Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Erdoğan: Medeniyet yürüyüşümüz sürüyor

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başlattıkları medeniyet yürüyüşünün; duraksamadan, yavaşlamadan, kesintisiz şekilde devam ettiğini bildirerek, ‘’Milletimize verdiğimiz sözleri tek tek yerine getirmenin onuruyla başımız dik, alnımız ak, yolumuza devam ediyoruz’’ dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye için önemli hizmetlerle geçen bir süreyi geride bıraktıklarını ifade ederek, yaklaşık 4 yıl 3 aydır millete hizmet ettiklerini, ülkeyi kalkındırma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söyledi.

İlk günkü heyecanlarını muhafaza ederek yollarına devam ettiklerini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: ‘’Milletimize hizmet aşkımız azalmıyor, tam aksine her geçen gün artıyor. AK Parti olarak 5. yılımıza girmemiz, 5. bütçesini yapan bir hükümet olmamız, bir başarı olarak görülebilir. Ancak asıl başarı, 5 yıldır istikrarlı bir çizgi izlememizden çok, her yılımızı dolu dolu geçirmemiz, başka hükümetlerin yıllar içinde yaptıkları hizmetleri, bizim aylara sığdırmamızdır. Başlattığımız medeniyet yürüyüşü, duraksamadan, yavaşlamadan, kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Milletimizin huzurunda en başta ortaya koyduğumuz hedefleri, idealleri, milletimize verdiğimiz sözleri tek tek yerine getirmenin onuruyla başımız dik, alnımız ak, yolumuza devam ediyoruz.’’

Erdoğan, yolsuzluklar konusundaki tavırlarının çok açık ve net olduğunu belirterek, ‘’Nerede, her ne şekilde olursa olsun tüm yolsuzluklar karşısında en sert tepkiyi verdik, vermeye de devam edeceğiz. Akaryakıt kaçakçılığında da tavrımız gayet açıktır; milletimizin hakkını, vergisini çalanlardan, çalmaya teşebbüs edenlerden bunun hesabı sorulacaktır. Hiç kimsenin yanına kar kalmayacaktır’’ dedi.

KARARNAMELERİNİ BU HAFTAYA

YETİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, valiler ve emniyet müdürleri kararnamelerini bu haftaya yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi. TBMM’den ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, valiler ve emniyet müdürleri kararnamesinin ne zaman çıkacağının sorulması üzerine, ‘’İnşallah valiler ve emniyet müdürleri kararnamelerini bu haftaya yetiştirmeye çalışıyoruz’’ dedi. Erdoğan, kararnamede İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın yer alıp almayacağına ilişkin soruya ise ‘’Bize isim sormayacaksınız. Bize konu soracaksınız’’ karşılığını verdi.

/ ANKARA

14.02.2007


 

Önce altı ay hapis...

Danıştay saldırısı sonrasında gazetemizin 23 Mayıs 2006 tarihli sayısında yayınlanan “Oyun geri tepti” manşetiyle ilgili olarak TCK’nın “devletin askerî organlarını aşağılama” suçunu düzenleyen 301 ve “âdil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçunu tanzim eden 288. maddelerinden yargılanan Yazıişleri Müdürümüz Faruk Çakır hakkındaki dâvâ sonuçlandı. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi Çakır’ın 301’den beraatine, 288’den altı ay hapse mahkûmiyetine karar verdi.

Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Faruk Çakır ‘’devletin askeri organlarını basın yoluyla aşağılama’’ suçlamasından beraat etti. Çakır, ‘’adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’’ gerekçesiyle 3 bin 600 YTL adli para cezasına çarptırıldı.

Yazı İşleri Müdürümüz Faruk Çakır hakkında Danıştay’a yapılan saldırı sonrasında yayınlanan “Oyun geri tepti” başlıklı haber sebebiyle TCK’nın 301. ve 288. maddelerini ihlal iddiasıyla açılan dava, dün karara bağlandı. Bağcılar Adliyesi 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında iddia makamı, haberde TSK ile bağlantısı kesilmiş şahıslardan bahsedildiği, subay ve astsubay tabiri ile genel bir ifade ile TSK’yı ifade edecek şekilde kullanılmadığından suçun unsurları oluşmadığı kanaatinde bulunarak 301’den beraat talep etti. Dava konusunu haberde, Kızılelmacı bir örgüt olduğu, Danıştay saldırısının bu çerçevede tezgahlandığı ifadeleri geçtiğini ve olay tarihinde halen soruşturması devam eden yargılama ile alakalı mütalaada bulunmak suretiyle Çakır’ın müsnet suçu işlediği görüşünü aktaran iddia makamı, Çakır’ın 5187 sayılı Basın Kanununun 11 maddesi delaletiyle TCK nın 288 maddesi gereğince cezalandırılmasını talep etti.

Söz konusu madde ile adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan mahkumiyeti istenen Çakır’ın avukatlarından Turgut İnal ise, ne müvekkilin kasıt itibariyle, ne de dava konusu yazının tümünde bu suçun oluşmadığını ifade etti. “Yargı büyük bir camiadır ve etkilemek bu kadar basit değildir. İki satırlık yazıyla etkilenmez. Bu tür yazılar sebebi ile gazeteciler hakkında sık sık dava açılması ve mahkumiyet kararı verilmesi halinde gazeteciler rahat görev yapamazlar” diyen İnal, bu tür davalar basın hürriyetine hizmet etmiş olmayacağını vurguladı.

Avukat Kadir Akbaş da esas hakkında savunmasında, dava konusu haberde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ve yayın yasağı konulmayan soruşturmada soruşturma ile ilgili olarak gözaltına alınan kişilerin geçmişleri, siyasi kimlikleri, görevleri ve ilişkileri hakkında açıklamalar yapıldığını ifade etti. Haberde aktarılanların halkı bilgilendirme kapsamında olduğunu söyleyen Akbaş, “Danıştay’a yapılan saldırıda tetiği çektiği belirlenen Alparslan Aslan’ın bir kısmı gözaltına alınan ve tutuklanan Kızılelma koalisyonu olarak nitelendirilen kişilerle irtibatlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Göz altılardan sonra böyle bir kanaat doğmuştur ve yazıda bu belirtilmiştir” dedi.

Faruk Çakır da, “Yargılamayı etkileme niyetim kesinlikle olmamıştır, beraatimi talep ederim” dedi.

Mahkemede, Çakır’ın 301’den beraatine karar verilirken TCK’nın 288/1 maddesi uyarınca ise 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildi. Sözkonusu ceza da sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve suçun işlenmesindekı özelliklere göre kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK nın 5071-a ve 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 YTL den 3.600 YTL adli para cezasına çevrildi. Mahkemede ayrıca, yedi gün içinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık bırakıldı.

İNAL: YARGIYI ETKİLEMEK

BU KADAR BASİT DEĞİL

Duruşma sonrasında Faruk Çakır, avukatları Turgut İnal ile Kadir Akbaş basın açıklaması yaptı.

Avukat İnal, “Müvekkilim yargıyı yönlendirmekten dolayı mahkum edilmiş bulunmaktadır. Yargıyı etkisi altında bırakmak bu kadar basit bir olay değildir. İki üç satırla yargıyı etkiledi demek doğru değildir” dedi. İnal, böyle kanunlarla basının yazmamaya, konuşmamaya mahkum edilmiş olacağını söyledi.

AKBAŞ: TEMYİZE GİDECEĞİZ

Akbaş ise 288. maddenin, Türk halkının bilgi edinme hakkı ile basının haber verme özgürlüğü önünde ciddi bir engel olduğunu belirterek, kararla ilgili temyize gideceklerini, iç hukukun tükenmesi durumunda da AİHM’e konuyu taşıyacaklarını söyledi. Akbaş, “Dileriz ki Yargıtay hukuka aykırı bulduğumuz bu kararı bozar” dedi.

ÇAKIR: 301 VE BENZERLERİ

MAYIN TARLASI GİBİ

“301’den beraat ettik, sevindik, 288’den mahkum olduk” diyen Faruk Çakır da, 301-288 ve benzeri maddelerin mayın tarlası gibi basın özgürlüğünün önünde durduğunu söyledi. Çakır, bunların tartışılarak değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

SDP, ÇAKIR’A DESTEK İÇİN MAHKEMEDEYDİ

Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkanı Filiz Koçali, Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, Veysi Sarısözen ve MYK üyesi Oğuz Ender, İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Yaman Yıldız’dan oluşan SDP Heyeti, Faruk Çakır’la dayanışmak üzere Bağcılar Adliyesi’ndeydi. Mahkeme çıkışında konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan SDP Genel Başkanı Koçali, “301’den mağdur olanların şöyle bir benzerliği var, Türkiye’deki demokratikleşmenin önündeki engellerle mücadele edenler bu insanlar.” dedi.

Doğan: 288 yeniden düzenlenmeli

Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Av. Halil Doğan da Türk Ceza Kanunun 301. maddesi yanında 288. maddesi de özgürlükler açısından kısıtlayıcı ve kötüye kullanılacak maddelerinden biri olduğnu söyledi. “Yargı bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Etki altında kalmamalıdır” diyen Doğan, ancak sadece olayları yazan bir haberle hiçbir hâkimin etkilenmeyeceğini belirtti. Doğan, eğer bu madde katı olarak yorumlanırsa hiçbir adli vakanın haberleştirme imkânının kalmayacağını ifade ederek şunları kaydetti:

“Bu madde ya kaldırılmalı ya da tekrar düzenlenmelidir. Yargının etkilenme unsuru yeterince düzenlenmemesi halinde her haber suç unsuru olabilir. Yazılı sözlü tüm medya günlerce yazıp konuştuktan sonra medyadan birine veya birkaçına dâvâ açmak da adalet değildir. Basın özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır. Adaletin etkilenmesi endişesiyle basın özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Haberin, yazının hâkimi etkileyecek unsurları taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın sadece olayla ilgili yazı yazılmış olmasını suç saymak adaletle ve özgürlükle bağdaşmaz. Sadece vakayla ilgili haberin yapılmış olmasını suç saymak habercilik açısından önemli bir kısıtlamadır. Kanaatimizce 301. madde yeniden ele alınacağı zaman 288. madde ve diğer özgürlüğü sınırlayıcı maddeler de tekrar ele alınmalı ve düzeltilmelidir.”

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

14.02.2007


 

301’de CHP-AKP ittifakı

TBMM Adalet Komisyonunun AKP’li ve CHP’li üyeleri TCK 301. maddesinin aynen kalması konusunda fikir birliği içindeler. Komisyonun AKP’li üyesi Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, “301. madde hiçbir şekilde kaldırılamaz. 301. madde kaldırılsa bile, başka bir şekilde bunun karşılığı bulunacaktır” derken, CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, 301. maddede “Türklük” ve “Cumhuriyet” ile ilgili değişiklik taleplerini doğru bulmadığını söyledi.

TBMM Adalet Komisyonu üyeleri, sivil toplum örgütlerinin Türk Ceza Kanununun (TCK) 301. maddesiyle ilgili yaptığı önerinin, mevcut maddenin kapsamını genişleteceğini ileri sürdü. Adalet Komisyonu'nu AKP’li üyesi Ramazan Can, sivil toplum örgütlerinin önerisinin, mevcut duruma göre daha geniş bir alanı kapsadığını ileri sürdü. Yargının yasa koyucunun amacının ne olduğuna dikkat etmesi durumunda bir sıkıntı yaşanmayacağını ifade eden “Normal metin o şekilde algılandığında, şu anki mevcut durumda sıkıntı yok’’ dedi. Can, ‘’Meclis gündemine gelir mi?’’ sorusuna, ‘’301. madde hiçbir şekilde kaldırılamaz. 301. madde kaldırılsa bile, başka bir şekilde bunun karşılığı bulunacaktır’’ karşılığını verdi.

AKP Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, sivil toplum örgütlerinin 301. madde ile eski TCK’daki 159. maddeyi karşılaştırmadan öneride bulunduklarını ileri sürdü. Bozdağ, "Kanaatimce konuyu incelemeden gazete haberleriyle hüküm vermişlerdir. Zira önerdikleri metin, cezanın üst sınırının indirilmesi hariç, 159’a dönüşten ibarettir” dedi. Özgürlüklerin önünü, Yargıtayın içtihatlarıyla açması gerektiğini ifade eden Bozdağ, ‘’Yargıtay, yasa koyucunun özgürlükçü tavrını kararlarına yansıttığı ve özgürlüklerin önünü açtığı durumda, madde sorun olmaktan çıkar. Sorun, maddeden ziyade uygulamadadır’’ diye konuştu.

ERASLAN: ENTELEKTÜEL TERÖR UYGULANIYOR

CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, 301. maddede ‘’Türklük’’ ve ‘’Cumhuriyet’’ ile ilgili değişiklik taleplerini doğru bulmadığını isöyledi. Eraslan, ‘’aşağılama’’ yerine, ‘’tahkir ve tezyif’’ kelimesinin getirilmesinin, mevcut durumu genişleteceğini savundu. Türkiye’ye uluslararası alanda baskıların yapıldığı bir süreçte maddenin değiştirilmesinin, egemenlik hakkından taviz verilmesi anlamına geleceğini ifade eden Eraslan, şunları kaydetti: ‘’Böyle bir ortamda hiçbir şekilde maddenin gündeme gelmesini doğru bulmuyorum. Bu konuda benim gibi düşünenlere, entelektüel terör uygulanıyor. Düşüncemizi asıl biz ifade edemiyoruz. ‘Entelektüel terör altında, ülkenin anayasal kurumları ve anayasal değerleri savunulamaz hale getirilmek isteniyor.’’

CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, 301. maddenin kamuoyunda tartışılır hale gelmesinin nedeninin Hükümetin ‘’kafa karışıklığı’’ olduğunu öne sürerek ‘’Hükümetin, sorumluluğu sivil topluma yüklemeye çalışması, şark kurnazlığıdır’’ dedi.

/ ANKARA

14.02.2007


 

SDP: Karar basın özgürlüğüne darbe

Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), yazı işleri müdürümüz Faruk Çakır’ın 301’den alınacak cezaya denk bir cezayı, başka bir maddeden almasının basın özgürlüğüne indirilmiş bir darbe olduğunu bildirdi.

SDP’den yapılan yazılı açıklamada, Çakır’a çok tartışılan 301. maddeden bir ceza verilmemesinin olumlu olduğu belirtilerek şöyle denildi:

“Ancak neredeyse 301’den alınacak cezaya denk bir cezayı, başka bir maddeden alması basın özgürlüğüne indirilmiş bir darbedir. Kızıl elmacı gibi soyut bir kavramdan kalkarak mahkeme yönlendirilmemiş, tersine, gazetenin kimliği bu hükmü önlendirmiştir. 301. maddenin derhal kaldırılmasının yanı sıra, konuşmanın, düşünceyi açıklamanın, haber vermenin önünde engel olan tüm ceza maddeleri de kaldırılmalıdır.¨

/ İSTANBUL

14.02.2007


 

Topbaş: Pierre Loti’nin ismi değişmemeli

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Eyüp Belediyesinin “Piyer Loti tepesinin adı Eyüp Sultan tepesi olarak değiştirilsin” teklifine sıcak bakmadığını açıkladı. Topbaş, “Bazı mekânlar vardır ki onlar kentin hafızasıdır, isimleri değiştirilemez” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ‘’4’üncü Uluslararası Kamu ve Yerel Yönetimler Finansmanı Kongresi’’nin açılışı öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin ‘’Pierre Loti Tepesinin isminin Eyüp Sultan Tepesi olarak değiştirilmesine ilişkin teklif verildi, bu konuda ne söyleyeceksiniz?’’ şeklindeki sorusu üzerine, Eyüp Belediyesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclisine sunduğu teklifin ilgili komisyona iletildiğini, bu kararı değerlendirmenin meclise ait olduğunu, ilgili komisyonun vereceği rapor doğrultusunda mecliste değerlendirileceğini söyledi. Topbaş şunları kaydetti: ‘’Benim şahsi görüşümü sorarsanız, geçmişten günümüze kadar gelen kültürel değerler olarak sayabileceğimiz bir takım mekân isimlerinin yerlerin değiştirilmesi o kentin tarihi ile kopukluğunu ortaya çıkartır. Bugün bir yerin ismini değiştirirsiniz, yarın bir başkası gelir bir başka isim koyar halbuki bazı mekânlar var ki artık isimleri değiştirilemez. Değiştirilmemesi de gerekmektedir. Çünkü 4 bin 500 yıllık tarihi olan binlerce yıldan beri var olan birtakım mekânlarda yeni izler oluşturup yeni tarih yazmanız mümkün değildir, orada zaten vardır. O kayıtlara girmiştir, arşivlerde vardır ve kentin hafızasıdır o bölgeler... İsimlerin değiştirilmesi tabii ki tarihle ve geçmişiyle bağları kopartmak anlamına gelmektedir. Benim şahsi görüşlerim ama değerlendirmeyi inanıyorum ki meclisimiz yapacaktır. Meclisin değerlendirmesine bizler saygı gösteririz.’’

/ İSTANBUL

14.02.2007


 

Tuncer Kılıç: Irak şu anda bizim en büyük hassasiyetimiz

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) eski Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, Irak bölünürse, Türkiye’nin çok büyük sıkıntıları olacağını söyledi.

İran Milli Günü Resepsiyona katılan Kılınç, Irak ile ilgili gelişmeler hakkında, ‘’Irak şu anda bizim en büyük hassasiyetimiz. Irak’ın bütünlüğünü bozmamak için elimizden gelen ne varsa onu yapmak mecburiyetindeyiz. Eğer Irak bölünürse, Türkiye’nin çok büyük sıkıntıları olacağı muhakkak” dedi.

Kılınç, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ABD’de yaptığı temasları yerinde bulduğunu söyleyerek, “Konunun çözümü BM’dedir. Tek başına ABD’ye bıraktığınız zaman emperyalist düşüncelerle bölgede istediği gibi cirit atar. Türkiye’nin önemli bir menfaati söz konusu ise ABD’de karşımızda olabilir” dedi.

/ ANKARA

14.02.2007


 

AP’nin kuruluş yıldönümü kutlandı

Adelet Partisi’nin 46. kuruluş yıldönümü, DYP Balıkesir Merkez İlçe Başkanılı’nda düzenlenen programla kutlandı. DYP Balıkesir Merkez İlçe Başkanı Haydar Altıntaş’ın açılış konuşmasını yaptığı etkinliğe eski vekiller A. Baki Ataç, Hüsnü Hoca, Ahmet Bilgiç’in yanı sıra çok sayıda DYP’li katıldı.

Altıntaş, hürriyetlere prangaların vurulduğu o günlerde hürriyet ve demokrasi için bir araya gelen vatan evlatlarının, Adalet Partisi çatısı altında toplanıp milletin dinine, vatan sevgisine gönül vermiş Demokrat Parti’nin devam için bir araya geldiğini söyledi. Altıntaş, Demokrat, Adalet ve Doğru Yol partilerden ahirete intikal edenleri rahmetle anarken, “Demokrasi ve insan haklarına hizmete azimle devam edeceğiz” dedi.

Enver TEZER - Necati YILMAZ / BALIKESİR

14.02.2007


 

Tehdit mesajlarına 9 gözaltı

Kayseri’den Agos Gazetesine tehdit içerikli elektronik posta gönderen 9 kişi daha gözaltına alındı.

Agos Gazetesine Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra Kayseri’den tehdit içerikli elektronik posta gönderen bir kişinin önceki gün polis ekiplerince gözaltına alınması ve bilgisayarının incelenmeye alınarak savcılıkça serbest bırakılmasının ardından polis bu yöndeki araştırmalarını artırdı. Yapılan inceleme sonucu, örnceki gün gözaltına alınıp serbest bırakılan sanıkla aynı apartmanda oturan ve aynı IP numarasını kullanarak Agos gazetesine tehdit içerikli elektronik posta gönderdikleri belirlenen 9 kişi daha gözaltına alındı. Gözaltına alınan 9 kişi, Cumhuriyet Savcılığında ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Yetkililer, soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğünü kaydettiler.

/ KAYSERİ

14.02.2007


 

İsrail Elçiliğine siyah çelenk

Saadet Partisi İl Gençlik Kolları üyeleri, İsrail’in Filistin’e yönelik operasyonlarını protesto amacıyla İsrail Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bıraktı.

İsrail Büyükelçiliği yakınlarında toplanan Saadet Partisi İl Gençlik Kolları üyeleri, İsrail hükümeti aleyhine sloganlar attılar. Grup adına hazırlanan açıklamayı okuyan Yahya İncetahtacı, ‘’İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa’da oynadıkları oyunları lanetlemek’’ için toplandıklarını belirterek, bu oyunun bozulacağını söyledi. Yüzyıllardır kutsal topraklara çeşitli saldırıların gerçekleştiğini ancak hiç bir ülkenin emelini gerçekleştiremediğini ifade eden İncetahtacı, ‘’Zafer her zaman hakkın yanında saf tutanların olacaktır. Onun için kazanıyor gibi göründükleri mevzilerden dolayı umuda kapılmasınlar’’ dedi. Açıklamanın ardından bir süre daha İsrail aleyhine sloganlar atan eylemciler, daha sonra dağıldılar.

/ ANKARA

14.02.2007


 

Babacan AB yolunda

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, bugün resmi görüşmelerde bulunmak üzere Belçika’nın başkenti Brüksel’e gidiyor.

Edinilen bilgiye göre, Babacan Brüksel’de, AB Komisyonu üyeleriyle görüşerek, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun (TUSKON) Brüksel Ofisi’nin açılış törenine katılacak. Ali Babacan, yarın ilk olarak, AB’nin Bölgesel politikalardan sorumlu Komiseri Danuta Hübner ile bir araya gelecek. Daha sonra, AB’nin Mali Programlama ve Bütçeden sorumlu Komiseri Dalia Grybauskaite ile görüşecek olan Babacan, aynı gün öğleyin TUSKON’un Brüksel Ofisi’nin açılış törenine katılacak.Yarın öğleden sonra, Brüksel’de yabancı basın mensuplarıyla sohbet toplantısı yapacak olan Babacan, yine aynı gün, AB’nin İşletme ve Sanayiden sorumlu Komiseri Günter Verheugen ile görüşecek. Babacan, Genişlemeden sorumlu Komiser Olli Rehn ile de akşam yemeğinde bir araya gelecek.

Devlet Bakanı Babacan, 16 Şubat Cuma günü ilk olarak Komisyon’un enerjiden sorumlu üyesi Andris Piebalgs ile görüşmelerine başlayacak. Komisyon’un Ekonomik ve Mali İşlerden sorumlu üyesi Joaquin Almunia ile öğle yemeğinde bir araya gelecek olan Babacan, aynı gün öğleden sonra Komisyon’un Tarım ve Kırsal Kalkınmadan sorumlu üyesi Mariann Fischer Boel ile görüşecek. Babacan’ın, Brüksel’deki temaslarının ardından, Cuma günü Türkiye’ye dönmesi bekleniyor.

/ ANKARA

14.02.2007


 

RTÜK’te toplantı rahatsızlığı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Şaban Sevinç, Üst Kurulun haberlere ilişkin televizyon kanallarının sorumlularıyla gerçekleştirdiği toplantıda, ‘’amacını aşan bazı ifadelerin kullanıldığını’’ ileri sürdü.

Sevinç, konuyla ilgili yazılı açıklamasında, 8 Şubatta İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıda bazı kurul üyelerinin, ‘’Haber bültenlerinde çok olumsuz haberler var. Halkı motive edecek, karamsarlıktan kurtaracak olumlu haberler verin, yoksa cezalandırırız’’ şeklinde sözler sarf ettiklerini bildirdi.

Bu tür sözlerin birçok RTÜK üyesini rahatsız ettiğini savunan Sevinç, basın özgürlüğüne açık müdahale anlamına gelen böyle taleplerin Üst Kurulu bağlamasının söz konusu olamayacağını ifade etti.

RTÜK’ün diğer yayınları olduğu gibi haber bültenlerini de 3984 sayılı RTÜK Yasası’nın 4. maddesindeki ilkeler açısından denetlediğini hatırlatan Sevinç, şunları kaydetti: “Tarafsızlık içinde fikir çeşitliliğine yer verecek, kamu yararını gözeten ve hakkaniyet ölçüleri içinde sunulan haberlere ihtiyaç varken, böyle bir müdahale, halkın haber alma özgürlüğünün kısıtlanmasıdır, örtülü bir sansürdür. Tüm ilgililerin de bildiği gibi ne RTÜK’ün ne de başka bir kamu otoritesinin yayın kuruluşlarına ‘olumlu haber verin’ şeklinde müdahale etme yetkisi bulunmamaktadır.’’ Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye’de basın özgürlüğü, basının haber toplama ve bu haberleri yayma konusunda tam bir serbesti içinde bulunulması gerektiğini vurgulayan Sevinç, şöyle devam etti: “Sansür çağrışımları yapabilecek ve içinde bulunduğumuz seçim yılında belli bir siyasal görüşü kollayıcı haberler talep etme anlamına gelecek ifadeler yanlıştır. Bilinmelidir ki iktidar ya da kamu otoriteleri tarafından basına yönelik yapılmış olan her türlü baskı ve sansür girişimi, demokratik kültürümüzün gelişimine büyük zarar vermiştir. Basın milletin müşterek sesidir.’’

/ ANKARA

14.02.2007


 

Bakan Çelik “akıllı sınıf” açtı

Van’da, Türkiye’nin 7 ilindeki Anadolu teknik liselerinde oluşturulan ve içerisinde video konferans sisteminin de bulunduğu ‘’Akıllı Sınıf’’, törenle hizmete açıldı.

Ankara İskitler Anadolu Teknik Lisesi’nde bulunan ve video konferans sistemiyle Van’a bağlanan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Van Vali Yardımcısı Osman Ahsen ile bağlantı kurarak otomasyon sistemini devreye soktu. Van Merkez Anadolu Teknik Lisesinde oluşturulan Akıllı sınıfta bulunan Vali Yardımcısı Osman Ahsen, Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız, Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez ve kurum amirleri, video konferans sistemiyle Ankara’ya bağlandı. Ankara, İzmir, İstanbul, Trabzon, Antalya, Gaziantep ve Van’da bulunan Anadolu teknik liselerindeki öğrencilerin, video konferans sistemi sayesinde, 7 ildeki sınıflarda canlı yayınla elektrik, elektronik, bilgisayar ve mekanik alanlarında eğitim alabilecekleri bildirildi. Sisteme bağlı 7 ilin canlı olarak katıldığı açılışın ardından, Van Merkez Anadolu Teknik Lisesi Müdürü Veysel Akdaş, davetlilere otomasyonla ilgili bilgi verdi.

Akıllı sınıfların, video konferans ve canlı yayın teknolojisiyle donatıldığını belirten Akdaş, görsel ve işitsel elektronik teknolojiler kullanılarak bu sistemde maksimum verimliliğin sağlanacağını bildirdi. Akdaş, video konferans sistemiyle dünyanın herhangi bir noktasında bulunan benzer teknolojiye sahip sınıflarla internet üzerinden ortak derslerin işlenebileceğini söyledi. Daha sonra, Vali Yardımcısı Ahsen ve beraberindekiler, akıllı sınıfı gezdiler.

/ VAN

14.02.2007


 

Dünyanın en büyük termal tesisi Bodrum’da yapılıyor

Bacasız sanayi olarak adlandırılan turizmi, deniz, kum, güneş ekseninden kurtaracak çalışmalar hız kazanırken, bu çerçevede 6 bin yatak kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük oteli ve dünyanın en büyük termal merkezi olacak Orient Palace&Resort Hotel Bodrum’da Milas Güllük-Kıyıkışlacık mevkiinde yapılıyor.

İnci gibi koylarıyla, yemyeşil ormanlarıyla, mavi sularıyla turizme hizmet veren Bodrum, bu tesisle termal merkezi olma yolunda önemli bir adım atmış olacak. Euro Holding Grubu Koordinatörü T. Ferhat Ceylan, yapılmakta olan tesisin, 270 bin metrekare alanda 126 bloktan oluştuğunu söyledi. Ceylan, 6 bin yatak kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük oteli olacak olan Orient Palace&Resort Hotel Bodrum’un aynı zamanda dünyanın en büyük termal tesisi olacağına dikkat çekti.

Hotel’in inşaatı esnasında Maden Teknik Aramanın (MTA) yaptığı incelemeler sonucunda 550 metre derinlikte 57 derece termal su bulunduğunu belirten Ceylan’ın verdiği bilgilere göre tesiste; 9 adet yüzme havuzu, 6 adet tenis kortu, 3 adet voleybol ve basketbol alanları, 1 adet futbol sahası, 500 kişilik termal Türk hamamı, Fitness center, Fengshui merkezi, Tai sporları merkezi, 3 bin kişilik toplantı ve çok amaçlı salon, toplam 7 adet restaurant, 71 adet satış ünitesi, Hobby bahçeleri, Mini hayvanat bahçesi, Binicilik alanı bulunacak. Tesis tamamlandığında yaklaşık bin 300 kişiye istihdam sağlanacak. Denize sıfır olan otelin deniz cephesi 470 metre. Toplam yatırım maliyeti 100.000.000. avro olan tesisin 2007’nin son ayında açılması planlanıyor. 5 yıldızlı Bodrum Orient Palace Resort Hotels, Termal su sayesinde de Bodrum’un ilk termal oteli olacak. Otel kaplıca suyu ile müşterilerine tedavi imkânı sunarken, isteyen müşteriler de denize girme imkânı bulacak. En önemli hedef ise turizm sezonunu bütün seneye yaymak.

Hotel’in jeotermal kuyu açma töreni Milas Güllük-Kıyıkışlacık mevkiindeki şantiye sahasında 10 Şubat günü gerçekleştirildi. Tören siyasilerin yanı sıra Muğla Valisi M. Temel Koçaklar, Milas Kaymakamı Hulusi Doğan, Güllük Belediye Başkanı Mehmet Yavuz Demir ve bölge ilçelerinin belediye başkanları katıldı. Törende konuşan Muğla Valisi M. Temel Koçaklar, Türkiye turizminin önemli merkezlerinden olan Bodrum ve çevresindeki altyapı eksikliklerini hızla tamamlamaya çalıştıklarını belirterek yatırımcıları kutladı. Vali Koçaklar, tören sonrası basınla gerçekleştirdiği sohbet toplantısında, turizmin sadece denizden ibaret olmadığının altını çizerek, turizmi çeşitlendirmenin önemini vurgulayarak, bu konuda yapılan çalışmaları anlattı. Muğla’nın kültür envanterini çıkarmak üzere yoğun bir çalışma içinde olduklarını ifade eden Koçaklar, il sınırları içindeki kültürel varlıkların restorasyon çalışmalarının yapılarak turizmin hizmetine gireceğini kaydetti.

Euro Holding’in yatırımları...

İşadamı Atıf Harmanda’nın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Euro Holding Avrupalı ortağı Unifin Groep ile birlikte yatırımlarını sürdürüyor. 1984 yılında Alanya’da 135 adet villa yapımı ile faaliyete geçen Euro Holding’in Alanya’da bin 200 yataklı PARADISO Otel ile Alanya Orient Palace Hotels Resorts otelini inşaa edip işletmeye aldı. 2005 yılında Bodrum Orient Palace Resorts Hotels inşaatına başlayan Avrupa İnşaat, iki bin 400 yatak kapasiteli Mersin Kızkalesi otel inşaatına da devam ediyor. Bu otel de 2008 yılında hizmete açılacak. Euro Holding-Unifin Group bünyesinde bulunan şirketler Avrupa Turizm İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. İnşaat ve yatırım şirketi; Orient Palace Resort&Hotels A.Ş. otelin işletme şirketi; Orient Management A.Ş, Finansman şirketi; World Focus Airlines holdinge bağlı havayolu işletmeciliği şirketi, Bodrum Capital Group A.Ş. Mersin Kız Kalesi otel inşaatının işletme şirketi. Grup, kendi otellerine Avrupa ülkelerinden direkt kendi uçaklarıyla (grubun kendisine ait 3 tane uçağı var) müşteri getiriyor. Bu yüzden grup bünyesindeki otellerin pazarlama sorunu bulunmuyor.

Bodrum Jeotermal Derneği Başkanı

H. Mehmet Varlık:

Türkiye’nin jeotermal enerji

gücü 3 nükleer santrale eşit

*Bodrum Jeotermal Derneği olarak herhangi bir araştırma yaptınız mı? Türkiye’nin jeotermal gücü ne kadar?

Teknik ayrıntılara girmek istemiyorum, ama Türkiye’nin bence en büyük projesi GAP. GAP kadar büyük bir projesi de termal projesidir. İki tane rakam vermek istiyorum. Biri Türkiye’de jeotermal enerjinin gücü 5 tane mavi akıma eşit yerel enerji olarak. 3 tane nükleer santrale eşit. Dışa bağımlı değiliz. Fiyatını biz tesbit ediyoruz. Yereli ucuz, çevreci ve temiz enerji. Allah’ın bize verdiği bir imkânı elimizin tersiyle itme lüksümüz yok. Bunun için de arkadaşlarımızla omuz omuza verdik, devletimize, çevremize faydalı olmaya çalışıyoruz.

*Bodrum gibi bir ilçede Jeotermal Derneği kurmak nereden aklınıza geldi?

Dernekçilik topluma hizmet etmenin farklı bir boyutu. Benim kişisel bir milliyetçilik anlayışım var. Bu anlayışıma göre devletten ne aldığım değil, ne verdiğimle kaimdir. Bunun için emekli olup kahve köşelerinde çürümektense topluma hizmet etmeyi amaç edindim. Daha önce de İzmir İl Genel Meclisi Üyeliği ve Balçova Özel İdare Termal Tesisleri Yönetim Kurulu üyeliğinden termali tanıyordum.

Bizim bir alışkanlığımız var. O da her şeyi devletten bekleme alışkanlığımız. Bunun da doğru olmadığı inancındayım. Bizler bu yörenin belediye başkanlarının da içinde olduğu bir dernek kurduk. Yönetimde Bodrum Belediye Başkanı ve Ticaret Odası Başkanları da var. İşadamlarımızla beraber taşın altına elimizi koyalım dedik. Bir miktar bizler bir şeyler yapalım. Bir miktar belediyeler yapsın. Sonra da devletin de desteğiyle Bodrum’a jeotermal enerjiyi getirelim dedik. Bu olay böyle başladı bu boyutlara geldi.

*Bodrum’da jeotermal kaynak durumu nasıl? Bu bölgenin potansiyeli nedir?

İzmir’den Bodrum’a gelince gördüm ki, 3-4 ay hareketli, ama 8 ay ölü şehir. 100 bin yatak kış aylarında atıl duruyor. Ülkemiz ve milletimize katkısı olması lâzım. Karaada’daki termal su çıkışlarını biliyoruz. Türkiye Jeotermal Derneği Başkanı sayın Orhan Mertoğlu’na buradan aldığımız bir bidon suyu yolladık. “Sayın Mertoğlu bu suya bir bakın. Buranın suyunun jeotermal değeri nedir?” dedik. Maceramız böyle başladı. Sayın Mertoğlu bizim gönderdiğimiz suyun araştırmalarını yaptı. Geldi burada da araştırmalar yaptı. Belediyelerde brifingler verdi. Termal’in önemini anlattı.

Bu bölgenin potansiyeli, Kıyıkışlacık-Kazıklı arasında yani Didim’e doğru giden aksta—Turizm Bakanlığnın da tesbitlerine göre— yaklaşık 55 bin yataklı beş yıldızlı oteller yapılabilme imkânı var. 21 bin dönüm hazine arazisi var. Turizm Bakanlığının bu arazileri turizme tahsis etme hazırlığı var. Biz burada termali başlatarak, tesislerdeki termal altyapıya dönük hizmeti çevirebilirsek, yani sağlık turizmi ile 12 ay turizme katkı sağlayabilirsek dünyanın en büyük turizm kompleksi haline getirebilir buraları. En son yapıldığı için de en modern kompleksi haline gelir. Türkiye’de termal turizmde 2020 hedefi 30 bin yerli, bir milyon yabancı turist. Aşağı yukarı 25-30 milyar dolar artı girdi. Bu hesapların içinde Muğla ili yok. Bizler bu hesaplara en az yıllık 5 milyar dolar girdi sağlanabileceği düşüncesindeyiz. Bu da bizim ülkemize bir katkımız olur.

*Balçova Özel İdare Termal Tesisleri Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde bulunduğunuzu ifade ettiniz. Size ilham kaynağı olan bu tesislerin özelliği ve potansiyeli nedir?

Balçova Özel İdare Termal Tesislerinin müşterilerinin hepsi Norveçlidir. Norveçliler 200’er kişilik gruplar halinde her sene yaklaşık 2 bin kişi Türkiye’ye gelirler. Şubat’ın ortasında biz palto ile dolaşırken onlar güneşlenirler, sağlık kazanırlar ve de 2 yıldızlı, 200 yataklı basit bir otelde kalıp 9 trilyonluk bir katkıda bulunurlar giderler. Bizlerle kaynaşmalarından dolayı Norveçliler 17 Eylül ulusal bayramlarını bizimle birlikte kutlarlar. Avrupa Birliği içerisinde Türkiye’yi destekleyen milletlerden bir tanesi de Norveçlilerdir. Çünkü Türk insanını en iyi tanıyanlar onlardır. Bizim insanımızı tanıma fırsatı bulan yabancıların da kötü kanaatle ayrılacaklarını zannetmiyorum.

Mustafa GÖKMEN / BODRUM

14.02.2007


 

80 yıl sonra gelen su sevinci

Muş’un Malazgirt ilçesinin Yurtseven köyünde yıllardan beri yaşanan içme suyu sıkıntısı Köy-Des Programı kapsamında giderildi.

80 yıldan beri yaşanan içme suyu sıkıntısının yaşandığı Yurtseven köyünde içme suyu şebekesinin açılışı törenle yapıldı. Törene Muş Valisi İbrahim Özçimen, AKP Muş milletvekilleri Sabahattin Yıldız ve Medeni Yılmaz, Malazgirt Kaymakamı Gökay Özkan, kurum amirleri ve köylüler katıldı. İçme suyu açılışında ellerindeki Türk bayrakları ile çeşme başında toplanarak sevinçlerini gösteren Yurtseven köyü kadınları, sırtlarında su taşımaktan ve soğuk havalarda çeşme başında çamaşır yıkamaktan kurtulmanın sevincini yaşadıklarını kaydetti.

/ MUŞ

14.02.2007


 

Sigara yerine İskender Kebabı

Sivas’ta bir lokanta, sigara içen vatandaşların bu alışkanlığı bırakarak iskender kebabı yemeleri için reklâm kampanyası başlattı.

Eski Belediye Sokak’taki bir iskender kebap lokantası, başlattığı kampanyayla sigara tiryakilerinin günde içecekleri ortalama bir paket sigaranın yerine iskender kebabı yemelerini amaçlıyor.

İş yeri sahibi Sebati Manav, kendisinin de 7 yıl önce sigarayı bıraktığını, bu dönemde sigara paketlerinin üzerinde yasal uyarılar bulunmadığını söyledi. Kampanyayla vatandaşların sigaranın zararları konusunda bilinçlenmelerini sağlamak istediklerini vurgulayan Manav, şunları kaydetti: ‘’Kampanyayı bunun için sigara üzerine yoğunlaştırdık. Kampanya için ‘İskender yemek öldürmez’ sloganıyla yola çıktık. Biraz esprili yaklaştık. Hem sigaranın zararlarını gündeme taşımak hem de kampanyamızı vurgulamak istedik. 2 gün önce başlattığımız kampanyanın 9 Şubat sigarayı boykot gününe denk gelmesi de çok iyi oldu.’’

/ SİVAS

14.02.2007


 

Çöpleri civcivler toplayacak

Esenler Belediyesi, ana cadde, okul bahçeleri ve parklara vatandaşların ellerindeki küçük çöpleri atabilecekleri civciv görünümlü kutular yerleştirdi.

Esenler Belediyesi “daha temiz bir Esenler” sloganıyla yürüttüğü çalışmalara bir yenisini daha ekledi. Vatandaşları ellerindeki küçük çöpleri yere değil, toplama noktalarına atılmasını sağlamak amacıyla ana cadde, okul bahçeleri ve parklara yerleştirilen kutulara civciv süsü verildi. İstanbul’da konteynırsız tek ilçenin Esenler olduğunu hatırlatan Temizlik İşleri Müdürlüğü’nden sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Sirkeci, “Caddelerimiz yavaş, yavaş Avrupa standartlarını yakalamak üzere. Yeni görünümlü çöp sepetlerine vatandaşların sahip çıkacağına inancım tamdır” dedi.

Necip EYVAZOĞLU / İSTANBUL

14.02.2007


 

Kar yağdı, fidanlar kurtuldu

Adana’da, bir ay öncesine kadar kuraklık nedeniyle sararan ormanlık alanlar, 30 santimetreyi bulan kar ile eski yeşil görünümüne büründü.

Adana Orman Bölge Müdürü Seyfettin Yılmaz, yaptığı açıklamada, geçen yıl, sorumluluk sahaları içinde yaklaşık 25 bin hektarda ekim ve dikim çalışmaları gerçekleştirildiğini söyledi.Özellikle aralık ve Ocak aylarında yağmur ve kar yağışının olmamasının, Ekim ve dikim çalışmalarını olumsuz etkilediğini belirten Yılmaz, son günlerdeki yağışlarla rahat nefes aldıklarını ifade etti. Yılmaz, kuraklık sebebiyle ağaçların renk tonlarında bile gözle görülür bir değişme olduğunu belirterek, şöyle dedi: “800 rakıma kadar olan yerlerde yağmur, daha yüksek yerlerdeki kar yağışı yüzümüzü güldürdü. Yağmur ve 30 santimetreyi bulan kar, ektiğimiz 5 milyar sedir tohumunun çimlenmesini, 3,2 milyon tane karaçam, kızılçam ve sedir gibi çeşitli türdeki fidanın da kurumamasını sağladı.’’

Dağ köylülerine önemli oranda gelir sağlayan ekim ve dikim çalışmalarına 5 milyon YTL tutarında harcama yapıldığını ifade eden Yılmaz, yağışın, hem maddi, hem de ormanlık alan miktarının artırılmasındaki insan gücü kaybını önlediğini kaydetti.

/ ADANA

14.02.2007


 

Kuş gribini önleme toplantısı

Düzce Valisi Halil Nimetoğlu, kuş gribine karşı gerekli tedbirleri aldıklarını bildirdi. Düzce Valiliğinde, Nimetoğlu başkanlığında kaymakamlar, belediye başkanları ve daire müdürlerinin katıldığı, kuş gribine karşı alınan tedbirlerle ilgili toplantı yapıldı.

Vali Nimetoğlu, kuşların göç yolu üzerinde olmasından dolayı, Düzce’de geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kuş gribine karşı gerekli tedbirleri alacaklarını ifade etti.

Kümes hayvanlarının kontrol altına alınacağını belirten Nimetoğlu, ‘’Vatandaşlara yardım ederek hayvanlarının kümeslerinin içinde tutmasını sağlayacağız. Çünkü başıboş gezen hayvanlar kuş gribi ile ilgili potansiyel bir tehlike oluşturuyor’’ dedi.

Düzce Tarım Müdür Vekili Nihat Günaydın da göçmen kuşların uğrak yeri olan Efteni Gölü bölgesindeki 16 köyde, muhtarlara yazı göndererek kuş gribine karşı tedbirli olmaları yönünde uyardıklarını bildirdi. Çevre ve Orman Müdürü Seyfettin Türkekul, Düzce’de 28 Ocak itibariyle avlanmanın yasaklandığını hatırlattı. Sağlık Müdürü Engin Mutlu da kuş gribine karşı, Sağlık Bakanlığının talimatları doğrultusunda gerekli tedbirlerin alındığını bildirdi.

/ DÜZCE

14.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004