"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir zulüm âbidesi: Muğlalı Paşa

M. Latif SALİHOĞLU
02 Mart 2017, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ 02 Mart 1950

Yakın tarihimizin en gaddar, en ceberrut komutanlarından biri de, hiç şüphesiz Mustafa Muğlalı Paşa’dır.

1943’te işlemiş olduğu katliâmlı bir cinayetinden dolayı yargılanıyordu. Mahkeme, 2 Mart 1950’de nihaî kararı verdi: İdam.

O gün idama mahkûm eden Muğlalı’nın cezası, askeriyenin baskısıyla müebbet hapse çevrildi. Paşa, 11 Aralık 1951’de hapiste iken öldü.

* * *

Ceberrut Paşa’nın cinayetleri saymakla bitecek gibi değil: Şimdiye kadar bilinen kara listenin başında Dersim, Menemen ile Van-Özalp’ta işlediği katliâmlı cinayetler gelir.

Meselâ, 1926’dan sonra görevli bulunduğu Elazığ-Tunceli taraflarında, sayısız insanın kanına girdi, Muğlalı. Öyle ki, Koçuşağı gibi bazı aşiretlerin hemen bütün fertlerini öldürterek imha ettiği dahi rivâyet edilir.

Muğlalı Paşa’nın, artık hiçbir şekilde gizlenemez hale gelen diğer cinayetlerinin adresi ise Menemen ve Özalp. Şimdi, kısaca bu iki vak’anın seyrine bakalım.

Menemen sâbıkası

Bilindiği gibi, Menemen'de 23 Aralık'ta (1930) yaşanan mürettep "Kubilay Hadisesi" üzerine, Meclis ve ordu tarafından olağanüstü tedbirler alındı.

Önce, bölgede sıkıyönetim ilân edildi. Ardından, Menemen'de özel yetkili bir askerî mahkeme kuruldu.

Sıkıyönetim komutanlığına F. Altay Paşa, Divân-ı Harp Mahkemesinin başkanlığına ise gaddarlığı ile bilinen Mustafa Muğlalı Paşa getirildi.

Muğlalı, bu kumpas hadisesi bahanesiyle “Menemen’de taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmama” fikrindeydi.

Orada inisiyatif kullanarak, perçok insana zulmetti. Bir yandan da, zanlılar hakkında idam ile yargılama süreci başlatıldı.

İlk mahkeme, 15 Ocak'ta yapıldı. Mahkeme, bir-iki hafta zarfında neticelendirildi ve 50’den fazla maznun cezaya çarptırıldı. Maznunlardan 28'i hakkında idam cezası verilmişti. Cezaların infazı için, Meclis'in onayı gerekiyordu.

İşlemler hızlandırıldı. Mahkemenin kararı, derhal Meclis'e intikal ettirildi. Meclis Adalet Komisyonu, görüşüp kabul ettiği mahkeme kararını 2 Şubat günü Meclis Genel Kuruluna götürdü. Meclis, aynı gün bu kararı tasdik etti. Sıra, cezanın infazına gelmişti.

Muğlalı Paşanın işlemiş olduğu cinayetle ilgili bir gazete haberi.

Nihaî karar, bir gün dahi bekletilmeden, hemen infazlara geçildi. Çoğunluğu mâsum olan 28 vatandaş, 3 Şubat (1931) günü idam edildi. (Cumhuriyet, 4.3.1931)

İdam edilenlerin arasında Hayimoğlu Jozef isimli bir Yahudi de vardı. Bunun yegâne suçunun, çok kısa bir süre önce kapatılan muhalif parti Serbest Fırkanın üyesi olduğu hakkında bilgiler var.

Sınırda katliâm

Em. Org. Mustafa Muğlalı, kaçakçılık yaptıkları iddiasıyla suçlanan 33 köylüyü, 1943 yılı Temmuz'unda Özalp-İran sınırına götürüp kurşuna dizdirdi.

(NOT: Kurşuna dizileceklerin sayısı başlangıçta 33 iken, son anda grubun içinde bulunan bir kadının serbest bırakılmasıyla, bu sayı 32 olarak sabitlenmiş oldu.)

Bu câniyane hadise, bilâhare adliyeye intikal etti ve Muğlalı’nın muhakeme edilmesine başlandı.

2 Mart 1950’de idam kararı ile sonuçlanan bu dâvâ, yakın tarihimize "Muğlalı Paşa Hadisesi" ismiyle geçti.

(NOT: S. Demirel’in anlattığına göre, 12 Eylül 1980 Darbesini yapanlar, bu tarihten önce anarşi olaylarının üzerine azim ve kararlılıkla gitmek istemeyişlerine “Muğlalı örneği”ni gerekçe göstermişler.)

* * *

Söz konusu kurşuna dizme hadisesinin mahkemeye intikal etmesi safhasında, bir heyetin konu hakkında araştırma yapması ve tesbitlerini bir rapor halinde mahkemeye sunması istenir.

İşte, o rapordan bir bölüm: "30 Temmuz 1943 Cuma günü sabahleyin nezarette bulunan 32 köylü dışarı çıkarılmış, elleri arkalarına ve kişiler birbirlerine iplerle bağlanmak suretiyle Çilli Gediği yönünde sevk edilmişlerdir. Bu sırada, zaten öldürüleceklerini bilen elleri bağlı mağdurların yalvarıp yakarmaları, feryâd û figânları yürekler acısı bir sahnedir. Kafile Çilli Gediği’ne geldiğinde, iki teğmen, emirlerindeki mangalara ateş emrini vermişler. Erler, piyade tüfekleri ve hafif makinalı tüfeklerle 32 mâsum vatandaşı yaylım ateşi altına alarak katletmişlerdir."

Okunma Sayısı: 5038
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    2.3.2017 19:08:46

    Zalimden zulümden o kadar cekinilmekte ki yüzde yüz hakli yorumlar dahi hickimseye zarar gelmesin düsüncesiyle vicdanimizca sansür ediliyor.

  • zeiıha

    2.3.2017 16:49:10

    çok ilginç. bu paşanın yaptıkları hiçde yabanci gelmiyor.acaba her zalim böyle ceza görür mü?kılıfına uydurupta maşalı bir şekilde kan dökenler nasil hesap verir acaba,bunların şerrinden Allah masumları korusun.

  • Said YÜKSEKDAĞ

    2.3.2017 11:09:32

    Zalimler için yaşasın cehennem!!!

  • Mehmet deligöz

    2.3.2017 09:38:55

    Selam .latif bey derviş vahdet ' in bülent arınçın dedesi olduğu yönünde söylentiler var ! doğruluğu hakkında bir bilginiz varmı ?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı