistemde adaletin sağlıklı işlemesinin çok zor olduğunu, yargının önündeki iş yükünün, hâkim ve savcı sayısını artırarak ya da yeni adliyeler veya Yargıtay’a daireler kurularak halledilemeyeceğini nazara vererek, “Geçmişte yargıya güven yüzde 70 idi, şimdi yüzde 30’lara düştü; yargı yürütmeden bağımsız olmalı” sözleri, yargı içinde yargıya güvensizliğin ikrarı olmuştu. (Milliyet,29.416) 

Bütün bunlara ilâveten, bağımsız ve tarafsız olmayan yargıda, güçlünün güçsüzü ezeceğini söyleyen dönemin hükûmet sözcüsünün, “Yargı, on kurum içinde sondan dördüncü. Yargıya güven bitmişse kafamızı ellerimizin arasına alıp düşünmemiz lâzım. Saraylar yaptık, ama adâlete, yargıya duyulan güveni arttıramadık. Bundan bütün ülke zarar görür” hayıflanması bunun itirafıydı. (Gazeteler, 11.5.15)

Yine AKP’li Meclis eski Başkanı’nın, “hiçbir organ, makam, merci veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve tâlimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını” teminat altına alan “Anayasanın 138. maddesi ölmüştür” sözleri, yargı bağımsızlığının yok edildiğinin açık ifâdesiydi. (Milliyet, 16.5.15)

Ve Anayasa Mahkemesi eski Başkanı’nın, “Toplumda yargıya güven azaldı” beyânıyla, yargının en üst kurulu HSYK Başkanvekili’nin “Geçmişte yüzde 70’lerde olan yargıya güven yüzde 30’lara gerilemiştir” değerlendirmesi yargının tükendiği ikrarlarının tesciliydi. (gazeteler, 22.4.16, DHA, 22.4.16)

YARGIDA YÜRÜTME ETKİSİ

Gerçek şu ki, “kuvvetler ayrılığı”nın yerine “kuvvetler birliği”ni ikame ile millet egemenliğinin kayıtsız ve şartsız temsilcisi Meclis’in yasama yetkisinin gasbedilip millet adına denetim mekanizmasının ortadan kaldırıldığı  “cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi”nde cumhurbaşkanının Meclis’te çoğunluğu sağlayan partinin genel başkanı olarak yüksek yargı mensuplarının çoğunu ataması, peşinen yargıyı yürütmenin etkisi altına sokuyor.

Anayasa Mahkemesi’nin on beş üyesinden on ikisi ile yüksek yargı organları başkan ve üyelerini büyük oranda, Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin dörtte birini doğrudan, geri kalanını ise bürokratlar arasından atama yetkisiyle cumhurbaşkanı yargıda da mutlak otorite sahibi oluyor.

Ve bu durum, demokrasinin olmazsa olmazı yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını berhava ediyor, yargıya güveni sıfırlıyor; “hukuk devleti” zeminini tahrip ediyor.

Okunma Sayısı: 4358
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı