"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünya Kız Çocukları Günü

Yasemin YAŞAR
18 Ekim 2014, Cumartesi 00:01
2012 yılından bu yana 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü olarak kutlanmaktadır. Dünyanın kız çocukları gününü nasıl kutladıklarını veya bu güne nasıl baktıklarını bilmiyorum. Lâkin Türkiye’de bu mesele hiç de hak ettiği şekilde algılanmıyor.

Dünya Kız Çocukları Günü’n de gerek medyanın gerekse mesele ile ilgili olduğunu zannettiğim vakıf, dernek ve kuruluşların aslında meselenin ehemmiyetine dair bir bakış açılarının olmadığına şahit olmaktayız.

Elbette herkesin her mesele ile ilgili yorum yapması, hassasiyet göstermesi beklenemez. Hele ülkenin içinden geçtiği bu hassas süreç düşünüldüğünde dünya kız çocukları meselesi çokta tâli kalmış bir mesele gibi görülmektedir. Ancak hayat bütün gelgitleriyle ve imtihanıyla devam etmekte ve sosyal problemlerde olanca hızıyla akıp gitmektedir. Herkesin bu cemiyet içerisinde sosyal sorumlulukları, yetki alanı ve bir vazifesi vardır. Ülke gündemine elbette duyarsız kalınamaz. Ancak diğer devam eden sosyal problemler de gündemin birinci maddesine kurban edilemez.
İşte bu minvalde, Dünya Kız Çocukları Günü de, sessiz sedasız veya sadece magazinel ve sathi bir nazarla, es geçilecek bir mesele değildir.
Evet, bugünün dünyası, bugünün hayat algısı kadın için daha yaşanılmaz bir dünyayı netice veriyor. Şiddet, taciz, tecavüz olayları gün geçtikçe artarak devam ediyor. Liyakatsiz ve sorumsuz erkeklerin geride bıraktığı kadın ve çocuk enkazları, yıpranan, horlanan ve evinin hem babası hem annesi olmaya çalışan kadınların sayısı her geçen daha da artıyor.
İşte bugün bir şeyler konuşulacaksa, eşleri, babaları ve akrabaları tarafından öldürülen kadın ve kız çocuklarını konuşmak gerekecektir.
Bugün çocuk gelinler meselesini, taciz ve tecavüze uğrayan kadınları, bir meta gibi alınıp satılan kadınları, konuşmak gerekecektir. Bugün kız çocuklarını yetiştirirken hem çelik gibi güçlü, şahsiyetli hem de bir çiçek kadar nazik ve nezafetli kız çocuğu nasıl yetiştirilir bunu konuşmak gerekecektir.
Yine bugün ev içi mahremiyet meselesini, tesettürün fıtrîliği konusunun hikmetleri ve dikkat edilmediği taktirde nasıl tüyler ürpertecek vukuatların meydana geldiğini konuşmak gerekecektir.
Bugün kız çocuklarının eğitimi ve bu eğitimin fıtrata müdahale edilmeden onların her türlü duygusal ve bedensel istismarlara uğramalarına meydan vermeyecek şekilde bir sistem geliştirmek üzere konuşmak gerekecektir.
Evet bugün gayr-i meşrû ilişkilerin cemiyeti nasıl tahrip ettiği, gayr-i meşrû çocukların sokaklara nasıl vicdansızca terk edildiği ve öldürüldüğünü konuşmak gerekecektir.
Bugün çocuk gelinler meselesi konuşulmalı. Fakat ne bu mesele üzerinden dine sataşanlar açısından, ne de dinî bir temeli varmış gibi düşünüp yaptıklarını bu kılıfla meşrûlaştıranların açısından konuşmalı.
19. yy’da 17 yaş evlenmek için çok geç kalınmış bir yaş gibi algılanırken bugün Birleşmiş Milletler 18 yaş öncesini çocuk tanımı içinde ele alıyor. Ancak burada bir tezat ortaya çıkıyor. Zira evlenmek için 17 yaşını erken bulanlar 13-14 yaşlarında erkek arkadaşı edinme meselesini hiç eleştiri konusu yapmıyorlar.    
Kız çocuklarını daha bebeklikten itibaren, tüketim sömürüsünün içine atıp, çocuğun sırtından para kazanan ebeveynleri hiç eleştirmiyorlar.
Yine masumiyeti bozmaya dönük ürettikleri kıyafetlerle kız çocuklarını bir manken gibi giydirip sonrada alçakça duyguların uyarılmasına zemin hazırlayanlar hiç eleştirilmiyor.
Evet, bugün kadın ve kız çocukları konuşuluyor. Lâkin bu konuşmaların en önemli ayağı olan, kadınların mağduriyetinin en önemli müsebbibi olan erkekler konuşulmadan kadın problemleri çözümlenemeyecektir.
Zira merhamet, himayet ve hürmet vasıflarıyla vasıflanması gereken erkekler, neden bir ailenin sorumluluğunu alamıyor, neden sorumluluğu altındakilere merhamet edemiyorlar, neden metanet, dirayet ve hâkimiyet noktasında pasif oluyorlar ve sorumluluk sahibi olamıyorlar.     
Evet, kız çocukları, çocuk gelinler meselesi, şiddet, tecavüz ve taciz başlıkları altında kadın meselesini konuşurken baba, eş, ağabey rollerindeki sapmaları, cehaleti yanlışları da konuşmak meselenin çözümüne dönük daha bütüncül bir adım olacaktır.
Kadının huzuru ona merhamet, hürmet ve himayet eden bir babanın veya eşin kanatları altında olacağı unutulmamalıdır.

Okunma Sayısı: 1581
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı