Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Hem kahraman, hem yağmacı

Geçenlerde Atatürk’ün sofrasında sürekli yer aldıkları için ‘mutat zevat’ adı verilen kişilerin yedikleri nanelerden söz edeceğimi belirtmiştim.

O konuya geçmeden önce bir noktanın altını çizmem gerek: Geçmiş, geçmiştir. Olup bitmiştir. Tarih olmuştur. Ama daha sonra, yani günümüzde, bazı kişi ve kurumlar, kendilerine pay çıkarmak amacıyla o geçmişe atıfta bulunur.

Bugün yapıp ettiklerini, o geçmişe dayandırırlar. Kimi böbürlenir, kimi meşruiyet kazanmaya çalışır. “Benim babam şöyle ahlaklıydı... Bizim dedemiz böyle kahramandı...” gibi laflar ederler.

Ancak bunu yaparken geçmişin sadece bir parçasına dayanırlar. Mesela dede Kurtuluş Savaşı’nda büyük yararlılık göstermiştir. Torun bundan büyük bir hazla, gözleri yaşararak söz eder ama dedesinin Ermeni tehciri sırasında, komşusunun toprağına el koymasını es geçer. Bu gerçek, herkesin bildiği ama kimsenin yüksek sesle konuşmadığı bir aile sırrı olarak kalır.

Eski Türk filmlerindeki replikle onlara şöyle denebilir: “Tamam yavrum, senin deden kahramandı ama aynı zamanda yağmacıydı.”

Gelelim mutat (ya da ‘ mutad’: adet olmuş, her vakit yapılan şey) zevat (kişiler) konusuna. Bugün Atatürk’ün sofrasının ne kadar entelektüel, ne kadar aydın bir meclis olduğundan söz eden yazılar, kitaplar çıkıyor.(...)

Peki bu kadar mı? Çankaya sofraları bundan ibaret miydi? Hayır değildi. O sofranın sürekli konukları Atatürk’e ölesiye bağlıydı ama aynı zamanda ‘ kendi işlerine,’ ‘kendi zevklerine’ de düşkündüler.

Mesela neler yaparlardı? Burada sözü, Ankara’nın başkent olma ve modernleşme öyküsünü, “ Yabanlar ve Yerliler “ (İletişim Yayınları) adlı kitabında ayrıntılı bir biçimde anlatan Funda Şenol Cantek’e bırakalım.

Madem bana inanmıyorsunuz, akademisyenlerin araştırmalarına inanın. Başlayalım:

***

“Mutad zevata mensup bazı milletvekillerinin ve bürokratların, davetlerde ve balolarda, beğendikleri kadınlara, yanında erkek bulunduğu halde kur yaptıkları ve onların çapkınlıklarıyla ilgili söylentilerin birçok erkeği, karısı ve kızlarını bu eğlencelere götürmekten alıkoyduğu anlatılmaktadır.

“Çankaya sofralarının çoğuna tanıklık ve hizmet etmiş, Mustafa Kemal’in özel uşaklarından Cemal Granda da, sofra mensubu ve dolayısıyla Mustafa Kemal’in yakını olma avantajını kullanarak, yemekten erken kaçıp, pavyonlara eğlenmeye giden mutad zevat üyelerini anlatır. Bunlar, bu tür eğlencelerin finansmanını o dönemki Meclis Başkanı Kazım Özalp’e, Meclis bütçesinden karşılatmaktadırlar.(...) ( s. 137-138 )

***

Yukarıda anlatılanlar sadece ‘tadımlık’tı. Mutat zevat, Atatürk’e yakın olmanın avantajını kullanarak daha neler yaptı neler.(...)

Sabah, 11 Ağustos 2006

Emre AKÖZ

12.08.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Kuruntu mu gerçek mi?

  Bu savaş her yeri güvensiz yapar

  Hem kahraman, hem yağmacı

  İsrail, Amerika ve terör

  Katliâma 28 Şubatçılar da ortak

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004