"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Lûgat’ın POT-PUT maddesi

M. Latif SALİHOĞLU
23 Şubat 2015, Pazartesi
Bizim senelerce (1959’dan beri) Lâhika mektuplarında okuduğumuz Üstad Bediüzzaman’ın M. Kemal’e karşı sarf etmiş olduğu bir söz “Dehşetli bir put kırdım” şeklindedir.

Bazı yayınevlerinin nüshalarında bu ifadenin “Pot kırdım” şeklinde yazıldığını görünce hayretler içinde kalmıştık.

Bu hayretimizi 4-5 sene kadar evvel dile getirdiğimiz yazılara itiraz edenler, şu tarz savunmada bulundular:

  • “Pot kırmak, kötü bir şey değil ki. Bilmeyerek, istemeyerek, yahut farkında olmadan karşısındakine dokunacak söz söylemek anlamındadır.”
  • “Bu kelime “Pe-Vav-Tı” ile yazıldığı için, bunun mutlaka POT şeklinde okunması gerekiyor. PUT ise, “Pe-Te” ile yazılıyor. Falan lûgatta, filan kàmusta böyle geçiyor.”
  • “Abilerin çoğu bu kelimenin POT olduğunu söylüyor. Vesâire.”

Yeni Lûgat niçin es geçiliyor?

Bu zaman zarfında biz de muhtelif lûgatlara, kàmuslara baktık. Ama, özellikle ekser Nur Talebelerinin referans olarak kabul ettiği Abdullah Yeğin imzalı Yeni Lûgat’ı da tetkik ettik.

İlgili sayfalardan aldığımız kupürlerden de açıkça anlaşılacağı üzere, POT kelimesinin yazılışında Tı harfi bulunmadığı gibi, PUT kelimesinde de Vav harfi yer almış görünüyor.

Velhasıl, POT ile PUT kelimesi tıpatıp aynı harflerle yazılmış durumda.

Nitekim, diğer lûgat ve kàmuslarda da benzer bir durum söz konusu.

Buna göre, harflerin yazılış ve dizilişinden ziyade “niyet ve nazar” ön plâna çıkmış oluyor. 

Dolayısıyla, sen bu kelimeyi nasıl okumak istiyorsan, yani hangi niyet ve nazarla bakıyorsan, öyle de okuyabilirsin. Zira, her iki tarafa da çekilebilir garip bir durum arz ediyor.

* * *

1970’li yıllarda Yeni Asya Yayınları arasında neşredilen Yeni Lûgat’ın telif hakkı bilâhare Hizmet Vakfına devredildi. 14 yıl müddetle (1979-93) bu eserin en çok tanıtım ve dağıtımını yapanların başında gelirim.

Çünkü, bu eser Risâle-i Nur camiasında ve okuyucu kitlesinde temel referans olarak kabul edilidi.

Eseri yayına hazırlayan muhterem Abdullah Yeğin, çalışmalarında başta merhum Zübeyir Gündüzalp olmak üzere büyük âlimlerden Sadreddin Yüksel ile Rüştü Tafral’dan da büyük yardım ve teşvik gördüğünü Önsöz’de beyan ediyor.

Eserin tam ismi: İslâmî-İlmî-Edebî-Felsefî Yeni Lûgat.

* * *

Bu vesile ile bir hayretimi daha sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Put kırdım” tâbirine şiddetle itiraz edenler, “Pot kırdım”ın bir mânâsı için Yeni Lûgat’e müracaat edip habire bunu nazara verdikleri halde, bu tabirin yazılış biçimi ile ilgili olarak ise, maalesef Yeni Lûgat’ten hep sarf-ı nazar ettiler.

Çünkü, bu kelime onların istediği tarzda orada yazılmış değil.

Çok garip, çok tuhaf bir durum: İşine geldiği kısmına bak, al; işine gelmeyen kısmı için ise habire başka kàmuslara müracaat et...

Hülâsa, Yeni Lûgat’ta ne “pot”, ne de “ahtapot” gibi kelimelerde o çokça sığındıkları “Tı” harfi zikrediliyor. Hepsi “Te” ile yazıldığı gibi, PUT kelimesi de “Pe-Vav-Te” şeklinde yazılmış. 

Bu durum gösteriyor ki, “Pe”, “Tı” ya da “Vav” harfleri de meseleyi kökünden halletmiş olmuyor.

Dolayısıyla, bu meselenin halli, harflerin kendisinde değil, belki “mânâ-yı harfide ve niyet ile nazar”da saklı.

Herkes kırdığından sorumlu

Bir başka endişemiz şudur: Anlaşıldığı kadarıyla, çok su götüren bu hamurdan Kemalistler de tutup şöyle bir mânâ çıkarmaya çalışabilir: “Bakın, Said Nursî, Mustafa Kemal’e karşı pot kırdığını itiraf ediyor.”

Tıpkı “Said Nursî, Sultan Abdülhamid’den özür diledi” yaygarası gibi.

Bazı kimselerde Yeni Asya alerjisi maalesef o derece ziyadeleşmiştir ki, Abdülhamidçi meddahların, hatta Kemalist şarlatanların sevinip bayram etmesi bile umurlarında değil. Yeter ki Yeni Asya ezilsin, üzülsün, tekzip edilmiş olsun, vesaire...

* * *

Bu arada, “Pot kırmak” tâbirini neredeyse “Put kırmak”la eşdeğer mânâda kabul ve izaha çalışan iyi niyetli kimselerin olduğunu da hatırlatmış olalım. Meselâ, diyorlar ki: “Bu tâbir, eskiden bugünkü mânâda kullanılmıyordu. Yadırgamamalı. Tıpkı, Yavuz ve Barbaros kelimelerinin zamanla mânâ değiştirmesi gibi...”

Meseleye bu zâviyeden bakanların niyetini sorgulamamalı, saygı göstermeli; ancak, tahkiksiz davranılması ve şimdiye kadar izah edil(e)meyen bir değişikliğe gidilmesi halinde hasıl olacak netice hakkında onları düşünmeye ve hassas davranmaya dâvet etmeli.

* * *

Bu meselede bize sataşmaya ve insafsızca saldırıda bulunmayı adet-alışkanlık haline getirenlere gelince...

Onlara da kısaca şu deriz: Herkes yaptığından mesul olduğu gibi, şüphesiz kırdığından da sorumludur.

Madem öyle, varın siz “pot kırma”ya, biz de “put kırma”ya devam edelim. Nasılsa, bu dünyada değilse bile, Rûz-i Mahşerde herkes çıkıp kırdığının hesabını verecek.

* * * 

Abdullah Yeğin imzalı Yeni Lûgat’in ilgili maddelerinde Pot ile Put kelimelerinin yazılışı ile bu tabirlere yüklenen mânâların kupürleri. Herhalde cevabı aranacak soru şudur: Said Nursî, Ankara’da farkında olmayarak mı “Pot kırdı”, yoksa bilerek mi “Put kırdı?”

Okunma Sayısı: 6032
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • tagi

    20.3.2015 18:55:55

    Selamün aleyküm, değerli kardeş. Ben Azeriyim, farscayı da biliyorum, ilk önce onu diyeyim ki, farsca put deyil, be, vav ve ye-dir, yani farca bot diye okunur. Bir az ilimli olalalım.

  • kalkan

    2.3.2015 03:22:59

    SAİD NURSİ Ankarada bilerek put kırdı hem de çatır çatır. Pot kırdı diyenler Kemalizme karşı Said Nursi yi zayıf düşürme ... neredeyse özür diletme misyonuna bilerek ya da bilmeyerek hizmet ediyorlar.

  • kamil uçar

    24.2.2015 20:10:17

    Selamunalekum abi "put kırdım mahkemesinin "sonucu ne olmustu.

  • GAZİ

    23.2.2015 22:42:59

    yahu kardeşim! daha dün risaleleri okumaya başlayan ben; zamanın iki görevli şahsiyetlerinden birinin Hz. Üstad olduğunu anlamışsam ve karşısındaki malum şahsın da diğer görevli şahıs olduğunu anlamışsam ve Üstadımın ne o malum şahıs karşısında ne Rus komutanının karşısında ne veli padişah karşısında ve ne de küfrün belini kırdık derken POT KIRMADIĞINI idrak edip bütün hücrelerimle bunu kabul edebilmişsem yazıklar olsun ki bunca yıldır risale okuyup ta kendine ....... Söyleyen boş yere söylememiş. ''ne vardı şu nurcuyum diyenleri birdaha nurcu yapabilsek!!''

  • Bedri Tahir Adaklı

    23.2.2015 20:53:16

    Muhterem Salihoğlu, 23.02.2015 Pazartesi günkü yazınızda geçen; Madem öyle, varın siz “pot kırma”ya, biz de “put kırma”ya devam edelim. Nasılsa, bu dünyada değilse bile, Rûz-i Mahşerde herkes çıkıp kırdığının hesabını verecek. Bu ifadelerinize hayran oldum, mükemmel bir beyan ustalığı, efendim zat-ı âlinizi candan tebrik eder saygıyla selamlarım (Bu ima ve kinaye ancak bu kadar olur.) BEDRİ TAHİR ADAKLI

  • Gül

    23.2.2015 20:33:10

    Latif abi demiş ki, isteyen istediği gibi okuyabilir garip bir durum arz ediyor diye. Risalei Nur kuran tefsîri olduğuna göre, çok hikmeti var demekki o vav harfinin. Kimbilir ne hikmete binaen Yazılmış Allahu alem. Ben o vav harfini U şeklinde okuyorum vesselam.

  • Hüseyin İLHAN

    23.2.2015 19:20:12

    Muhteremler bu yazı bilhassa PUT KIRDIM ifadesinin şu an POT KIRDIM şekilnde siyasetin kirli ve çirki,n işlerinde yol alan,haram-helali karıştıran,KÖMÜR diye TAŞ aldırıp halkı soyduran,elektrikte özelleştirmede siz bu parayı verin zarar etmeyeceksiniz diyerek hırsızın çaldığını milyonların hukukuna girerek ödeten haramilerin yaptığı POT KIRMA nında ötesindedir.Aziz üstadımıza POT KIRMAMIŞ ve siz yetmelerde kırdıramazsınıız.İĞFALİNE uğradığınız çirkin dini istismacı siyasilerden kurtulmadıkç.a 40 değil 400 yılda risale okusanız bu hastalık sizi iflah ettirmeez.Hadi ahirettede dede üstada POY KIRDIRIN bakalım.

  • Nahit Topaloğlu

    23.2.2015 18:52:24

    Salih Kardeşim, Kelimenin aslı Osmanlıcada "büt"tür ve Yeyin Ağabeyin Lügatinde de "büt" kelimesi B ve T ile yazılmıştır. Hani Dede Efendi'nin meşhur "Ey büt-i nev edâ.." diye başlayan şarkısındaki "büt" . Osmanlı alfabesiyle yazarken hâlen "içün" diye yazıyor fakat okurken "için" diyorsak, bu kelime de yazarken "büt" diye yazılmalı, okunurken "put" şeklinde okunmalı.Aslolan budur. Osmanlı Alfabesiyle yazılan nüshalarda kelimenin "büt" şeklinde B,T harfleriyle yazılması gerekir. Üstadımızın tashihinden geçmiş bir Osmanlıca metinde nasıl yazıldığını doğrusu ben de merak ediyorum. Bâki selamlar.

  • garip talebe

    23.2.2015 18:30:02

    Nurcularin oyuna ihtiyaclari olmasa emin olun yaparlardi.Boyle giderse gun gelecek buna da sahit olacaksiniz...Siyasal Islam'in ifrat - tefrit cizgisi olduğunu neden anlamak istemiyorsunuz.Su Yaşadığımız surec onemli ipuclari veriyor ama en basta Risale-i Nur okuyan ekser Nurcularimiz gafil kaldi.. Beyanat ve Tenvirlerin okunmamasi bu gibi arizalari ortaya cikardi yazik oluyor inanin.Illede yasayarak tecrube etmemize gerek yok bazi seyleri.Ustadin hayatinda bunlarin hepsi var.Ibret alinmasi kaliyor geriye.Tarihten ibret almazsak tekerrurunu yasamaktan baska caremiz kalmayacak.Ey Nurcular cok okuyun gozlerinizi dort acarak okuyun diyesim geliyor.

  • çavdari

    23.2.2015 18:10:55

    Garip talebe, Bahsedilen olay küçüktür demiyorum, ama arada nakleden bir zat var, ya o Mısıroğluna yanlış bilgi verdiyse ben bilemem. Badıllı abinin sitesi olsa gerek, bunu tekzib etmiş. Helallik diledi demesi (bilmiyorsa) çok meşhum değil, ama şu devletin parasını yedi ömrü boyunca çok feci bir iftiradır. Ama hala ben kaynağı görmedim, görmeden de kesin bir şey demeyeceğim, görünce de aynen alıntı yapıp sitelerine soru olarak yollayacağım. "Su toptanciliktan kurtulamiyoruz ne yazik ki." Ne güzel dediniz. Ben de aynını diyeceğim, Mısıroğlu yanlış nakiller yaptı diye hemen onu tamamen karalamak yerinde olur mu? Bu zatın Lozan Zafer mi Hezimet Mi serisi çok kuvvetli çok iyi bir eser. Yine söylüyorum, bir kaç yerde videolarında üstaddan Bediüzzaman diye bahsediyor. Ya yaptığı yanlışların farkında ama gurur meselesinden özür dileyemiyor ya da başka bir durum var.

  • çavdari

    23.2.2015 17:08:29

    Facebook sayfanıza baktım, şu ifade "Daha sonra Sultan Reşad’la görüşen Said–i Nursî, .... yardım almış ve hayatının sonuna kadar bu para ile yaşamıştır" eğer ondan sadır olmuşsa (kitap adı veya konuşmayı görmedim) gerçekten büyük bir iftira ve cinayettir. Kesinlikle buna dair özür dilemelidir. onca konuşmasını dinledim böyle hiçbir ifadeye rastlamadım. Bilmiyorum "Abdülhamid " adlı kitabında mı geçiyor. Ben böyle bir şeye asla rıza gösteremem. Lakin videolarda K. Mısıroğlu üstaddan kaç kez sarihan Bediüzzaman diye bahsediyor (kimisi bu yüzden Nurcuları tekfir ederken). Ama size aşağıda bir şey sordum "Madem mesele Abdulhamid değil, o halde niye adını karıştırıyorsunuz? " Birisi de çıksa Fethullah Gülen'in Üstadı üstad kabul etmesinden (sözde ) dolayı "Saidci falanlar" diye suçlarını sıralasalar rahatsız olunmaz mı? Yine ifade edeyim, devletin parasını yedi iftirası Mısıroğlu'nun hangi eserinde/sayfasında geçiyorsa gösterin, ben sitelerine yine buna dair mesaj atacağım.

  • garip talebe

    23.2.2015 16:37:39

    Sn Cavdari K.Misiroglu hakkinda Abdulhamid Han'in torunundan helallik istedi yalaninin basit birsey oldugunu mu dusunuyorsunuz.Tamamen Ustadi siyasal islam'a kanalize etmek için planli bir hareketti.Ruyada bir hitabe'yi açın bir kez daha okuyun.Ustadin Abdulhamid Han'in siyasetini 30 sene istifade edildigi zannedilen menfi siyaset olarak niteledigini goreceksiniz.Şahsına da malum Veli demistir Ustad.Su toptanciliktan kurtulamiyoruz ne yazik ki.Konu Ustad ise herkes oldugu gibi kabul etmeli bu kadar basit.Oynama ufak gozuken buyuk farkliliklara sebep olan carpitmalarla karman corman nurculuk versiyonlari ile karsilasmamizda bu yuzden zaten.

  • feyzullah tunalı

    23.2.2015 16:32:13

    1970 li yıllar, şanlı urfa'ya muhammed-i arabi (ASV)ve üstadımın ruhuna ithaf edilecek olan mevlide gidiyoruz.vatan sathında nurun birlik ve beraberliği bayramı. ihtilafların olmadığı veya asgari düzeyde olduğu bir hengamda.pozantı ilçesine vardığımızda adı geçen zatın sebili geçti elimize. neyi temsil ettiği belirsiz sebil mecmuası nur camiasını masonlukla itham ederek eserlerden masonluk kelimesinin çıkarıldığı yalanını neşretmeye başlamıştı.,neşretti neşretmesine ancak dersini de aldı nurculardan.yani sayın Mısırlıoğlunun sicili nur camiasına karşı pek de temiz değil.amaç nur camiasının arasına ihtilaf tohumları ekmek ve bölmekti.hala anlamayanımız varsa ne diyelim onlara.

  • Latif Salihoğlu

    23.2.2015 16:30:18

    K. Mısıroğlu ve diğerlerine cevap *** Bediüzzaman-Sultan Abdülhamid ilişkisini çoğu kimse yalan yanlış ve uydurma bilgilerle aktarma cihetine gidiyor. Aman dikkat! *** https://www.facebook.com/m.latif.salihoglu

  • çavdari

    23.2.2015 16:15:19

    Cemal abi, o programı gördüm, inanmış değilim, ben istifade ettiğim adamların her sözüne kefil olmam hemen de kabul etmem. Eğer o olay olmamışsa olmamıştır. Ama bir de şu var ki, diyelim Hüsrev abi söyledi ona, ama talebelerine böyle bir olayı anlatmadı, mümkün müdür. Hepimizin malumu o zatın şahsını üstad hadisin ikazıyla anladım diyor, yine kaderin 1. dünya savaşına dair fetvasını izah ederken Üstad benzer bir yorum kullanıyor. Bunlar sadece aklıma gelenler, asıl olay oldu mu olmadı mı Hüsrev abi bilir, anlattıysa talebeleri bilir.

  • çavdari

    23.2.2015 16:06:33

    "Üstad Bedüzzaman'a en büyük iftirayı atanların da başında geliyor" İki linke de baktım, orada üstadın para alması gibi iftiralardan söz ediyorsunuz, ama K. Mısıroğlu'nun adı geçmiyor. Hangi eserinde bunu demiştir, söyler misiniz? Yerinde görmek istiyorum, bilmek istiyorum. Benim yaşım tüm tarihi bilmeye müsait değil.

  • cemal özkaya

    23.2.2015 16:05:49

    çavdari kardeş k.mısıroğlu hüsrev abiyle hapis yatmış. orada hüsrev ağabeyin üstadın m.kemali öldürmeye giderken hicazdaki kutup tarafından manevi alemde engellendiğini bir tv proğramında anlatıyordu. ben bunu abilerden doğrulatamadım. mehazımıza dikkat edelim.

  • Latif Salihoğlu

    23.2.2015 15:55:02

    K. Mısıroğlu, evet M. Kemal'i tenkit edenlerin başında geldiği gibi, Üstad Bedüzzaman'a en büyük iftirayı atanların da başında geliyor. Bunu bilmeyene, anlamayana hakikati nasıl anlatsak, bilemiyorum ki. Bakınız: Meddahların karalamaları (1) http://www.yeniasya.com.tr/2010/11/09/yazarlar/lsalihoglu.htm 'Devletin parasını yedi' iftirası http://www.yeniasya.com.tr/2010/11/10/yazarlar/lsalihoglu.htm Demokrasiye düşman mısınız? http://www.yeniasya.com.tr/2010/11/12/yazarlar/lsalihoglu.htm

  • çavdari

    23.2.2015 14:46:44

    Bir de .."Problemli mesele Sultan'ın bizzat kendisi değil, Abdülhamid meddahlarının yanlışları" Madem mesele Abdulhamid değil, o halde niye adını karıştırıyorsunuz? İyi bir zat olsa, onun takipçilerinden bazıları ciddi hatalar işlese (farzı misal) o zatın adıyla onlara nispet etmek hakkaniyetli olur mu? Erdoğan meddahçıları deyin o zaman, niye Abdulhamid'i katıyorsunuz?

  • feyzullah TUNALI

    23.2.2015 14:18:27

    hey nur ağabeylerim,kardeşlerim! pot diyenler de biliyor ki pot değil puttur ama..aması var: bu muhterem(!)zevat siyasal islam'a hamile kalmış(karşılığında kimi muhkem kaleler, kimi muhkem makamlar,kimi muhkem yüksek maaşlı yerler almışlar.Bu arada muhterem yaşlı nur ağabeylerin çevresinde müdahinlik yapıp yanlış bilgilendirmeler ve yönlendirmeler de yok değil) onun için put değil illede haşa üstadıma pot kırdıracaklar.mesele tebeyyün etmiştir,şöyleki kimin sadık kimin kazip olduğu ortaya çıkmıştır.Veyl sadık olmayanalara. veyl onlara ki Nurun şahsı manevisini siyasi geleceklerine payanda yapmaya çalışan ve hakikatte nurcu olmayan seyyadı bi insaflar varsın üstadıma saldırmaktan zevk alsınlar.varacakları görecekleri akibetlerini tez elden hazırlasınlar.içimizden zayıf iradelileri elde ederek 72 de saldırdılar yıkılmadık,80 de saldırdılar yıkılmadık 90 lı yıllarda saldırdılar yılmadık yıkılmayacağız.

  • cemal özkaya

    23.2.2015 14:09:45

    Tarihi metin neşirlerinde ihtilaflı bir kelime için önce ilk kaynaklara bakılır. Risale-i Nur’daki herhangi bir kelime, Üstad’ın tashih ettiği orijinal Osmanlıca el yazmasında nasıl geçiyorsa, en doğrusu odur. Hakikati bulmak için Latin harfli bir kitap esas alınamaz, kaynak sayılamaz; el yazma nüshaya bakılır. Bu konuyu tahkik için 3 adet el yazma nüshayı karşılaştırdık. Bunların tamamında söz konusu kelime PE+VAV+TE ﭘﻮت şeklinde yazılmış. İddia edildiği gibi “BE” ile yazılmamış. Bunu ispat için en muteber bir nüshayı nazar-ı dikkatinize sunuyoruz. Kuleönlü Küçük Ali Ağabey tarafından yazılan bu nüsha Üstadımız’ın da tashihinden geçmiştir. Bunun yanında Kamus-ı Türkî lügatinden “Pot kırmak” deyiminin yazılış ve manasını da veriyoruz. emir selçuk böyle diyor. bahsettiği nüshanalarıda yazısına koymuş. put değil üstad pot kırdı demek için ellerinden geleni yapıyorlar yav.

  • çavdari

    23.2.2015 14:04:10

    Sn Salihoğlu, Sizin Abdulhamid Han'a dair ne yazdığınızı bilmem, zorunda da değilim. Zira yazınız kendini izah etmelidir. Herkes her gün sizi takip etmeyebilir veya bahsettiğiniz yazıları okumamış olabilir. Beni rahatsız eden bu yazıdaki muhtemele imalar: "meddahların....sevinip bayram etmesi bile .." Muhtemel çıkarımlar: 1) Abdulhamid'i aşırı övenler var, hem de gereksiz övgü, çünkü meddah kelimesi hoş bir mana da kullanılmamış. 2) Bu kişiler yanlış düşünür. Dolayısıyla Abdulhamid'i övmekte sanki bir problem var. Biraz izah edeyim . "Abdulhamidçi meddahların" en meşhuru K. Mısıroğlu'dur, ayrıca kendisi kitabında üstadın Abdulhamid'in torunundan helallik istediğine dair birinden söz nakleden kişidir. Ama onca konuşmasında Üstad'a yanlış bir laf eden veya Kemalizmi öven bir şey duymadım. Kendisi bugüne kadar gördüğüm en cesur Kemalizm münekkididir. Yani, meşhur "meddah" M.oğlu bu tahrife sevinmeyecektir. Beni rahatsız eden hakkaniyetin bazen kaybolması.

  • kemal akinsoy

    23.2.2015 12:32:40

    Bunlarda yüz surat kalmamış. ne yapsan nafile yeni asya olarak hz. mehdinin şahsı manevisini sadakatla muhafaza edin yeter. herkes nur talebesi olsa şimden şeriat çoktan gelmiş dünya islamı yaşar olurdu. herkes Kur'an okur peygamberimizin hadislerini okur ezberler ama uygulama tatbikata gelince dünya ağır basar. ahiret nasıl olsa ölmedim ölünce yaşarım zihniyeti ile yaşam devam eder. Risale-i nurlarıda milyonlarca kişi okuyor ama; dost talebe kardeş kısmına maalesef çok az sayıda kişi girebiliyor. SADAKAT le sarılan ve devam edenlerde çileli ızdıraplı ama SONU CENNET olan güzel bir yere gidiyor. Dünya cennet pot çuları ahiret cennetide put kıranların olsun.

  • Cevat Uykan

    23.2.2015 12:14:04

    Mühim bir hatayı düzeltiyorum. Aşağıdaki yorumumda Orhan Seyfi Orhon diye söylediğim kişi Yusuf Ziya Ortaçtır ve ifade tam olarak şöyledir: "Nazım, put kırıyorum derken pot kırıyor. Yaptığı barbarlıktır" Orhan Seyfi Orhon ise şöyle kullanmıştır: “ Bu İstanbul Türkçesi yüzünden rahat konuşamıyorum ki... Kendimizi doya doya sevemiyorum ki... Doya doya müdafaa edemiyorum ki... Bilmeden pot kırıyor, çam deviriyor, düşman kazanıyorum .” (6 Kasım 1943, S . 111, s. 3) Yakup Kadri Karaosmanoğlu da aynı deyimi şöyle kullanmıştır: Gri redingotlu efendi, bir pot kırdığını hemen anlamış olacak ki sözünü çevirdi." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu Elhasıl, pot kırmak kelimesi eskide de gaf yapmak manasıda kullanılıyordu.

  • feyzullah TUNALI

    23.2.2015 12:04:59

    tahir kaplan efendi eğer dediğin gibi olsaydı üstadın yaptığı yanlıştan dolayı süfyandan döüp özür dilemesi gerekirdi,kendisine tevdi edilen imkanları kabul etmesi gerekirdi.Aynı zamanda ankara garına kadar süfyanın ghidip üstada tarziye vermemesi gerekirdi yaptığın zorlama ve tarafgirane bir yorumdur

  • garip talebe

    23.2.2015 11:54:51

    Allah herkesi siyasal islam dalaletinden muhafaza buyursun.Ustad'a pot kirdirma yarişinin sebebi budur.Gerisi vesaire..haya ettik diyememenin inadi bunlar.Zaman haya ettik itirafini da yaptiracaktir o noktayada gelecekler vesselam

  • Latif Salihoğlu

    23.2.2015 11:33:16

    HATIRLATMA: Sultan Abdülhamid hakkında yazdıklarımızı okumayanlar, bu konuda lütfen bize ders vermeye kalkışmasın ve konuyu da saptırmasın. Problemli mesele Sultan'ın bizzat kendisi değil, Abdülhamid meddahlarının yanlışları, iftiraları ve saplantılarıdır.

  • Latif Salihoğlu

    23.2.2015 11:32:03

    Hayret ki, ne hayret... Daha düne kadar (Pot: Pe+Vav+Tı ile yazılır diyerek) Tı'ya sığınan POTçular, bugünden itibaren çark ederek Te'ye sığınmaya başladılar. Güya, ulaştıkları bazı E.Lah. nüshalarında böyle Pe+Vav+Te ile) yazılıyormuş diyerekten... Peki, 4-5 yıldır Tı'yı savunarak bize saldıranların tezleri n'olacak? Ayrıca, "Nur'un bekçisi" kesilen İttihatçılar ne diyor bu işe? Sonunda geldiniz mi bizim savunduğumuz noktaya? Yani, bugünkü yazıda da görüldüğü gibi, bu meselenin sadece Te ile, Tı ile, Vav ile halledilemeyeceği gayet açık ortada. Zira, her iki kelime (Pot-Put) de aynı harflerle yazılabiliyor. Yeni Lûgat'ın dışında bunun daha başka örnekleri de var. Netice itibariyle, P+Vav+Te'yi isteyen istediği manada okuyabilir. "Herkesin anladığı mana kendisine" deyip şimdilik noktayı koyalım...

  • Cevat Uykan

    23.2.2015 11:07:56

    Pot Kırmak deyiminin eskide gaf yapmak manasında kullanılmadığını söyleyenler yanılıyor. Pot Kırmak deyimini edebiyatımızda ilk kullanan Ahmet Rasim'dir. 1899 senesinde Şehir Mektupları isimli eserinde pot kırmayı "gaf yapmak" manasında kullanmıştır. İfade şöyledir:"kinayeyi iyiden iyiye tavzih için şöyle bir pot kırmıştır " Daha sonra Orhan Seyfi Orhon'da gaf yapmak manasında kullanmış ve "Nazım, put kırayım derken pot kırmıştır. Buna barbarlık derler" diyerek pot kırmayı barbarlık olarak tanımlamıştır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu da pot kırmayı gaf yapmak manasında kullanmıştır.

  • Ali KANDİL

    23.2.2015 09:55:06

    Hadis-i Şerif’te beyan edilen “Büyük Mehdi’nin talebelerinin tek imtihanı olur; o imtihan da, Mehdi’ye sadâkattir. Öyle ki, onlardan bir çoğu sadâkat imtihanını kaybeder” hususunun bu zamandaki yansımasıdır herhalde “pot-put” meselesi.

  • çavdari

    23.2.2015 09:48:00

    Evet bunlar tahriftir ve bunu kınıyorum. Lakin sadeleştirmecilerin bundaki payı hiç gözardı edilmesin. Sanki devlet durduk yere gitti Risalelere el attı gibi bir hava oluşmasın. "Abdülhamidçi meddahların, " Evet Abdulhamid Han hazretlerine çok saygı gösteren bir yazarın kitabında Üstad'ın Abdulhamid'den özür dilediği bir kayıt gördüm, sonra Badıllı abi bir sitede tekzib etmiş bunu. Beni asıl üzen şey, sanki Abdulhamid kötü bir adammış, Nurcuların ondan sakınması gerekirmiş, kötülenmesi gerekirmiş, şedit bir istibdadçı gibi bir hava oluşturulması gerekiyormuş gibi havalar estiriliyor. Halbuki üstad aynı Abdulhamid için evliya diyor. Abdulhamid'in hilafet ve başka meselelerdeki başarıları ise yadsınamaz. Abdulhamid'i sevmek Nurcu olmaya engel mi ? Hem Abdulhamid'i metheden hem de Risale'leri metheden Nurcu olamaz mı? Osmanlı'yı bir kaç sene içinde batıran meşrutiyetçiler mi efdal yoksa onlarca sene ayakta tutan Abdulhamid mi? (meşrutiyet kötü veya istibdad iyi demiyorum)

  • Tahir Kaplan

    23.2.2015 09:47:02

    Yahu bu Cemaatlara ne oldu başka işleriniz mi yok her şeyi hal etiniz pot veya put kırma işi mi kaldı. Bir sonuca varamayacağınız işlerle uğraş mayınız. PUT:Diyenlere soruyorum Üstadımızın elinde o anda bir put mu vardı vurdu yere kırdı.Yok karşısındaki kefereye put değil tabu kırdım demesi lazım gelmez mi POT:Diyenler şu noktada haklı olabilirler her doğru her yerde söylenmez dusturuna binaen sölemesydim daha iyidi demiş olabilir.Bence hizmetle uğraşsanız daha iyi edersiniz.

  • Garib Doğu

    23.2.2015 08:42:54

    Put ve potu kendi anlamak istedikleri gibi ve niyetlerine göre manalandırma gayretleri var.Bunları gerçek manalarından uzaklaştırmak isteyenlerin zihniyetlerinde değişiklik var.İçtima-i ve siyasi sahadaki tezahürleri bunun ispatıdır.Meslek ve meşrep açısından inhiraflar var.Cadde-i Kübra-i Kur'niye mesleğini bırakıp,kendi şahsi görüşlerini esas alanlar meydanda...Bu sahadaki anlayışları,bakış açıları,temel argümanları değişmiş.Yani içtima-i ve siyasi açıdan Risale-i Nur'an ayrılmışlardır.Kendilerine göre bir yol,tarz,misyon ve çizgi oluşturmuşlardır.Bu kafa yapıları ile daha çok pot kıracak,daha çok derin çukurlara düşeceklerdir.Tabii ki bakış açılarını Risale-i Nur'a göre ayarlamadıkları ve düzeltmedikleri müddetçe bu hal böyle devam eder,gider...Makale meseleyi hal etmiş.Yazarımızdan Allah razı olsun.

  • TOYGAR

    23.2.2015 08:03:36

    Üstadın kırdığı şey belli de, bu diğer kardeşlerin ne kırdığını anlamak da zorlanıyorum!. Youtube da seyrettim. Asıl nüsha En..r'a ait miş?. Yeni Asya ile Fethullan Gülen Hoca Efendinini cemaati birlikte aynı yola girmişmiş. Komik geldi. Ama sonra acıdım. Ne diyecek ti ki: "Biz yine yanlış yaptık, hayır işleyelim dedik fakat neticesi istediğimiz gibi olmadı. Yeni Asya haklı çıktı" mı diyecekti!.. Yazık ediyorsunuz size inanan ve arkanızdan gelenlere, kardeşim!..

  • TATAR RAMAZAN

    23.2.2015 01:41:47

    Üstad pot kırmamış put kırmıştır.Ama talebelerinden bazıları put yerine pot kırmaktadırlar. Bu da normaldir. Çünkü üstd hayatta iken devletin tayin ettiği iaşeyi, teklif edilen maaş ve ikramları, hediyeyi vb. ekonomik değeri olan hiçbir şeyi kabul etmez iken Türgev vb. yerlerden gelen cukkaları almakta behis görmeyen ve nazarlarını oradan ayıramayan bazı kardeşlerimiz pot üstüne pot kırıyorlar. Allah cc akıl fikir versin

  • ZAFER BARAN

    23.2.2015 00:27:41

    Bizim Üstadımız pot kırmaz pek kırma taraftarı olmasa bile mesele put sa başka çare olmadığından kırmaktan başka çare olmadığından kesinlikle kırar ve kırmıştır

  • Hüseyin İLHAN

    23.2.2015 00:11:08

    El insaf,el vicdan.Düne kadar bu bahsi okuduğumuz,müşterek derslerde bulunduğumuz ve dersleri yapan muhteremlerin YENİ ASYA muhalefet hastalığı ile başlayan bu hatalarına deva uzaklarda değil,bizzat evlerinde bulundurdukları ve antika eser gibi bağrına bastıkları o ilk latin harflerle basılan eserlerden bu bahsi baksınlar,okusunlar ve yıllarca 'put kırdım,diye üstadın sözlerini iz'an,insaf ve vicdanlarında tartsınlar kendileri bile TÖVBE TÖVBE biz ne halt ettik diyeceklerdir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı