Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Maden faciası: 17 ölü

Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde, bir kömür ocağında grizu patlaması meydana geldi. Patlama sonucu 17 işçi öldü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, patlamayla ilgili olarak, “Olayda ihmalimiz söz konusu değil ama maalesef madencilikte böyle şeyler oluyor. Ani bir gaz boşalması söz konusu, çok üzgünüz” dedi. Faciada hayatını kaybeden işçilerin naaşları, kılınan cenaze namazlarının ardından defnedildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de grizu patlamasının meydana geldiği Şentaş Madenciliğe ait kömür ocağında 17 işçinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Sabah erken saatlerde geldiği Odaköy’de incelemelerde bulunan Güler, gazetecilere yaptığı açıklamada, özel sektöre ait bir kömür ocağında, önceki gece metan gazının birikmesinden kaynaklanan grizu patlamasının meydana geldiğini söyledi. Güler, olayın son derece üzüntü verici olduğunu, Türk milletine başsağlığı dilediğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Ocak’ta 57 kişi vardı, bunlardan 35’i sağ olarak kurtuldu, 5 kişi yaralı. Maalesef 17 kişiyi de kaybetmiş durumdayız. 3 kişi şu anda göçük altında, onları da çıkarmaya çalışıyoruz. Üzüntümüz büyük, ancak 35 kişi kurtuldu buna da seviniyoruz.’’

Bir gazetecinin ‘’1 yıl içinde 2 kaza yaşandı, biri Kütahya’da biri Balıkesir’de. Acaba denetimlerde bir eksiklik mi var?’’

şeklindeki sorusu üzerine Güler, şunları söyledi: “Hayır, bunlar maalesef madencilikte olagelen kazalar. Çünkü, patlamadan birkaç dakika önce ölçümü yapmışlar, ama bu ani gaz gelimi, zaman zaman birikmiş gaz çıkışı olabiliyor. Ama bu konuyu yine de arkadaşlarla görüşeceğiz. Henüz daha incelemeler neticelenmedi. Ama maalesef, bu madenciliğin tabiatı icabı olabiliyor.’’ Bakan Güler, Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu ile patlamanın meydana geldiği kömür ocağının bir bölümünde incelemelerde bulundu, şirket yetkilileri ve madencilerle görüştü. BAKANLIK İNCELEME BAŞLATTI Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, maden ocağında meydana gelen grizu patlamasıyla ilgili olarak inceleme başlattı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de bir maden ocağında meydana gelen grizu patlamasıyla ilgili olarak müfettişlerin olay yerinde inceleme başlattıkları bildirildi. Açıklamada, “Geniş çaplı inceleme yapacak olan iş müfettişlerinden oluşan heyetin inceleme sonucuna göre, gerekli tüm yasal işlemler yapılacaktır’’ denildi. 1955’TEN BERİ 2 BİN 668 İŞÇİ ÖLDÜ Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’deki özel bir maden ocağında 17 işçinin hayatına mal olan grizu faciasının en büyüğü Zonguldak Kozlu’da 3 Mart 1992’de meydana gelmiş, 263 işçi ölmüştü. TTK Genel Müdürlüğü istatistik verilerinden alınan bilgiye göre, kömür ocaklarında 1955-2006 yıllarındaki iş kazalarında 2 bin 668 işçi öldü, 318 bin 654 işçi yaralandı. Söz konusu yıllarda kuruma bağlı müessese müdürlüklerinden Kozlu, Armutçuk, Amasra, Karadon ve Üzülmez kömür ocaklarında göçük, grizu ve kömür patlaması, karbonmonoksit zehirlenmesi ile metan gazı ve karbonmonoksit zehirlenmeleri gibi kazalar oldu. En az kazanın yaşandığı 1999’da 4 işçinin öldüğü ve 1722 işçinin yaralandığı kurumda, en fazla yaralanmalı kaza ise 9 bin 592 kişiyle 1966’da meydana geldi.

/ DURSUNBEY

03.06.2006


 

AB sürecini baltalamak

Son günlerde bir biri ardına deşifre edilen illegal yapılanmaların hedefi demokrasi. Sabah yazarı Ergun Babahan dünkü yazısında “Bu çetelerin amacını tam olarak bilemiyoruz; ülkeyi kaosa sürükleyip hükümeti yönetemez hale getirerek, Cumhurbaşkanını bu Meclise seçtirmemek mi, yoksa Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin önünü keserek AB ile bağların kopmasını sağlamak mı?” diye sordu.

Üçüncü dünya ülkesi oluruz

“Amaç ne olursa olsun, hedef tek. Demokratik hukuk düzeni. Türkiye ya hukukun üstünlüğünün egemen olduğu demokratik bir devlet olacaktır, ya da kimsenin canının ve malının hukuk güvencesinde olamadığı üçüncü dünya ülkesi haline dönecektir” diyen Babahan, herkesin bu çeteler için önemsiz bir piyon olduğunu da kaydetti. Babahan seçilmişlere ve köşe yazarlarına da gerçeği görmeleri çağrısında bulundu.

BASINDAN SEÇMELER BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

03.06.2006


 

AB’den akl-ı selim çağrısı

Avrupa Birliği (AB), Avusturya Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Irkçılığı Gözetleme Merkezi tarfından Avusturya’nın başşehri Viyana’da düzenlenen Irkçılık Kongresi’nde, “azami akl-ı selim” çağrısı yapıldı.

Kongrede, Avrupa ve Kuzey Afrika’dan 200 gazeteci ve sivil örgüt temsilcisine seslenen Avrupa Birliği Komisyonu Dış İlişkiler ve Avrupa Komşuluk İlişkileri Politikası Komiseri Benita Ferrero-Waldner, “asgari ırkçılık, azami akl-ı selim” çağrısında bulundu. Ferrero-Waldner, daha çok medya mensuplarını muhatap alan konuşmasında, düşünce özgürlüğü ile sorumluluk bilincinin bağdaşacağı şekilde habercilik yapılmasını istedi. Bir dönem Avusturya Dışişleri Bakanı olarak da görev alan komiser, medyada otokontrolün önemine dikkat çekti.

Avusturya Devlet Sekreteri Hans Winkler ise, her türlü sansüre karşı çıktıklarını, fakat bunun yanında medyadan kültürel farklılıklar için büyük anlayış geliştirmesini beklediklerini dile getirdi. Avrupa Irkçılığı Gözetleme Merkezi Başkanı Beate Winkler de karşılıklı anlayışın teşvik edilmesi için medya alıştırmalarının en iyi düzeyde gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Birleşmiş Milletler’in Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı Uzmanı Doudou Diene ise Avrupa’daki aşırı sağ partilerin gittikçe güç kazanmasına dikkat çekti. Bundan daha önemli sorunun, bu partilerin yönetime katılması ve yasamayı etkilemesi olduğunu vurgulayan Diene, bu durum sonucunda göçmenlere ve entegrasyona karşı kanunların oluştuğunu dile getirdi.

Uluslararası Gazeteciler Birliği Genel Sekreteri Aidan White, ırkçılık ve yabancı düşanlığında sadece medyanın değil politikanın da etkili olduğunu söylerken, Avrupa Komisyonu Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Yürütme Sekreteri İsil Gachet, politikanın ırkçı metin ve resimlere karşı yasal önlemler alması gerektiğini belirtti.

/ VİYANA

03.06.2006


 

TMK başka bahara

Büyük tepkiler alan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Tasarısı AKP’de rahatsızlıklara sebep oldu. Tasarının geldiği Meclis Adalet Komisyonu’nda önce Alt Komisyon oluşturuldu. Ancak CHP, tasarının geri çekilmemesi nedeniyle Alt Komisyon’a üye vermedi. Hafta başında çalışmalarına başlayan Alt Komisyon, teröristbaşı Abdulah Öcalan’a af getirdiği iddia edilen 6’ncı maddeye takıldı.

Üç gün boyunca çalışan komisyon, 6’ncı maddede rötuş yaparak, CHP’nin itirazlarını dikkate aldı. 6’ncı madde tasarıdan çıkmadı ancak adeta baştan yazıldı. Değişiklikte, askerden gelen görüşler de etkili oldu.

Tercüman gazetesinin haberine göre, Alt Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, AB Uyum Alt Komisyon’un raporunu bekleyeceklerini açıkladı. Ancak, AB Uyum Alt Komisyonu bugüne kadar hiç çalışmamıştı. AB Uyum Alt Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır da, ‘Bizi hiç dikkate almadılar. Bizim raporu beklemeden çalışmalara başladılar’ dedi. Yalçınbayır, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün kendisinden bir rapor istediğini belirterek, ‘Gül’e, TMK ile ilgili bir rapor sundum. Tasarıyı baştan yazdım’ ifadesini kullandı. CHP’li Adalet Komisyonu Üyesi Orhan Eraslan ise AKP’nin tutumunu, ‘Topu taça atıyorlar. Daha önceleri ‘CHP engel oluyor’ diyorlardı. İşte CHP yok, kendi hallerine bıraktık’ ifadesini kullandı. Adalet Komisyonu’nun CHP’li Üyesi Muharrem Kılıç, AKP’nin ipe un serdiğini ve tasarıyı soğutmaya çalıştığını ileri sürdü. Meclis’in çalışma süresinin azaldığına da işaret eden Kılıç, ‘TMK’yi bu dönem getirmeyi düşünmüyorlar. Amaçları soğutmak. AB Uyum’u bekleme gerekçesi de doğru değil’ diye konuştu.

SİVİL TOPLUMA CEZA

6’ncı maddede yapılan değişiklikler AKP’li milletvekillerinde de rahatsızlık yarattı. Askerin istediği doğrultusunda değişiklik yapılan ve silahsız örgütlere de getirilen ceza partide tartışmaya yol açtı. Tasarıya eklenen yeni fıkraya göre, silâhsız örgütlere de ceza verilecek. Terör örgütünün henüz silâhlanmamış olması halinde TCK 314’üncü maddeye göre verilecek ceza üçte bir oranında indirilecek. Bazı hukukçular, bu maddeyle Fethullah Gülen’e de ceza yolunun açıldığını iddia ederken, bu durumun AKP içerisinde rahatsızlığa yol açtığı öne sürülüyor. AKP’li bir yönetici, ‘Silahsız örgüt tanımlanmamış. Bunun içerisine vakıf da girer, dernek de girer, Fethullah Gülen de girer. Madde bu haliyle AKP’den geçmez’ değerlendirmesini yaptı. Bu arada, TMK Tasarısı’nda yapılan değişikliklerin hafta başında AKP MYK’da masaya yatırılacağı ve gerekirse bazı değişikliklerin yapılabileği düşünülüyor.

/ İSTANBUL

03.06.2006


 

Aksu: Bu pisliğin içinde olan herkes için gereken yapılacak

ÇATALZEYTİN - İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, polisin son günlerde yaptığı operasyonlarla ilgili ‘’Bu pisliğin içinde olan herkes için gereken yapılacaktır’’ dedi.

Aksu, Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesinde bulunan Yatılı İlköğretim Bölge Okulunun (YİBO) İçişleri Bakanlığına devredilmesin üzerine helikopterle geldiği ilçede okulda incelemelerde bulundu. 500 öğrencinin kalabileceği okulu atıl bırakmayacaklarını ifade eden Aksu, okulu Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde değerlendireceklerini ifade etti.

Aksu, okuldaki incelemelerinin ardından gazetecilerin ‘’Polisin son günlerde yaptığı operasyonlarda bazı güvenlik güçlerinin de zanlı olarak gözaltına alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ şeklindeki sorusunu, şöyle cevapladı:

‘’İyi ya işte, işin güzel tarafı da bu zaten, biz herkesin üzerine gidiyoruz. Kendi mensubumuz da o pisliğin içindeyse, onun da üzerine gidiyoruz. Gereken tüm yasal işlemi yapıyoruz. Yargıda üzerine düşeni yapıyor. Bu pisliğe bulaşan güvenlik güçleri varsa gerekli soruşturmadan sonra ihracını da yaparız. Yolsuzlukla mücadele etmekte hiç taviz vermeden hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan, kim bu pisliğe bulaşmışsa, kim bu pisliğin içinde yer almışsa gözünün yaşına bakmayız. Maalesef bazı güvenlik güçleri arkadaşlarımız da ‘tabi bu kişilere arkadaş da denilmez’ bu pisliğin içinde olan herkes için gereken yapılacaktır.’’

/ ÇATALZEYTİN

03.06.2006


 

Emniyet: TSK ile uyumlu çalışıyoruz

Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, polisin aralarında askeri personelin de bulunduğu bir gruba yönelik gerçekleştirdiği operasyon sebebiyle Genelkurmay Başkanlığı ile Emniyet arasında herhangi bir sıkıntı olmadığını belirterek, ‘’Uyumlu bir şekilde çalışıyoruz’’ dedi.

Çalışkan, haftalık bilgilendirme toplantısında, Eryaman’da gerçekleştirilen operasyonla ilgili bir soruyu cevaplarken, Ankara Emniyet Müdürlüğüne bir ihbarın geldiğini, bu ihbar çerçevesinde savcı talimatı ve mahkeme kararı ile çalışma başlatıldığını söyledi. Olayla ilgili 9 kişinin gözaltına alındığını, bu kişilerin ikisinin askeri personel olduğunu ifade eden Çalışkan, Adalet Bakanlığının genelgesi doğrultusunda gözaltına alınan askeri personelin İnzibat Komutanlığına teslim edildiğini bildirdi. Bir başka soru üzerine, ‘’gözaltına alınan zanlıların henüz ifadelerine başvurulmadığını’’ anlatan Çalışkan, ‘’suikast haberlerinin doğru olmadığını’’ belirtti.

Bir gazetecinin ‘’Gazeteciler telefonla aranarak Genelkurmay Başkanlığı önüne çağrılıp operasyon ile ilgili krokilerin yer aldığı zarflar dağıtıldı. Bu zarfları kim dağıttı?’’ şeklindeki sorusu üzerine ise Çalışkan, bu olayla ilgili inceleme başlattıklarını söyledi. Çalışkan, olayla gazetecilerden de yardım alacaklarını, konunun aydınlatılması için çalışma yürüttüklerini ifade etti. İsmail Çalışkan, operasyonla ilgili Genelkurmay Başkanlığına bilgi verilip verilmediğinin sorulması üzerine de operasyonun başlamasının ardından askeri personelin de yer aldığının belirlenmesi üzerine kurumlarına bilgi verildiğini kaydetti.

Bir gazetecinin, operasyon nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı ile Emniyet Teşkilatı arasında bir problem yaşanıp yaşanmadığını sorması üzerine de ‘’Ankara Emniyet Müdürlüğündeki yetkili arkadaşlarla görüştüm. Operasyonla ilgili Genelkurmay Başkanlığımız ile herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Konu koordineli bir şekilde soruşturuluyor’’ dedi.

Çalışkan, ‘’Başbakanın evinin krokilerinin de bulunduğu’’ iddialarıyla ilgili bir soru üzerine ise soruşturmanın gizliliği sebebiyle bu tür konularda bilgi vermesinin söz konusu olmadığını belirtti.

Bir başka gazetecinin sorusu üzerine Emniyet ile askeri kurumlar arasında herhangi bir sıkıntı olmadığını yineleyen Çalışkan, son operasyonun Danıştaya yönelik silahlı saldırı ve Küre Operasyonu ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığını bildirdi. Çalışkan, eski Başbakan Bülent Ecevit’in tedavi gördüğü GATA’da fotoğrafının çekilmesi ile ilgili polisin herhangi bir çalışma yapıp yapmadığının sorulması üzerine de ‘’suç duyurusu yapıldıysa gereken incelemenin gerçekleştirileceğini’’ kaydetti.

/ ANKARA

03.06.2006


 

Erdoğan: KKTC'ye ambargo kalksın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret çerçevesinde Ankara’da bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’i kabul etti.

Erdoğan ve Steinmeier, Başbakanlık Merkez Bina’da baş başa yaklaşık 1 saat, heyetler arasında da yaklaşık 20 dakika süren görüşmeler yaptılar. Edinilen bilgiye göre, Erdoğan, KKTC’ye uygulanan haksız ambargonun kaldırılmasına dönük adım atılmasını istedi. Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier de Erdoğan’ın talebini not ettiklerini kaydetti. Kabulde, İran’ın nükleer faaliyetleri de ele alındı ve Steinmeier, Almanya, İngiltere ve Fransa’dan oluşan AB Troykasının çalışmaları hakkında bilgi verdi.

/ ANKARA

03.06.2006


 

Sezer, YÖK üyelerini kabul edecek

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 13 Haziran Salı günü YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında YÖK üyelerini Çankaya Köşkü’nde kabul edecek.

Cumhurbaşkanı Sezer’in 13 Haziranda vereceği kokteyle ilişkin davetinin YÖK üyelerine ulaştığı öğrenildi. Sezer, 22 Mayısta devlet üniversitelerinin rektörlerine kokteyl vermişti. Sezer, 5 Haziran Pazartesi günü de vakıf üniversitelerinin rektörlerini kabul edecek.

/ ANKARA

03.06.2006


 

SSK’nın ilâç fabrikası satılacak

SSK’nın faaliyeti durdurulan İlaç ve Tıbbi Malzeme Sanayi Müessesesi ihaleyle satılacak.

SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devrinden önce, kurum eczanelerinde satılan ilaçların bir bölümü, Bakanlar Kurulunun 12 Haziran 1980 tarihli kararıyla kurulan İstanbul Şişli’deki ilaç fabrikasından sağlanıyordu. Ancak SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devrinin ardından kurumun sağlık hizmetlerini satın almaya başlamasıyla müessesenin durumu belirsiz hale gelmiş ve faaliyetleri durdurulmuştu. Burada çalışan personel ise SSK’nın başka birimlerine nakledilmişti. SSK Yönetim Kurulunun, müessesenin satılmasına yönelik karar aldığı ve gelecek günlerde ihaleye çıkılacağı bildirildi.

/ ANKARA

03.06.2006


 

Yargıtay’dan Haluk Kırcı kararına onama

Yargıtay, Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 7 genci öldürdüğü için ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına çarptırılan Haluk Kırcı’nın yeni TCK’ya göre uyarlama yapılması istemini reddeden yerel mahkeme kararını onadı.

Kırcı’nın avukatı, cezasının infazının nasıl yapılacağına ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına karşı yeni TCK’ya göre uyarlama yapılması talebiyle başvurdu. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, uyarlama talebini reddetti.

Kırcı’nın avukatı resen de temyize tabi olan mahkemenin bu kararının incelenmesi istemiyle Yargıtaya başvurdu. Alınan bilgiye göre, Yargıtay 1. Ceza Dairesi, talebi sonuçlandırdı. Dairenin kararında, Kırcı’nın lehinde olan yasanın belirlenmesi ve uygulanması sırasında içtima ve şartlı salıverilme şartları da dikkate alındığında 765 sayılı (eski) TCK ile yapılan uygulamanın lehte olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Duruşma yapılmaksızın uyarlama talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, hükümlü vekilinin temyiz itirazlarının bu itibarla reddedildiği belirtilen kararda, ancak yine Ankara 5. Ceza Mahkemesinin 8 Ekim 2004 tarihli kararındaki ‘’ağır hapis’’ ibaresinin ‘’hapis’’ olarak değiştirilerek hükümlünün lehine olan hükmün onanmasına karar verildiği belirtildi.

/ ANKARA

03.06.2006


 

Şemdinli sanığına Büyükanıt’tan ödül

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin talebi üzerine Jandarma Genel Komutanlığı tarafından mahkeme heyetine ulaşan belgede, sanık Ali Kaya’ya 15 Eylül 2005 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından görevinde gösterdiği üstün başarıdan dolayı “Reşit Rozet Beratı” verildiği bildirildi.

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Şemdinli dâvâsının ikinci duruşmasında mahkemenin sanık Ali Kaya’ya verilen ödüllerin bildirilmesi talebi üzerine Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 25 Mayıs 2006 tarihinde gönderilen belgede, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından sanık Ali Kaya’ya 15 Eylül 2005 tarihinde, gösterdiği üstün başarı ve çeşitli hizmetler sebebiyle ‘’Şerit Rozet Beratı’’ ödülü verildiği kaydedildi.

Duruşmada, sanık avukatlarınca mahkemeye sunulan, Şemdinli’de 9 Kasım’da meydana gelen patlamadan sonra yaşanan olaylarla ilgili televizyonlarda yayınlanan görüntülerin CD’si izlendi. Savcı Metin Dikeç, soruşturmanın genişletilmesine gerek kalmadığını belirterek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Esas hakkındaki mütalâasını da okuyan Savcı Metin Dikeç, sanıklar Astsubay Başçavuş Ali Kaya, Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş’in ‘’silâhlı örgüte üye olmak, tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs etmek, olası kastla adam öldürmek ve olası kastla adam yaralamak’’ suçlarından 50’şer yıl hapis cezasına çarptırılmalarını talep etti.

Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 13 Haziran 2006 tarihine erteledi.

/ VAN

03.06.2006


 

TÜSİAD: Erken seçim, krizi daha da ağırlaştırır

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, ‘’Bize göre ekonomide son günlerde yaşadığımız bu dalgalanma, erken seçimi de kesin olarak gündemden çıkarmıştır, çıkarmış olmalıdır’’ dedi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nın açılışında konuşan Sabancı, analistlerin dünya piyasalarındaki dalgalanmanın durulması ertesinde, yeni dengenin farklı düzeyde kurulacağını, eski dengelere geriye dönüşün söz konusu olamayacağını belirttiklerini söyledi. Bu öngörünün doğrulanması halinde Türkiye ekonomisinin de enflasyon beklentilerini yukarı, büyüme beklentilerini aşağı çekmek zorunda kalacağını aktaran Sabancı, erken seçim konusuna değindi Sabancı şunları söyledi:

“Bize göre ekonomide son günlerde yaşadığımız dalgalanma, erken seçimi de kesin olarak gündemden çıkarmıştır, çıkarmış olmalıdır. Hem ekonomimiz hem de siyasi sorunlarla yüz yüze olduğumuzu düşünerek erken seçimi savunanlar, şu noktayı göz ardı etmektedirler. Tam olarak ne zaman durulacağını kestiremediğimiz bu dalgalanmanın yaratacağı etkilerin ekonomi içinde özümsenmesi zaman alacaktır. Etkiler daha tam olarak hazmedilmeden, bir de seçim şoku yaşamak hedefleri iyice bulanıklaştıracak ve ekonomide ciddi bir geriye dönüş tehlikesi yaratacaktır.

Yani bir erken seçim, siyasi ve ekonomik sorunları daha da ağırlaşmış olarak bir sonraki döneme taşıyacaktır. İhtiyacımız olan şey, sorunları ertelemek değildir. Türkiye her sıkıştığında seçime başvuran bir ülke olmaktan çıkmalı, bunun yerine toplumsal uzlaşma kültürünü geliştirmeli ve sorunlarına bu yolla çözüm bulmalıdır. Bu, hükümetin, devletin, toplumun, hepimizin sorumluluğudur. Toplumsal uzlaşma yolunda atılacak her adım, hükümetin inandırıcılığını ve Türkiye’nin itibarını artıracaktır. Türk iş dünyası olarak bu dönemde görevlerimizin bilincindeyiz. Yalnız elimiz değil gövdemiz taşın altındadır. Bu ülkenin geleceğine inanıyoruz ve inancımız, öncelikle kendimize olan güvenden kaynaklanıyor.’’

TÜRKİYE’NİN İTİBARI EROZYONA UĞRUYOR

Bütün bunları dile getirirken en çok siyasi istikrarın korunması üzerinde durduklarını vurgulayan Sabancı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘’Önümüze çıkan her fırsatta ‘AB rotasında daha sağlam duralım, ülke gündemini Türkiye’nin kalkınması ile ilişkisi olmayan konularla işgal etmeyelim, siyasi istikrara zarar verecek tartışmaları tırmandırmayalım’ dedik. Genelde eleştirilere gösterilen tepkileri hepiniz biliyorsunuz. Yapılan her eleştiri hükümete karşı düzenlenmiş bir komplo olarak görüldü. Laiklik ekseninde cepheleşmelere yol açacağı ayan beyan belli olan konularla Türkiye’nin gündemi dolduruldu. Örneğin; eğitimde çağdaş Türkiye’nin ihtiyacı olan reformların içeriğini tartışmak yerine, dini referanslı konular gündeme taşındı ya da laiklik tanımı üzerine tartışmalar açıldı. Bizden olanlar ve olmayanlar çizgisi, her gün biraz daha derinleştirildi. O kadar ki her partide, her hükümette ortaya çıkabilecek olumsuz görüntüler karşısında çoğunlukla tavırsız kalındı. Yıpranan ve yıpratan isimleri hangi kademede olursa olsun görevden uzaklaştırma yerine, onları her şeye rağmen koruma yoluna gidildi. Türkiye’nin son üç yıldır yükselen itibarı, yavaş yavaş erozyona uğramaya başladı. Bu da ülkemizle ilgili risk algılamasını olumsuz yönde etkiledi.’’

HÜKÜMETE “İSTEKSİZLİK, ATALET” ELEŞTİRİSİ

Sabancı, AB ile ilişkilerde hükümette gözledikleri isteksizlik görüntüsünü ve ataleti eleştirdiklerini, gerek reformların tamamlanmasında gerekse uygulamalarda yavaş kalındığına dikkat çektiklerini, bir sanayi stratejisinden yoksun olmanın müzakerelerde kendilerini zorlayacağını dile getirdiklerini ve ekonomide rekabet gücünün artması, yabancı sermayenin daha yoğun biçimde doğrudan yatırımlara çekilebilmesi için alınması gereken tedbirleri sıraladıklarını anlattı.

/ İSTANBUL

03.06.2006


 

Aynı tehlike yine önümüzde

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) eski başkanlarından TÜSİAD Üyesi Halis Komili, ‘’AB’ye üyelik fırsatını kaçırma tehlikesi, yine önümüzde duruyor’’ dedi.

TÜSİAD’ın 2006 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı, Sabancı Center’da gerçekleştirildi. Toplantıda TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, TÜSİAD Brüksel Temsilciliği’nin 10 yıl önce kurulmasına katkıda bulunan dönemin TÜSİAD Başkanı Halis Komili’ye bir plaket verdi. Komili, burada yaptığı konuşmada, TÜSİAD’ın bu süreçte büyük mesafeler kazandığını ifade ederek şunları kaydetti:

‘’Bu kadar çaba yeterli miydi? 25 yıl kadar önce Türkiye ile anlaşmalar gereği bu çağrı yapılmış, (gelin katılın) demişler. Bizi davet etmişler. Ama o zamanki hükümetimiz, siyasilerimiz iç çekişmelerle meşgul olduklarından maalesef bu fırsatı tepmişler. Şimdi yine büyük yol alındı. Son bir etaba girme durumundayız. Ama AB’ye üyelik fırsatını kaçırma tehlikesi yine önümüzde duruyor. Ankara’da tekrar iç siyasete dönüşme, orada birtakım mücadeleler nedeniyle AB yolundaki ivmenin önemi biraz azalmaya başlamış durumda.’’

/ İSTANBUL

03.06.2006


 

15 bin camide din görevlisi yok

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Türkiye’deki 15 bin camide din görevlisinin olmadığını belirterek, ‘’Bu, ülkenin birliği, dirliği ve huzuruyla alakalı bir sorun’’ dedi.

Bitlis Kültür Merkezinde ‘’Bilgilendirme ve Değerlendirme’’ toplantısına katılacak olan Bardakoğlu, Bitlis Valiliğini ziyaret etti. Bardakoğlu, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’deki 15 bin camide din görevlisi bulunmadığını belirterek, şöyle konuştu:

‘’Sadece kendi çalışanlarımızın özlük haklarını konuşuyoruz. Gönül ister ki özlük hakları sorun olmaktan çıksın. Geçen günlerde emniyet mensuplarımız ile din görevlilerimizde kısmi bir iyileşme oldu. Bu önemli bir özgüven kazandırdı. Ancak özlük haklarından daha önemli bir sorun var. Ülkemizdeki 15 bin camide din görevlisi yok. Bu önemli bir

sorun. Herhangi bir siyasi parti veya herhangi bir dönemle ilgili olmayacak kadar genel bir sorun. Ülkenin birliği, dirliği ve huzuruylaalakalı bir sorun.’’

Bu camilerde kadro sorunun çözülmesi gerektiğini ifade eden Bardakoğlu, ‘’Okul için öğretmen çok önemli bir ihtiyaç. Din görevlisi de cami için önemli” diye konuştu.

/ BİTLİS

03.06.2006


 

“Allah’ın askeri” azılı hırsız çıktı

Ankara’da Cebeci postanesi önünde ‘’Allah’ın askerleriyiz’’ diyerek protesto eylemi yapan 2 zanlıdan birinin Fethiye’de 13 farklı ‘kasa hırsızlığı’nı gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

Alınan bilgiye göre, 30 Mayıs 2006 günü Ankara Cebeci postanesinde silah çekip ‘Allah’ın askeriyiz’ diye bağırıp, gözaltına alınan zanlılardan Menderes Koç sahte isimli Mehmet Özbaş’ın (34) Fethiye ve Marmaris’te işyeri ve ev hırsızlıklarına karışıp pek çok kasa hırsızlığı yaptığı belirlendi. Muğla Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, Mehmet Özbaş’ın Fethiye’de toplam 13 işyeri ve eve girerek hırsızlık yaptığını ve çaldığı para ve ziynet eşyalarıyla kendisine 06 AN 1097 plakalı araç satın aldığını, geri kalan yaklaşık 10 bin YTL paranın da üzerinde bulunduğunu söylediler. Para ve araca savcılık tarafından el konulurken, Mehmet Özbaş’a ait evde yapılan aramada ise bir adet yazarkasa, 2 adet şarjlı matkap, 1 adet DVD, dua kitapları ve cinlerle ilgili bir kitap bulundu.

/ MUĞLA

03.06.2006


 

Çelik: Pozitif ayrımcılık yapacağız

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘’Geri kalmış illeri diğer illerin seviyesine çıkarana kadar pozitif bir ayrımcılık yapacağız’’ dedi.

Çeşitli inceleme, açılış ve temel atma törenleri için Ordu’ya gelen Bakan Çelik, Akkuş ilçesinde yaptırılan 75. Yıl İMKB Yatılı İlköğretim Bölge Okulunun açılışına katıldı. Çelik, burada yaptığı konuşmada ülkenin dört bir yanında büyük hizmet seferberliği başlattıklarını belirterek, bu temponun devam edeceğini bildirdi. Tüm illerde olduğu gibi Ordu’da da eğitim alanında önemli çalışmalar yapıldığını bildiren Çelik, amaçlarının eğitim kalitesinin yükseltilmesi olduğunu söyledi.

Tüm geri kalmış yörelerde eğitimin seviyesinin yükseltilmesine önem verdiklerini ve bu konuda büyük gayret gösterdiklerini anlatan Çelik, ‘’Geri kalmış illeri diğer illerin seviyesine çıkarana kadar pozitif bir ayrımcılık yapacağız. Geçmişte Ankara illerin hızına yetişemiyordu, şimdi tam tersi yaşanıyor. Bizim hızımıza bir çok vilayet yetişemiyor. Bunun hızlandırılması gerekiyor’’ dedi.

/ ORDU

03.06.2006


 

AB, enerji desteğini artıracak

BRÜKSEL - Enerji politikasını yeniden yapılandıran AB, “enerji kavşağı’’ olan Türkiye’ye bu alanda daha fazla destek verilmesini benimseyecek.

AB Komisyonu ve Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana tarafından ‘’Avrupa’nın Enerji Çıkarlarına Hizmet Eden Bir Dış Politika’’ başlığıyla üye devletlere gönderilen öneriler belgesinde güvenilir, katlanabilir ve sürdürülebilir enerji akışının ekonomik kalkınma ve Lizbon hedeflerini yakalamada hayati önem taşıdığı kaydedilerek, “Enerji güvenliği ile rekabet gücü ve sürdürülebilirlik arasında çok açık bir ilişki olduğu ortadadır’’ denildi. Öneriler belgesinde AB’nin enerji alanında daha fazla çaba göstermesi ve ortak dış enerji politikası izlenmesinin altı çizilirken, arz kaynakları ve ülkeleriyle geçiş noktalarının çeşitlendirilmesinin gereği vurgulandı. Türkiye’nin AB için çok önemli bir enerji geçiş noktası olduğu vurgulanan AB Komisyonu/Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilciliği belgesinde, şu ifadeler yer aldı:

‘’Ana enerji kavşağı Türkiye’ye tam potansiyelini kullanması yolunda destek verilmeli. Türkiye’nin özellikle Enerji Topluluğu Anlaşması’na bir an önce tam entegrasyonu teşvik edilmeli.’’

/ BRÜKSEL

03.06.2006


 

İnternetten renkli telgraf dönemi

PTT Genel Müdürlüğü, telgrafı yeniden cazip hale getirmek için telgrafları renklendiriyor. Ankara, İzmir ve Bursa’da 5 Haziran Pazartesi günü başlayacak pilot uygulamayla telgraflar internet üzerinden de alınmaya başlanacak.

İnternetten

telgraf gönderenler kutlama ve tebrik telgraflarının üzerinde yer alacak fonları seçebilecekler.

PTT Genel Müdürü Osman Tural, PTT’nin hizmetlerini otomasyon ağının yaygınlaştırılmasıyla online olarak vermeye başladığını, online işyeri sayısının 2795’e ulaştığını belirtti. ‘’e-telgraf’’ adlı projeyi ilk etapta Ankara, İzmir ve Bursa’da 5 Haziran Pazartesi gününden itibaren pilot olarak uygulamaya başlayacaklarını bildiren Tural, vatandaşların PTT’nin ‘’www.ptt.gov.tr’’ adresli internet sitesinden telgraflarını yazabileceklerini söyledi.

/ ANKARA

03.06.2006


 

Sınav stresine havuç suyu

Üniversite seçme sınavları için geri sayım başlarken, öğrencilerin sınav stresini yenmeleri için beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiği ve özellikle sınav sabahı öncesi yapılan kahvaltıda sakinleştirici özelliğinden dolayı havuç suyu içmeleri tavsiye edildi.

Palandöken Hastanesi Diyetisyeni İlknur Buzkan, dengeli beslenmenin başarıyı artırıcı özelliği olduğunu ifade ederek, sınav stresinden uzaklaşmak isteyen öğrencilerin sakinleştirici ilaçlardan uzak durmalarını istedi.

Buzkan, ‘’Antioksidan içeren sebze ve meyveler hafızayı güçlendiriyor, konsantrasyonu artıyor, düşünce gücünü yükseltiyor’’ diye konuştu.

/ ERZURUM

03.06.2006


 

İmam Hatipliler buluşuyor

Bu yıl 2.’si gerçekleştirilecek olan İmam Hatipliler Kurultayı 4 Haziran Pazar günü Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi’nde saat 10:00-14:00 saatleri arası yapılacak.

Tüm Türkiye’deki 450’den fazla İmam Hatip Lisesi’nin yöneticileri, okul aile birlikleri, mezun dernekleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının bir araya geldiği 2. İmam Hatipliler Kurultayı’nda, başta İmam Hatip Liseleri olmak üzere ülkedeki eğitim sorunları konuşulacak. ÖNDER Genel Başkanı Yusuf Ziyaettin Sula, farklı illerde yapılan toplantılar ve kurultay hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Her İHL’nin bir sahibi olmalıdır, her İHL mutlaka ‘kendinden muharrik’ yani enerjisi ve motoru kendinden, kimsenin itmediği ve çekmediği bir mezun derneği kurmalıdır. Türkiye’nin her yerinden aynı sesin, en gür şekilde gelebilmesi için mezun derneklerine ihtiyaç vardır”. 2. İmam Hatipliler Kurultayı’nın sonunda bir “Kurultay Bildirgesi” ilân edilecek.

Yeni Asya / İSTANBUL

03.06.2006


 

Truva Atı, Guinnes’e aday oldu

Antalya’nın turistik beldesi Belek’te geçen yıl hizmete açılan Troy Aqua isimli su parkında bulunan 25 metre yüksekliğindeki dev Truva Atı Guinnes Rekorlar Kitabı’na giriyor.

Üzerinde uzunlukları 125 ile 140 metre arasında değişen 5 kaydırak bulunan 25 metre yüksekliğindeki, dev Truva Atı için Guinnes Rekorlar Kitabına resmen başvuru yapıldı. Guinnes’in Türkiye’deki tek temalı su parkı Troy Aqua’da bulunan atın büyüklüğünü tescil etmesi bekleniyor. Truva Atı’nın 25 metrelik boyu ile Truva filminde kullanılandan 2 metre daha yüksek olduğunu dile getiren Troy Aqua’nın İşletmecisi Murat Süğlün, atın inşasının 1 milyon dolara mal olduğunu söyledi.

/ ANTALYA

03.06.2006


 

300 yıllık kavak ağacı

Yozgat’ın Görpeli Köyü’ndeki 300 yıllık olduğu tahmin edilen kavak ağacı ziyaretçi akınına uğruyor. Köy halkından Mithat Uçar, “Kavak ağacığın kök çevresi 9.5 metre, yüksekliği ise 30 metreyi geçmektedir” dedi.

Türkiye genelinde bu kadar büyüklükte bir kavak ağacının bulunmadığını ifade eden Uçar, “Kavak ağacının dallarını ve yapraklarını şahsî işlerde kullanamıyoruz. Ağacın dalları sadece köy işlerinde örneğin, mezarlıklarda veya yağmur duâsına giderken yemek pişirmede kullanılıyor. Onun dışında hiçbir şeyde kullanılamıyor” diye konuştu.

/ YOZGAT

03.06.2006


 

Fırınlara şafak baskını

Samandıra Belediyesi şehirdeki 27 fırını denetledi. Belediye Başkanı Yusuf Büyük’ün bizzat yönettiği Şafak Operasyonu sonuncunda bazı fırınlara kapama cezası verildi.

Samandıra Belediyesi şehirdeki 27 fırını denetledi. Samandıra Belediye Başkanı Yusuf Büyük, Özel Kalem Müdürü Hasan Çelik, Zabıta Müdürü Muştan Özkaran, iktisat ve Ruhsat Müdürü Hamza Yahşi ve iki ekibe mensup 10 zabıtanın katıldığı denetimde fırınların ruhsatlarının olup olmadığı kontrol edildi. Bu arada fırın işçilerinin sağlık karnelerinin olmadığı tespit edilirken, bazı fırınların da sağlık kurallarına uymadıkları görüldü. Hijyenik ortamı temin edemeyen, sağlık kurallarına uymayan bazı fırınlara kapama ve para cezası tatbik edildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

03.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004