Biri şarkta, biri garbda, biri mazide, biri müstakbelde, biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler ve sohbet edebilirler. Hususan bir tek maksad için bir tek vazifede bulunanlar, birbirinin aynı hükmündedirler. (Mektubat - 278)

Nurun özelliğidir; yayılmak için mekâna ihtiyaç duymaz. Nur Talebeleri de bu nuru yansıtmak için mekân aramaz. Nur’u yansıtmaya tâlib olan Eskişehir Yeni Asya okuyucuları şeair-i İslâmiyenin bayraktarlığı yapmak için düştüler yollara. Bir haftalık bir okuma programı. Bu program için geliyoruz her sene Caprice Palas Oteli’ne. Her sene buraya tatil yapmaya, gezmeye, bu güzel mekânda oturmaya değil, okumaya geliyoruz. Hassasiyetlerimizin gözetildiği, bize rahat bir okuma ve sohbet imkânı sağlandığı için burayı tercih ediyoruz. Otelimize gelir gelmez, yoğun bir okuma programına başlıyoruz. Günde iki kez konferans salonunda yaptığımız sohbetler ve günün her anında lisan-ı halimizle yansıttığımız hakikatler, nazarları asrın tefsirine yönlendiriyor. Asrın iman ihtiyacına ab-ı hayat olan Risale-i Nurun farkı, güneş gibi zahir oluyor. Değerli ağabeylerimizin katılımları ve nurlu dersleri, bizlere şevk veriyor. İzmir’den gelen Mustafa Kaynar Ağabeyimiz ve Ankara’dan gelen Sami Cebeci Ağabeyimiz’in Risale-i Nur’a vâkıflığı ile hakikatler ruhumuza işliyor elhamdülillah. “Zaman, imanı kurtarmak zamanıdır” (Sözler - 763) hakikatini düstur edinip çıktığımız bu hizmet yolculuğu farklı âlemlerin kapılarını açıyor bizlere. Farklı şehirlerden gelen mü’min kardeşlerimizin cem olduğu bu mekânda yapılan hizmetler ile biiznillah kalpler gıdasını tam almakta. Ruhumuzun ab-ı hayatı olan Kur’ân hakikatleri dem ve damarlarımıza geçerken, bir yandan da tattığımız nimetler bir kez daha şükre sevk ediyor bizleri.

Her anı dolu dolu olan bir okuma programı bu. Zerrelerimiz dahi hissedar. “Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.” (Sözler - 146) düsturu bizlere rehber oldu elhamdülillah. Hayattan aldığımız lezzetleri helâl dairede tatmanın keyfiyle, hizmet-i imaniyede şevk-i mutlak, şükr-ü mutlak ile istihdam olunuyoruz. Bu hizmet sahası bizlere Rabbimizin ikramı. Nur’un yansımasına vasıta olmak saadetiyle, tebessüm ediyoruz âlem-i İslâm’a. Kur’ân’ın asra bakan tefsiri Risale-i Nur’u dinlemek için etrafımıza toplanıyor diğer misafirler. Bazıları kulak misafiri olmakla yetinirken, çoğu zaman da hakikatleri dikkatle dinliyor, takdir ve tebriklerini iletiyorlr. 

Tefekkür lezzetlendiriyor nimetleri. Uhuvvetle kalpler mutmain. Mekânlar Nur’a mâni olmadığından, lobide, restaurant da, cafede dahi yayılıyor nurun küllî hakikatleri. Bizler de bu nurlu Sözler’in dillerde, kulaklarda olmasından memnun oluyoruz her daim. Âlem-i İslâma seslenen bu Kur’ân hakikatleri her mekânı Medrese-i Nuriyeye çevirdiğini müşahede ediyoruz.

Şükre sebeb bu hizmet sahasında bulunduğumuz her dakika Rabb’a yönlendirirken bizleri, dilimizdeki duâlarla Eskişehir’de kalan ve dünyanın her yerinde hizmetine devam eden diğer kardeşlerimizi de yâd ediyoruz. Dâvâmız bir olduğundan mekânın asıl sahibi bizleri mekâna bağlanmaktan da kurtarıyor elhamdülillah. 

Rabbimizden niyaz ediyoruz ki bizleri bu dairede her daim istihdam etsin. Kalbimizi iman nuruyla nurlandırsın. Helâl dairesinin keyfe kâfi geldiğini bizlere her daim göstersin ve hizmetlerimizi kabul etsin. Amin.