Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

İnsan bir “oh” çeksin!

Batı hâlâ kendini bulamadı, arayışlar içindedir. “Bir şeyden” özgürleşti ama “bir şey için” özgürleşme aşamasına gelemedi. Değerlendirmelerini hep insan kâinat ekseninde yaptı. Allah kavramı üzerinde hiç durmadı. Bir tarafta güçsüz insan, diğer tarafta kâinat ve içindeki baş döndürücü olaylar… Bu insanı oldukça şaşırtıyor, yetersiz hale getiriyor.

Bu boşluk bilim adamlarınca daha derinden hissediliyor. Bu sebeple Batı, sanki bilim bazında topyekûn insanı aşan arayışlara giriyor.

Rönesans döneminde Kilise’nin baskısından kurtulup özgürlüğe kavuşarak akılcı yolda tercihlerini yapmaları bir bakıma iyi oldu. Ama önemli olan bu özgürlükten sonra ne için özgürlüklerini korumaya çalışmalarıydı. Özgürlüğü kendi nefisleri ve dünya adına korumaya yeltendiler; ancak burada yanıldılar. Tevhit inanışından yoksun oldukları için kâinatın hücumlarına maruz kaldılar. Bu kez bir otorite yerine sayısız dayatmalar ya da otomatlaşma gibi tehlikelerle karşılaştılar. İkisi de insan için bir kaybediştir; gerçek özgürlüğün ortadan kalkmasıdır.

Oysa Tevhit inanışı, insan için güçsüz kaldığı kâinat olayları karşısında en büyük dayanaktır. Bundan mahrum kalan Batı, hem güvenliğini yitirmiş, hem de yalnızlığı varoluş anlamında derinden duymaya başlamış. Sanayi devrimiyle Batı insanı tam anlamıyla otomatlaştı, âdeta makinenin çarkları haline geldi. Düşüncesini bile doğru dürüst kullanamadı. Sıradan halk bunun farkında olmadı; biraz düşünen kafalar, bilim adamları ise bunun farkındalar. İnsana yaraşmayan kişilik sergileyen Batı’daki insan yığınları bilim adamlarını tedirgin ediyor.

İnsanüstü bir İlah fikrine sıcak bakmamasına rağmen, insanların kişiliklerinin silikleşmesini gelecek insanlık adına çok tehlikeli gören Erich Fromm, ister istemez şu itirafı yapmak zorunda kalıyor: “Günümüz toplumunun ruhunda derin kökleri olan ve bu sebeple de insan mutluluğunun gerçekleşmesini engelleyen gerçek, insanın yüce konumundan aşağılara indirilmesidir. On dokuzuncu yüzyıl “Tanrı öldü” demişti; yirminci yüzyıl ise, “insan öldü” demeliydi. Araçlar amaçlara dönüştürüldü, nesnelerin üretimi ve tüketimi yaşamanın gayesi oldu ve yaşama eylemi, bunların emrine verildi. İnsanlar gibi davranan nesneler ve nesneler gibi davranan insanlar üretir olduk. İnsan kendini bir nesneye dönüştürüp, kendi elleriyle ürettiği şeylere tapmaya başladı; kendisine yabancılaştı ve Allah’nın adını kullanıyor olsa bile, puta tapıcılığa geri döndü (Barışın Tekniği ve Stratejisi).”

Fromm, gerçekten günümüz insanının analizini güzel yapıyor. Ama sebeplerinin köklerine inemiyor ya da inmek istemiyor. Batı teknolojide belli bir düzeye geldi gelmesine, ama kendi işsel değerlerini yaratılış amaçları doğrultusunda yaşayamadı. Tevhit inancındaki Allah fikriyle fazla ilgilenmedi. Sonsuz güvenliğini sağlayacak Tevhit dayanağından çok uzak kaldı. Kâinatla baş başa kaldı; kâinatın müthiş olaylarına yenik düştü. Fromm’un da ifade ettiği gibi, kendini bir put ilân etti; ama kendisi de sayısız putların köleliğine talim etti. Huzur kalmadı ve hayat çoklarına zindan oldu. Bu bulaşıcı bir hastalık gibi İslâm dünyasına da girdi.

İnsan nasıl da kendi başına buyruk olduğuna inanabilir? Daha bir saniye sonrasında ne olacağını bilmez ve bedeni de kendi kontrolü dışında değil mi? Küçük bir iradesi var; ama her tarafı acizliklerle kaplanmış. Bir de sayısız ihtiyaçları eklenince işin içinden çıkamaz hâle gelmiyor mu? Başka olumlu bir bakış açısı geliştirmedikçe, bu haliyle bir düalist yapı içinde olduğu belli. Batı dünyası da bunun farkında; farkında ki, varoluşsal yalnızlığı yaşıyor, korkular içindedir.

Tek kurtuluş var bu çaresizlikten. O da insanın içinde var olan “nokta-i istinat”ını bulup gereğini yapmasıdır.

Çaresizlikler içinde kıvranacağımız yerde, kâinatı bütün ayrıntılarıyla yaratan bir Güce dayanıp, dünyanın ağır yükünden kurtulsak daha iyi olmaz mı?

İnsan, ancak bu şekilde bir “oh” çeker de, gerçek özgürlüğüne kavuşarak kölelikten kurtarabilir.

[email protected]

Hüseyin KARA

23.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Gelişim psikolojisi testi

  Azmin kariyeri

  İnsan bir “oh” çeksin!

  İlgi ve dinleme beyni geliştiriyor

  YASEM AJANDASI


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004