"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Denizli’ye sevkiyat, Afyon’da tahliye

M. Latif SALİHOĞLU
20 Eylül 2023, Çarşamba
GÜNÜN TARİHİ: 20 Eylül 1943-1949

Yaklaşık 8 yıldır Kastamonu’da mecburi ikamete (sürgüne) tabi tutulan Bediüzzaman Said Nursî, Denizli Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilmek üzere 20 Eylül 1943 tarihinde Ankara’ya celp edildi.

Tarihin garip bir rastlantısı olarak, altı yıl sonra aynı gün Afyon Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararı üzerine Hz. Bediüzzaman 1949 yılı 20 Eylül sabahında Afyon hapishaneden tahliye edildi.

Şimdi, sırasıyla bu iki tevafuklu hadisenin detaylarına bakalım.

*

Güvenlik kuvvetlerinin nezaretinde Ankara’ya getirtilen Üstad Bediüzzaman, hemen doğruca ceberrut vali Nevzat Tandoğan’ın makamına çıkartıldı.

Tandoğan, kendi makamında inat ve ısrarla, Üstad Bediüzzaman’ın başındaki sarığı alıp yerine fötr şapkayı koymaya çalıştı; ancak, buna bir türlü muvaffak olamadı. Üstelik, elindeki o fötr şapkayı da Said Nursî’ye kaptırdı.

Nemrutmeşrep valideki sarık düşmanlığını gören Bediüzzaman, boynunu göstererek şöyle nidâ etti: “Bu sarık bu başla beraber çıkar. Ben ecdadınızı temsil ediyorum. Başından bulasın Nevzat!”

*


Bediüzzaman, Afyon Hapishanesinden sabahın alaca karanlığında tahliye edildi.

Üstad Bediüzzaman, orada valinin elinden çekerek almış olduğu bu fötr şapkayı önce Isparta’ya sonra tâ Denizli’ye kadar elinde götürdü. Hatta, ilk mahkeme duruşmasına bile onunla çıktı. Ancak, onu haşa ki başına koymak için değil, iskemleye otururken minder olarak kullanmak için.

Bu hadisenin görgü şahidi ve kendisinden bizzat dinlediğimiz kişi, aynı mahkemedeki mazlumlardan biri olan İnebolu’lu İbrahim (Küçük İbrahim) Fakazlı’dır. Bize mevzuyu şöyle anlattı:

Hâkim sordu: Hoca, o elindeki şapka nedir? Üstad şu cevabı verdi: Ankara’dan geçerken, bunu vali Nevzat’tan aldım.

İlk duruşmadaki hâkim de Üstad’ın başındaki sarığa taktı ve çıkarmasını istedi. Hz. Bediüzzaman, hakime şu cevabı verdi: Hakim bey zorlamayın, çıkarmam. Ankara valisi de uğraştı çıkaramadı; hatta, Mustafa Kemal bile çıkaramadı bu sarığı başımdan.

Hakim, “Tamam oturun” deyince de, Hz. Üstad şapkayı iskemleye koyup üzerinde oturarak adeta minder olarak kullandı.

*

Yaklaşık 20 aydır Afyon Hapishanesinde mevkuf tutulan Bediüzzaman Said Nursî, 20 Eylül 1949 günü sabahın erken vaktinde gizlice tahliye edildi.

Böyle, alacakaranlıkta tahliye edilmesinin asıl sebebi, halkın tezahüratından duyulan korku ve hoşnutsuzluktur.

*

Üstad Bediüzzaman ve talebelerinin Afyon hapsinde çekmedikleri ezâ, cefâ kalmıyor. Hemen her ânı, ölümle pençeleşerek geçiriyorlar. Bununla da yetinmeyip ayrıca defalarca zehirliyorlar.

Orada yaşanan insanlık dışı muameleleri burada saymakla bitiremeyiz. Arzu edenler, “Tarihçe–i Hayat” ve “Son Şahitler” isimli eserlerin ilgili “Afyon hayatı ve hatıraları” bölümlerini okuyabilirler.

Eziyet ve işkencenin bir başka sûreti ise, 20 aylık hapis ve mahkemenin “temyiz”e rağmen bir türlü bitmek bilmemesidir. Öyle ki, Afyon Mahkemesi, temyiz kararına uyulup uyulmayacağını dahi düşünüp tartışıyor. Aynı şekilde, “noksanların ikmali” bahanesiyle, tutukluluk süresi uzatıldıkça uzatılıyor.

Nihayet, 20 Eylül 1949 günü sabahın çok erken bir vaktinde Said Nursî’nin tahliyesi gerçekleşiyor. İki komiser refakatinde faytonla bir eve getirtilen Hz. Üstad, iki ay kadar Afyon’da bekletildikten sonra, tekrar Emirdağ’a gönderiliyor.

Okunma Sayısı: 2170
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Kaşlıoğlu

    20.9.2023 17:47:22

    Allah’ın ne kulları varmış! Eğer bir iman, kemalini bulursa, neler yapar ve ne harikalar doğururmuş! Bir azm, eğer iman dolu bir kalbe girerse, İnsan da, o imandaki son sırra ererse, En azgın ölümler ona zincir vuramazlar; Volkan gibi coşkun akıyor, durduramazlar. Rabbimden iner azmine kuvvet veren ilham, Peygamberi rüyada görür belki her akşam. Hep nur onun iman dolu kalbindeki mihrap, Kandil olamaz ufkuna dünyadaki mehtap. Kar kış demez, irkilmez, üzülmez, acı duymaz; Mevsim, bütün ömrünce ılık gölgeli bir yaz. Cennetteki âlemleri dünyada görür de, https://risale.de/tarihce-i-hayat/1#42

  • Said Yüksekdağ

    20.9.2023 14:01:40

    Üstadımın bu cesaretine hayran olmamak elde değil. Şapka yüzünden yüzlerce insanın asıldığı o yıllarda şapkayı minder niyetine kullanmak her yiğidin harcı değil.

  • HÇeşitcioğlu

    20.9.2023 11:03:33

    Muhterem L.Salihoğlu teşekkürler. Üstadın başına takılmak istenen föter değil şapka serpuş.Namı diğer şemsi siperi. 8 5 köşeli olabiliyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı