Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Genç subayların hesabı sorulsun

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Psikolojik Harp Dairesi’nin mimarlarından emekli Kurmay Albay Tahir Tamer Kumkale’nin “12 Eylül öncesi terörü bazı genç subayların yönettiği, mahkeme tutanakları ile belirlenmiştir” şeklindeki açıklamaları karşısında Cumhuriyet Başsavcısı’nı göreve çağırdı. Başoğlu, “Eğer bu doğru ise dönemin Genelkurmay Başkanı ve ihtilalin lideri Sayın Kenan Evren yargılanmalı ve hesap vermelidir” dedi.

“ÖNCE KÖRÜKLEME, SONRA KAHRAMANLIK”

Başoğlu yaptığı açıklamada, emekli Kurmay Albay Tahir Tamer Kumkale, yazdığı “Beynimizi Kimler Ve Nasıl Yönetiyorlar, Küresel Güçlerin Psikolojik Savaş Yöntemleri” adlı kitabında 12 Eylül 1980 öncesinde yaşanan terör olaylarını özel yetiştirilen bazı genç subayların yönettiklerini, körüklediklerini ve Türkiye’de ihtilal yapılmasının zeminini hazırladıklarını açıkladığını söyledi. Başoğlu, şunları kaydetti:

“Bu Anayasaya ve Cumhuriyete yöneltilmiş büyük bir suçtur. 12 Eylül 1980 ihtilalinin lideri olan Sayın Kenan Evren’in bu suçtan dolayı mutlaka yargılanması ve hesap vermesi gerekmektedir. Sayın Evren’e hâlâ bazı çevreler büyük ilgi gösteriyorlarsa bu, Evren’in Türkiye’yi anarşiden kurtardığı propagandasına dayanmaktadır. Emekli Kurmay Albay Kumkale’nin yaptığı açıklamadan anlıyoruz ki 12 Eylül öncesinde önce anarşi körüklenmiş, daha sonra ‘anarşiyi durdurduk’ diye kahramanlık yapılmıştır.”

“BÜYÜK BİR GÖREV İHMALİ VAR”

Kendisinin 12 Eylül öncesinde milletvekili olduğunu, o dönemde TBMM 2 aylık dönemlerle anarşinin önlenmesi için dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve güvenlik güçlerine görev verdiğini hatırlatan Mustafa Başoğlu, “Bu iddialardan anlaşıldığı üzere burada büyük bir görev ihmali vardır. Binlerce insan bu ihtilalin kurbanı olmuştur. İşçi haklarına geniş sınırlamalar getirilmiştir. Türkiye’nin ekonomik düzeni bozulmuş ve bundan birçok insanımız mağdur olmuştur. Böylesine önemli bir suçun işlendiği dönemde lider durumda olan Sayın Kenan Evren eğer yargılanmaz ve kendisinden hesap sorulmazsa büyük bir Anayasa suçu işlenmiş olur. Bu nedenle Cumhuriyet Başsavcısını göreve çağırıyorum.” diye konuştu.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

14.09.2006


 

Erdoğan: Oyuna gelmeyin

Son gelişmeleri değerlendiren Başbakan Erdoğan, çatışma ve gerilim tuzaklarına düşmediklerini ve düşmeyeceklerini belirterek, partisinin il başkanlarına “Çok şeyler söyleyecekler, çok provokatif hareketlerin içerisine girmek isteyenler olacaktır. Sun’î krizler çıkarmak isteyenler çıkacaktır. Siz bunları kaale almayacaksınız, duymayacaksınız. Çünkü, önümüzdeki şu süreç, bir final süreci. Çeşitli fauller yapmak isteyen olabilir, olacaktır. Bu oyunlara gelmeyeceksiniz” sözleriyle uyardı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP il başkanlarını provokatif hareketlere ve suni krizler oluşturmak isteyenlere karşı uyararak, ‘’Siz bunları kaale almayacaksınız, duymayacaksınız. Çünkü önümüzdeki şu süreç, bir final süreci. çeşitli fauller yapmak isteyen olabilir, olacaktır. Bu oyunlara gelmeyeceksiniz’’ dedi.

Başbakan Erdoğan, AKP Genel Merkezinde, İl Başkanları Toplantısı’nın açılışında bir konuşma yaptı. Erdoğan, ‘’Uzun ince bir yola çıktıklarını, yine birlikte olduklarını ve hep birlikte olacaklarını’’ belirterek, şunları kaydetti:

‘’Çok şeyler söyleyecekler , çok provokatif hareketlerin içerisine girmek isteyenler olacaktır. Suni krizler yaratmak isteyenler çıkacaktır. Siz bunları kaale almayacaksınız, duymayacaksınız. Çünkü, önümüzdeki şu süreç, bir final süreci. Çeşitli fauller yapmak isteyen olabilir, olacaktır. Bu oyunlara gelmeyeceksiniz. Onlar fauller yapacak, çok daha azimle kararlılıkla bu süreci devam ettireceksiniz.’’

“AMAN ‘VURUN HA’ DİYORLAR”

‘’Birçok şeyler, birçok provokatif hareketler, bu aralar yine gazetelerde çıkıyor ya, bu oyunlara asla gelmeyeceksiniz’’ diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

‘’En son hareketleri İstanbul’da... Çarşamba’daki şeyleri görüyorsunuz. Yani, insaf sahibi insanın çıkıp demesi lazım ki, ‘Biz buradaki her iki hareketi de kınıyoruz’ demesi lazım. Ama burada, iki fakülte mezunu bir hoca öldürülüyor, onunla ilgili ailesine en ufak bir başsağlığı yok. Ama öbür tarafta öldüren hakkında linç girişiminde bulunulduğu, bulunulmadığı belli değil ve bunun öldürülmesiyle ilgili her türlü yayın, iftira, meşru, gayri meşru yayın yapılıyor. Bir defa olay henüz tetkik edilmemiş, olayın da hassasiyeti var. Aman ‘vurun ha’ diyorlar... Bunlar hassas konular ve burada hassasiyetimizi hep birlikte korumalıyız. Bu ülkenin emniyeti, yargısı var. Tüm hepsi bu sürecin içerisindedir, çalışmalarını yapıyor. Temennimiz odur ki, bunlar objektif bir şekilde değerlendirilsin, netice ortaya çıksın. Ama böyle tam sayfa adeta gazete ilanları verir gibi haberler yapmak suretiyle halkımızın kendi kutlu değerlerine veya kutsal bakışına farklı yaklaşımlar getirmenin anlamı yok. Onları bu noktada tahrik etmenin anlamı yok. Bunlar ülkemizin huzurunu kaçırmaya yönelik girişimlerdir. Ülkede emniyetimiz, yargı makamlarımız vardır. Onlar zaten üzerlerine düşenleri yapacaklardır. Bu konularda bu tür gerginliklere kimsenin fırsat vermemesi gerekir.’’

‘’ÇATIŞMA VE GERİLİM

TUZAKLARINA DÜŞMEDİK’’

Türkiye’de işin tesadüflere bırakıldığı dönemlerin olduğunu belirten Erdoğan, bunun faturalarının da ülkeye ve millete çok ağır olduğunu söyledi. Erdoğan, ‘’Ancak, bu şekilde varılabilecek tek yerin uçurum olduğunu da yine en iyi o dönemlerin yöneticileri bilir’’ diye konuştu. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Nasıl yaparız da devlet ve millet arasında yeniden bir mesafe açarız derdindeler. Ne kendilerinin yönettiği geçmişten, ne milletin verdiği dersten hiç ibret almıyorlar. Bütün dikkatleriyle suistimal edebilecekleri ihtilaf alanlarının, gerilimlerin peşindeler. Çatışma ve gerilim tuzaklarına düşmedik, düşmeyeceğiz. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bu topraklarda yaşayan herkesi aynı büyük hedefler etrafında kenetlemenin derdindeyiz. Milletimizle birlikte gelişmenin, birlikte ilerlemenin gayretindeyiz. Bu milletin kardeşliğine, huzuruna, mutluluğuna kast edenlere karşı hiçbir taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Yolumuzu kesinlikle sloganlarla, öfkeyle, ucuz popülizmle, duygu istismarıyla değil, akılla, sağduyuyla, irfanla, tecrübeyle, bilgiyle açıyoruz. Başkalarının çatışmacı anlayışları, kavgacı üslupları siyaset çizgimizi asla değiştirmeyecektir.’’

Hassas bir dönemden geçtiklerini ve zor kavşaklardan döndüklerini kaydeden Erdoğan, Türkiye’nin zarar göreceği hiçbir adımı atmamak için büyük bir dikkat ve hassasiyet gösterdiklerini vurguladı.

Baydemir: Açıkça siviller hedef alındı

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, önceki gece meydana gelen patlamayla ilgili olarak, ‘’Açıkça siviller hedeflenmiş, barış istenci barış talebi sabote edilmek istenmiş, bu çok açıktır’’ dedi.

Baydemir, havaalanında gazetecilere yaptığı açıklamada, Demokratik Toplum Partisi genel başkanlarıyla birlikte ateşkes çağrısında bulunduklarını hatırlatarak "Aradan 24 saat geçmedi, bu hunharca saldırı olayı gerçekleşti’’ dedi. Baydemir, metanetli, sağduyulu olmaktan başka bir çarenin olmadığını, bir daha böyle bir acının yaşanmaması için ne lazım gerekiyorsa yapılması ve ne pahasına olursa olsun barıştan vazgeçilmemesi gerektiğini söyledi. Osman Baydemir, olayın meydana geldiği yerin kentin en işlek bölgelerinden ve gece 24.00’e kadar insanların uğrak mekanlarından biri olduğunu kaydetti. Olayda açıkça sivillerin hedeflendiğini ifade eden Baydemir, ‘’Barış istenci, barış talebi sabote edilmek istenmiş, bu çok açıktır. Gerçekten, bundan derin bir acı hissetmek gerekiyor. Bir provokasyon olduğu, tekrar bizleri 1990’lı yıllara götürme istencinin başladığı açıktır. Esas bizlerin yapması gereken bu provokasyonu bu oyunu boşa çıkaracak bir duyguyu bir davranışı el birliği ile ortaya koymaktır’’ dedi. Ssaldırı sivil toplum örgütlerince ortaklaşa yapılan açıklamayla kınandı Diyarbakır'daki 14 sivil toplum örgütünce yapılan ortak açıklamada, sivil ailelerin hedef alınmasının, provokasyonun boyutları ile verilmek istenen mesajların gayri insaniliğini gösterdiği belirtildi.

7’si çocuk 10 kişi öldü

Diyarbakır’ın Bağlar Beldesi’nde cep düzenekli bombanın uzaktan kumandayla patlatılması sonucu 7’si çocuk 10 kişi hayatını kaybetti, 16 kişi yaralandı. Koşuyolu Parkı yakınına yerleştirilen tahrip gücü yüksek bomba önceki gün saat 21.00 sıralarında infilak etti. Patlamanın şiddetinden 7 kişi olay yerinde parçalanarak can verdi. Olay yerinin çevresindeki tüm ev ve işyerlerinin de camları kırıldı. Patlamada yaralanan 19 kişi ambulanslarla hastanelere sevk edildi. Hastaneye kaldırılan yaralılardan üçü tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan 10’u taburcu edilirken, 5 kişinin tedavisi sürüyor. Yaralılardan ikisinin durumunun ağır olduğu bildirildi. Diyarbakır Valiliği, patlamayla ilgili yapılan ön araştırma ve incelemede, “Patlamanın el yapımı ve termos içerisine yerleştirilmiş uzaktan kumandalı düzeneğin taşınması sırasında gerçekleştiğini” bildirdi

/ ANKARA - DİYARBAKIR

14.09.2006


 

Aksu: Bu olaylar bizi yıldıramaz

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Diyarbakır’da 10 kişinin ölümüne, 16 kişinin de yaralanmasına yol açan “hain saldırıyı gerçekleştiren mihrakların çirkin emellerine asla ulaşamayacaklarını” belirtti.

Aksu, yazılı açıklamasında şunları kaydetti: “Daha önce de çeşitli vesilelerle söylediğim gibi; dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde terörle, kalleşçe tertiplerle bir amaca, bir yere ulaşmak, bir sonuca varmak mümkün olmamıştır. Ülkemizde de bu hain saldırıyı gerçekleştiren mihraklar çirkin emellerine asla ulaşamayacaklardır. Sonları hüsran olacaktır. Hainler tarihin karanlık sayfalarında yer alacaklardır. Hainler bilmelidirler ki; bu saldırılar sağduyulu vatandaşlarımızı ve güvenlik kuvvetlerimizi asla yıldıramayacaktır.Hiçbir eylem, güvenlik kuvvetlerimizin, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlama konusundaki azmini asla kıramayacaktır.

/ ANKARA

14.09.2006


 

Arınç: Bölücülere karşı uyanık olmalım

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Ülkedeki kardeşliği bozmak isteyen, insanları birbirine düşürmek isteyen bölücülere, teröristlere karşı uyanık olunması gerektiğini belirterek, ‘’Bu millet Sakarya’da düşmana nasıl haddini bildirdiyse bir avuç çapulcuya da haddini bildirecek güçtedir’’ dedi.

Sakarya Zaferinin 85. yıldönümü dolayısıyla Polatlı Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. Arınç, burada yaptığı konuşmada, bugün bu meydanda toplanan halkı, tıpkı o gün olduğu gibi birlik ve beraberlik içinde görmenin şehitleri yattıkları yerde rahat ettirecek en güzel davranış olacağını belirterek şöyle konuştu: ‘’Bugün hala bu topraklar için şehit veriyoruz, kan veriyoruz, can veriyoruz. Daha binlerce can vermeye de hazır bekleyen çocuklarımız var. Bizi biz yapan, bu milleti büyük yapan, bu ülkeyi güçlü yapan şey de işte bu fedakarlıktır, bu birlikteliktir. Bizim kardeşliğimizi bozmak isteyen, bizi birbirimize düşürmek isteyen bölücülere, teröristlere karşı uyanık olmak zorundayız. Bu millet Sakarya’da düşmana nasıl haddini bildirdiyse bir avuç çapulcuya da haddini bildirecek güçtedir. Gelin bizi birbirimize düşürmek isteyenlere bir mesaj verin. Yeniden kucaklaşın. Yeniden Meclisimizle, devletimizle, ordumuzla, hükümetimizle kucaklaşın.’’

/ POLATLI

14.09.2006


 

AKPM’de İsrail’e Irak protestosu

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Siyasi İşler Komisyonu’nun, Gaziantep’teki toplantısına Iraklı parlamenterlerin protestosu damgasını vurdu. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen ve Gaziantep’teki toplantıda Ortadoğu’daki gelişmeler ele alındı.

Siyasi İşler Komisyonu Başkanı ve CHP Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş, Ortadoğu konusu ele alınacağı için başta İsrail olmak üzere Suriye, Irak, Lübnan ve Filistin’e davet mektupları göndererek, toplantıya bu ülkelerden parlamenterlerin katılmasını istedi. Toplantıya Suriye ve Lübnan’dan katılım olmazken, daha önce katılacağı belirtilen 2 İsrailli parlamenter de, bilinmeyen bir nedenden ötürü toplantıya katılmadı. Bunun üzerine, toplantıya İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’nde görevli siyasi işlerden sorumlu müsteşarı Sharon Bar-Li Saar katıldı. Filistin’den ise Siyasi İşler Komisyonu Başkanı toplantıda yer aldı. Ancak, toplantıya İsrailli bir yetkilinin katılması Iraklı parlamenterlerin tepkisine neden oldu. Iraklı 6 milletvekili, teker teker toplantıyı terk etti. Ala Makki Abdurrazade, Saadettin Ergeç, Nassar Saghir Darbi, Zehra Hasan Abbas El Haşimi, Cabir Habib Cabir ve Faris El Zebari’yi toplantıya dönmeleri konusunda iknaya çalışan Abdülkadir Ateş, bu girişiminde başarılı olamadı.

/ GAZİANTEP

14.09.2006


 

12 Eylül halkı sindirdi

Türkiye ve Ortadoğu Forumu Vakfı (Özgür Üniversite) Başkanı Fikret Başkaya, “Halkın tepkisizliğinde, 12 Eylül 1980 darbesinin büyük payı var’’ dedi. “Türkiye’de her darbeden ders çıkarılarak bir sonraki darbenin daha iyi yapıldığını’’ belirten Başkaya, “1980 darbesinde, Türkiye’deki ilk iki darbeden ve dünyadaki darbelerden de ders çıkararak makinayı öyle bir kurdular ki 26 yıldır makina aynı istikamette ilerliyor’’ diye konuştu.

Darbe Karşıtı Platform’un Ekin Sanat Merkezi’nde düzenlediği panelde konuşan Fikret Başkaya, Türkiye’nin tarihine bakıldığında bir modernite devriminin yaşanmadığını, kitlelerin sürece müdahale ettiği bir dönemin bulunmadığını söyledi. Başkaya, Türkiye’de ordunun askeri müdahaleyi sorunsuz bir biçimde yaptığını ifade ederek, darbeden sonra seçimle gelen siyasal partilerin sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmalarının dikkat çekici olduğunu söyledi. ‘’Türkiye’de her darbeden ders çıkarılarak bir sonraki darbenin daha iyi yapıldığını’’ belirten Başkaya, ‘’1980 darbesinde, Türkiye’deki ilk 2 darbeden ve dünyadaki darbelerden de ders çıkararak makinayı öyle bir kurdular ki 26 yıldır makina aynı istikamette ilerliyor. Kitleler bu ülkenin kaderinde söz sahibi olmadığı için tabiatıyla makine 26 yıldır devam ediyor’’ diye konuştu. Başkaya, 12 Eylül için ileri sürülen gerekçelerin gerçek dünyayla ilgisi olmadığını kaydederek, Kahramanmaraş, Çorum ve Sivas olayları üzerine Türkiye’de sıkıyönetim ilan edildiğini ve asayiş sorununun bulunmadığını kaydetti. Başkaya, ‘’Bu darbenin 3 nedeni var. Birincisi muhalefeti ezmek, ikincisi ABD’nin bölgedeki çıkarlarını gerçekleştirmek, üçüncüsü ise Türkiye’yi ulusal kalkınmacı retorikten uzaklaştırmak’’ diye konuştu. Ortadoğu’daki ABD emperyalizmi çıkarlarının tehlikeye girmesinin de darbede etkili olduğunu ifade eden Başkaya, ‘’darbenin, emperyalizmin çıkarları için yapıldığını’’ söyledi. Başkaya, darbeyle birlikte Türkiye ekonomisinin kalkınma hedeflerinden uzaklaştığını ve ulusal kalkınmacılığın tasfiye edildiğini kaydederek, şunları söyledi:

‘’İnsanların vergileriyle kurulan kurumlar satılıyor. Ekonomi IMF’ye teslim edilmiş. Herşey özelleştiriliyor, insanlar sesini çıkarmıyor. Vergi veriyoruz ama eğitim, sağlık gibi şeyler özelleşiyor. 12 Eylül darbesinin bu tepkisizlikte büyük payı var.’’

/ ANKARA

14.09.2006


 

12 Eylül, tarımı da vurdu

Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya, 12 Eylül askerî darbesinin Türk tarımı ve çiftçisine büyük zararlar verdiğini söyledi. Özkaya, 1980 sonrasında ülkenin tarım ürünleri açısından kendi kendine yeterliliğini kaybettiğini belirtti.

Darbe sonrasında tarımı destekleyen kamu kurumlarının çökertildiğini savunan Prof. Özkaya, kurulan yerli veya yabancı sermayeli özel tekellerin, çiftçinin eline geçen fiyatları geriletirken girdi fiyatlarının daha hızlı arttığını söyledi. Kooperatifçiliğin de bu dönemde desteklenmediğini, çökertildiğini ifade eden Özkaya, bütün bunlara rağmen tarım üreticilerinin suçlandığını ve Türkiye’deki ekonomik krizin sebebi olarak gösterilmeye çalışıldığını ileri sürdü. Özkaya, 1980 başlarında serbest piyasanın bütün problemleri çözeceğine dair bir ideolojinin topluma yerleştirilmeye çalışıldığını savundu.

/ İZMİR

14.09.2006


 

Avrupa’da imaj yeniliyoruz

TÜSİAD, 3-5 Ekim tarihleri arasında Paris, Brüksel ve Berlin’de “Türkiye Haftası” adıyla bir dizi faaliyet gerçekleştirecek. Konferans, sergi ve konserlerden oluşan faaliyetlerle AB kamuoyunun Türkiye hakkında doğru bilgilendirilmesi ve Türk insanının tanıtılması amaçlanıyor.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yurt dışı tanıtım faaliyetleri kapsamında, Türkiye’nin AB ile müzakerelere başlamasının yıldönümü olan 3 Ekim haftasında, Avrupa başşehirlerinde “Türkiye Haftası” düzenleyecek.

TÜSİAD, yaptığı açıklamayla, Fransa, Almanya ve Brüksel kamuoylarının Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci açısından önemli etkiye sahip olduğunu hatırlatarak bu ülkelerdeki mevcut önyargıları kırmak amacıyla 3-5 Ekim 2006 tarihleri arasında bir dizi faaliyet gerçekleştireceklerini bildirdi. Türkiye’nin de en doğru şekilde tanıtılması amacıyla yürütülen iletişim faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilecek etkinlikleri “Türkiye Haftası” adıyla yapılacağının bildirildiği açıklamada, programların sırasıyla Brüksel, Paris ve Berlin’de olacağı vurgulandı.

BRÜKSEL İLK DURAK

Türkiye Haftası’nın ilk faaliyeti, 3 Ekim’de, Brüksel’de TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener’in katılımıyla gerçekleştirilecek basın olacak. Brüksel’deki faaliyetler, Avrupa Politikaları Merkezi ile birlikte, İngiltere Dışişleri eski Bakanı ve İngiltere Avam Kamarası Başkanı Jack Straw, Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve Avrupa Parlamentosu Türkiye Karma Komitesi Eş Başkanı Joost Lagendijk gibi isimlerin de konuşmacı olarak yer alacağı “Avrupa’nın Küresel Güçlükleri ve Türkiye” başlıklı konferansla devam edecek. Aynı gün Ara Güler’in fotoğraf sergisinin açılışı yapılırken, açılışın ardından Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası bir konser verecek.

KONFERANSLARDA TÜRKİYE KONUŞULACAK

Etkinliğin ikinci şehri Fransa’da da Yenilikçi Siyaset Vakfı ile ortaklaşa olarak “Avrupa’nın Küresel Güçlükleri ve Türkiye” başlıklı bir konferans gerçekleştirilecek. Aynı günün akşamı ise Radikal ve Le Monde gazeteleri çizerleri Piyale Madra ve Jean Plantu’nun karikatür sergisinin açılışı gerçekleştirilecek. Türkiye Haftası etkinlikleri, 5 Ekim’de Berlin’de devam edecek. Berlin’de Alman Sanayi Federasyonu (BDI) ve German Marshall Fund Vakfı desteğiyle “Türkiye’nin Avrupa’yla Bütünleşme Süreci ve Türk-Alman İlişkileri” konulu toplantı düzenlenecek.

/ İSTANBUL

14.09.2006


 

Bardakoğlu: Sofralarımıza fakirleri konuk edelim

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, yaklaşan Ramazan ayı nedeniyle tüm Müslümanlar’ı, bu ayda verilecek iftar yemekleri konusunda uyardı. Bardakoğlu, manevi hayatımızı kuşatan bu rahmet ikliminde, öksüz ve yetimlerin sevindirilmesi, kimsesizlerin yanında olunması gerektiğini ifade etti.

Bardakoğlu, “Hasta, yaşlı ve bakıma muhtaç olanların imdadına koşulmalı, israf ve gösterişe kaçan iftar davetleri yerine fakir ve muhtaçların da katıldığı sofralar tercih edilmelidir” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirilen “İl Müftüleri Hizmet İçi Eğitim Semineri” toplantısının sonuç bildirgesini açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Prof. Dr. Bardakoğlu, seminerin düzenlenme amacının; dinin doğru anlaşılması, toplumun din konusunda aydınlatılması ve din hizmetlerinin daha iyi seviyeye çıkarılması olduğunu kaydetti.

Yaklaşan Ramazan ayına, dış ülkelerdeki iç çekişmeler ve savaşlarla içte ise asırlardır bir arada karşılıklı sevgi ve barış, saygı ve huzur içinde yaşayan Türk milletinin birlik ve dirliğine yönelik terör olaylarıyla girildiğini belirten Bardakoğlu, göz yaşlarının dinmesi gerektiğini söyledi. Geçen yılki Ramazan ayında medyanın görevini layıkıyla yerine getirdiğini ifade eden Bardakoğlu, “Basın yayın organlarımızın bu yıl da aynı tutumu devam ettirmesi kamuoyunun ortak beklentisidir. Toplumda din duygusunun bir ayrıştırmaya meydan vermeden olumlu yönde gelişebilmesi ve istismarın önlenebilmesi için medyada yapılacak din içerikli yorumların magazin üslubuyla dini tartışmaların yapılmaması, dinin özünün saptırılmaması gerekir” dedi. Bardakoğlu, medyadan bu özeni sadece Ramazanlar’da değil, bütün zamanlarda göstermesini beklediklerini de vurguladı.

/ ANKARA

14.09.2006


 

Provokatörler hakkında suç duyurusu

Sakarya’nın Akyazı ilçesinde ‘omuz atma’ tartışması ile başlayan kavgada halkı “PKK’yı savunuyorlar” diye galeyana getirenler hakkında “halkın huzurunu bozmaktan” Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

Edinilen bilgiye göre bu güne kadar olayları kışkırtan 10 kişi hakkında savcılığa suç duyurusu yapıldı. Bu sayının 20’yi bulabileceği ifade edildi. Olay gecesi Sakarya Emniyet Müdürlüğü Güvenlik ve Terörle Mücadele Şubesi görevlilerince çekilen kamera görüntüleri kare kare deşifre edildi. Vatandaşları kışkırtan ve linç girişiminde halkı yönlendiren kişiler tek tek belirlendi. Belirlenen kişiler ifadesi alındıktan sonra Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edildi. Akyazı Kaymakamı Hasan Karahan, 7 saat süren olaylarla ilgili adli sürecin başladığını söyledi. Karahan, Akyazı’da şu anda durumun sakin olduğunu sözlerine ekledi.

/ SAKARYA

14.09.2006


 

Şemdinli itirafçısı Veysel Ateş’in dâvâsına devam edilecek

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Şemdinli davasında yargılanan PKK itirafçısı Veysel Ateş’in duruşmasına bugün devam edilecek.

Sanık ve mağdur tarafı avukatlarının 24 Ağustos’ta yapılan duruşmada reddi hâkim talebinde bulunmaları üzerine mahkeme heyeti bu talebin kararının 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilmesine hükmetmişti. Bugün yapılacak duruşma, 4. Ağır Ceza’nın vereceği karar doğrultusunda devam edecek. Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005 günü PKK hükümlüsü Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi’nin bombalanmasından sonra olayın failleri olarak yargılanan astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz 18 Haziran 2006 günü yapılan duruşmada 39 yıl 10 ay 27’şer gün hapis cezası almıştı.

/ VAN

14.09.2006


 

Koordinatörler buluştu

ABD’nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Emekli Orgeneral Joseph W. Raltson, Dışişleri Bakanlığında Müsteşar Ali Tuygan ve Türkiye’nin terörle mücadele koordinatörü olarak atanması beklenen Emekli Orgeneral Edip Başer ile bir araya geldi.

Ankara’da temaslarda bulunan ABD’nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Emekli Orgeneral Joseph W. Raltson’a, Türkiye’nin PKK terörüyle mücadelede artık tahammülünün kalmadığı mesajı verildi. Ralston’un, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ali Tuygan ve Türkiye’nin terörle mücadele koordinatörü olarak atanan Emekli Orgeneral Edip Başer ile görüşmesine ilişkin bilgi veren diplomatik kaynaklar, Amerikalı temsilciye, son dönemlerde PKK terörünün arttığına işaretle, aralarındaki işbirliğine yeni enerji katmak gerektiğinin iletildiğini belirttiler. Emekli Orgeneral Ralston’un bu göreve atanmasının, ABD’nin bu yönde bir kararlılığa sahip olduğunun göstergesi olduğunu ifade eden kaynaklar, görüşmede Türkiye’nin somut netice beklentisinin önemle dile getirildiğini ve bu çabanın odak noktasının Irak olması gerektiğinin iletildiğini söylediler. “Irak’ın kendi zorlukları ne olursa olsun bunların engellenmesini istiyoruz” diyen kaynaklar, Ralston görüşmesine ilişkin olarak, “Biz şunu söyledik: Bu zorlukları biz biliyoruz, ama bizim de bu duruma daha fazla katlanma imkanımız kalmamıştır. Onun için bir an evvel bu süreç çerçevesinde somut sonuçlar bekliyoruz” diye konuştular. Ralston’un programı gizli tutulmakla beraber, Ankara’daki temaslarının ardından Irak’a gidebileceği de kaydediliyor.

/ ANKARA

14.09.2006


 

Büyükelçiden teşekkür ziyareti

Lübnan’ın Ankara Büyükelçisi Georges Habib Siam, TBMM Türkiye-Lübnan Dostluk Grubu Başkanı Medeni Yılmaz’ı ziyaret etti. Siam, dostluk grubu üyeleriyle Dış İlişkiler Salonunda yaptığı görüşmede, Türkiye’ye Lübnan’a yaptığı yardımlarından dolayı teşekkür etti.

‘’Türkiye’nin yaptığı yardımlar sayesinde Lübnan halkı daha dirençli oldu’’ diyen Siam, bu yardımların iki ülke arasındaki ilişkileri ve dostluğu güçlendirdiğini kaydetti. Türk askerinin Lübnan’a gönderilmesine ilişkin tezkerenin kabul edilmesinden dolayı memnuniyetlerini ifade eden Siam, ‘’Türk askeri gücünün, Lübnan halkını korumaya gitmesi Lübnan halkı için çok iyi bir şey. Türk askeri, Lübnan’da sadece Lübnan’ın güvenliği ve istikrarı için değil, bölge barışı için de önemlidir’’ diye konuştu. Büyükelçi Siam, tezkerenin Mecliste kabul edilmesinin ardından Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora’nın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir teşekkür mektubu gönderdiğini bildirdi. Siam, Başbakan Sinyora’nın mektubunda ‘’Türk askerinin; Lübnan’a misafir olarak gittiği, Lübnan vatandaşının bir gücü olarak kabul edildiğinin’’ ifade edildiğini kaydetti. Lübnan’da durumun her geçen gün iyiye gittiğini belirten Siam, ‘’Dünya ülkeleri, Türkiye gibi barış çalışmasında bulunsaydı, Lübnan’a saldırı olmazdı, İsrail-Filistin sorunu çözülmüş olurdu’’ dedi.

/ ANKARA

14.09.2006


 

“Zorunlu seyahat sigortası” geliyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Avrupa ülkelerinin büyük bölümünde uygulanan zorunlu seyahat sigortasını Türkiye’de de hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre, 1618 sayılı ‘’Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’’nun, Avrupa Birliği normlarına uygun hale dönüştürülmesi hedefleniyor. Bu konuda hazırlanan ‘’zorunlu Sigorta’’ ya ilişkin düzenlemenin gündeme getirilmesi için TBMM’nin açılması bekleniyor. 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu kapsamında hazırlanan ‘’Zorunlu Sigorta’’ya ilişkin düzenlemeyle “Seyahat acentalarının düzenledikleri paket turlara ilişkin olarak paket tur sözleşmesi kapsamında müşteriye taahhüt edilen hizmetlerin, acentanın iflası da dahil olmak üzere herhangi bir nedenle verilememesi veya taahhüt edilen şekilde verilmemesi nedeniyle doğacak zarara karşılık olmak üzere paket tur bedeli kadar sigorta yaptırmaları zorunlu” kılınıyor. Zorunlu sigortayı yaptırmayan seyahat acentalarının belgesinin iptali öngörülüyor.

/ ANKARA

14.09.2006


 

“Kayıp trilyon” dâvâsında, Menderes’e beraat

Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi, kapatılan RP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı Aydın Menderes’in, “Kayıp Trilyon” davası kapsamında, “özel belgede sahtecilik” suçundan beraatine karar verdi.

Davanın dünkü karar duruşmasına, Menderes’in avukatı Sami Kahraman ile müdahil Maliye Bakanlığı avukatı katıldılar. Duruşmada, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, Menderes’in üzerine atılı suçun sabit olduğunu belirterek, suç tarihi itibariyle lehine olan eski Türk Ceza Kanunu’nun “özel belgede sahtecilik” suçunu düzenleyen 345 ve suçun birden fazla işlenmesi halinde ceza artırımını öngören 80. maddeleri uyarınca cezalandırılmasını istedi. Menderes’in avukatı Kahraman, esas hakkındaki savunmasında, müvekkilinin mali konularda yetkili olmadığının ortaya çıktığını ifade ederek, müvekkilinin beraatine karar verilmesini talep etti. Yargıç Fevzi Şıngar, Menderes’in, delil yetersizliğinden beraatine karar verildiğini açıkladı. Kapatılan RP’nin 1997 yılı Hazine yardımının kullanımındaki usulsüzlük iddialarıyla ilgili olarak eski RP’liler, Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Rıza Ulucak, Oğuzhan Asiltürk, Fehim Adak ve Musa Demirci’nin aynı suçtan yargılanmalarına Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinde devam ediliyor.

/ ANKARA

14.09.2006


 

MERNİS, Adalet Bakanlığının hizmetinde

İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasında yapılacak anlaşma ile Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) veri tabanındaki bilgilerin Adalet Bakanlığınca elektronik ortamda paylaşılmasına imkan sağlanacak.

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından imzalanacak anlaşmayla Ulusal Yargı Ağı (UYAP) kapsamında Cumhuriyet başsavcılıklarındaki her türlü soruşturma işlemleri ile adli yargı ve idari yargıdaki yargılama faaliyetlerine yardımcı olacak her türlü bilgiye ulaşılabilmesi mümkün olacak. Anlaşmayla, sisteme önceden girilen bilgilerin güncellenebilmesi ve Adalet Bakanlığına bağlı başta merkez teşkilatı olmak üzere UYAP’ı kullanan diğer birimler de nüfus bilgilerine ulaşabilecek. Uygulamanın hayata geçirilmesinin ardından, MERNİS veri tabanından ‘’Kimlik Paylaşımı Sistemi’’ne aktarılan bilgiler sayesinde mahkemelerdeki kimlik tespitleri anında yapılabilecek ve dava dosyalarında yer alması gereken nüfus ve aile kayıt örneği, doğum, evlenme ve ölüme ilişkin bilgiler de temin edilebilecek.

/ ANKARA

14.09.2006


 

Müslümanlar Danimarka'da özgür

Ülkesinin dinî özgürlüklere çok önem verdiğini belirten Danimarka Eğitim ve Dini İşler Bakanı Bertel Haarder, “Danimarka çok kültürlü ve dinli bir toplum. 114 cami, 14 Müslüman mezarlığı var. 15’inciyi açmak üzereyiz. Birçok İslâm okulu var” diye konuştu.

Ceylan Intercontinental Otelde düzenlenen İstanbul Konferansı 2006’da konuşan İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, terörizm ve İslâm’ın birlikte düşünüldüğünü, halbuki terörün İslâmî inançlarla hiçbir alakası bulunmadığını kaydetti.

Bunun kökenlerinde ekonomik ve sosyal faktörlerin bulunduğunu ifade eden İhsanoğlu, politika ile dini birlikte ele almanın çok tehlikeli olduğunu kaydetti. İhsanoğlu, İslâm’ın demokrasiye uygun bir din olduğunu söyledi.

Katılımcıların, Danimarka’da bir gazetede yayınlanan karikatürlerin yol açtığı krize ilişkin soruları üzerine İhsanoğlu, Danimarka toplumunun yüzyıllardan beri homojen bir toplum olduğunu, ancak daha sonraları aniden belli sebeplerden dolayı farklı dinî ve etnik yapıya sahip insanların bu ülkeye göç ettiğini kaydetti.

İhsanoğlu, farklı kişilerle hiç yaşamamış olanların karşılarında bu insanları görünce tepki gösterebildiklerini, bunu anlayabildiklerini söyleyerek, krize yol açan karikatürlerin yerel bir gazetede yayınlandığını ve ilk başlarda kimsenin haberi bile olmadığını hatırlattı.

Karikatürlerin yayınlanmasından sonraki 4 aylık dönemde hiçbir tepkinin gösterilmediğini, Müslüman dünyasını memnun edecek hiçbir eylem sergilenmediğini ifade eden İhsanoğlu, ancak gösteriler arttığı zaman Danimarka hükümetinin bir tepki verdiğini, herkesin çağrılar yaptığını ve Müslüman dünyasını itidala davet ettiğini söyledi. İhsanoğlu, bu konuda Danimarka hükümetinin bir ilgisi bulunmadığını, ancak burada ahlâkî bir sorun bulunduğunu ifade ederek, ifade özgürlüğünün

DİNî ÖZGÜRLÜK VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Daha sonra söz alan Danimarka Eğitim ve Dini İşler Bakanı Bertel Haarder de yönetimlerin bir gazetenin yaptıklarının sorumluluğunu üstlenemeyeceği görüşünü savundu.

Danimarka’da Müslüman olmanın, dünyanın herhangi bir yerinde Müslüman olmaktan daha iyi olduğu görüşünü dile getiren Haarder, dinî özgürlük, ifade özgürlüğü, farklı din ve fikirlere saygının çok önemli konular olduğunu, bunların dünyanın gelişmesinin anahtarlarını oluşturduğunu belirtti.

Haarder, Danimarka olarak dini özgürlüklere çok önem verdiklerini vurgulayarak, herkesin istediği dini kuruluşa üye olabildiğini, Hıristiyan ve Müslüman okulları arasında hiçbir ayırım yapmadıklarını, ülkede 114 cami ve 14 Müslüman mezarlığı bulunduğunu bildirdi.

Arap dünyası ile ortaklık programı oluşturduklarını, bu programa çok önem verdiklerini ve diyaloglarını geliştirmek istediklerini kaydeden Haarder, Danimarka askerlerinin Müslümanları Hristiyanlara karşı koruduğunu, örneğin Bosna ve Kosova’da görev yaptığını, Afganistan ve Irak’ta Danimarka askerlerinin rol aldığını kaydetti.

Panelin soru-cevap bölümünde İhsanoğlu’nun sözlerinin ardından söz alan Haarder, şunları söyledi: ‘’Danimarka çok kültürlü ve dinli bir toplum. 114 cami, 14 Müslüman mezarlığı var. 15’inciyi açmak üzereyiz. Birçok İslâm okulu var. Dini okullar var. Tek kültürlü bir toplum değiliz. Fazla hoşgörülü bir toplumuz. Bizim kadar farklı din ve kültürleri destekleyen bir ülke olduğunu sanmıyorum. Hükümetin basına karışma hakkı yok ki. Bu olay zaten ders oldu, başka karikatürler yayınlanmadı. Barış içinde yaşamak istiyoruz.’’

/ İSTANBUL

14.09.2006


 

Yol kapma yarışı 10 yaralıyla sonuçlandı

Maltepe’de, halk otobüsü ile yolcu minibüsünün yol kapma mücadelesi sebebiyle meydana gelen kazada on kişi yaralandı.

Dün sabah saat 08:30 sıralarında E-5 Küçükyalı mevkiinde gerçekleşen kaza, Maltepe istikametinden Kadıköy yönüne giden Tuzla-Topkapı hattında çalışan bir halk otobüsü ile Kartal-Kadıköy hattında çalışan bir minibüsün şoförleri arasındaki yol kapma mücadelesi sebebiyle meydana geldi. İçinde yirmi yolcu bulunan minibüs, halk otobüsüne arkadan çarpmak üzereyken devrilerek yan yattı. Kaza sırasında minibüste bulunan 10 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılar Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Kaza hakkında bilgi veren minibüs sürücüsü Aziz Hüseyin İnan ve yolcular, halk otobüsü şoförünün aşırı hız yaparak minübüsü sıkıştırdığını iddia etti.

/ İSTANBUL

14.09.2006


 

Sınırda 134 kaçak yakalandı

Edirne’de yasadışı yoldan sınırı geçmek isteyen 134 yabancı uyruklu yakalandı.

Jandarma ve sınır devriye ekipleri, il merkezi, İpsala, Meriç ve Enez ilçelerinde yasadışı yoldan Yunanistan’a gitmek isteyen Somali, Moritanya, Fas, Filistin, Suriye, Pakistan, Irak, Tunus, Cezayir ve İran vatandaşı 134 kişiyi yakaladı. Yabancı uyruklular, sınır dışı edilmek üzere, Edirne Emniyet Müdürlüğü Pasaport ve Yabancılar Şube Müdürlüğüne gönderildi.

/ EDİRNE

14.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004