Gündem siyaset. “Büyük seçim” tarihine beş gün kaldı. Dolayısıyla, bir haftalık süre içinde başka hangi konuyu yazarsanız yazın, pek kàle alınacağını, dikkate alınıp okunacağını sanmıyoruz.
Tamam, siyaset de hayatın bir parçası. Bir ülkenin idaresi, bir toplumun yönetimi siyasetsiz olmaz, olamaz. Dolayısıyla, yeri ve zamanı geldiğinde, bilhassa hayatî önem kazandığında, onunla da alâkadar olmaz lâzım.
Şu var ki, siyaset bir “geniş daire” hizmetidir. Yani, siyaset yoluyla dine, vatana, millete hizmet edilebilir ve edilmeli de.
Bununla beraber, siyasetle fazlaca alâkadarlığın bazı sakıncaları var. Çünkü siyaset, kalpleri ıslâh etmediği gibi, çoğu zaman ifsâd eder. Kezâ, siyaset arenasına girenin rahatı, huzuru kaçar, kalbi yorulur; Daha ileri gidilse, fikri hezeyanlaştırır, aklı da geveze edebilir.
Bu sebeple, ehil olanların, yahut vazifedar olanların dışındaki kimselerin, bu noktada mesafeli durması, bilhassa kırıcı davranmaktan imtina etmesi lâzım.
Aksi halde, hem kendisi peyderpey bozulmaya başlar, hem başkasına zarar verme ihtimali var. En büyük zarar ve bozulma ise, dinî olan mukaddes değerlerin siyasete bulaştırılması ve bir takım hasis menfaatler için âlet edilmesiyle hasıl olur.
İbretle ve hayretle görüyoruz ki, vaktiyle bizi “siyasetçilik” yapmakla itham eden bazı dost ve ihvanlarımız, akıl ve iradesini menfî siyasete kaptırmakla, çok fenâ halde bozulmaya başladılar. Güya mesafeli durdukları siyaset bataklığına boylu boyunca batmaya yüz tuttular. Üstelik, çırpındıkça batıyorlar; Ama, bu vehametin bile farkına varamıyorlar. Böylelikle, hem kendilerini harap ediyorlar, hem etrafı harabeye çevirmeye var gücüyle çalışıyorlar.
İşte, siyasetin bu boğucu, bozucu ve bozguncu cihetine karşı müteyakkız olmalı, kendini muhafaza etmeli ve şeytanın şerrinden kaçar gibi kaçıp Allah’a iltica etmeli.
GÜNÜN TARİHİ: 19 Haziran 325
İznik Konsili
İznik Konsili (Kiliseler Birliği Yüksek Konseyi), İse-vilik âleminde bilhassa “Sahih İncil”e dair yaşanan karmaşayı sona erdirmek maksadıyla, 19 Haziran 325’te antik şehir İznik’te toplandı.
Bu tarihî toplantı, Roma İmparatoru Konstantin’in teşebbüsüyle, onun isteği ve dâveti üzerine yapıldı. Toplantıya, imparatorluğun hemen her yerinden gelen yaklaşık 2048 patrik ve piskopos iştirak etmiş oldu.
Siyasî otoritenin arzu ve beklentisi doğrultusunda yapılan ve haftalarca süren güdümlü toplantılar neticesinde, yekûnu tam olarak bilinemeyen İncillerin sayısını, nihayet dörde indirmeye karar verdi. Birbirini tutmayan bu dört İncil’in ismi, bunları hazırlayanların isimleriyle doğrudan bağlantılı olarak şöyledir: Luka, Matta, Yuhanna ve Markos.
İznik Konsili’nin yaptığı görüşme ve aldığı kararların kayda değer en önemli tarafı şudur ki: Tevhide dayalı İsevîlik dini, bu tarihten sonra siyasî Hıristiyanlığa inkılâp ettirildi. Vâhid ve Ehad olan Allah’a imanın yerini “teslis akidesi” almaya başladı. Böylelikle, Nasraniyet, büsbütün sis perdesi arkasında hurafeleştirilerek, dinî değerlerin siyasî ve dünyevî maksatlara âlet edilmesi işi kolaylaştırılmış oldu.
***
@salihoglulatif:
- Acı, kahır, zulüm ve zorbalığın kol gezdiği;
- Hak, hukuk, eşitlik ve adâletin paspas edildiği;
- Temel insan hak ve hürriyetinin çarmıha gerildiği bir zaman ve zeminde, müsebbibin, halka dönüp âyetli-hadisli vâz û nasihatte bulunması, Yezid zihniyetini hâkim kılmaya çalışmaktan farksızdır.