Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

İBADET VE SANATIN BULUŞTUĞU MEKÂN

İstanbullu olmak... Her tarafının tarih koktuğu bu güzide şehir biz içinde yaşayanlar için bilinmezliklerle dolu.. Yanından geçip fark etmediğimiz birçok güzel mekân mevcut. Bu tarihî güzellikler günümüzde sanat, kültür ve eğitim adına değerlendirildiği takdirde bir o kadar anlamlı oluyor.

Hani birçoğumuz; “Keşke uğraştığımız bir sanat dalı olsa” diye hep aklımızdan geçirir, zamanını bekleriz. Bir fırsat olsun da biz de böyle sanat faaliyetlerinde bulunalım, eserler ortaya koyalım diye. Dedik ya her konuda olduğu gibi bu konuda da bir ayrıcalık İstanbul’da yaşamak. Burada birçok tarihi mekân; sanat ve kültür adına kurslara evsahipliği yapıyor. İşte böyle güzel hizmetlerde bulunan bir mekândayız. İbadet yerinin sanat ve kültürle buluştuğu bir ortam: Hekimoğlu Alipaşa Camii avlusunda faaliyet gösteren Geleneksel Türk İslam Sanatları Kütüphanesi. Sadece kütüphane olarak değil bir kurs merkezi olarak hizmet görmektedir.

Kütüphaneye ve faaliyetlerine geçmeden önce, Hekimoğlu Ali Paşa Camii hakkında biraz bilgi verelim.

İbadet ve Sanatın buluşma noktası

Hekimoğlu Ali Paşa Camisi mevcut güzelliğiyle avluya girdiğimiz andan itibaren bizi büyülüyor. Büyüsünü sanatla buluştuğu nokta ise Uygulamalı Türk İslam Sanatları Kütüphanesi. Bu taş merdivenli görkemli bir o kadar da mütevazi mekan 2000 yılının Şubat ayında Alvarlı Efe Hazretleri Vakfı tarafından restore edilmiş. Buradaki çalışmalar ve etkinlikler yine vakfın sorumluluğunda yürütülmektedir.

Geleneksel Türk İslam Sanatlarını sevdirmek yaşatmak için birçok gönüllü eğitmen ve kursiyer el ele vermiştir.

Hekimoğlu Ali Paşa Camii

Hekimoğlu Alipaşa Camii, etrafını kuşatan kütüphane, türbe, sebil, çeşme ve zaviyesi ile beraber Klasik Osmanlı mimarisinin son eseridir. Ali Paşa Külliyesi yalnız mimari yönüyle değil, güzel sanatlar tarihi bakımından da önemlidir. Külliyenin kapı üstlerindeki manzumeler, çoğu Nedim’in çağdaşı olan Vehbi, Şair Hıfzi, Şair Nevres, Ref’ı Mehmet, Şair Münif, Ragıp Mehmet Paşa ve Şeyhülislam İshak Efendi’ye aittir. Yazılarını büyük hattatlar yazmıştır.

Hangi dallarda Kurs verilmektedir?

Hüsn-i Hat, Tezhip, Minyatür, Ebru, Ney, Tanbur, Kemençe ile birlikte aynı zamanda Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsça dersleri verilmektedir.

Camiinin eski imamı Hattat Hüseyin Kutlu Hoca idealist bir imam olması hasebiyle ibadet yeri olan Hekimoğlu Ali Paşa camiinin kütüphanesini bir ilim ve sanat yuvasına çeviren önder kişi aslında. Senelerce kütüphanede Hat kursu vermiş. Birçok öğrenci yetiştirmiş.

Diğer Hocalara gelince;

Tezhip’te Ali Rıza Özcan, Şehnaz Özcan

Minyatür; Orhan Dağlı

Musiki; Ahmet Şahin

Ve daha birçok muhterem ve fedakâr Hoca bu mekânda emek vermektedir.

Hizmetleri sadece kurslardan ibaret kalmamaktadır. Sözkonusu sanat dallarında albümler, ansiklopediler ve CD arşivi de mevcuttur. Ayrıca Kütüphanede, sanatçılar ve ilim adamlarının konuşmacı olarak katıldığı seminerler ve kursiyelerin eserlerinden oluşan sergiler de yapılmaktadır.

Kütüphane bünyesinde yapılan faaliyetler web sayfasında takip edenler için paylaşılmaktadır.

Hekimoğlu Ali Paşa kimdir?

Hekimoğlu Ali Paşa 1689–1758 yılları arasında yaşamıştır. II. Mustafa ve III. Ahmet zamanında hekimbaşılık yapmış Giritli Rumlardan muhtedi Nuh Efendi’nin oğludur. Babasının mesleğinden dolayı Ali Paşa’ya Hekimoğlu denmiştir.

Ali Paşa iyi bir muhit içinde güzel terbiye görmüştür. I.Mahmut döneminde iki, III. Osman döneminde bir defa sadrazam olmuştur. Hekimoğlu Ali paşa, siyasi hayatı gereği imparatorluğun her köşesini dolaşmıştır. İstanbul’daki meşhur külliyeden başka çeşmeler, suyolları, su terazileri, camii, tekke inşa ettirmiş ve bazı mescitlere minber koydurtmuştur. Hekimoğlu Alipaşa Camiini ise I.Mahmut’un dördüncü saltanat yılına rastlayan ilk sadrazamlığı zamanında 1734 yılında yaptırmıştır.

Alvarlı Efe Hazretleri Vakfı

Bu hizmetlerin bize ulaşmasını sağlayan Alvarlı Efe Hazretleri Vakfı, yaşadığı topluma hizmet etmeyi kendisi için sorumluluk bilen, insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir vakıftır. Erzurum ve Konya’da şubeleri bulunan vakfımızın; ilmi, kültürel, sanat ve sosyal alanda çeşitli faaliyetleri bulunmaktadır. Vakıf, Konya’da ‘Destegül Güzel Sanatlar Merkezi’çatısı altında, İstanbul’da ise ‘Uygulamalı Türk-İslam Sanatları Kütüphanesi’bünyesinde yürütülmektedir. Uygulamalı Türk İslam Sanatları Kütüphanesi’nin hazırlanmakta olan katalogu için Son Söz bölümü hazırlanmış. Bunu da sizinle paylaşmak istedik.

Son Söz

Gelin bundan iki buçuk asır öncesine uzanan bir yolculuğa çıkalım hep beraber… Kütüphanemizin öyküsünü bir de kendisinden dinleyelim.

Bu satırları okuyanların görmesi mümkün olmayacak kadar eski bir zaman idi. Bundan tam 266 yıl önce… Taşların omuz omuza vermesiyle beni asırlarca üzerinde taşıyacak olan duvarlarım inşa ediliyordu. Mimarbaşı Kayserili Ömer Ağa:’Seni tac eyledim bu külliyeye Layık olduğun yer burasıdır. Yükseklerden seyreyle alemi’demişti. Beni tonozlu ana giriş kapısının üzerine yerleştirmişti. Çünkü külliyenin ilim olacak idim. İlmin, irfanın en yüce mertebe olduğunu ifade etmek için buradaydım. Kapıdan her giren başını kaldırınca beni görür ve saygıyla beni selamlardı. Başka bir ifade ile ilmin önünde baş eğerdi. Kuran-ı Kerim’de kalem üzerine yemin ediliyordu. Bu yüce kitabın muhatapları kalemin yazdıkları önünde baş eğiyordu. Bana ruh veren, beni daima ayakta tutan bu duygular idi. Benim konuklarım hep ilim sevdalıları olurdu. Şairlerin gönle ferahlık veren aşk dolu, mana yüklü beyitleri, benim derun-i sinemde okunurdu.

İlim sohbetleri yapılır, divanlar yazılır, meseleler burada müzakere edilirdi.

Çevremdekiler bana gösterilen hürmete imrenerek bakarlardı. Beş vakit ezan sesinin yükseldiği cami tam karşımda durur, ihtişamı ile herkesi büyülerdi. Külliyenin zarif teşrifatçısı sebil nazenin bir genç kız edası ile ikramda bulunurdu konuklarına… Onun elinden suya kananlar, şerbetinin tadına varanlar bu zerafete hayran olurdu. O sırmalı giysileri içinde her daim misafirlerini karşılar, ikramda kusur etmezdi. Bulunduğum yerden bu manzarayı izler, ben de ona şairlerin şiirlerini, erbab-ı musikinin hoş sadalarını dinletirdim.

Günlerimin her zaman böyle güzel geçmeyeceğini bir zaman sonra anladım. Beni şenlendiren ve kendilerini ağırlamaktan zevk aldığım o insanlar artık yoktu. O günler çok gerilerde kalmıştı.

Uygulamalı Türk İslâm Sanatları Kütüphanesi

Hekimoğlu Ali Paşa Külliyesi Kütüphanesi

Koca Mustafa Paşa/Fatih/İstanbul

Tel.(212)585 53 54 - 530 48 85

www.turkislamsanatlari.com

www.efehazretleri.org.tr

16.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  İBADET VE SANATIN BULUŞTUĞU MEKÂN


 Son Dakika Haberleri