Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Devrimlere Arınç övgüsü

TBMM Başkanı Bülent Arınç, 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan Hilâfet ile Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin kaldırılması ve Tevhid-i Tedrisat kanunlarıyla “Cumhuriyetin çok daha kısa süre içerisinde çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasının hedeflendiğini” savundu.

Arınç, Hilafet Kurumu ile Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması ve öğretimde birliğin sağlanmasını öngören kanunların TBMM’de kabul edilişinin yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda şunları kaydetti:

‘’Cumhuriyetin ilanı ile birlikte varlığı daha çok tartışılmaya başlanan Halifelik kurumu, 3 Mart 1924 tarihinde çıkartılan yasa ile son verilmiştir. Aynı gün, ayrıca Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’ni kaldıran kanun ile Tevhid-i Tedrisat Kanunu da çıkartılmıştır.

Söz konusu düzenlemelerle birlikte Cumhuriyetimizin çok daha kısa süre içerisinde çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması hedeflenmiştir. Bu düzenlemeler başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İkinci Meclis üyesi milletvekillerinin tavır ve gayretleri neticesinde gerçekleşerek Cumhuriyet kazanımları arasındaki yerini almıştır.

Milletimizin büyük desteğiyle bugünlere gelen Cumhuriyet kazanımları, bundan sonra da milletimizin yegâne temsil makamı olan TBMM’nin rehberliğinde varlığını korumayı sürdürecektir.’’

/ ANKARA

04.03.2007


 

Brifinglerin etkisi sürüyor

Özgür-Der Sakarya şubesi tarafından yapılan açıklamada, 28 Şubat süreciyle birlikte “Adalet eksenli olması gereken hukuk anlayışı yerini haksızlıkların yasallaştırılması çabasına bırakmıştır” denilirken, hukuk sisteminde çifte standart uygulanması eleştirilerek “Yeni Asya’ya verilen cezalar 28 Şubat sonrası verilen brifinglerin etkisinin sürdüğünü ve 28 Şubat mantığının hukuksuzlukla sonuçlandığını göstermektedir” ifadesi kullanıldı.

Özgür-Der Sakarya Şubesi tarafından yapılan basın açıklamasında Türkiye ve Irak’ta aynı işgal ve darbe mantığının işlediği belirtilerek, YÖK’ün başörtüsü yasağını ve katsayı uygulamasını savunması, Yeni Asya gazetesine verilen haksız cezalar ve ABD işgaline karşı direndikleri için Zeyneb, Vassan, Liqa adlı Iraklı kadınların idamına hükmedilmesi kınandı. Açıklamada, 28 Şubat süreciyle birlikte “Adalet eksenli olması gereken hukuk anlayışı yerini haksızlıkların yasallaştırılması çabasına; özgürleştirici olması gereken eğitim anlayışı ise yerini tamamen baskıcı ve totaliter bir belletme faaliyetine bırakmıştır.” denildi. Hukuk sistemindeki çifte standardın uygulanması da eleştirilerek, Yeni Asya gazetesine verilen cezaların 28 Şubat sonrası verilen brifinglerin etkisinin sürdüğü şeklinde değerlendirildi. Açıklamada “Halka acı ve gözyaşından başka hiçbir şey vermeyen, baskıcı ve adaletsiz sistemler ayakta duramayacaktır.” tespitine de yer verildi.

Basın açıklamasında “Yeni Asya gazetesine yönelik verilen cezalar 28 Şubat mantığının hukuksuzlukla sonuçlandığını göstermektedir. 17 Ağustos Marmara depreminin ardından açılan davalar zamanaşımına uğrar ve ölüme sebebiyet verenler yargılanmaktan kurtulurken, depremi “ilahi ikaz” diye niteleyen Yeni Asya gazetesi mahkum olmuştur. Ogün Samast’ın fotoğrafını kullanan yayın organlarına verilen cezaya, sadece Yeni Asya gazetesine has olmak üzere ikinci bir cezanın daha verilmesi ise adaletsizliğin son halkası olmuştur” denilerek şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye’de işleyen hukukun Irak’ta işleyen işgal hukukundan farkı yoktur. Türkiye’de Müslümanlar yasakları, haksızlıkları ve adaletsizlikleri eleştirdiği için suçlu muamelesi görürken; Irak’ta ise Müslüman kardeşlerimiz kirli Amerikan işgaline direndikleri için her türlü ceza ve işkenceye maruz kalmaktadır.”

04.03.2007


 

Gül: Arap Birliği ile ilişkiler önemli

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye’nin Arap Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkilerin çeşitlendirilerek geliştirilmesine, ayrıca bölgesel ve uluslar arası konularda işbirliğinin artırılmasına önem verdiğini kaydetti.

Kahire’deki Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısına katılacak olan Gül, Mısır’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanında düzenlediği basın toplantısında, “Arap Ligi ve Türkiye arasındaki ilişkilerin çeşitlendirilerek geliştirilmesine, ayrıca bölgesel ve uluslar arası konularda işbirliğimizin artırılmasına önem veriyoruz” dedi.

Türkiye’nin Arap Birliği’nin Dışişleri Bakanları düzeyindeki toplantısına ilk kez dâvet edildiğini belirten Gül, geçen yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Arap Birliği zirvesine davet edildiğini ve bu toplantıda bir konuşma yaptığını hatırlattı. Gül, “Arap Ligi’nin öncelikle devlet ve hükümet başkanları ve şimdi de Dışişleri Bakanları düzeyinde gerçekleştirilen bu toplantısına üye olmamasına rağmen Türkiye’nin dâvet edilmesi ve 22 üyesi olan Arap Ligi’nde Türkiye’nin fikirlerinin dinlenmesi Türkiye’ye verilen önemi göstermektedir” diye konuştu.

Eylül 2006’daki Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi’nde, Türk-Arap Formu kurulmasına yönelik bir karar kabul edildiğini hatırlatan Gül, bu bağlamda Türkiye ile Arap dünyasının ilişkilerinin geliştirilmesinin kararlaştırıldığını kaydetti.

Arap Birliği’nin “Avrupa-Arap Forumu”, “Çin-Arap Forumu” gibi ortak platformları olduğunu ifade eden Gül, bu platformlarda ilişkilerin güçlendirilmekte olduğunu söyledi.

“Aynı şekilde Türkiye ile de böyle bir platformun kurulması için Arap Ligi’nin aldığı karar üzerine Türkiye olarak biz de harekete geçtik” diyen Gül, bu karardan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.

/ ANKARA

04.03.2007


 

Başoğlu: Asker siyasetin emrinde olmalı

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, “Anayasa gereği Genelkurmay Başkanı Başbakan’a bağlıdır ve devletin temel politikaları ile ilgili kararlarda sorumluluk siyasi kurumlara aittir. Asker bu kurumun alacağı kararı uygulamakla görevlidir” dedi.

28 Şubat sürecinin 10. yılında medyada yer alan haberler, köşe yazıları, televizyonlardaki canlı yayın programlarında, sürecin daha çok eleştirilmesini olumlu bir gelişme saydığını söyleyen Başoğlu, “1960’da başlayan askeri müdahaleleri hiçbir zaman unutmamak ve desteklememek gerektiğine inanıyorum. Bu darbeler toplumun bütün kesimlerini mağdur etmiş, üzerlerinde ağır baskılar kurmuştur. İrtica iddiaları ile Kur’an kursları ve imam hatip liseleri işlemez hale gelmiş, dinî vecibelerini yerine getiren kamu görevlileri suçlanarak cezalandırılmışlardır” diye konuştu.

Başbakan ile Genelkurmay Başkanı arasında basında yapılan “son kararı verecek kurum hangisidir” tartışmasını doğru bulmadığını belirten Başoğlu, Anayasa gereği Genelkurmay Başkanının Başbakan’a bağlı olduğunu hatırlattı. Başoğlu, “Devletin temel politikaları ile ilgili alınacak kararlarda sorumluluk siyasî kurumlara aittir. Asker de bu kurumun alacağı kararları uygulamakla görevlidir. Hâlâ demokrasiyi içine sindiremeyen kişi ve çevrelerin Genelkurmay Başkanının açıklamasını dikkate alarak yeni darbe beklentisi umuduna kapılmaları boş bir hayaldir” dedi.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

04.03.2007


 

Emniyet: Basın odası kapatılmadı

Emniyet Genel Müdürlüğünden (EGM), ‘’basın odasının kapatılmasının söz konusu olmadığı’’ belirtildi.Emniyet Genel Müdürlüğü Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında, EGM Sözcülüğü ve Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü ile ilgili haberler yer aldığı ifade edildi.

Açıklamada, Bilgi Edinme Kanunu’nda belirtilen, ‘’Bilgi edinme büroları, Basın ve Halkla İlişkiler bünyesinde görev yapar’’ hükmü uyarınca, EGM Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğünün de Bilgi Edinme Bürosunun kurulduğu hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

‘’Yine Başbakanlık genelgesiyle Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) birimi oluşturulması ve Basın Halkla İlişkiler Şube bünyesinde görev yapması genelge gereği yerine getirilmiştir. Belirtildiği gibi şubenin görev alanının genişlemesi, fiziki ortamın yetersiz kalmasıyla daha etkin ve kaliteli hizmet sunulması amacıyla EGM eski binadaki yeri yeniden düzenlenmiş olup, hizmetine geçen yıldan beri burada da devam etmektedir. Basın odasının kapatılması söz konusu olmayıp, aksine Emniyet Genel Müdürlüğünün her iki binasında da basın mensuplarının çalışmaları amacıyla birer oda tahsis edilmiştir.’’

/ ANKARA

04.03.2007


 

Oğuz: İhracat, ithalat bağımlı

DYP Genel Başkan Yardımcısı Binhan Oğuz, ‘’Ocak ayında yüzde 25 oranında artan ara malı ve ham madde ithalatı, üretim ve ihracatın ne boyutta ithal bağımlısı olduğunu ortaya koyuyor’’ dedi.

Oğuz, yaptığı yazılı açıklamada, son 12 aylık dönemde ihracatın 89 milyar dolara yükselmesinin sanayicinin başarısı olduğunu olduğunu kaydetti. Toplam ihracatın yüzde 86’sını gerçekleştiren bu kesimin, dış piyasalarda pazarlarını kaptırmamak adına kur riskini üstlendiği ve işçi çıkardığını belirten Oğuz, sanayicinin faiz ve kurdaki piyasa dalgalanmalarından tedirgin olduğunu ifade etti. Ara malı ithalatındaki artışa da dikkati çeken Oğuz, şunları kaydetti:

‘’Ocak ayı verilerine göre, yüzde 25 oranında artan ara malı ve ham madde ithalatı, üretim ve ihracatın ne boyutta ithal bağımlısı olduğunu ortaya koyuyor. İhracat artıyor, ama ara malı ithalatı toplam ithalatın yüzde 77’sine varmış durumda.’’

Oğuz, hükümetin, ‘’ithalatı görmezden gelerek, ihracatın artmasıyla avunmanın boş olduğunu’’ halen kavrayamadığını belirtti.

/ ANKARA

04.03.2007


 

Bir parti daha kuruluyor

Türk siyaset yaşamına “Vatanseverler Partisi’’ adıyla yeni bir parti daha geliyor. Vatanseverler Partisi’nin kuruluş dilekçesi 5 Mart Pazartesi günü İçişleri Bakanlığına verilecek.

Kurucu genel başkanı Mehmet Refik Yücel’in basın toplantısının ardından parti kurucuları Anıtkabir’i ziyaret edecek. Yücel, yaptığı yazılı açıklamada, partinin çizgisini “Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yolu’’ olarak nitelendirdi. Yücel, Vatanseverler Partisi’nin “Milliyetçi, devletçi, halkçı, laik, cumhuriyetçi, devrimci ilkeleri benimseyen, çağdaş hukukun ve demokrasinin egemen olduğu ulus devlet biçimini savunan’’ bir siyasal kurum olacağını kaydetti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına göre, bazı partilerin kendisini feshetmesinin ardından, Türkiye’de şu anda 52 siyasî parti faaliyet gösteriyor. Vatanseverler Partisi’nin kurulmasıyla bu sayı 53’e yükselecek.

/ ANKARA

04.03.2007


 

28 Şubat, kışlayla caminin arasını açtı

Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, “28 Şubat kışlayla caminin arasını açmıştır. Bu aranın açılmasına hizmet eden askerler de var, siyasetçiler de var. Her ikisi de vebal altındadır. Çocukluk ve gençlik yıllarımda camilerde çok subay gördüm. Camilerde keplerini arkaya çevirmiş şekilde namaz kılan çok subay olurdu. Şimdi görmek mümkün değil” dedi.

“Türkiye’de bir bilgi savaşı var. 28 Şubat çarpıtılmış, kirletilmiş bilgilerle yapılmış bir savaştır. Silâhlar kullanılmamıştır, cemseler kullanılmamıştır, ama cemselerden daha feci insanların ruhları üzerinden kirlenmiş bilgiler geçmiştir. Bu toplumu iğfaldir. 27 Mayıs’ta gençlerin kıyma makinelerine atıldığı söylenerek bir başbakan idam edildi.”

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Hasan Hüseyin KEMAL

04.03.2007


 

Eğitimcilerden maaşlara tepki

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Sosyal İşler Sekreteri Gönül Oğuz, büyümeye ve refah artışına en çok katkısı olan öğretmenlerin 872 YTL gibi, yoksulluk ve açlık sınırında seyreden ücretlere talim ettirildiklerini söyledi.

Oğuz, yazılı açıklamasında, enflasyon farkından kaynaklanan yüzde 2.3’lük zammı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın bayram müjdesi havasında verdiğini ancak, bunun doğru olmadığını ileri sürerek, 1 milyona varan eğitimci ordusunun hükümetin açıklamasıyla şaşkına döndüğünü söyledi. Unakıtan’ın memurların ortalama maaşının Ocak 2007 itibariyle 1.091 YTL’ye çıkacağı yönündeki açıklamasının gerçek dışı olduğunu ifade eden Oğuz, Unakıtan’ın memur maaşlarından çeşitli fonlara, sandıklara hiç kesinti yapılmadığı düşüncesinden hareketle, maaşların kamuoyuna yüksek gösterilmeye çalışıldığını dile getirdi. Oğuz, Ocak 2007 tarihi itibariyle ortalama memur maaşının 866 YTL olduğunu söyledi.

Hükümeti kamuoyuna doğru bilgi vermeye davet eden Oğuz, “Hükümetin kendilerini memurların yerine koyarak, icraat yapmalarını bekliyoruz. Milletvekili maaşıyla, başbakanlık maaşıyla geçinemediğini söyleyen iktidar mensuplarının öğretmenleri ortalama 872 YTL maaşla geçinmeye mahkûm eden anlayışını samîmî bulmuyor, gerçekleri söylemeye çağırıyoruz” diye konuştu.

Kamudaki ücret adaletsizliğinin çalışma başarısını bozduğunu ve bu durumu hükümetinde dile getirdiğini belirten Oğuz, Hükümetin Kasım 2002’de seçim meydanlarında verdiği “eşit işe eşit ücret” taahhüdünü yerine getirmesini beklediklerini ifade etti.

Ahmet TERZİ / ANKARA

04.03.2007


 

İlk hızlı tren, 23 Nisan’da açılacak

Milyarlarca dolarlık yatırım yapılan Türkiye’nin ilk hızlı tren projesinde sona yaklaşıldı. 23 Nisan’da açılışı planlanan Ankara-Eskişehir Hızlı Tren Hattında yüklenici firma ve demiryolları genel müdürlüğü hummalı bir çalışma yürütüyor.

Dünyada en hızlı sürede hızlı tren hattını yapma rekorunu kıran Türkiye, projenin tamamlanmasıyla dünyada hızlı tren hattına sahip 8 ülkeden biri olacak. Proje tamamlandığında trenin hızı saatte 250 kilometreye çıkacak ve Ankara-Eskişehir arası yolculuk süresini 1 saat 10 dakikaya düşürecek.

/ ANKARA

04.03.2007


 

Akdağ: Cumhurbaşkanı yanlış bilgilendirilmiş

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yabancı doktorlara Türkiye’de çalışma imkânı sağlayan kanunun bazı maddelerini bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermesini değerlendiren Sağlık Bakanı Recep Akdağ, gerekçeleri internetten izleyebildiğini belirterek, “İnternetten bana aksettirilen gerekçelere baktığımız zaman doğrusu sayın Cumhurbaşkanının bu hususta yanlış bilgilendirildiğini düşündüm” dedi.

Bakan Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm Programı İzleme ve Değerlendirme Toplantısı’na katılmak, çeşitli incelemeler ve ziyaretlerde bulunmak için geldiği Isparta’da gazetecilerin sorularını cevapladı. Gerekçeleri internetten inceleyebildiğini, resmi yazıyı bekleyeceklerini kaydeden Bakan Akdağ, şunları söyledi:

“Gerekçeler içinde, Türkiye’de hekim sayısının, dengesiz dağılımdan dolayı yetersiz olduğu gibi ifadeler var. Türk hekimlerinin istihdamının sağlanamadığı gibi ifadeler var ki bunlar Türkiye’nin gerçekleri değil. Belki hekim dağılımı daha önceden biraz bozuktu ama dönemimizde bunu büyük ölçüde düzelttik. Ayrıca Türkiye’de hekim istihdamında hiçbir problem yok. Nerede bir hekim varsa biz ona derhal iş veriyoruz.”

Türkiye’deki hekim sayısının Avrupa’yla kıyaslandığında Avrupa ortalamasının yarısından daha düşük olduğunu belirten Akdağ, şöyle devam etti: “Biz ekmek gibi, su gibi hekim arıyoruz. Onun için (Türkiye’de hekim sayısı yeterlidir, hekim sayısı fazladır, hekimler istihdam edilemiyor) gibi düşünceler kanaatimce yanlış bilgilendirmelerin eseridir.”

/ ISPARTA

04.03.2007


 

Mumcu: Hepimiz insanız

ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, ‘’Hayatımın hiçbir saniyesinde soy davası, ırk davası gütmedim. Hepimiz insanız. Biz hep beraber aynı dine inanan, aynı uğurda mücadele eden, aynı vatanın, aynı ananın çocuklarıyız. Biz kardeşiz. Kardeşler arasına fitne koymak, münafıklık etmek günahların en büyüğüdür’’ dedi.

Partisinin 9. Van İl Kongresi’ne katılan Mumcu, insanların sadece düşünceleriyle değil inançlarıyla da yaşadığını ifade etti. Mumcu, şöyle devam etti: ‘’Neyin adaletli, neyin adaletsiz olduğunu bize değerlerimiz öğretir. Bu değerler anlaktır, dindir, vicdandır ve hukuktur. İnsan hakkı, hukuku ve ahlakıyla bilinir. İnsanın inancını ifade etmesinin önünde hiçbir engel bulunmamalıdır. Bir insan eğer emeğinden uzaklaştırılıyorsa, emeğinin karşılığını alamıyorsa o insan köledir. Bakalım Türkiye’ye insanlar emeğinde özgür mü peki? Hayır.Bu ülke topyekun uydulaştırılıyor, siyasetle uydulaştırılıyor, kendi iradesi elinden alınıp başkalarının iradesi altında yaşanan bir ülke olması isteniyor. Ama bu ülke ya istiklal ya ölüm diye kuruldu. Biz istiklal için can verdik.

Ülkenin bağımsızlığını kaybetmesine Anavatan Partisi olarak itirazımız var. Türkiye’nin bağımsızlığını yitiren bir ülke olmasını kabul etmeyiz.’’

Türkiye’nin bölünmesini isteyen çevrelerin kendisinin sözlerini saptırdığını bildiren Mumcu, şunları söyledi: ‘’Bu bölgede yaşayan kardeşimle benim aramı açmaya çalışıyorlar. Bir partinin sözcüsü diyor ki Erkan Mumcu Kürt düşmanlığı yapıyor. Erkan Mumcu bunu yapmış olsa dinden çıkmış olur. Ben Müslümanım. Hayatımın hiçbir saniyesinde soy davası, ırk davası gütmedim. Hepimiz insanız. Biz hep beraber aynı dine inanan, aynı uğurda mücadele eden, aynı vatanın, aynı ananın çocuklarıyız. Biz kardeşiz. Kardeşler arasına fitne koymak münafıklık etmek günahların en büyüğüdür. Ben hayatım boyunca kardeşler arasına fitne koyacak bir düşünce içerisinde olmadım, olanların da karşısındayım.’’

/ VAN

04.03.2007


 

Kaçak kömür ocağında zehirlenme:

Zonguldak’ın Kilimli beldesinde, kaçak kömür ocağında meydana gelen metan gazı zehirlenmesinden 2 kişi öldü.

Edinilen bilgiye göre, Bölüm Mahallesi’ndeki fındıklık bahçesinde, Muhammet Özdamar’a (39) ait ve kaçak işletildiği bildirilen kömür ocağında zehirlenme oldu.

Ocakta çalıştığı belirtilen Özdamar ile Ahmet Çetin (32), metan gazından zehirlenerek hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

/ ZONGULDAK

04.03.2007


 

“Tuğluk’un iddiaları tahrik edici”

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, DTP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın zehirlendiği iddialarını içeren açıklamasının ‘’tahrik edici’’ olduğunu belirterek, ‘’Eğer bu sözler bir tehditse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir tehdidi kabul etmez’’ dedi.

Abant’ta düzenlenen AKP 5. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’ndan önce basın mensuplarının sorularını cevaplayan Başbakan Yardımcısı Şahin, Aysel Tuğluk’un Öcalan’ın zehirlendiğine yönelik sözlerinin neyi amaçladığının anlaşılamadığını ifade etti. Tuğluk’un sözlerinin ‘’tahrik edici’’ olduğunu belirten Mehmet Ali Şahin, şunları kaydetti:

‘’Eğer bu sözler bir tehditse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir tehdidi kabul etmez. Siyasî parti temsilcileri demeçlerine dikkat etmeli ve açıklamalarına bakmalı. Bu açıklamalardan sonra kamuoyunun büyük bir kısmı tepki gösterdi. Kamuoyu, tehdit olarak algıladı. Sözlerinin neyi kastettiğini açıklamalıdır. Mensubu bulunduğunuz ülkeyi tehdit edici cümleler kullanırsanız toplumu gerersiniz. Türkiye’de tutuklu ve hükümlüler devletin güvencesi altındadır.’’

/ ABANT

04.03.2007


 

DTP Batman'da 3 tutuklama

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Batman il teşkilatı yöneticisi 3 kişi tutuklandı. İl Başkanı Ayhan Karabulut hakkında da gıyabı tutuklama kararı çıktı.

Terör örgütü propagandası yaptıkları iddiasıyla Batman Emniyet Müdürlüğünde ifadeleri alınan DTP İl Yöneticisi M. Şirin Tekik, Dicle Manap ve Merkez İlçe Başkanı Celalettin Pabir, önceki gece savcılığa sevk edildi.

Savcılıkta ifadeleri alınan DTP yöneticileri, çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece, terör örgütü propagandası yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı.

Savcılık, ifade vermeye gelmeyen DTP İl Başkanı Ayhan Karabulut hakkında da gıyabi tutuklama kararı çıkarttı. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ile Güvenlik Şubesi ekiplerince savcılık kararıyla dün DTP Batman Merkez İlçe binasında yapılan aramada da çok sayıda evraka el konulduğu bildirildi.

Siirt’te 20 partili gözaltına alındı

Bu arada Siirt İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince, Demokratik Toplum Partisi (DTP) il binasında yapılan aramanın ardından aralarında DTP İl Başkanı Abdurrahim Taşçı’nın da bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar, sorgulamaları yapılmak üzere Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Emniyet Müdürü Cuma Ali Aydın, DTP il binasında savcılık talimatıyla arama yapıldığını belirterek, bazı partilileri de ifadelerini almak üzere Emniyet Müdürlüğüne götürdüklerini söyledi.

/ BATMAN

04.03.2007


 

Şehitler için hatim indirilecek

Antalya’nın Manavgat ilçesinde müftülük çalışanları, şehit ailelerini ziyaret ederek şehitler için duâ okumaya başladı.

Müftülük çalışanları, ziyaretlerde şehitlik hakkında bilgi vererek hatim indirecek. Manavgat Müftülük Hanım Temsil Heyeti, geçen yıl şehit düşen Abdullah Top’un bulunan ailesini ziyaret etti. Heyet başkanı ve vaize Fedan Taş, İslâmda şehitliğin en ulvi makam olduğunu, Allah ve vatan yolunda savaşarak ölen mehmetçiklerin milletin baştacı olduğunu ifade etti.

/ ANTALYA

04.03.2007


 

Kozlu'da maden işçileri anıldı

Zonguldaklı maden işçileri, 3 Mart 1992 tarihinde Kozlu ocağındaki grizu faciasında ölen 263 işçiyi duâlarla andı.

Kozlu’daki kuyu başında düzenlenen törene Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Rıfat Dağdelen ile Genel Maden İşçileri Sendikası Başkanı (GMİS) Çetin Altun ile işçiler katıldı. 15 yıl önce yaşanan grizu faciasındaki 263 maden işçisi için Kur’ân-ı Kerim okundu, duâlar edildi. Duâ sırasında duygulandıkları görülen işçilere mevlit şekeri dağıtıldı.

/ ZONGULDAK

04.03.2007


 

Çiftçilere kuş gribi semineri

Mardin’in Midyat ilçesinde çiftçi ve muhtarlara kuş gribi konusunda seminer verildi. Veteriner hekim Servet Arık, kuş gribiyle ilgili alınacak tedbirler konusunda bilgi verdi.

Arık, kuş gribi virüsünün kümes hayvancılığı yapan yerlerde bulaştığına dikkati çekerek, “Tavuk ve kuşlarla temas halinde olası bir vak'anın yaşanmaması için sabunlu bol suyla el ve yüzün yıkanması gerekir. Köyün uzak bir yerinde derin çukur açılıp kireçlendikten sonra gömülmesi gerekir” dedi.

/ MARDİN

04.03.2007


 

Kuş Cenneti için destek çağrısı

Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Sıkı, İzmir Kuş Cenneti için 2007 yılının atılım yılı olmasını beklediklerini belirterek, yetkili kurumları destek olmaya çağırdı.

Prof. Dr. Sıkı, yaptığı yazılı açıklamada, 3 milyon YTL bütçesi olan İzmir Kuş Cenneti’nde geçen yıl tek bir çivi bile çakılmadığını, kuş cennetinin tanıtımı için hazırlanan broşür ve afişlerin de dağıtılmadığını belirtti.

Türkiye’de bulunan 456 kuş türünden 238’inin uğrak yeri olan ve aralarında dünyada soyları azalan kuş türlerinin de bulunduğu İzmir Kuş Cenneti’nin sahip olduğu doğal sit alanı Yaşama Ortamı Ortak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesi (RAMSAR) alanı ve yaban hayatı geliştirme sahası gibi koruma statülerine rağmen ilgisizlik sebebiylele yaşama mücadelesi verdiğini bildiren Prof. Dr. Sıkı, şunları kaydetti: ‘’İzmir Kuş Cenneti’nin koruma ve geliştirilmesinde yetkili olan Kuş Cenneti Geliştirme Birliği ile İzmir Çevre ve Orman Müdürlüğünün alandaki yetki karmaşası Kuş Cenneti’ne zarar veriyor. Her iki kurum Kuş Cenneti’nde yapılacak işlerde sorumluluğun kendisinde olmadığını belirterek, olumlu hiçbir çalışma gayreti göstermemektedir. 1 yıldır burada başıboş dolaşan ve kuşların kuluçka alanlarına zarar veren 40 köpek bile toplanmamıştır. 3 milyon YTL bütçesi olan İzmir Kuş Cenneti’nde olumlu çalışmalar yapılması beklenirken kurumlar arasındaki yetki tartışması ve kavga Kuş Cenneti’ne zarar veriyor. Kuş Cenneti için 2007 yılının atılım yılı olmasını bekliyoruz. Yetkili kurumları Kuş Cenneti’ne birlik ve beraberlik içinde destek olmaya çağırıyoruz.’’

/ İZMİR

04.03.2007


 

Tokat’ta camiler temizleniyor

Turhal Belediyesi, ilçede bulunan camilerin temizliğini yapıyor. Turhal Belediyesi Çevre ve Temizlik İşleri ve İtfaiye Müdürlüğü ekiplerince ilçede bulunan camilerin iç kısımları elektrikli süpürge ile temizleniyor, dış mekanlar ve tuvaletleri ise sabunlu su ile yıkanıyor.

Konu ile ilgili açıklama yapan Turhal Belediye Başkanı Ali Gözen, Turhal’da ilkleri gerçekleştirdiklerini belirterek, “Halkımızın ortak kullanım alanları olan camilerimizin artık bundan sonra bakım ve temizliklerini yapacağız. İlk olarak ilçemiz merkezindeki Kesikbaş Camii’nden başladık. Periyodik olarak tüm camilerimizin iç ve dış temizliğini yapacağız. İlçemizde çevre ve temizlik bilincinin oluşması açısından da önemli olan bu çalışmalarımızı aralıksız devam ettireceğiz” dedi.

/ TOKAT

04.03.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004