Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

YÖK’ün ÖSS teklifi

YÖK Başkanı Özcan’ın ana hatlarını açıkladığı yeni ÖSS sistemi gerçekten şimdiye kadar getirilen en iyi teklif. Düşünülen sistemin ayrıntıları henüz belli değil, üzerinde çalışılıyor; zaten iki yıldan önce yürürlüğe girmesi de pek beklenmiyor.

O yüzden şu andaki tartışmaları sistemin ana fikri, temel yaklaşımı üzerinde yürütmek doğru olur. Nedir bu ana fikir? Birinci olarak, orta öğretim başarı puanı, katsayı ve alan uygulamasının ortadan kalkması; İkincisi ÖSS’nin yılda bir kez yapılan ve bütün öğrencilerin birlikte girdikleri tek bir sınav olmaktan çıkarılıp yıl içinde birkaç kez tekrarlanan ve öğrencilerin kendilerini hazır hissettikleri zaman girebilecekleri, (bir bakıma TOEFL gibi) istedikleri puanı alıncaya kadar tekrarlayabilecekleri bir sınava dönüşmesi; Üçüncü olarak, seçme ve yerleştirmede de İngiliz modeli denen modelin uygulanması...

YÖK Başkanı Özcan bu modeli şöyle anlatıyor: “İngiltere’de adaylara 12- 13 konu veriliyor ve adaylar istedikleri birkaçını seçerek sınava giriyor. Öğrenciler 5’ini seçsin imtihana girsin. 3’ünden aldığı puanla da üniversitelere müracaat etsin. Üniversiteler de alacakları öğrencileri bölümlere bağlı olarak, 3 konu belirleyerek istesinler. Örneğin, desinler ki makine mühendisliğine genel kabiliyet, matematik ve biyolojiden 80 puanın üzerinde alanları kabul edeceğim, Bu puanı tutturanlar müracaat etsin” Bilindiği gibi, Milli Eğitim Bakanlığı da bir süredir yeni bir sınav sistemi oluşturma çalışmaları sürdürüyor. Bakanlık’ın getirmek istediği sistemin özü, üniversite giriş sınavını bir nev’i “Sırat Köprüsü” olmaktan çıkarmak; yani tek bir defa girilen ve kader belirleyen bir sınav yerine, sınavı yıllara yaymak...

MEB’in önerdiği sistemde öğrencinin lise boyunca her yıl gösterdiği performansın ortalaması sene sonundaki bir imtihanla birleştiriliyor ve nota dönüştürülüyor. İki sistem arasındaki en önemli fark, Bakanlık’ın önerisinde öğrencinin okul notları sonucu belli bir oranda etkilerken YÖK’ün önerisinde başarı tamamiyle sınav sonucuna endeksleniyor. Ne öğrencinin hangi okuldan mezun olduğunun, ne de okul notlarının bir önemi kalıyor. Peki hangisi doğru?

Ben yıllardır, lise notlarını devreye sokmanın yarattığı sakıncalar ve haksızlıklar üzerine yazıp çizerim, o yüzden de doğal olarak YÖK’ün önerisine daha yakınım. Bir kere, lise başarısını esas alabilmek için, ülke çapında tek bir standart uygulayabilmek, başarıyı sağlıklı kriterlerle objektif biçimde ölçebilmek gerekir. Bölgeler, şehirler ve okullar arası farkın bu kadar büyük olduğu koşullarda orta öğrenim başarı puanını ağırlıklı hale getirmekle lise başarısı temel alınmış olmaz. Olsa olsa, öğretmenlerle not pazarlıkları, iltimas, hile hurda söylentileri artar.

Optik okuyucunun para pul, nüfus, torpil tanımayan mutlak objektivitesinin yerine, binlerce öğretmenin sübjektif değerlendirmesi olan karne notlarının konması sistemi bozar. Zaten bozduğunu 1998’den bu yana; her yıl on binlerce genci OÖBP’ye ya da katsayıya kurban ederek görüyoruz. Özcan’ın da söylediği gibi, bu iki önerinin, yani MEB ile YÖK’ün çalışmalarının birleştirilmesinde, bu iki kurumun baş başa vererek ortak bir projeyle ortaya çıkıp bu projeyi kamuoyunda tartışmaya açmalarında yarar var. Bu iki kurum bunu yapabilir yapmasına da, acaba kamuoyunda sağlıklı bir tartışma yürüyebilir mi?

İşte ondan çok şüpheliyim. İş bu noktaya geldiğinde yine malum rejim tartışmaları başlayacak muhtemelen. Bütün olay İmam Hatip’lerin önünün açılmasına ya da kapanmasına indirgenecek. “Şeriat geliyor, laiklik gidiyor” çığlıkları arasında kimse kimseyi anlamaz, yapılmak istenen reformu da hiç kimse anlamaz hale gelecek. Ve bu karambolde, son on yıldır olduğu gibi bir kez daha önemli bir eğitim reformu rejim tartışmalarına kurban edilecek. Sonra ÖSS zamanı geldiğinde yine bazı ayakları havada cahiller kalkıp “ÖSS kaldırılsın” diye sloganlar atacaklar; bazı umut taciri politikacılar da “ÖSS’yi kaldıracağız” diye vaatlerde bulunacaklar seçim bildirgelerine. Hiçbir sorunu çözemeden öyle idare edip gideceğiz işte...

Bugün, 14.5.2008

Gülay GÖKTÜRK

15.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

Başlıklar

  Dağılan PKK, vuran PKK…

  Kuzey Irak soruları

  YÖK’ün ÖSS teklifi

  AKP kulislerinde ne konuşuluyor!