Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Millî Eğitim şûrâ kararları uygulanmalı (2)

Dünden devam

Eğitimde tercih ve rekabete dayalı kredili sistem uygulamasının bir gereği olarak öğrencilerin orta öğretimde de istedikleri alanlarda farklı okullardan ders alabilmeleri sağlanmalı; üniversiteye girişte yeterlilik temelli bir seçme uygulamasında bazı fakülteler, orta öğretimde alınan derslere dayalı (bilgisayar mühendisliği için programlama dillerini öğrenme; Türk dili ve edebiyatı için Osmanlıcayı bilme gibi) yeterlilikler belirlerken bunları bir tercih gerekçesi olarak kullanabilmelidir. Hatta örgün eğitim programları dışında kazanılan ve belgelendirilen yeterlilikler de bu kapsamda yer almalıdır.

Esnek bir eğitim sistemi

Hayat boyu, her yaşta, her yerde, her zaman öğrenme ilkesinden hareketle eğitim sisteminin toplumun bütün bireylerine açık hale getirilmesi; esnek öğrenme ilkesinden hareketle bireylerin istedikleri zamanda öğrenimlerine ara verip, istedikleri zamanda tekrar sisteme dönebilmelerine ve öğrenimlerine kaldıkları yerden devam edebilmelerine imkân sağlanmalıdır. Meslek içinde öğrenme ilkesinden hareketle bireylerin meslekî yeterliliklerini geliştirme ve meslekî rotasyonlarına imkân verecek, ihtiyaca göre öğrenme anlayışını merkeze alan esnek bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.

Örgün ve yaygın eğitim ilişkisi

Günümüzde eğitim, okul denilen yapılarla sınırlı bir olgu olarak görülmemektedir. Hatta eğitimin merkezi, okuldan okul dışına doğru kaymakta, hayatın her alanına yayılmaktadır. Okullaşma, tek başına kalkınmanın bir göstergesi olarak kabul edilmemektedir. Hayat boyu öğrenme ilkesinden hareketle mevcut örgün ve yaygın eğitim sistemleri arasında eşdeğerliliğin sağlanması, okul dışında edinilen becerilerin belgelendirilmesi gerekir. Yaygın ve örgün eğitim sistemleri arasında karşılıklı yatay geçişler sağlanmalıdır.

Yeterliliğe dayalı öğrenme

Üretilmiş bilgiyi aktarmaya dayalı mevcut yükleyici ve bankacı eğitim sistemi yerine, bireyin potansiyelini ortaya çıkaracak ve ona yaşama için gerekli yeterlilikler kazandıracak bir eğitim anlayışının temel alınması; bireylerin, sahip oldukları potansiyel esas alınarak bilgi, beceri ve tutumları bir arada kullanabilecekleri ürünler ortaya koyabilecek yeterlilikler kazanmasına dönük bir öğrenme anlayışı yerleştirilmelidir.

Meslekî eğitim

Meslekî eğitim anlayışını yeniden yorumlayarak, öğrencilere erken yaşlarda belirli bir mesleğe ilişkin uzmanlık bilgi ve becerilerini kazandırmak yerine; çeşitli meslekleri icra edebilecek yeterlilikler kazandırılmalıdır. Yetişmiş fakat içi boş (temel hayat becerilerini kazanmış, birden çok alanda uzmanlaşmaya açık) insan anlayışını esas alan meslekî eğitim yaklaşımı ikame edilmeli, böylece bireyler farklı meslekleri icra edebilecek donanımlara hazır ve farklı meslekî alanlarda uzmanlaşıp istihdam edilebilecek bir şekilde meslek hayatına hazırlanmalıdır.

Bu anlayış çerçevesinde mevcut meslekî ve teknik eğitimin gözden geçirilerek iş hayatıyla uyumlu ve yeni gelişmelere uygun, esnek ve her türlü yatay ve dikey geçişlere imkân verebilecek şekilde yeniden tasarlanması gerekir.

İlköğretim ikinci kademeden başlayarak öğrencilere meslekleri tanımaları ve tecrübe etmeleri için fırsatlar oluşturulmalıdır. Meslekî eğitimde motivasyon krizine sebep olan ve öğrencileri umutsuzluğa sevk eden üniversiteye geçiş sistemi yeniden düzenlenmelidir.

Belirli bir mesleği icra eden meslek erbabının da meslekî yeterliliklerini geliştirme ya da meslekî rotasyon konusundaki talepleri öncelikle karşılanmalıdır. Farklı alanlara geçiş yapmak isteyen bireylerin gerekli yeterlilikleri sağladıktan sonra istedikleri yükseköğretim kurumuna her türlü geçiş izni verilmelidir. Bu geçişlerde, ilgili alanda yeterliliğe sahip olma esas alınmalıdır.

Eğitim ve okulun işlevi

Eğitimin temel işlevi, her bireyi kendi otantik özelliklerini koruyarak geliştirmek, kendine ve ülkesine yabancılaştırmadan fıtrata uygun insanî değerleri kazandırmak ve onu her türlü egemenliklerden özgürleştirmektir. Eğitimin asli işlevi, meslek adamı yetiştirmek değildir. Bu, sanayileşme sürecinde sanayi toplumu ve kapitalist sistemin taleplerine göre insan yetiştirme anlayışına dayalıdır ve çağ dışıdır. Okul ve eğitim, sadece ekonomi ve iş hayatına endeksli olarak tasarlanamaz. Bunun yerine, eğitimin işlevi, bireyin kendi özgür iradesiyle iş yapabilme, iş ve meslek seçebilme becerilerini geliştirmektir.

Okullaşma yerine, eğitim ve insanlaşma kavramları merkeze alınmalıdır. Eğitimin birey açısından amacı, kendini inşa etme, toplum açısından ise toplumu sürekli olarak bütün kurumlarıyla dönüştürme ve yeniden üretmedir.

Bireylerin, toplumda var olan mevcut statükoya meydan okuyabilmeleri ve toplumdaki eşitsizliklerin eleştirel bir bilinçle farkına varmaları, toplumsal dönüşüm sürecinde aktif rol üstlenmeye cesaretlendirilmeleri sağlanmalıdır.

Eğitimde yönlendirme

Eğitimin temel işlevlerinden birisi, bireyin kendini bilmesi, tanıması ve sürekli inşa etmesini sağlamaktır. Eğitim, bir özgürleştirme süreci olup bireyi, her ne amaçla olursa olsun, belirli konu ve alanlarda bilgilendirme, koşullandırma ve dıştan etkilerle dıştan tercihlere zorlama çağdışı bir anlayıştır. Bunun yerine bireyin özgürce tercihler yapabilmesine ve kendini gerçekleştirebilmesine imkân sağlayacak bir rehberlik sisteminin ikame edilmesi ve yönlendirmenin buna göre yapılması zorunludur. Bu yapının oluşabilmesi için bireylerin tercihler yapabileceği, böylece kendini tanıyabileceği, seçeneklere ve alternatiflere dayalı bir yönlendirme sisteminin oluşturulması gereklidir. Yönelmeler, dıştan etkilerle değil içsel ve bireysel dürtülerle olmalıdır. İlköğretimin ilk kademesinden sonra ve ortaöğretimde ilk sınıflarda alınacak ortak derslerden sonra üst sınıflara doğru seçenekleri artırmaya, öğrencilerin yeteneklerine uygun alanlara yönelmelerini sağlamaya dönük bir sistem oluşturulmalıdır.

Hayat boyu öğrenme

Değişen bilgi, teknoloji ve ihtiyaçlara bağlı olarak hayat boyu öğrenmenin kurumsallaşması, hayatî bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda hayat boyu öğrenmenin merkezinde, bireysel, sosyal, ekonomik ve politik yeterliliklerin geliştirilmesi ve sürekli öğrenen bireylerden oluşan öğrenen bir toplumun inşa edilmesi yer almaktadır. Bireye kazandırılacak yeterlilikler arasında, öğrenmeyi bir hayat tarzı olarak benimseme ve bunu bir alışkanlık haline getirme, yeni durumlar karşısında kendine özgü çözümler üreten, kendini bütün yönleriyle keşfedip geliştiren, sosyal ve vicdanî sorumluk sahibi, oto-kontrol mekanizmaları gelişmiş kendi kendine denetleyebilme yeterlilikleri kazandırılmalıdır.

II. KÜRESELLEŞME VE AB SÜRECİNDE

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ

Küreselleşme, günümüzde çok tartışılan konulardan biri olup, konunun politik, sosyal, kültürel, ekonomik ve eğitsel boyutları vardır. Küreselleşmeye yön veren değerler Batı kaynaklı olup, bu süreç yeni bir olgu değildir. Uluslar arası ve kültürler arası etkileşim eskiden beri vardır. Bu süreçte güçlü olan tarafın güçsüz olan tarafı etkilemesi tabiidir. Bu süreci kontrol etmek mümkün olmadığına göre, buna karşı bireysel ve toplumsal boyutta güçlü bilinç yapısı geliştirmek ve sürecin içinde aktif bir rol üstlenmek tercih edilmesi gereken bir yoldur. Keza AB süreci de konunun farklı boyutları yanında temelde Avrupa vatandaşlığı ve Avrupalılık kimliği inşa etmeye dönük bir süreçtir. Bu süreçte kültürler arası diyalog, farklılıklara saygı ve duyarlılığın da gelişmesi beklenmekte, süreç içinde yer alan hiçbir ülkenin milli kültür ve kimliğinden vazgeçmesi beklenmemektedir. Küreselleşme konusunda olduğu gibi, bu konuda da Türkiye, konunun fırsatlar yönüne önem vermeli ve süreç içinde aktif bir rol oynama çabası içinde olmalıdır.

—Devam edecek—

Ahmet Gündoğdu (Eğitimciler Bi

30.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004