Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Dinin de cumhuriyetin de muhafıza ihtiyacı yok

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, bazı değerlerin siyasi amaç için kullanıldığını belirterek, “dinin ve cumhuriyetin muhafıza ihtiyacı yok. Milletin çatışmaya değil huzura ihtiyacı var. DP, milleti siyaset yoluyla çatışmaktan uzak tutacaktır” dedi.

Partisinin Mardin mitingine katılmak üzere şehre gelen Ağar, miting öncesi Kabala Beldesi Belediye hizmet binasının açılışına katıldı. Ağar, binanın açılışını belde belediye Başkanı Şakir Nuhoğlu’nun eşi Süreyya Nuhoğlu ve eşi Emel Ağar’ın yapmasını istedi. Binanın açılış kurdelesi bayanlar tarafından kesildi. Ağar, açılışta yaptığı konuşmada DP misyonunun temelinin yapıcılık olduğunu ifade ederek, kendilerinin kavga dövüş içinde olmadan insanlara huzur verecek hizmetlerin içinde olduklarını belirterek, demokrat misyonunun bölgeye önemli hizmetler yaptığını anlattı. Hizmet yapılırken insanların huzurlu olmalarının önemine işaret eden Ağar, Mardin’de ve ülkenin her tarafında huzuru sağlayacaklarını kaydetti.

Mehmet Ağar, “DP olarak siyaset yoluyla milleti kavga ettirmeyeceğiz. Siyaset yoluyla milleti bütünleştireceğiz. Bu topraklar hiç bir çocuğun canının zayi olmadığı, hiç bir ananın gözyaşının akmadığı bir Türkiye’yi her beraber inşa edeceğiz. Bunun için mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Ağar, binanın açılışının ardından Belediye Başkanı Şakir Nuhoğlu tarafından verilen öğle yemeğine katıldı. Yer sofrasında et kavurması yiyen ve mırra içen Ağar, gazetecilerin sorusu üzerine, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın AKP’nin Kayseri mitingine katılmasını teamüllere aykırı olduğunu belirterek eleştirdi.

Ağar, başka bir soru üzerine bazı değerlerin siyasi amaç için kullanıldığını belirterek, “dinin ve cumhuriyetin muhafıza ihtiyacı yok. Milletin çatışmaya değil huzura ihtiyacı var. DP, milleti siyaset yoluyla çatışmaktan uzak tutacaktır” dedi.

Ağar: DP baraj yapar

DP lideriMehmet Ağar, Hatay’ın İskenderun ilçesi Belediye Başkanı Mete Aslan’ın oğlunun İskenderun’da yapılacak düğün törenine katılmak için geldiği önceki gün geldiği Adana bir gazetecinin DP’nin baraj sorunu olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine ‘’DP’nin baraj sorunu yok, DP sadece baraj yapar. Tarihi açıp bakanlar Türkiye’deki bütün barajları DP’nin yaptığını görür. 4 senedir bunlar yapılmıyordu, biz iktidara gelip bunları yapacağız’’ diye konuştu.

‘’Seçimler sonrası cumhurbaşkanı seçiminde bir kriz yaşanır mı?’’ şeklindeki soruyu da cevaplayan Ağar, ‘’Türkiye’de hiç bir zaman kriz yaşanmayacağını, mevcut hükümetin kendisini krizden besleyerek, siyaset yapmak istediğini’’ savundu.

Mehmet Kara/Kemal Benek

/ MARDİN

02.07.2007


 

Suçlarda ürküten artış

Emniyet Genel Müdürlüğünün, polis sorumluluk bölgesinde 2006 yılında meydana gelen olaylarla ilgili hazırladığı rapor, bazı suçlarda artış olduğunu, bazı suçların aydınlatılmasında ise sıkıntı yaşandığını ortaya koydu. Hırsızlık, kapkaç, dolandırıcılık gibi mala karşı olaylarda yüzde 50 ile yüzde 170 arasında artış olurken, şahsa karşı işlenen suçlarda yüzde 160’a kadar artış meydana geldi.

Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı, polis sorumluluk bölgesinde 2006 yılında meydana gelen olayları ‘’2006 Yılı Faaliyet Raporu’’ olarak kitap haline getirdi. Raporda, 2005 yılı ile 2006 yılında meydana gelen olaylar karşılaştırılıyor. Suçlar, mala karşı ve şahsa karşı suçlar olarak tasnif edilen raporda, suç türlerine tek tek ve illere göre rakamlarla yer veriliyor. Asayiş Daire Başkanlığı’nın rakamlarına göre, 2006 yılında şahsa karşı 321 bin 676, mala karşı ise 463 bin 834 suç olmak üzere toplam 784 bin 500 asayiş olayı gerçekleşti. Rapora göre, 2006 yılında 2 bin 66 cinayet işlendi. Bunlardan yüzde 72’si aydınlatıldı, yüzde 12’sinin zanlıları belirlenirken, yüzde 16’sı ise faili meçhul kaldı. Geçen yıl bin 647 kişi intihar etti. İntihara teşebbüs edenlerin sayısı 18 bin 527 olarak gerçekleşti.

GASP OLAYLARI

Gasp-yağma olayları 2006 yılında 8 bin 808 olarak gerçekleşti. Gasp-yağma olayları 2005 yılı polis kayıtlarına 6 bin 978 olarak girdi. Aydınlatma oranı 2005 yılında yüzde 60 iken 2006 yılında bu oran 57’ye düştü. Ülke genelinde 2005 yılında 5 bin 220 kız, kadın, erkek kaçırma olayları gerçekleşirken bu rakam 2006 yılında 7 bin 130 olarak gerçekleşti. Çocuk kaçırma olayları ise 2005 yılında 429 iken geçen yıl 546 oldu. Kolluk kuvvetlerine hakaret, mukavemet, darp ve saldırı olarak 2006’da yüzde 37 artışla 9 bin 631 oldu.

HIRSIZLIK OLAYLARINA KARIŞAN ÇOCUKLAR

Polis kayıtlarına göre, 2005 yılında 141 bin 993 hırsızlık olayı meydana geldi. Hırsızlık olayları 2006 yılında yüzde 52 artarak 216 bin 465 olarak gerçekleşti. Hırsızlık olaylarının aydınlatma oranı 2005 yılında yüzde 17 iken bu rakam 2006 yılında yüzde 12’ye düştü. Rapora göre, hırsızlık olaylarına 2005 yılında 24 bin 454 çocuk şüphelinin karıştığı tespit edilirken, bu rakam 2006 yılında yüzde 3’lük artışla 25 bin 105’e ulaştı.

HIRSIZLIĞI ARTTIRAN SEBEPLER

Raporda, hırsızlık olaylarındaki artışın etkenleri ‘’cezaevi faktörü, ekonomik sebepler ve işsizlik, kırsal kesimlerden şehirlere göç, küçüklerin suça teşvik edilmesi, ekonomik krizler, kolluğa farklı yasalarla pek çok görev verilmiş olması, suça karşı kişisel tedbir alma bilincinin toplumda gelişmemesi, diğer kurum ve kuruluşların katılımının sağlanamaması’’ olarak sıralandı. Hırsızlık olaylarının azalması için hırsızlığı tetikleyen sebeplerin ortadan kaldırılmasının gerekli olduğu belirtilen raporda, cep telefonu, dizüstü bilgisayar, bilgisayar gibi elektronik cihazların kayıt altına alınması ile kayıt dışı satış yapanlara yönelik cezaî müeyyidelerin yeniden düzenlenmesi önerisine yer verildi.

“KAPKAÇ’’ OLAYLARI

Mala karşı suçlar kapsamında değerlendirilen ve son yıllarda özellikle büyükşehirlerde sorun olan ‘’kapkaç’’ olayları 2006 yılında 12 bin 154 olarak gerçekleşti. Kapkaç olayları bir önceki yıla göre yüzde 70 arttı. ‘’Kapkaç’’ olaylarının aydınlatılma oranı 2005’te yüzde 32 iken, 2006’da bu oran yüzde 19’a düştü. Yankesicilik olayları ise 2005 yılında 18 bin 556 iken 2006’da yüzde 49 artışla 27 bin 612’ye yükseldi. Dolandırıcılık olayları da yüzde 68 artarak 2006 yılında 12 bin 651 olarak gerçekleşti.

/ ANKARA

02.07.2007


 

Türkiye’de engellendi, Avusturya’da başardı

Yasak yüzünden Türkiye’de okuyamayan başörtülü öğrenciler, yurtdışında pek çok başarıya imza atıyorlar. Düzce İHL mezunu, 1984 doğumlu Ayşegül İlhan da bunlardan biri. İlhan, Viyana Tıp Fakültesini 4,5 yılda bitirdi. Şu anda Nefroloji bölümünde bilimsel çalışma asistanlığına devam ediyor. Diplomasını Viyana Tıp Üniversitesi rektörünün elinden törenle aldı.

Düzce İmam Hatip Lisesi mezunu 1984 doğumlu Ayşegül İlhan, normal süresi 6 yıl olan Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesini 4,5 yılda bitirerek 22 yaşında doktor olarak göreve başladı. Türkiye’deki başörtüsü yasağı sebebiyle üniversite eğitimi için Viyana’ya giden Ayşegül İlhan, İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (ÖNDER) Viyana’daki kardeş kuruluşu WONDER’in bursu ile okuluna devam etti. Ayşegül İlhan, Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesindeki normal süresi 6 yıl olan tıp eğitimini 4,5 yılda bitirerek, uluslar arası bir başarıya da imza attı. Ayşegül İlhan, bu yüksek başarısı sebebiyle aynı üniversitede Nefroloji bölümünde bilimsel çalışma asistanlığına da kabul edildi.

BİNLERCE KIZ YASAĞIN KALKMASINI BEKLİYOR

Türkiye’de başörtüsü yasağı sebebiyle okuyamayan binlerce başörtülü gibi bu keyfî yasağın kalkmasını bekliyor. Geçen haftalarda Başbakan Yardımcısı ve Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül’ün kızı Kübra Gül, başına peruk takarak devam edebildiği Bilkent Üniversitesi'nin mezuniyet törenine arkadaşlarından ayrı olarak başörtüsü takarak, diplomasını babasının elinden almıştı. Bunun üzerine YÖK, üniversite hakkında soruşturma başlatmıştı. Bütün Avrupa'da olduğu gibi, Avusturya’da başörtüsü ile okumak hiçbir sorun olmazken, Türkiye’nin girmeye çalıştığı Avrupa Birliği uygulamalarının tersine bir uygulamaya imza atması garip karşılanıyor.

Diplomasını rektör verdi

Ayşegül İlhan, diplomasını Viyana Tıp Üniversitesi rektörünün elinden törenle aldı. Okulunu Kasım ayında bitirmesinin ardından Akh´da Nefroloji bölümünde bilimsel çalışma asistanlığına başlayan Ayşegül’ü bu mutlu gününde doktora hocası Prof. Wagner de yalnız bırakmadı.

Bütün hayati boyunca kızlarının en büyük destekçisi olan ailesi ve yine Viyana’daki eğitimi boyunca Ayşegül´ün yanında olan Wonder yöneticileri, arkadaşlarıyla birlikte Ayşegül’ün sevincini paylaştılar. Halen Schifa Derneği´nin de başkanlığını yürütmekte olan Dr. Ayşegül İlhan uluslar arası kongrelerde tebliğ sunmaya da başladı.

Yeni Asya / İSTANBUL

02.07.2007


 

Vagon değil lokomotif olmaya talibiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Bilimde, teknolojide ve sanatta dünyayla rekabet eder hale gelemezsek kusura bakmayın vagon oluruz. Biz vagon olmaya değil lokomotif olmaya talibiz’’ dedi.

Erdoğan, Mersin’de KÖYDES kapsamında yapılan 158 proje ile 15 tesisin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, her yere tek tek ulaşmalarının mümkün olmadığını, her ilde bu açılışları toplu şekilde yaparak, ardından resmi olarak halkın hizmetine sunduklarını söyledi.

Törenin yapıldığı Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin bir çok ilde olmadığını, ancak Mersin’in bu hastaneye kavuşabildiğini belirten Başbakan Erdoğan, ‘’Mersin’e hayırlı olsun’’ dedi.

Türkiye’nin ‘’eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere 4 taşın üzerinde yükseleceğini’’ vurgulayan Erdoğan, özellikle eğitim alanında 110 bin dersliğin tamamlandığını, Mersin’in de bundan en çok nasibini alan iller arasında olduğunu belirtti.

Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye’de yüzde 80’lerde olan okuma yazma oranlarının, yüzde 90’lara çıktığını ifade ederek, şöyle konuştu: ‘’Bilgisayar yeni mi icat edildi? Okullarımızda bilişim teknoloji sınıfları yoktu. Şimdi açılışını gerçekleştirdiğimiz okullarda bilişim teknoloji sınıfları oluşturuluyor. Bu bizim dönemimizde oldu. Ayrıca, okullarımızda ADSL var. Yavrularımız, dünyayla bütünleşiyor. Bunlar yeterli mi? Değil. Daha ileriye gideceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak ancak bunlarla olacak. Eğitim, sanat ve teknolojide rekabeti geliştireceğiz. Bilimde, teknolojide ve sanatta dünyayla rekabet eder hale gelemezsek kusura bakmayın vagon oluruz. Biz vagon olmaya değil lokomotif olmaya talibiz. Bizim farkımız bu.’’

/ MERSİN

02.07.2007


 

Silâhlar ABD’den, mayınlar K. Irak’tan

Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarından kaçarak Cuma günü güvenlik güçlerine teslim olan PKK mensubu 4 terörist, terör örgütüyle ilgili çarpıcı itiraflarda bulundu. PKK’lı teröristler, modern silâhların ABD’den, mayınlar da Kuzey Irak tarafından getirildiğini söylediler.

Şırnak’ın Silopi ilçesindeki Verimli Jandarma Karakolu’nda, basın mensuplarına terör örgütüyle ilgili itiraflarda bulunan teröristler, özellikle son günlerde sınır ötesi operasyon söylentileri üzerine örgüt mensuplarının korkuya kapıldığını belirttiler.

“KAMPLAR BOŞALTILDI’’

Türkiye’de gündeme gelen sınır ötesi operasyon söylentilerinin, terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki kamplarında, özellikle örgüt üyeleri arasında paniğe yol açtığını ifade eden 1’i kadın 4 terörist şöyle konuştular:

‘’Biz terör örgütüne kandırılarak katıldık. Örgütte yaşananlar karşısında gerçekleri gördük. Bize, ‘teslim olursanız Türkiye’de kötü muameleyle karşılaşırsınız’ denildi. Ancak biz buna rağmen gelip güvenlik güçlerine teslim olduk. Bize söylenenlerin hiçbirinin doğru olmadığını gördük. Burada hiçbir kötü muameleye maruz kalmadık. Bizim gibi yüzlerce örgüt üyesi var. Eğer onlara bir güvence verilirse inanıyoruz ki hepsi gelip teslim olur. Son günlerde sınır ötesi operasyon söylentileri örgüt içinde korkuya neden oldu. Bütün kamplar boşaltıldı.’’

Örgüte inançları kalmadığı için Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye gelip güvenlik güçlerine teslim olduklarını belirten teröristler, ‘’Örgüt, son zamanlarda kullandığı uzaktan kumandalı mayınları Irak’ın kuzeyinden temin ediyor. Bunun yanı sıra Kandil Dağı’ndaki kampa 2 ABD zırhlı aracının silâh getirdiğine şahit olduk. Biz bazen kendi aramızda konuştuğumuzda, kamp sorumlusu bize, ‘Siz ajan mısınız?’ diyordu. Kampta konuşmalar en az 4-5 kişi arasında yapılıyordu. 2 kişi birbiriyle konuşsa hemen, ‘Bunlar ajan’ deniliyordu. Bu baskılara dayanamadık. İyi ki teslim olmuşuz’’ dediler.

/ ŞIRNAK

02.07.2007


 

259 terörist etkisiz hale getirildi

Terörle mücadele kapsamında 2007 yılının ilk 6 ayındaki çalışmalarda 116 terörist ölü, 89 terörist sağ olarak ele geçirildi, 54 terörist ise güvenlik güçlerine teslim oldu.

Güvenlik kuvvetlerinin 1 Ocak-30 Haziran 2007 tarihleri arasında yürüttüğü terörle mücadele faaliyetlerinde, Ocak ayında 18, Şubat ayında 8, Mart ayında 28, Nisan ayında 78, Mayıs ayında 62, Haziran ayında ise 65 olmak üzere toplam 259 terörist etkisiz hale getirildi.

/ ANKARA

02.07.2007


 

Şehitler için askeri tören

Tunceli-Erzincan karayolunda yol kenarına yerleştirilen patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan askerlerden Astsubay üstçavuş Atilla Şener ve Uzman Çavuş İsmail Dursun için Elazığ Asker Hastanesi’nde tören düzenlendi.

Elazığ Asker Hastanesi bahçesinde şehit askerler için düzenlenen tören, cenazelerin katafalta konulmasıyla başladı. Şehit askerlerin özgeçmişlerinin okunmasının ardından Müftü Ömer Kocaoğlu tarafından dua okundu.

Törene, Elazığ Valisi Muammer Muşmal ve 8. Kolordu Komutanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin de katıldı. Törenin ardından ambülanslarla hastane bahçesinden uğurlanan şehit askerlerden astsubay Atilla Şener Isparta’ya, uzman çavuş İsmail Dursun Yozğat’a uçakla gönderildi. Tunceli-Erzincan kara yolunda önceki gün teröristlerce yol kenarına yerleştirilen patlayıcı madde düzeneğinin infilak etmesi sonucu 3 güvenlik görevlisi şehit olmuştu.

/ ELAZIĞ

02.07.2007


 

İstanbul’da 2 patlayıcı etkisiz hale getirildi

Kadıköy ve Zeytinburnu’nda, aynı özelliklere sahip iki ayrı patlayıcı düzeneği, uzmanlar tarafından etkisiz hale getirildi.

Alınan bilgiye göre, Hasanpaşa Mahallesi Fahrettin Kerim Gökay Caddesi 3/A’da bulunan bir banka şubesinin önünde şüpheli paket bulunduğunun bildirilmesi üzerine olay yerine uzman ekipler sevk edildi. Uzman ekiplerin yaptığı inceleme sonucunda paket içinde patlayıcı düzeneği tespit edildi.

Zeytinburnu Gökalp Mahallesi 58. Bulvar Caddesi üzerinde bulunan bir banka şubesinin yan sokağında da gece saatlerinde, içinde Kadıköy’de etkisiz hale getirilenle aynı özelliklere sahip patlayıcının bulunduğu bir paket bulundu. İki patlayıcı düzeneği de uzman ekip tarafından etkisiz hale getirildi.

/ İSTANBUL

02.07.2007


 

“ABD ile gizli anlaşma” haberlerine yalanlama

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Kuzey Irak konusunda ABD ile gizli anlaşma yapıldığı iddialarına ilişkin olarak, “Bunların hepsi yalandır, aslı yoktur” dedi.

Gül, partisinin önceki gün düzenlediği miting için geldiği Kayseri’de, Fuar Kültür Merkezinde gazetecilerin Kuzey Irak konusunda ABD ile gizli anlaşma yapıldığı iddialarına ilişkin sorularını cevapladı. İddiaların gerçeği yansıtmadığını belirten Gül, şöyle konuştu:

“Bunların hepsi yalandır, aslı yoktur. ABD ile gizli bir anlaşma yapacağız, böyle şey olur mu? Onları işbirliğine zorlamak için elimizden geleni yapıyoruz. ABD ile anlaşma yaparsak bunların hepsi devletin kayıtlarında olur. Bunların hepsi devletin zabıtlarında olur ve bunların hepsi devletin ilgili makamları tarafından bilinir. Bunlar bu kadar açıktır. Bunların dışında söylenenlerin hepsi, millî menfaatlerimizi, çıkarlarımızı bile politikaya alet etmeye çalışan insanların yaptığı iftiralardır, yalanlardır. Çok üzücüdür.”

/ KAYSERİ

02.07.2007


 

Sivas’ta 2 Temmuz denetimi

Sivas’ta, 14 yıl önce 37 kişinin hayatını kaybettiği olayların yıldönümü öncesinde güvenlik tedbirleri arttırıldı.

Sivas olaylarının 14. yıldönümü öncesinde, şehrin giriş ve çıkış noktalarında oluşturulan uygulama noktalarında araçları durduran güvenlik güçleri, kimlik kontrolü yapıyor. Şüpheli görülen kişilerin üst aramasını yapan ekipler, araçları kontrol ettikten sonra şehre girişlerine izin veriyor. Uygulamanın bugün de devam edeceğini belirten yetkililer, anma programında çok sayıda polisin görev alacağını kaydettiler.

Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nin yakılması sonucu hayatını kaybedenler, bugün şehirde düzenlenen programlarla anılacak.

/ SİVAS

02.07.2007


 

Özürlülere her şehirde bir cami

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, eğitime en büyük desteği veren parti olduklarını belirterek, “Özürlülerimiz bu konuda birinci derecede yer aldı. Her şehirde bir camiyi özürlü vatandaşlarımıza açacağız” dedi.

Seçim çalışmaları için İzmir’de bulunan Aydın, Kemalpaşa ilçesine bağlı Armutlu ve Ören beldelerinde vatandaşlarla ve partililerle sohbet etti. AKP’nin evrensel bir parti olduğunu belirten Aydın, şöyle konuştu:

‘’80 yaşındaki insanlar da, gençler de bizim partimizden umutlu. Her kesimde etkiliyiz. Anadolu’yu bir bütün olarak değerlendirdiğiniz zaman her kesimden oy alıyoruz. Münferit vakaları ana konular olarak görmemek lazım. Önemli olan ana kulvardır. Bizim dönemimizde hiç kimsenin hayat tarzına müdahale düşünülmemiştir. Bilimi kullanan tek parti bizim partimizdir. Eğitime en büyük desteği veren partiyiz. Özürlülerimiz bu konuda birinci derecede yer aldı. Her şehirde bir camiyi özürlü vatandaşlarımıza açacağız. Biz yapacağımızı vaat etmeye devam edeceğiz. Yapılmayacak şeyleri söylemenin bir anlamı yok.’’

/ KEMALPAŞA

02.07.2007


 

Türkiye ile müzakereler sürecek

AB Dönem Başkanlığını Almanya’dan devralan Portekiz’in Başbakanı Jose Socrates, Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinin devam edeceğini söyledi.

Konutunda gazetecilerle konuşan Başbakan Jose Socrates, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğu yolundaki açıklamaları üzerine, Türkiye’nin üyeliği konusunda “Öncelikle, yapmayı taahhüt ettiğimiz şeye sadık kalmalıyız. Yapmamız gereken en önemli şey, müzakerelere sadık olmak. Dengeli ve ılımlı olmalıyız” diye konuştu. Socrates, bütün AB liderlerinin “sorumluluk içinde davranması ve Avrupa’nın güvenilirliğine saygı göstermesi” gerektiğini kaydetti. AB’nin Sarkozy’nin taleplerine uymasının, AB’nin dünya çapındaki özellikle İslam dünyasındaki imajını zedeleyebileceğini söyleyen Socrates, Portekiz’in, 6 aylık dönem başkanlığı süresini müzakereleri ilerletmek için kullanacağını kaydetti. Başbakan Socrates, AB için yeni bir reform anlaşmasına konsantre olmanın, Türkiye üzerine “parçalayıcı” bir tartışma başlatmaktan daha önemli olduğunu söyledi.

/ LİZBON

02.07.2007


 

Orman yangınında 15 kişiye tutuklama

Bilecik’in Osmaneli ilçesinde 200 hektar ormanlık alanın yanmasına sebep oldukları iddiasıyla adliyeye sevk edilen 13 işçi ile 2 operatör tutuklandı.

Alınan bilgiye göre, 28 Haziranda Medetli köyü yakınlarında çıkan orman yangının, doğal gaz hattındaki borulara yapılan kaynak sırasında ağaçlara sıçrayan kıvılcımlardan çıktığı ihtimali üzerine gözaltına alınan BOTAŞ’ın Osmaneli’de sürdürdüğü doğal gaz boru hattında çalışan işçiler Yusuf M, Süleyman A, Alaattin K, Sedat U, Kamuran D, Mehmet Ali M, Mehmet M, Mehmet İ, Özer T, Mehmet Y, Serkan A, Fatih K, Seyhan U. ile operatörler Ali M. ve Serdar A, sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Yangında yaklaşık 200 hektarlık ormanlık alan tahrip olmuştu.

/ BİLECİK

02.07.2007


 

Başkale’de sel baskını

Van’ın Başkale ilçesine bağlı Albayrak Köyü’nde önceki akşam başlayan şiddetli yağmur sele sebep oldu. Yağmur sonrası oluşan sel yüzünden 2 köprü yıkıldı, 709 koyun telef oldu.

İlçeye 15 kilometre uzaklıktaki Albayrak köyünde, dün akşam meydana gelen kısa süreli yağmur büyük maddî hasarın yaşanmasına sebep oldu. Köy Muhtarı Abdulhalik Ayhan aniden bastıran yağmur sonrasında dağdan gelen sel sularının, ilçeyle bağlantılarını kuran 2 köprüyü yıktığını, 2 sürü halinde bulunan 709 küçükbaş hayvanın ve biçtikleri otların sel sularına kapıldığını söyledi. Muhtar Ayhan, can kaybı olmamasına sevindiklerini ifade etti.

/ VAN

02.07.2007


 

Alkolik değiliz

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Ofisince hazırlanan rapora göre, alkol tüketimi açısından Avrupa Birliği’ne ilk giren 25 ülkenin ortalaması 9,4 litre iken, Türkiye’de bu rakam 1 litrede kalıyor.

Merkezi Konya’da bulunan Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazmi Zengin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, DSÖ Avrupa Bölge Ofisi’nin Türkiye üzerinde yaptığı geniş kapsamlı sağlık araştırmasının ilginç sonuçlar içerdiğini belirtti. Raporda Türkiye’nin nüfus artışı, trafik kazaları, hayat süresi, yeni doğan bebek ölümleri, alkol tüketimi ve sigara kullanımı gibi bazı ölçütlerin oranlarıyla belirtildiğini ifade eden Zengin, bu rakamların AB’ye ilk giren 10, 15 ve 25 ülkesinin ayrı ayrı ortalamalarıyla karşılaştırıldığını belirtti.

/ KONYA

02.07.2007


 

‘Çevreci seçim’ amacına ulaştı

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın afiş, broşür ve parti bayraklarının gelişigüzel asılmasından kaynaklanan çevre kirliliğine karşı yayınladığı genelgenin, bu kez amacına ulaştığı bildirildi.

Bugüne kadar yapılan bütün seçimlerde yaşanan çevre ve gürültü kirliliğinin, bu seçimlerde yaşanmaması, vatandaşların yanı sıra bu işlerden para kazanan reklâmcıları bile mutlu ediyor.

Merkezi İstanbul’da bulunan Açık Hava Reklâmcıları Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Pehlivan, siyasî partilerin bu seçimlerde çevre sınavından başarıyla geçtiğini, kazandıkları para azalmasına rağmen bundan rahatsızlık duymadıklarını bildirdi.

Pehlivan, bugüne kadar yapılan seçimlerde bütün uyarılara, toplumun tepkisine, kanun ve genelgelere rağmen, seçim afişleri ve pankartları yüzünden büyük bir çevre kirliliği yaşandığını hatırlatarak, şunları söyledi:

“Afiş ve bayraklar yüzünden şehirlerin en işlek merkezleri bile adeta geçilmez oluyordu. Bir de havadan atılan reklâm broşürleri çevrede çirkin görüntü yaratıyordu. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın afiş, broşür ve parti bayraklarından kaynaklanan çevre kirliliğine karşı yayınladığı genelge bu kez amacına ulaştı.’’

Genelgeye uymayanlar hakkında para cezası da öngörüldüğünü hatırlatan Pehlivan, ‘’Bu seçimlerde propaganda amacıyla kullanılan el kitabı, broşür, afiş, bayrak, flama ve benzeri malzeme tüketimi azalınca bizim de işlerimiz azaldı’’ dedi.

“BİNLERCE DOLARLIK MAKİNELER’’

Pehlivan, çok sayıda reklâmcının seçimler sebebiyle binlerce dolarlık baskı makineleri satın alarak yatırım yaptığını, çevreci seçimin bu alanda yatırım yapanları zor durumda bıraktığını ifade ederek, şunları söyledi:

‘’Reklâmcılar olarak önemli bir gelir kaynağından olmamıza rağmen çevreci seçimden mutluyuz. Çünkü, her vatandaş gibi bizler de seçimlerde oluşan kirlilikten büyük rahatsızlık duyuyoruz. Bu seçimlerde sadece ‘araç giydirme’ diye tabir ettiğimiz reklâm işlerini alabiliyoruz. Milletvekili adayının ya da bu adayın parti lideriyle çekilmiş fotoğrafını dijital ortamda basıyor, daha sonra araçlara yapıştırıyoruz. Bunun için metrekareye 18,20 dolar ücret talep ediyoruz. Seçimlerin en önemli propaganda aracı olan araç giydirmenin bedeli aracın büyüklüğüne göre 500 ile bin YTL arasında değişiyor.’’

Pehlivan, propaganda süresince kullanılan giydirilmiş araçların, seçimden sonra kolaylıkla eski haline getirilebildiğini ifade ederek, ‘’Giydirme ve çıkarma işlemleri yapılırken kullandığımız özel yapıştırıcı nedeniyle araçların kaportası da zarar görmüyor’’ dedi.

/ ADANA

02.07.2007


 

Selin getirdiği odunları topluyorlar

Rize’de etkili olan sağanak yağış sonucu meydana gelen selin sürüklediği odunlar, sahildeki bazı insanlar için kışı rahat geçirebilmek anlamına geliyor.

Rize’de meydana gelen sel ve heyelan, can kaybına sebep olmasa da İyidere-İkizdere karayolunda önemli tahribat yaptı. Bu da birçok insanın hayatını olumsuz yönde etkiledi. İnsanlar yolun her iki tarafında ulaşımlarını sağlayabilmek için beklerken zor anlar yaşadılar. Bu arada sel sularının sürüklediği odunlar sebebiyle sahil adeta odun deposuna döndü. Sahilde biriken tonlarca odun, dar gelirli ailelerin sevinmesine sebep oldu. Selin getirdiği odunlardan kışlık yakacaklarını çıkarmanın telâşı içindeki kadın, erkek, çocuk onlarca kişi denize koşarak kışlık yakacaklarını temin etmeye çalıştı. Vatandaşlar, topladıkları odunları sırtlarında ya da araçlarla evlerine taşıdı.

/ RİZE

02.07.2007


 

Çocuğunu sokakta çalıştıran babaya hapis

Diyarbakır’da 9 yaşındaki kızını sokakta çalıştıran bir baba, 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Sokakta çalışan ve risk altında olan çocukların rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması için çeşitli çalışmalar yürüten kurumlar, ailelerin çocuklarını sokaktan almaları için aynî ve nakdî yardım yapmasına karşın çocuklarını sokakta çalıştırmakta ısrar eden aileler hakkında çeşitli yaptırımlar uygulanıyor. Diyarbakır Sosyal Hizmet İl Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’nin işbirliğiyle yaklaşık bir yıldır yürütülen çalışmayla tüm uyarılara rağmen çocuğunu sokakta çalıştırmakta ısrar eden 17 aile hakkında suç duyurusunda bulunulurken, yaklaşık 180 aileye de ihtarname çekildi. Haklarında suç duyurusu yapılan ailelerden baba Nuri Kaya hakkında, Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesi, sanık baba Kaya’nın, 9 yaşındaki kızı B.K’yi sokakta çalıştırarak ‘’büyütmek ve bakmakla yükümlü olduğu aile efradına karşı kötü muamelede bulunduğu’’ gerekçesiyle 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılması kararlaştırdı.

/ DİYARBAKIR

02.07.2007


 

Unutkan dedeye itfaiye yardımı

Balıkesir’in Edremit ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde oturan Ali Korkmaz (80), anahtarını sık sık evde unutuyor. Üstelik bu durumlarda çilingir yerine her seferinde itfaiye çağırıyor.

4. kattaki dairesinde yalnız yaşayan Korkmaz, bu defa da camiye giderken anahtarı içeride unuttu. Eve döndüğünde kapıyı açamayan Korkmaz, durumu yine 110 itfaiye hattına bildirdi. Olay yerine giden itfaiye ekibi, Korkmaz’ın açık balkon kapısından girerek evin kapısını açtı. Dışarıda kalmaktan kurtulan Ali Korkmaz, “Bir çilingir çağırmaya kalksam 30 YTL’den aşağıya gelmez. Allah razı olsun, her seferinde itfaiye imdadıma yetişiyor. Sağolsunlar, artık beni tanıyorlar. Belki 20-30 defa dışarıda kaldım, her seferinde gelip beni kurtardılar.” dedi.

/ EDREMİT

02.07.2007


 

Hafızlar dernek kurdu

Kur’ân Hafızları ve Gönüllüleri Eğitim Kültür Derneği Gaziantep Şubesi düzenlenen bir törenle açıldı. Hafızları bir çatı altında toplayan dernek, Gaziantep’teki hâfızların sorunlarına çözüm arayacak ve hafızlıkla ilgili faaliyetler yapacak.

Dernek Başkanı İbrahim Kocaoğlan, “Derneğimizin en önemli amaçlarından biri, hâfız yetiştirmek ve yetiştirenlere zemin hazırlamak. Kur’ân’ı temsil yeteneği yüksek insanlar yetişsin istiyoruz. Hafızlık ilmin yarısıdır. Hafızlar maddî ve manevî ilimlerle süslenmiş olmalı. Toplumumuz bu şekilde hâfızlar istiyor” dedi. Gaziantep’te şu anda derneğe üye 80 dolayında hafız bulunurken yakın zamanda bu rakamın 270 olması bekleniyor.

/ GAZİANTEP

02.07.2007


 

Aşırı sıvı kaybı hastalık olabilir

Yaz aylarında artan hava sıcaklığı ve terlemeyle birlikte vücutta sıvı kaybı meydana geliyor. Aşırı terleme ve sıcağ maruz kalma halinde su ve ayran içmek, vücutta terle birlikte oluşan mineral kaybını önlüyor.

Sıcakta aşırı kalmayla ortaya çıkan güneş çarpmasına bağlı olarak sıvı kaybının oluşabileceğini belirten Kadıköy Acıbadem Hastanesi Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Şirin Parkan, “Sıvı kaybı, şeker koması, ishal, aşırı kusma ve kan kaybına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu rahatsızlıklar da, sıvı kaybının zamanında giderilememesi durumunda böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek yetmezlik oluşmasına yol açabilir” dedi.

Sağlıklı kişilerdeki aşırı sıvı kaybının da vücutta elektrolit dengesinin bozulmasına sebep olduğuna değinen Dr. Parkan, “Sıvı kaybı ön planda böbrek fonksiyonlarını etkileyen bir durumdur. Aşırı sıvı kaybı, böbrek yetmezliğine yol açabilir. Elektrolit dengesi bozulabilir ve bu beyin ödemi ve kalp aritmileri dahil olmak üzere bir çok organı etkileyecek sorunlara neden olabilir” diye konuştu.

Kadıköy Acıbadem Hastanesi Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Şirin Parkan, eğer ağızdan sıvı alımına bağlı bir yetersizlik söz konusuysa, kaybı gidermeye yönelik olarak uygun sıvının damardan alınması gerektiğini söyledi. Şeker koması, ishal, aşırı kusma ve kan kaybında su içerek sorunun çözümlenemeyeceğini anlatan Dr. Parkan, mutlaka bir sağlık kurumuna başvurulması gerektiğini belirtti. Aşırı terlemeye bağlı sıvı kaybını önlemedeyse su içmek sorunu gidermede yeterli oluyor. Özellikle de yüksek tansiyonlu ve böbrek hastalığı olan kişilerde aşırı tuz alımı sağlık sorunlarına yol açacağından tuzlu ayran içmemeleri gerekiyor. Herhangi bir sağlık sorunu olmayan ancak aşırı terlemeye maruz kalan kişilerde, tuz alınması yararlı olabiliyor. Çocuklar sıvı-elektrolit dengesine daha duyarlı oldukları için çok daha dikkatli ve tedbirli davranmak gerekiyor. Çocuklar su ihtiyaçlarını fark etmeyecekleri ve ifade edemeyecekleri için bunu akılda tutup bol bol su içirmekte fayda var.

SIVI KAYBINDA SU VE AYRAN İÇİN

Aşırı terleme ve sıcağ maruz kalma halinde su ve ayran içmek, vücutta terle birlikte oluşan mineral kaybını önlüyor. Özellikle de diyabet, tansiyon ve kalp hastalarının dikkatli olmasını tavsiye eden Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, evde yapılmış, tuzu ve yağı az 4_5 bardak ayran içilmesini tavsiye etti. Sodayı tansiyon hastalarına içindeki sodyumun yüksek olması sebebiyle tavsiye etmediklerini belirten Talak, “Kabızlıkla ilgili sıkıntısı olan kişilerde bağırsak hareketlerini yavaşlattığından sorun artıyor. Meyveli olanlarda çok kalorili oluyor ve tatlı olması için şeker ekleniyor. Bu da diyabetliler için zararlı” dedi.

02.07.2007


 

Tarımın çilesini onlar çekiyor

İş umuduyla Akdeniz Bölgesi ve Güneydoğu’dan Konya’daki tarlalarda çalışmak için gelen tarım işçileri, son derece ağır olan işlerinin yanında binbir zorlukla baş etmeye çalışıyor.

Edinilen bilgiye göre, memleketlerinde iş bulamadıkları için Türkiye’de iş bulabildikleri hemen her yeri dolaşan tarım işçilerinin duraklarından biri de Konya’nın tarımsal faaliyetlerinin yaygın olduğu Çumra ilçesi.

Yol kenarlarına, çalıştıkları tarlaların kenarlarına kurdukları çadırda, 5-6 ay yaşamak zorunda kalan tarım işçileri, günlüğü 16-18 YTL yevmiye ile pancar, fasulye ve domates tarlalarında çapa yaparak işe başlıyor. Pancarların büyüyüp sökülme aşamasına geldiği dönemde ise söküm işine başlayan binlerce tarım işçisi, ilçede ihtiyaç duyulan tarım işgücü açığının kapatılmasına büyük katkı sağlıyor.

Gün boyu güneşin altında son derece ağır şartlar altında çalışan tarım işçileri, bunun yanında binbir zorlukla da baş etmeye çalışıyor. Kadınlar boş zamanlarında uzak mesafelerden doldurup getirdikleri bidonlarla çamaşır yıkıyor, öğünlerde ise aileleri için yemek pişiriyor.

En büyük sıkıntıyı ise kavurucu güneş altındaki tek sığınak olan çadırlarda barınmak zorunda kalan çocuklar çekiyor. Hijyenik olmayan şartlarda yaşamak durumunda kalan çocuklara, anne, baba ve ailenin büyük bireyleri tarladaki işleriyle meşgul olurken, genellikle kendilerinden büyük kardeşleri bakıyor.

/ KONYA

02.07.2007


 

Sosyalleşen kadın yıpranıyor

Sosyalleşen kadınların daha mutsuz olduğu ve evliliklerinin de büyük oranda boşanmayla sonuçlandığı belirtildi.

Aile terapisti Psikolog İlkim Öz Tan, son yıllarda kadının sosyal hayatta daha etkin yer alması, erkeğin sorumluluk üstlenmemesi ve iletişim eksikliği gibi sebeplerden dolayı boşanmaların arttığını söyledi. Evliliğinde sorun yaşayan Türk erkeklerinden ancak onda birinin kendi isteğiyle aile terapistine gittiğini anlatan Tan, ‘’Erkekler sorunlarıyla yüzleşmek istemiyor ve uzman yardımını reddediyor’’ diye konuştu. ‘’Kadının sosyal yaşamda yeri arttıkça, kötü giden evliliğine katlanması da ters oranda azalıyor’’ diyen Tan, şöyle devam etti: ‘’Kadın sosyal yaşamla birlikte üstlendiği anne, aşçı, temizlikçi, iş kadını ve eş rollerini bir süre sonra taşıyamıyor. Yorulan, yıpranan, kendine ve eşine yeterince zaman ayıramayan kadın, zamanla mutsuzlaşmaya başlıyor. Roller arasında sıkışan kadının hayatı tamamen değişiyor.’’

/ ANKARA

02.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004