Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Risale-i Nur dâvâsı AİHM'e gidiyor

Moskova Kent Mahkemesi (Mosgorsud) Said Nursi'nin 14 cilt halinde Rusçaya çevrilen toplu eserlerinin yasaklanmasıyla ilgili kararı onayladı. Mahkeme sürecine katılan Rusya Müftülüğü temsilcisi Zufar Şarifov karardan sonra yaptığı açıklamada, mahkemenin bu kararla Rusya Müslümanlarının dinî işlerine müdahale ettiğini söyledi.

Rusya'nın Asya Bölgesi Müslümanları ruhanî lideri Nafigullah Aşirov da kararın "yüzde 100 siyasî sipariş üzerine" alındığını belirterek, "Bu karar bekleniyordu. Hakimler kendi kanaatlerine göre karar alabilselerdi bu kitaplar yasaklanmazdı" dedi. Rus avukat Sergey Siçov ise dâvâyı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götüreceklerini söyledi.

20.09.2007


 

Soruları cevapsız bıraktı

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in, 21 Ekim referandumu yapılıncaya kadar anayasa çalışmalarına ara verilmesini isteyen ve türban yasağının kaldırılamayacağını savunan bildiriyi okumasından ve rektörlerce alkışlanmasından sonra, gazetecilerin bilhassa başörtüsü yasağını sorgulayan sualleri karşısında bunaldığı ve soruların çoğunu cevapsız bıraktığı görüldü. Rektörlerin çıkışı, anayasa ve başörtüsü bahanesiyle yeni bir gerilim çıkarma çabasının ifadesi olarak yorumlandı.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, AKP’nin hazırlattığı anayasa değişliği taslağının katılımcı demokratik yollara başvurularak tamamlanacağı vaatlerinin inandırıcılıktan uzak olduğunu savunarak, ‘’Anayasa değişikliği girişimine bir an önce ara verilerek, 21 Ekim 2007 günü yapılacak olan halk oylaması ve devamında öngörülen 11. cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili hukuki belirsizliğin de açıklığa kavuşturulmasından sonra siyasi partilerin katılımıyla yeni bir sürecin başlatılması isabetli olacaktır’’ dedi.

Rektörler Komitesi, Teziç’in başkanlığında YÖK binasında toplandı. Teziç, toplantının ardından, hazırlanan açıklamayı düzenlenen basın toplantısında okudu.

Teziç, üniversitelerde devam eden başörtüsü yasağının mevcut şartlarda kaldırılamayacağını savunarak şöyle devam etti: ‘’Bilindiği gibi yükseköğretim kurumlarında uygulanmakta olan türban yasağı, yüksek mahkemelerin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarıyla oluşan bir hukuki durumdur. Bu hukuki durum ortaya çıkarken, Türk yüksek mahkemelerinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Atatürk ilke ve devrimleriyle oluşturduğu laik tanımı ve yorumu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Avrupa norm ve değerleriyle de uyumlu bulunmuştur. Bu nedenle Rektörler Komitesi Anayasa’da kılık kıyafet serbestliğini öngörecek bir düzenleme yapılmasının hukuken mümkün olamayacağını bir kez daha kamuoyuna hatırlatmak sorumluluğunu duymaktadır.’’

/ ANKARA

20.09.2007


 

Hatipoğlu: Yine aynı seremoni

Rektörlerin toplantısını eleştiren Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, “YÖK Başkanı öteden beri, Türkiye’de gerginlik oluşturulacağı zaman rektörleri hazır kuvvet çağırıyor, yazdığı metni okuyor ve onlara alkışlatıyor. Benzer bir seremoni yine düzenlendi” dedi. Hatipoğlu, “Amaç örtülü olarak 1982 darbe anayasasını savunmak. Bu eylemin kendi iradeleriyle olduğuna inanmıyorum. Bunlar öteden beri, herkesin bildiği güçler tarafından kullanılıyorlar. Bu durum rektörlere yakışmıyor” diye konuştu.

Taslak anayasada YÖK ile ilgili önemli düzenlemeler yer alıyor. Buna göre YÖK’ün yetkileri koordinasyon ve planlama ile sınırlandırılacak, rektörler YÖK ve Köşk sürecine tabi tutulmadan üniversitelerde seçimle belirlenecek. Bir de üniversiteye giriş konusunda başörtüsü yasağının aşılması yönünde kesinleşmeyen çalışmalar var. Bütün bunlar rektörleri hareketlendirdi. Tüm Öğretim Üyeleri Derneği eski Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu’na rektörlerin hareketini sorduk.

Yeni Asya’ya konuşan Tüm Öğretim Üyeleri Derneği eski Başkanı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, YÖK’ün geçmişte olduğu gibi yine gerilim peşinde olduğu ifade etti. İşte sorularımız ve Hatipoğlu’nun cevapları.

*Rektörler komitesinin olağanüstü toplanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir kere rektörler komitesi diye bir kurul yok. Olsa olsa buna YÖK rektörler toplantısı denebilir.

*Toplanmalarını gerektiren bir durum var mı?

Şu anda bir gereği yok. Ama YÖK Başkanı öteden beri, Türkiye’de gerginlik oluşturulacağı zaman rektörleri hazır kuvvet çağırıyor, yazdığı metni okuyor ve onlara alkışlatıyor. Benzer bir seramoni yine düzenlendi.

*Rektörlere yine mi ihtiyaç duyuldu?

Tahmin ediyorum rektörler, yine başka bir yerlerden alınan talimat doğrultusunda hazır bir metni alkışlayacak. Benim en çok merak ettiğim artık bu rektörler ne zaman kendilerine gelip de YÖK başkanının esiri gibi davranmadıklarını gösterecek. Ama keşke bu rektörler bir araya gelmişken “biz anayasa çalışmalarına katkıda bulunmak istiyoruz” deseler başımın üstünde yerleri var. Herkes, her kurum böyle bir talepte bulunabilir.

*Toplantının asıl amacı ne olabilir?

Buradaki amaç örtülü olarak 1982 darbe anayasasını savunmak. Demokratik bir biçimde hazırlanması düşünülen yeni anayasaya karşı çıkmak. Olay bu. Ki bu bilim adamlığına çok aykırı düşen bir olay.

*Rektörlerin özellikle başörtüsü denince neden tüyleri diken diken oluyor? Anayasada başka bir sıkıntı yok mu?

Maalesef yıllardır enerjimizi başörtüsü yasağı tartışmalarına harcadık. Bunların başında rektörler geliyor. Ben onların bu düşüncesinin ya da düşünecekleri eylemin kendi iradeleriyle olduğuna inanmıyorum. Bunlar öteden beri, herkesin bildiği güçler tarafından bir nevi kullanılıyorlar. Onların dediklerini yapma yönünde hareket ediyorlar. Üniversite rektörlerine açıkçası yakışmıyor.

*Darbe günlüklerindeki gibi mi?

Evet. Bunların beklentisi yeni bir darbe olması. Arkasından YÖK’ün yine bu haliyle devam etmesi ve kendilerinin de rektör olarak kalmasıdır. Yoksa kafalarının içinde ne türban ne şu-bu yoktur. Kafalarında olan oligarşik yapının, YÖK sisteminin devam etmesidir. Ve kendilerinin yeniden rektör atanması hatta mümkünse en fazla iki yıl seçilme sınırlamasını da kaldırıp ömür boyu üniversitenin başında kalmaktır.

*Taslak Anayasaya göre YÖK sistemi de değişecek…

Değişecek. Korkuları bu. Biliyorlar ki değişiklik olursa yeniden atanmayacaklar. Öyle varsayıyorlar.

ANKARA / Kemal BENEK

20.09.2007


 

YÖK tamamen kaldırılmalı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Sekreteri Yalçın Topçu, hükümetin Yükseköğretim Kurulu’nu (YÖK) mevcut taslakta yalnızca koordinasyon ve planlama göreviyle sınırlı tuttuğunu belirterek, bu kurumun ‘’tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini’’ savundu.

Topçu, yaptığı yazılı açıklamada, bazı rektörlerin ‘’üniversitelerde türbana serbestlik verilmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceklerini’’ açıkladıklarını belirterek, buna tepki gösterdi. ‘’Kamu otoritesinin hep kendi kontrollerinde olduğunu düşünen zihniyetlerin toplum mühendisliğine soyunmak yerine neden dünyada ilk 500 üniversite arasında Türk üniversitelerinin bulunmadığını sorgulamaları gerektiğini’’ ifade eden Topçu, şöyle devam etti: ‘’Cumhuriyet Türkiyesi’nin sağa sola çatan, çatacak muhit bulamadığında kendi arasında çatışan dokunulmaz bazı kurumları, Demokles’in Kılıcı görevini üstlenip, muhataplarının beyinlerinde boza pişirip diken üstünde oturtmaktadır. Gündemden düşmeyen YÖK ve kurum kaynaklı sorunlar, 27 yıldan beri bu milletin ilgili kişi ve kurumlarının tepesinde Demokles’in Kılıcı gibi asılı durmaktadır. Sürekli şikayetçi oldukları ve cunta anayasası olarak niteledikleri anayasayı değiştirme fırsatını bulan hükümet, mevcut taslakta yalnızca koordinasyon ve planlama görevi ile sınırlı tuttuğu YÖK kurumunu tamamen ortadan kaldırmalıdır. Üniversitelere mali özerklik verilmelidir.’’

/ ANKARA

20.09.2007


 

Darbe günlüğü hükümetin elinde

Kapatılan Nokta dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün avukatı Ümit Kardaş, ‘Darbe Günlükleri’yle ilgili dâvânın ilk duruşmasında, “hükümetin elinde olduğu anlaşılan günlüklerin Başbakanlıktan istenmesini” talep etti. Kardaş ayrıca, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün şahit olarak dinlenmesini istedi.

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen darbe günlükleri ile ilgili haberi yayınlaması nedeniyle Nokta Dergisi eski Genel Yayın Müdürü Alper Görmüş hakkında açılan davanın görülmesine başlandı. Dün görülen ilk duruşmanın ardından dava, ertelendi.

Kapatılan Nokta Dergisi eski Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş hakkında, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen darbe günlüklerini yayınlaması nedeniyle açılan davanın görülmesine bugün Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Davaya, Alper Görmüş, mesai arkadaşları, avukatları ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in avukatı Dinçer Eskiyerli katıldı.

Mahkeme heyeti, askeri savcılığın derbe iddiaları ile ilgili Genelkurmay’a gönderdiği belgeler hakkında yaptığı çalışmaların ve darbe günlüklerinin bir kopyasının da Başbakanlık’ta olduğu iddiasının araştırılması için duruşmayı erteledi.

Duruşma sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Alper Görmüş, yaptığı haber ile Silahlı Kuvvetler’e hakaret ettiği ve iftirada bulunduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Tamamı 3 bin sayfadan oluştuğu iddia edilen darbe günlüklerinden çok küçük bir kısmını yayınlandığını belirten Görmüş, “Kötü bir niyetim olsaydı, özel ve kişisel nitelikli, siyasal bağlantılı başkaca bölümlere de yer verirdim. Ama vermedik.” şeklinde konuştu.

Kapatılan Nokta Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş, hakkında açılan ‘Darbe Günlükleri’yle ilgili davanın ilk duruşması Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya sanık olarak katılan Alper Görmüş, mahkemeden, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün tanık olarak dinlenmesini talep etti.

/ İSTANBUL

20.09.2007


 

Erdoğan: Başörtüsü yasağı sivil anayasa ile çözülmeli

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sivil anayasa çerçevesinde üniversitelerdeki başörtü yasağının kalkması gerektiğini söyledi. Erdoğan, başörtüsüne yöneliğin önceleri olmadığını daha sonra ortaya çıktığını hatırlatarak, “Bu yeni bir süreç değil” şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, İngiliz The Financial Times gazetesine yeni anayasadaki başörtüsüne ilişkin tartışmalarla ilgili özel açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, Türkiye’deki demokrasi ve laik temeli güçlendirecek yeni anayasa çerçevesinde “başörtü sorununun” çözülmesi gerektiğini vurguladı. Başbakan Erdoğan, başörtüsü yüzünden bazı kızların üniversiteye gidememesinin adil olmadığını da belirtti. Erdoğan, “Kızların ne giydiğine göre yüksek eğitim hakkı engellenemez. Batılı toplumlarda böyle bir sıkıntı yok. Ama Türkiye’de var. Politikada insanların, ilk görevinin bu sorunu çözmek olduğuna inanıyorum.” şeklinde konuştu. Başörtülü kızların daha önce yüksek öğrenim görebildiğini belirten Erdoğan, “Yeni bir süreci başlatmaya çalışmıyoruz” vurgusunda bulundu.

/ LONDRA

20.09.2007


 

Rahip: Ramazan bizi birbirimize bağlıyor

Edirne Sveti Georgi Kilisesi rahibi Aleksandır Çıkırık, Edirne’nin dinler arası sevgi ve hoşgörünün yaşandığı kentler arasında olduğunu belirterek hoşgörünün Ramazan ayı dolayısıyla daha da fazla yaşandığını ifade etti.Çıkırık, Edirne’de, ramazan ayının tüm dinler için güzel yaşandığını belirtti.

Edirne’de camiyi gezenlerin kiliseye, kiliseyi gezenlerin camileri de gezerek dinlerarası hoşgörü ve sevginin boyutunu gösterdiğini anlatan Çıkırık, şunları kaydetti:

‘’Edirne, dinlerarası sevgi ve hoşgörünün yaşandığı güzel kentlerden birisi. Toplumun büyük bir kısmının Müslüman olduğu şehirde ve kilisenin bulunduğu Kıyık semtinde herkes birbirinin inancına saygılıdır. Bu hoşgörü Ramazan’da daha da artarak doruğa ulaşıyor.’’

Çıkırık, son yıllarda artan inanç turizmiyle Edirne’deki camileri ziyarete gelen Müslümanların birçoğunun kiliselerini de ziyaret ettiklerini belirterek, ‘’İnanç turizmiyle Edirne’ye gelenler kilisemizi de ziyaret ediyorlar. Bulgaristan’dan, Yunanistan’dan kilisemize ibadete gelenler de Edirne’deki cami ve kutsal yapıları ziyaret ediyorlar. Bu dinler arasındaki diyalog ve dostluk, hoşgörü bağlarının güçlenmesinin gösterisidir.’’

/ EDİRNE

20.09.2007


 

Fakirin Ramazan sofrası

Dar gelirliler Ramazan sofralarını kilo fiyatı 13 YTL civarında olan dana eti yerine kilosu 3-5 YTL olan dana kuyruğu, 8 YTL olan dana ciğeri yerine 3 YTL’lik tavuk ciğeri, 12 YTL’lik kıyma yerine tavuk eti ve sakatat karıştırılmış 5 YTL’lik kıyma ile süslüyor.

Ramazan ayına girmeden önce bakliyat, et ve süt ürünleri ile meyve-sebzeye yapılan zamlar, en fazla dar gelirlileri etkiledi.

Dar gelirliler, bu zamların da etkisiyle Ramazan sofralarını daha ucuz ürünlerle süslemeye çalışırken, Konya’da kadınlar pazarı ve civarında et ve süt ürünleri ile yumurta gibi ürünlerin en ucuzunu alıyor.

Ramazan ayında sofrasını etle süslemek isteyen dar gelirliler, kilosu 13 YTL civarında olan dana eti yerine, üzerindeki etine göre fiyatı farklılık gösteren daha kuyruğunun (zıpkın) kilosunu 3-5 YTL’ye alıyor.

Kilosu 8 YTL olan dana cireği ya da 8.5 YTL olan kuzu ciğeri yerine daha ucuz olan 3 YTL’lik tavuk ciğerini tercih eden yoksul aileler, kilosu 12 YTL’ye dana kıyma almaktansa sakatat, tavuk ve koyun etinden oluşan kilogram fiyatı 5 YTL olan kıymayı evine götürebiliyor.

TAKIM CİĞER DAHA UCUZ OLUYOR

Bazı aileler ise akciğer, karaciğer, dalak ve yüreğin bir arada bulunduğu ‘’takım ciğer’’ olarak bilinen bütün parçayı tanesini 6 YTL’den alıp her bölümünü farklı şekilde değerlendirebiliyor. Ramazan ayında talep görün ürünlerden olan kelle tanesi 1,5-3,5 YTL arasında, paça ise tanesi 40 YKr’den alıcı buluyor.

Pazarlarda tanınmayan markaların üretimleri olan tavuklar da oldukça ucuza satılıyor. Dar gelirli ailelerin talep gösterdiği bu tavuklar kilosu 2,5 YTL’den satılırken, çorbalık küçük parçaları ise 1,25 YTL’den alıcı buluyor.

Sucuğun kilosunun 5 YTL’ye satıldığı ucuzluk pazarlarında birçok aile, böreklik ya da kahvaltılık için kilosu 12 YTL civarında olan tulum peyniri yerine, yine tulum peyniri adı altında açıkta satılan peyniri imkanları nedeniyle 3,5 YTL’ye alıyor.

Beyaz peynir fiyatlarının 8 YTL’ye kadar çıktığı bu dönemde, tenekelerin dibinde kalan kırık olarak tabir edilen küçük parçalardan oluşan beyaz peynirler kilosu 2,75 , kırık kaşarlar ise 6 YTL’den satılıyor.

Gıda Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ramazan Çelebi, açıkta satılan gıdaların sağlık açısından tehlike saçtığını, bu yüzden bu tür gıdalara itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.

Özellikle et ve süt ürünlerinde ucuza satılan gıdaların içeriğinin hiç de iç acıcı olmadığını belirten Çelebi, et ve süt ürünlerinin diğer gıdalara göre sağlık açısından daha ciddi riskler oluşturabileceğini sözlerine ekledi.

/ KONYA

20.09.2007


 

Gül: Herkes farklılıkları hazmedecek

Türkiye’nin en öncelikli projesinin AB üyeliği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Türkiye’de herkes farklılıkları hazmedecek. Herkes birbirinin farklılığına saygı göstermek zorunda, beraber yaşamak bu zaten” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘’AB’ye katılım müzakeresi noktasına gelen Türkiye’de hala korku duyuluyorsa ondan şüphe etmeye başlarım’’ dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Talat, Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül onuruna akşam yemeği ve resepsiyon verdi. Resepsiyonda gazetecilerin sorularını cevaplayan Abdullah Gül, Türkiye’nin başta AB üyeliği olmak üzere önemli projeleri bulunduğunu belirterek, bu konuların çözümü ve Türkiye’nin enerjisini pozitif yönde kullanması için görev yürüteceğini kaydetti.

Gül, bir gazetecinin ‘’Büyük meseleler diyorsunuz ama sanki sürekli sizden ve Hükümet’ten garanti ister gibi yorumlar var. Hatta darbe yorumları var...’’ sözlerine ‘’Onlara açıkçası pirim vermem. Türkiye’ye büyük haksızlıktır’’ karşılığını verdi.

Türkiye’nin en öncelikli projesinin AB üyeliği olduğunu yineleyen Gül, ‘’Türkiye’yi AB yapısı içine koyduktan sonra, AB üyesi ülkede bu tür kaygılar olacaksa, bunu başka şekilde izah etmek gerekir... Ben, Türkiye’nin ufkunu, gittiği yeri söylüyorum. Türkiye’de herkes farklılıkları hazmedecek. Herkes birbirinin farklılığına saygı göstermek zorunda, beraber yaşamak bu zaten’’ diye konuştu.

Gül, ‘’Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı’nın yetkileri kısıtlanacak gibi gözüküyor. Söylediklerinizle, bu çelişmiyor mu?’’ şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:

‘’Hayır. Birisini tayin etmek, birisini bir yere koymak... Cumhurbaşkanı’nın en önemli faaliyetlerini bunlar olarak görürseniz, o profesörü mü, bunu mu rektör yapacak diye bakarsanız, Cumhurbaşkanlığı makamının görevini daraltmış oluruz, vizyon noksanlığı budur. Büyük meselelerle uğraşabilecek, enerjisini buna koyabilecek bir tarz ortaya koyarsanız, Türkiye’ye en büyük katkı burada olur.’’

DENKTAŞ İLE GÖRÜŞTÜ

Cumhurbaşkanı Gül, KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile görüştü. Denktaş, Cumhurbaşkanı Gül’ü Lefkoşa’daki çalışma ofisinin girişinde karşıladı. Denktaş ve Gül, ofise kol kola girdiler. Yaklaşık yarım saat süren görüşmenin başında basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi.

BOĞAZ ŞEHİTLİĞİ’Nİ ZİYARET ETTİ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC’de Boğaz Şehitliği’ni ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Gül, Şehitlik Anıtı’na, üzerinde ‘’Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’’ yazan çelenk bıraktı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı eşliğinde Türk ve KKTC bayrakları göndere çekildi. Cumhurbaşkanı Gül, Şehitlik Özel Defteri’ni de imzaladı. Gül, deftere şunları yazdı:’’Aziz şehitlerimiz. Kahraman Kıbrıs Türk halkının kutsal davası uğruna canınızı korkusuzca feda ederek, mukaddes şehadet mertebesine eriştiniz. Kıbrıs Türkü’nün bağımsız olarak yaşayabilmesi için yaptığınız fedakarlıklar asla unutulmayacak, daima minnet ve şükranla anılacaktır. Manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz. Ruhlarınız şad olsun.’’

Boğaz Şehitliği’nde 18’i subay, 14’ü astsubay olmak üzere toplam 326 şehit mezarı bulunuyor. GÜL-TALAT ORTAK BASIN TOPLANTISI Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘’Kıbrıs’a ve Güney Kıbrıs’a barış getirdiğini’’ kaydederek, ‘’Türk Silahlı Kuvvetleri Ada’da barışın sembolüdür. Bunun ötesinde herhangi bir niyetimiz yoktur’’ dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile düzenlenen ortak basın toplantısının ardından soruları cevaplayan Gül, barışçı çabalarının dünyadan gerekli destek alıp almadığı yönündeki soru üzerine Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’nin barışçıl duygularını ispatladığını söyledi. Bu durumu artık dünyanın bildiğini ifade eden Gül şunları kaydetti: “Bu bize çok büyük kazanımlar getirdi ama hala yapılması gerekenler var, verilen sözler tutulmalı. KKTC ve Türkiye’nin bu yöndeki beklentisi devam etmektedir. Önümüzdeki pürüzler kaldırılırsa Doğu Akdeniz’deki işbirliği potansiyeli gerçekleştirilebilir. Bu da kapsamlı çözümden geçmektedir.’’ Gül, ‘’Türk Silahlı Kuvvetleri Ada’ya geldiğinde o gün Ada’da neler olduğu hatırlanırsa, bugünkü Cumhurbaşkanı (Papadopulos) bile Ada’dan kaçmak durumunda kalmıştı’’ dedi. Papadopulos’un sözlerinin ‘’yersiz suçlamalar’’ olduğunu ifade eden Gül, ‘’Türk Silahlı Kuvvetleri Ada’da barışın sembolüdür. Bunun ötesinde herhangi bir niyetimiz yoktur’’ diye konuştu.

/ LEFKOŞA

20.09.2007


 

Büyükelçi Ertay: Türkiye için nükleer enerji önemli bir seçenek

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) genel kurul toplantısında konuşan Türkiye heyeti başkanı Büyükelçi Ahmet Ertay, ‘’Türkiye’nin enerji politikasını oluştururken nükleer enerjiyi önemli bir seçenek olarak gördüğünü’’ söyledi.

Konuşmasında küresel enerji talebinin hızla arttığına ve bu anlamda petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki belirsizlikle sera gazı salımındaki artışa işaret eden Ertay, son dönemde tüm dünyada nükleer enerjiye yönelişin ortaya çıktığını belirtti.

Türkiye’nin de enerji politikasını oluştururken ‘’Nükleer enerjiyi önemli bir seçenek olarak gördüğünü’’ ifade eden Ertay, ‘’Türkiye’nin şu anda nükleer santral kurulmasıyla ilgili hazırlık çalışmalarını UAEK ile işbirliği içinde sürdürdüğünü’’ kaydetti. Ertay, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasının (NPT) bu alandaki önemli bir temel taşı olduğunu ifade ederek, ‘’Türkiye’nin NPT ve UAEK’nın kapsamlı güvence denetimleri anlaşmasıyla ek protokolü çerçevesindeki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini’’ bildirdi.

Ertay konuşmasında, Türkiye’nin UAEK’nın norm ve standartlarını önemli referans belgeleri olarak gördüğünü söyledi. Türkiye heyeti başkanı Büyükelçi Ertay, konuşmasında, genel kurulda üyelikleri onaylanan Bahreyn, Kongo, Nepal, Burundi ve Cape Verde’yi de kutladığını söyledi.

/ VİYANA

20.09.2007


 

Burns: Bizim için PKK terörist bir örgüttür

ABD Dışişleri Bakanlığının siyasi işlerden sorumlu müsteşarı Nicholas Burns, Türk halkıyla beraber olduklarını, terör örgütü PKK’ya karşı Türk Hükümetini desteklediklerini belirterek, ‘’Bizim için PKK terörist bir örgüttür. PKK’ya destek vermiyoruz’’ dedi.

Burns, Fener Rum Patrikhanesini ziyaretinin ardından beraberindeki heyetle birlikte Süleymaniye Camiini ziyaret etti. Cami çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplayan Burns, şunları söyledi:’’Türk halkıyla beraberiz, PKK’ya karşı Türk Hükümetini destekliyoruz. Bizim için PKK terörist bir örgüttür. PKK’ya destek vermiyoruz. Biz, Türk halkını ve Türk Hükümetini destekliyoruz. Yarın Türk yetkililerle yapacağım görüşmelerde de Türkiye’yi yüzde yüz desteklediğimiz mesajını vereceğim. Çünkü biz, Türkiye’nin barış içinde olmasını istiyoruz. Masum Türklere ve Türk askerlerine karşı yapılan tüm saldırıların sona erdiğini görmek istiyoruz.’’

Burns, Türkiye’nin AB üyeliğine nasıl baktıklarıyla ilgili soruya karşılık da ‘’Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini destekliyoruz. AB’nin de Türkiye’nin üyeliğini kabul etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu hem AB, hem de Türk halkı için iyi olacak’’ dedi.

/ İSTANBUL

20.09.2007


 

Karakola terörist saldırısı

Terör örgütü PKK üyesi bir grup, Bitlis merkeze bağlı Çeltikli Jandarma Karakol Komutanlığı’na uzun menzilli silahlarla saldırdı. Saldırıda 1 askerin şehit olduğu, 1 askerin yaralandığı bildirildi.

Alınan bilgiye göre, PKK’lı teröristler gece saatlerde Bitlis merkeze bağlı Çeltikli Jandarma Karakolu’na uzun menzilli silahlarla ateş açtı. Saldırıda Jandarma Er Erkut Babacan (21) şehit oldu, Jandarma Er Mustafa Şahin yaralandı. Şahin, Tatvan Askeri Hastanesi’nde tedavi altına alındı.

Saldırıdan sonra Çeltikli mevkisinden kaçan teröristlerin yakalanması için bölgede operasyon başlatıldığı kaydedildi. Öte yandan, şehit olan Erkut Babacan’ın cenazesinin, Tatvan Askeri Hastanesi’nde düzenlenentörenin ardından uçakla Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesine gönderildi. Bu arada Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde de PKK’lı teröristlerin, bir köylüyü vatandaşı öldürdükten sonra aracını ateşe verdiği iddia edildi. İddiaya göre, Şemdinli’den Aktütün köyüne gitmekte olan İsmail Özkan yönetimindeki 30 HA 340 plakalı kamyonet, akşam saatlerinde bir grup terörist tarafından durduruldu.

Özkan’ı aracından indirdikten sonra silahla öldüren teröristler, aracı da ateşe vererek kaçtı. Silah sesleri üzerine olay yerine gelen vatandaşlar, durumu güvenlik güçlerine bildirdi.

/ BİTLİS

20.09.2007


 

New York Times: Irak'ta PKK'ya karşı askerî seçenek açık

ABD’nin önemli gazetelerinden New York Times (NYT), Türkiye’nin kuzey Irak sınırı bölgesinden içeri girerek burada yerleşen terör örgütü PKK’ya karşı askeri harekat yapma olasılığını yok saymadığı görüşünü savundu.

NYT’in Türkiye muhabiri tarafından yazılan ve gazetenin internet sayfasında yayınlanan haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye-Irak sınır bölgesinde yerleştiğini söylediği terör örgütü PKK’ya karşı askeri seçeneği açık tuttuğunu yazdı. Haberde, Başbakan Erdoğan’ın, BM Genel Kurul toplantılarına katılacağı ve burada ABD Başkanı George W. Bush’la da görüşeceği ABD ziyareti öncesinde Ankara’da yabancı gazetecilerle bir araya geldiği belirtildi.

Gazete Başbakan Erdoğan’ın Irak’ın kuzey bölgesinde durumun görece sakin olmasına karşın Türkiye’nin PKK terörüyle mücadelede tüm seçenekleri açık bıraktığını söylediğini yazdı. Haberde Erdoğan’ın ‘’Hiçbir ülke sürekli terör tehdidi altında yaşamaya devam edemez. Türkiye’nin (terörle) mücadelesi, ABD’nin, İspanya’nın ya da İngiltere’nin (terörle) mücadelesiyle aynı meşruluğa sahiptir ‘’ sözlerine yer verildi. Gazete, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘’Biz ABD’nin talebi doğrultusunda Afganistan’da terörizmle ortak mücadelede üzerimize düşeni yaptık. Şimdi ABD’den de aynı tutumu bekliyoruz. ABD, Irak ve Türkiye’nin kuzey Irak’ta yerleşen terör örgütüne karşı birlikte görev yapmasını bekliyoruz’’ sözlerine de dikkat çekti.

/ NEW YORK

20.09.2007


 

Vatandaş izin vermedi proje iptal edilecek

Ankara’nın Haymana ilçesinde İl Özel İdaresince yaptırılan sulama göletinin kanallarının arazilerinden geçmesine bazı vatandaşların izin vermemesi sebebiyle projenin sulama bölümünün iptal edilme durumuna geldiği bildirildi.

Haymana Kaymakamı Süleyman Erdoğan, İl Özel İdaresi Alt Yapı Hizmetleri Daire Başkanlığınca yaptırılan sulama göletinin, gölet kısmının bitme aşamasına geldiğini belirterek ‘’Ancak sulama bölümü iptal noktasına geldi. Çünkü bazı vatandaşlar, ‘Kamulaştırma yapılmadan kanal kazdırmayız’ diyorlar. Böyle olunca da proje maliyeti çok fazla artıyor. Bu şartlarda sulama bölümü iptal olabilir’’ dedi.

/ HAYMANA

20.09.2007


 

Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hayata geçiyor

Ulaştırma Bakanlığı, Avrupa’dan Çin’e demir yoluyla kesintisiz ulaşım imkanı sağlayacak Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’ni hayata geçiriyor. Hattın Türkiye bölümündeki kısmın alt ve üst yapısının ihalesi, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda firmanın katılımıyla bugün gerçekleştirilecek.

Tarihi İpek Yolu’nu ‘’Demir İpek Yolu’’na dönüştürecek proje, 3 etaptan oluşuyor. Türkiye, yatırım programında 380 milyon YTL ödenek ayrılan 76 kilometrelik hattın yapımını gerçekleştirecek. Gürcistan ise Türkiye sınırından Ahılkelek’e kadar olan 29 kilometrelik hattı yapacak ve ayrıca Ahılkelek’ten Tiflis yakınlarına uzanan mevcut hattın rehabilitasyonunu tamamlayacak. Gürcistan kesimindeki işlerin ihaleye çıkarılması için hazırlıkların sürdüğü ifade edildi. Gürcistan’daki yapım çalışmalarının bedelini Azerbaycan karşılayacak.

Türkiye’nin yapımını gerçekleştireceği 76 kilometrelik bölüm çift altyapıya uygun, tek üst yapılı olarak inşa edilecek. Hattın kapasitesine göre, ilerleyen yıllarda üst yapının çift hatta dönüştürülebileceği belirtildi. Ulaştırma Bakanlığı, açılan alt ve üst yapı ihalesinde teklifleri bugün alacak. 50’nin üzerinde yerli ve yabancı firmanın şartname satın alırken, ihaleye 10’dan fazla ortak girişimin teklif vermesi bekleniyor. İhalenin ardından, değerlendirmelerin yaklaşık 2 ay içinde tamamlanması öngörülüyor. Kazanan firmanın belirlenmesinden sonra yer teslimi yapılacak.

PROJE, 2010 YILINDA TAMAMLANACAK

Projenin tümünün 2010 yılında tamamlanması hedefleniyor. Diğer taraftan İstanbul Boğazı’nda sürdürülen Marmaray Projesi’nin de tamamlanmasına paralel olarak Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi hayata geçirildiğinde Avrupa’dan Çin’e demir yoluyla kesintisiz yük taşımak mümkün hale gelecek. Böylece Avrupa ile Orta Asya arasındaki yük taşımalarının tamamının demir yoluna kaydırılması hedefleniyor.

Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hizmete alındığında, orta vadede yıllık 30 milyon ton yük taşınması planlanıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının yıllık 19,5 milyon ton yük taşıdığı dikkate alındığında, hattın Türkiye açısından önemli bir gelir kalemi oluşturacağı hesaplanıyor. Ayrıca, Kazakistan, henüz daha güzergah yapılmadan hatta taşınmak üzere yılda 10 milyon ton yük garantisi verdi.

/ ANKARA

20.09.2007


 

Gazilerden şehitlere duâ

19 Eylül Gaziler Günü Eskişhir’de törenlerle kutlandı. Gaziler, Kur’an - Kerim okuyup, şehit arkadaşlarının kabirlerini temizleyerek, çiçekleri suladı.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Eskişehir Şubesi Başkanı Ertuğrul Özkütük, gazilerin yılda bir gün değil, yılın her gününde hatırlanmasını istedi.

Daha sonra Askeri şehitliğe giden gaziler, burada şehit düşen silah arkadaşları için topluca dua etti. Gaziler, okunan Kur’an - Kerim’in ardından şehit arkadaşlarının kabirlerini temizleyerek buradaki çiçekleri suladı. Devletin zirvesi de yayınladıkları mesajlarda gaziler günü kutladılar.

/ ESKİŞEHİR

20.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri