"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölümde hayat var!

Suna DURMAZ
16 Temmuz 2014, Çarşamba
“Her canlı ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Ankebût Sûresi 57. âyet)

Ölüm ikiz kardeş gibidir. Her nefis sahibi doğduğu andan itibaren ölüm ile beraber yaşar. Göze görünmeden adım adım ve nefes nefese bizi takip eden ölüm meleği, Allah’dan emir gelir gelmez ruhumuzu kabz ederek bizi hayatın ve ölümün tek mâliki olan Rabbimize götürür. İnsan; bazen doğar doğmaz, bazen biraz büyüdükten sonra, bazen de iyice kocayınca ölür. Ölen kişi Rabbine kavuşur; geride kalanlar ise sevgiliden ayrılmanın acısını duyarlar ve bu acı kolay kolay sindirilemez. Ölüm sebebiyle sevdiğinden ayrılan insanı rahatlatan tek şey, ölümün “yokluk” olmadığını bilmektir. Bedîüzzaman Said Nursî, Kur’ân-ı Kerîm’den aldığı ders ile, kıyâmete kadar yaşayacak olan şu mânidar kelimelerle ölümü tarif ederek yüreklere derman olmuştur. “Sizlere müjde! Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil. Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.” (20. Mektup 1. Makam)
***
Bu Ramazan ayında, ölümün etrafımızda kol gezdiğini iyice hissettim. Ramazanın ikinci gününde, bize teravih namazı kıldıran Mısırlı komşumuz Prof. Abdulfettah Hoca namaz esnasında vefat etti. Son sözü ise “Sabredenleri müjdele ve Allahuekber” oldu. Abdulfettah Hoca’nın Mısır’da tatil yapmakta olan eşi Fâize, cenazeyi teslim almak için Kuveyt’e geldi. Komşular toplandık ve hep beraber havaalanına gidip arkadaşımızı karşıladık. Yüreği yaralı ve gözü yaşlı olan Fâize’nin ilk sarıldığı kişi ben olmuştum. Onun bu davranışı, İslâm kardeşliği adına beni çok sevindirmişti! Sevgili Fâize ölümün yokluk olmadığını biliyordu elbette. Ama, ben yine de hatırlattım. Çünkü, Allah Teâlâ böyle yapmamızı emrediyordu.
“Ve zekkir fe innez zikrâ tenfeul mû’minîn/ Sen yine de hatırlat. Çünkü/ hatırlatma mü’minlere fayda verir.” (Zâriyât Sûresi 55. âyet)                                                                                                                                    
Komşular o gün Fâize’yi yalnız bırakmadık. Adlî Tıp Merkezi ve cenaze namazının kılınacağı mezarlığa kadar onunla beraberdik. Tâ ki, gece cenaze ile beraber Mısır’a dönünceye kadar. Sevgiliden ayrılmanın acısıyla yanan ve ara sıra “Ya Habîbi /Sevgilim” diyen Fâize; bundan başka, gün boyunca tek söz söyledi. O da, “Elhamdülillah” idi.                                                                 
Ey şefkat kaynağı Rabbim! Âhirete iman ne tatlı ve ne şifâlı bir devâdır; son nefese kadar bizi bu devâdan mahrum kılma! Ve bizi, “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz” hadis-i şerifini anlayıp uygulayanlardan eyle!
***                                                                                                              
Zaman zaman Kuveyt’teki Risale-i Nur derslerimize katılan Antepli Hüseyin Ağabey’de Ramazan ayı girmeden birkaç gün önce vefat etti. Eşi Nazire Hanım izine gittiği için evde yalnız olan Hüseyin Ağabey, aniden kalbi sıkışınca komşusu olan Orhan Öğretmenin kapısını çalmış ve birkaç dakika sonra da Orhan Hoca’nın kucağında vefat etmiş... Geçtiğimiz günlerde, Nazire Hanım evini toparlamak için oğluyla beraber Kuveyt’e geri döndü. Arkadaşlarla beraber kendisine başsağlığına gittik. Nazire Hanım ağlıyordu. Ayrılık acısı zordu.. Ama, Nazire Hanım’ın da söylediği tek söz vardı. O da, “Elhamdülillah” idi.
Ey kullarına çok acıyan Rabbim! Âhirete iman ne tatlı ve ne şifâlı bir devâdır; son nefese kadar bizi bu devâdan mahrum kılma! Bizi, Atâillah el-İskenderi’nin dile getirdiği “Mâzâ vecede men fekadehu ve mâzâ fekade men vecedehu / O’nu (Allah’ı) kaybeden neyi bulur ve O’nu bulan neyi kaybeder?” hakikatini idrâk edenlerden eyle!
***
İstanbul Fatih’de apartman komşumuz olan Turan Amca, eşi Nimet Teyze’yi çok sever. Sevgili Nimet Teyze vefat etti, ama seksenlere yaklaşan Turan Amcanın eşine duyduğu aşk hâlâ yaşıyor! Doğrusu Nimet Teyze bu sevgiye lâyıktı. Yetmişlik yaşına ve bel fıtığına aldırmadan, hergün 3 kat daracık merdiven iner ve eşinin çantasını apartman kapısından alıp yukarı çıkardı! Turan Amca, kendisi için saliha bir eş ve nimet olan Nimet Teyze için yazdığı iki şiiri bana da göndermiş. Şiirlerden birini sizlerle paylaşıyorum.

Nimetimin Ardından
Sen gittin ben kaldım bir umman ortasında
Pusulam yok; şaşırdım yönümü bilmiyorum                                          
Bu sandal bak gitmiyor artık hiç rotasında
Sen olmadan bir tanem önümü göremiyorum

Gök kapkara simsiyah yıldızlar yok yerinde
Hepsi mateme girmiş, sanki hepsi derinde                                         
Pusulasız sandalım artık son seferinde
Gidiyorum maksatsız, nereye sormuyorum

Hayat devam ediyor diyorlar zaman zaman
Sensizliğe alışmak! Özlem vermiyor aman                                         
Hayalin hep yanımda, her daim kocaman
Seninle yaşıyorum hep seni soluyorum.
***
Ey el-Vedûd ismine sahip olan Rabbim! Âhirete iman ne tatlı ve ne şifâlı bir devâdır; son nefese kadar bizi bu devâdan mahrum kılma! Ey el-Hâdi ismine sahip olan Allahım! Bedîüzzaman’ın şu sözlerini bize yol gösterici kıl! Ve cümle mü’minlere iman dolu bir kalp ve salih amellerle yaşanmış bir ömür, son nefeste de hüsn-ü hitâm nasip eyle!
“Dost istersen Allah yeter. Evet, O dost ise her şey dosttur.”
“Yârân istersen Kur’ân yeter. Evet, ondaki enbiya ve melâike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder.”

Okunma Sayısı: 4979
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı