"Gerçekten" haber verir 06 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

Ekonomik kriz, Obama ile daha rahat aşılır

Türk Amerikan İş Adamları Derneği Onursal Başkanı Zeynel Abidin Erdem yaptığı açıklamada, Barack Obama’nın başkan seçilmesiyle Türkiye ile ilişkilerinde yeni bir dönem başlamasını beklediğini söyledi.

Erdem, Obama’nın Irak, Filistin ve Afganistan’daki meseleleri ve birçok önemli olayı masa üzerinde çok ciddî bir şekilde tartışıp kendi seçim propagandasında vurguladığını, dolayısıyla Türkiye’nin burada çok önemli bir rolü olacağını savunarak, ‘’Türkiye, artık barış döneminin ana noktası olacaktır. Filistin, İsrail, Afganistan, Pakistan bağlamında Türkiye’nin pozitif davranışı Obama için önem kazanacaktır. Dolayısıyla da Obama’nın kazanmış olması, Türkiye için bir şanstır. Ancak bu şansı Türkiye Cumhuriyeti’nin yakalaması lazım” dedi.

06.11.2008


 

DOĞU, KIŞA HAZIRLANIYOR

İL GENELİNDE Türkiye’nin en çok yerleşim birimine sahip ve kış aylarında çoğunlukla şiddetli soğuk ve kar yağışının hüküm sürdüğü Sivas’ta, kronik hasta ve hamileler, misafirhanelerde ve ‘’Anne Oteli’’nde konuk edilerek gerektiğinde sağlık kuruluşlarına kolayca ulaştırılabilecek.

Sivas Valisi Veysel Dalmaz, şehrin geçen sene kış mevsiminde de yaşadığı olumsuzlukları bu yıl yaşamamak için iyi hazırlandıklarını söyledi.

Bu yıl yolların kapanma ihtimali olduğu zamanlarda, sevki gerekecek kişilerin uygun şartlarda misafir edilmeleri konusunda çalışma başlattıklarını anlatan Vali Dalmaz, şöyle konuştu: ‘’Önceden muhtemel risk bölgeleri tespit edilecek, buradaki hastalar ve hamilelerin listesi yapılacak. Bunlar gerek il, gerekse ilçe merkezlerindeki misafirhanelerde, hastanelerde veya uygun şartlarda misafir edilecek.”

Konuyla ilgili kaymakamlık ve sağlık kuruluşlarının resmi yazıyla bilgilendirildiğini ifade eden Dalmaz, şu bilgileri verdi: ‘’Sağlık Müdürlüğü bünyesinde ilgili şube müdürlerinden oluşan bir kurul oluşturuldu. İlgili yerlerdeki gebeler ve kronik hastaların listelerinin oluşturulmasına başlandı. Kışın davet edilen gebe ve hastaların ilçelerde hastanelerde, kamu kurum ve kuruluşlarının misafirhanelerinde, merkezde ise Anne Oteli, sağlık müdürlüğü misafirhanesi başta olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarının misafirhanelerinde ağırlanmalarına karar verildi.’’

Hasta taşımaya

paletli ambulans

AĞIR kış

şartlarında acil hastalara ulaşmak amacıyla Bitlis’e önderilen paletli ambulansların kışa hazırlandığı belirtildi. Paletli ambulansların kış şartlarına hazırlanması için çalışma başlatıldı. Yoğun kar yağışı alan ve yol açma çalışmalarında sıkıntı çekilen yerlerdeki hastalara acil müdahale için hazırlanan ambulanslardan 2 tanesinin ilçelere gönderileceği bildirildi. Bitlis Sağlık Müdürlüğü 112 Acil Servisi’nde bulunan 4 adet paletli ambulanstan birinin Mutki, diğerinin ise Hizan ilçesine gönderilmesi için çalışma başlatıldığı belirtildi. 112 Acil Servis Doktoru Damla Şahin, Mutki ve Hizan ilçelerinde bekletilecek olan paletli ambulansların buradaki hastalara daha kısa sürede ulaşacağını söyledi. Şahin, “Merkezde 2 adet paletli ambulansımız var. Mutki ve Hizan ilçesinde kış ağır geçtiği için buralara birer adet paletli ambulans tahsisi yaptık. Şimdi kışlık bakımlarını yaparak hazır hale getiriyoruz” dedi.

Sivas/Bitlis/

06.11.2008


 

Sana dün bir gökdelenden baktım, aziz İstanbul

Kiler Holding tarafından İstanbul Levent’te inşa edilen ve simgesel anteniyle birlikte 261 metre yüksekliğe ulaşacak olan İstanbul Sapphire’in betonarme inşaatının tamamlanması sebebiyle, binanın 236 metre yükseklikteki seyir terasında bir basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda konuşan Kiler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kiler, binanın ana inşaatının, yapılan programa uygun olarak tamamlandığını belirterek, İstanbul Sapphire’i, New York’un Empire State Binası örneğinde olduğu gibi şehrin modern simgesi haline getirmeyi amaçladıklarını kaydetti.

Kiler, şu ana kadar projenin yüzde 40’lık bölümünün satışının tamamlandığını, bunların yüzde 15 kadarının yabancı yatırımcılara satıldığını, şu andaki satış oranlarının, başlangıçta belirledikleri kademeli satış stratejisine uygun olduğunu anlattı. Nahit Kiler, dünyanın önde gelen metropolleri arasında yer almasına rağmen İstanbul’daki metre kare fiyatlarının hâlâ emsallerinin çok altında kalmasının, İstanbul’u yabancı yatırımcılar açısından cazip hale getirdiğine işaret etti.

Faruk Çakır binanın tam tepesindeyken.

“KRİZE RAĞMEN SATIŞLARIMIZ DÜZENLİ DEVAM EDİYOR”

Kiler, “Kısaca biz İstanbul Sapphire olarak krizden etkilenmiyoruz, krize rağmen satışlarımız düzenli şekilde devam ediyor” diyerek, binanın yatırım maliyetinin, arsa maliyeti hariç olmak üzere 200 milyon dolar olacağını tahmin ettiklerini bildirdi.

Rezidans ve alışveriş merkezinden oluşan projede rezidansların tavan yüksekliğini 4 metre olarak belirlediklerini kaydeden Kiler, “İstanbul Sapphire’in hem çevre dostu bina olması amacıyla yaptığımız çalışmalar, hem de tavanların yüksek tutulması bize yaklaşık 18 kata tekabül eden yüzde 20’lik bir ek inşaat maliyeti yarattı” diye konuştu.

Kiler, alışveriş merkezi için ise, Levent güzergahı üzerindeki alışveriş merkezleri arasındaki yoğun rekabeti göz önünde bulundurarak, farklılaşmayı sağlayacak bir konsept üzerinde çalışmaların sürdürüldüğünü aktardı.

PROJENİN ÖZELLİKLERİ

Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Genel Müdürü Musa Aykaç da, projenin ayrıntıları hakkında bilgi vererek, İstanbul Sapphire’in 261 metre yüksekliği itibariyle hâlihazırda sonlandırılmış binalar kategorisinde Türkiye’de ve Avrupa’da ilk sırada bulunduğunu bildirdi.

Aykaç’ın verdiği bilgilere göre, 10’u zemin altında olmak üzere toplam 66 katta 165 bin 139 metre kare inşaat alanına sahip İstanbul Sapphire kapsamında 22 farklı tipte 174 rezidans ünitesi ve kiralanabilir alanı 34 bin metre kare olan bir alışveriş merkezi bulunuyor.

İstanbul Sapphire’in yapımında, 90 bin metreküp barajlarda ve köprü imalatlarında kullanılan cinsten beton ve 20 bin ton demir kullanıldı. Çift cephe sistemine sahip binada toplam 55 bin metre karelik cam cephe uygulaması yapıldı. Aykaç, bu sistem sayesinde konut sahiplerinin enerjiden yüzde 25 oranında tasarruf sağlayabileceklerini belirtti.

Aykaç, bütün bu tasarım ve konfor şartlarının maksimize edilmesi yaklaşımından dolayı sadece betonarme karkasından ve cephesinden kaynaklanan ekstra maliyetin 52 milyon dolar olduğunu bildirdi.

Rezidansların proje başlangıcındaki satış fiyatlarının 550 bin dolar ile 4,5 milyon dolar aralığında değiştiğini söyleyen Aykaç, “Bugün ise satış fiyatları 1 milyon dolar ile 7,5 milyon dolar aralığında bulunuyor” dedi.

Proje kapsamında ofis bulunmadığını hatırlatan Aykaç’ın verdiği bilgiye göre, binada 163 metre yükseklikte bir golf antrenman sahası, 30 metre yükseklikte havuz, spor kompleksi ve SPA merkezi, en yüksek noktasında ise seyir terası ile iki adet restoran yer alacak.

Tabanlıoğlu Mimarlık ortaklarından Murat Tabanlıoğlu ise, enerji maliyetlerinin giderek arttığı günümüzde, İstanbul Sapphire gibi enerji tasarruflu ekonomik binaların öne çıkacağını söyledi. Proje kapsamındaki gökbahçe denilen ve gerçek bahçeler olarak tasarlanan alanlar için İstanbul’daki bina yönetmeliklerinde değişiklikler yapıldığını aktaran Tabanlıoğlu, bundan sonra böyle binaların daha sık görülmeye başlanacağını kaydetti.






























FARUK ÇAKIR / İSTANBUL

06.11.2008


 

Kanserli hasta sayısı artıyor

GÜNEYDOĞU ve Doğu Avrupa Onkoloji Araştırma Grubu Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Uğur Yılmaz, Türkiye’deki kanser hastası sayısının gelişmiş ülkelere göre daha düşük olduğunu ancak son 10 yılda artış gösterdiğini söyledi.

Aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Onkoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı olan Prof. Dr. Yılmaz, kanser tedavisinde Türkiye’nin hekime ve ilaca ulaşma konusunda diğer ülkelere göre daha şanslı olduğunu belirtti. Ülkedeki kanserli hasta sayısının resmi olarak bilinmediğini ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, şunları söyledi: ‘’Türkiye’de kanser hastası sayısı gelişmiş ülkelere daha düşük. Bunun nedenlerinden biri, toplumumuzdaki yaşam süresi azlığı. Fakat son 10 yılın rakamlarına bakılırsa Türkiye’deki kanserli hasta sayısında artış olduğu ve rakamların batılı ülkelerin rakamlarına yaklaştığı görülür. Kanserle mücadele konusunda Türkiye olumlu yolda. Bu hastalıkla ilgili uzman doktor sayısı artıyor, radyoterapi cihazları fazlalaşıyor. Tedavi açısından Türkiye ile yurt dışının farkı yok. Fransa’da, Almanya’da kanser hastası ne tarz bir hizmet alacaksa Türkiye’de de bunu alabiliyor.’’

06.11.2008


 

Bardakoğlu: Din yanlışlıklara âlet edilemez

Dİyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Toplumun ortak vicdanını yaralayan bir davranış, herkes tarafından kınanması gereken, hiç kimse tarafından sevindirici bir örnek veya fırsat olarak da görülmemesi gereken bir durumdur” dedi.

Bardakoğlu yaptığı açıklamada, son dönemlerde toplum vicdanını yaralayan bazı ayıp ve çirkin davranışlara zaman zaman dini açıdan gerekçeler üretildiğini ve dinin haksız yere bu yanlışlıklara alet edildiğini belirtti. Bardakoğlu, şöyle konuştu: ‘’Kız çocuklarının cinsel taciz ve istismara maruz bırakılması hiçbir zaman kabul edilemez. Böyle çirkin ve utanç verici bir davranışın, dini kültüre referansla ve ondan argümanlar üretilerek savunulmaya kalkışılması ise daha vahim bir durumdur. İffetli, namuslu olmak, insan malına ve namusuna göz dikmemek herkesin insanlık borcudur ve bu alanlardaki hata sadece dindarlara değil, hiç kimseye yakışmayan büyük bir ayıptır. Utanılacak bir davranışta bulunanların kimliği, dini, yanı, tarafı önemli değil, bu yanlışı topyekun kınayabilmemiz önemli. Temel insani ve ahlaki kurallara, değerlere aykırı davranan, toplumun ortak vicdanını yaralayan bir davranış, herkes tarafından kınanması gereken, hiç kimse tarafından sevindirici bir örnek veya fırsat olarak da görülmemesi gereken bir durumdur. Bu itibarla son günlerde yaşanan bazı olayları hep birlikte kınamalı ve bunu bir din ve dindarlık tartışmasına çevirmemeliyiz.’’ Bardakoğlu, dindarlığı belli söylemlere, belli zaman dilimlerine, belli hareketlere hapsetmenin doğru olmadığını da sözlerine ekledi.

Ankara

06.11.2008


 

Çocuk yuvalarına kameralı denetim

BAŞBAKANLIK Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından kimsesiz çocuklar için yaptırılan ‘Sevgi Evleri’ ve ‘Engelsiz Yaşam Merkezleri’ne kameralı denetim ve güvenlik sistemi kurulacak.

Kimsesiz çocukların fiziki şartlarının iyileştirilmesi için TOKİ tarafından yaptırılan ‘Engelsiz Yaşam Merkezleri’ ile ‘Sevgi Evleri’nde çocukların rahat edebilmesi için her türlü ayrıntı düşünülüyor. Çocukları yurt ve koğuş ortamından çıkararak aile ortamının sıcaklığına kavuşturmayı hedefleyen proje çerçevesinde villa tarzında yapılan evlere alınan çocuklar, bakıcı anneler nezaretinde aile sıcaklığına kavuşturuluyor. TOKİ ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) arasında 2006 yılında mzalanan anlaşma ile 12 ilde Sevgi Evi ve 10 ilde Engelsiz Yaşam Merkezi kuruluyor. Çocukların olumsuz ve keyfi davranışlara maruz kalmasını önlemek amacıyla TOKİ tarafından yaptırılan Sevgi Evleri ve Engelsiz Yaşam Merkezleri’ne CCTV adı verilen kamera ve güvenlik sistemi de yerleştirilecek. Bina ana girişi, katlar, mutfak, asansörler, holler, otopark, ortak kullanım alanları ve bina çevresini izleyecek şekilde yerleştirilecek kameralar sayesinde 24 saat süreyle elde edilecek görüntüler kayıt altında tutularak arşivlenecek.

06.11.2008


 

Sürücü kursları devre dışı kalmak istemiyor

ÖZEL Sürücü Kursları Konfederasyonu Başkanı Dursun Önal, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı Karayolları Trafik Kanunu Tasarısı’nın trafik eğitiminde sürücü kurslarını devre dışı bırakacağını belirtti.

Önal, İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı kanun tasarısının sürücü belgesi almak için sürücü kurslarından sertifika alma zorunluluğunu kaldıracağını, böylece sürücü kurslarının trafik eğitiminde devre dışı kalacağını ifade etti. Sürücü kurslarının faaliyetlerinin yok sayılacak seviyeye indirilmesiyle trafik kazalarının ve kazalardaki ölümlerin artmasının kaçınılmaz olacağını öne süren Önal, bu düzenlemenin ekonomik açıdan da büyük kayıplara yol açacağına dikkati çekti. Türkiye genelinde 2 bin 697 özel sürücü kursunun faaliyet gösterdiğini bildiren Önal, şu bilgileri verdi: ‘’İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı Karayolları Trafik Kanunu tasarısı, trafik eğitiminde sürücü kurslarını devre dışı bırakacak. Zorunluluk ortadan kaldırıldığı için sürücü kursları kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Yaklaşık 50 bin çalışanı olan ve yaklaşık 450 milyon YTL yatırım yapan sürücü kurslarının devre dışı kalması, devleti ekonomik kayba uğratacağı gibi, her yönüyle eğitimli sürücülerin yetişmesini de engelleyecektir. Kurslar, her yıl 11 milyon 250 bin YTL sigorta primi, 40 milyon YTL maaş ödemesi ve 80 milyon YTL KDV ödemektedir. Sürücü kursları, 1987’den beri sürücü adaylarına eğitim vererek, sürücü belgesi verilmesini sağlamakta. Kurslarımız Milli Eğitim Bakanlığı denetimindedir. Bu kadar büyük bir sektörü ortadan kaldıracak yasa tasarısının bu şekilde yasalaşmasını istemiyoruz.’’

06.11.2008


 

Dere aynı, balık aynı, ceza farklı

RİZE'NİN Çamlıhemşin ilçesi sınırlarında bulunan ve Karkar Dağları Milli Parkı sınırını belirleyen Palovit Deresi’nde balık avı yasağını ihlal edenler, oltayı attığı yakaya göre farklı para cezasına çarptırılıyor.

Derenin sağ tarafı milli park olduğu için, bu yakadan balık avlayanlara bin 200 YTL, av yasağının olduğu dönemde derenin sol tarafından olta atanlara ise 633 YTL para cezası uygulanıyor. Ayrıca, sol yakadan balık tutanlara uygulanan ceza, avlanan balık miktarına göre artabiliyor.

06.11.2008


 

Erdoğan, ABD’ye gidecek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 13-17 Kasım tarihlerinde ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirecek. Başbakanlık Basın Merkezi’nden ziyarete ilişkin yapılan duyuruda, Başbakan Erdoğan’ın, ziyaret çerçevesinde 14-15 Kasım tarihlerinde Washington’da düzenlenecek Finans Piyasaları ve Dünya Ekonomisi Zirvesine katılacağı bildirildi.

06.11.2008


 

Bütçe maratonu sürüyor

BaşbakanlIğa bağlı bazı kurumların 2009 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlığı, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Başkanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Tütün, Tütün Malulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu ile Devlet Personel Başkanlığının 2009 yılı bütçeleri görüşülecek.

06.11.2008


 

Bitlis-Siirt-Batman üçgeninde operasyon

Bİtlİs-Batman ve Siirt illeri kırsalına geniş çaplı bir askeri operasyon başladı. Dün sabah saat 04.30 sularından itibaren Bitlis’in Batman ve Siirt il sınırlarına yakın Narlıdere, Doğanlı, Kayadağ, Zender, Karbastı, Yanıkçakır köyleri kırsalı ile Kalems Dağı arasında kalan bölgeye asker sevkıyatı yapıldı. Çok sayıda zırhlı askeri araç ve helikopterlerle başlatılan operasyonda şu ana kadar bir çatışma yaşanmadığı öğrenildi. Yetkililer ise operasyon hakkında herhangi bir açıklama yapmadı.

06.11.2008


 

Türkiye, Obamalı Amerika’ya hazırlanmalı

ABD yeni başkanı olarak Demokrat Parti’nin adayı Barack Obama’yı seçerken, uzmanlar, Obama’nın özellikle 1915 olaylarına ilişkin yaklaşımının, Türkiye-ABD ilişkileri için sorun oluşturabileceği görüşünde.

Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağrı Erhan, ABD’yi kimin yönettiği kadar Türkiye’nin ABD’yi yöneten kişiyle olan ilişkilerini nasıl konumlandırdığı ve şekillendirdiğinin de önemli olduğunu belirterek, Obama Ermeni iddialarını tanıyacağı yaklaşımı içinde olsa bile Türkiye’nin göstereceği çabanın ve bunun sonucunun önemli olduğunu söyleyerek, dolayısıyla bu meselenin gelişiminde hem ABD içi dinamiklerin, hem de Türkiye’nin çabalarının etkili olacağını ifade etti. Barack Obama’nın dış politika konusunda çok tecrübeli olmadığına dikkati çeken Erhan, dolayısıyla her başkanda olduğu gibi Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı bürokratlarının kendisine brifing vereceğini ve Türkiye’nin hem bölgesel hem de stratejik öneminin burada kendisine anlatılacağını belirtti.

Böylece 1915 olaylarına ilişkin “tanıma” adımını atmakta Obama’nın tereddütlü davranacağını ifade eden Erhan, şöyle konuştu:”Obama, ‘Ben diğer ABD başkanlarına benzemiyorum, zaten değişim diyerek geldim’ derse Savunma ve Dışişleri bürokrasisinin bütün ikna etme çabalarına rağmen, 24 Nisan’da yapacağı konuşmada ‘soykırım’ lafını geçirebilir. İşte o zaman Türk-Amerikan ilişkilerinde gerçekten ciddi kırılma yaşanabilir, ilişkilerde karşılıklı güven zemini kaybedilebilir.”

Türkiye’nin 1915 olaylarına ilişkin iddiaları tanıması durumunda olabilecekleri Obama’ya anlatması gerektiğini söyleyen Erhan, geçen hafta Başbakanlık Dış Politika Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu başkanlığında bir heyetin ABD’ye giderek, Obama’nın danışmanlarıyla görüştüğünü hatırlattı.

Ankara

06.11.2008


 

Obama Türkiye’nin farkına varacak

ABD’nİn İstanbul Başkonsolosu Sharon Anderholm Wiener, ABD’nin yeni başkanı seçilen Barack Obama’nın, stratejik müttefiki ve dostu olarak Türkiye’nin farkına varacağını belirterek, yeni dönemde de ortaklığın devam edeceğini söyledi.

ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlileri ile bu kentte bulunan ABD’liler, seçim sonuçlarını Maslak’taki Shareton Oteli Galaxy Salonu’nda kurulan TV’lerden izlediler. Obama’nın ABD’nin 44. Başkanı seçilmesinin ardından burada bir basın toplantısı yapan Wiener, ülkenin her yerinde binlerce seçim sandığında milyonlarca Amerikalı’nın son kararlarını verip özgür iradeleriyle tercihlerini kullandıklarını ifade etti. Obama’nın 20 Ocak’ta ABD’nin 44. Başkanı olarak 20 Ocak’ta ant içeceğini hatırlatan Wiener, “Bu kampanya sürecinde daima söylediğim gibi Obama, stratejik müttefik ve dostu olarak Türkiye’nin farkına varacaktır” diye konuştu.

06.11.2008


 

KKTC Başbakanı Soyer: Çözüm için çabalıyoruz

KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs sorununun çözümü için sürdürülen müzakerelerde, Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinden önce ciddî bir gelişme sağlayabilmek için çabaladıklarını bildirdi.

Soyer, Ankara ziyareti çerçevesinde dün akşam bir grup akademisyen ve basın mensubuyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) düzenlediği yemekte bir araya geldi. Kıbrıs sorununun çözümü için sürdürülen müzakerelerin gidişatına ilişkin bilgi veren Soyer, bulunacak bir çözümün Kıbrıs Türklerinin eşitliğini koruyan ve Türkiye’nin garantörlüğünün süreceği bir çözüm olması gerektiğini vurguladı. Soyer, çözümün çok önemli olduğunu ancak “nasıl olursa olsun bir çözümden yana” olmadıklarını söyleyerek, bu iki hususun önemine dikkati çekti. KKTC Başbakanı Soyer, eski Rum lideri Tasos Papadopulos’un Annan planı ile başlayan çözüm sürecini tıkadığını ve çözümsüzlükte Rum tarafını suçlayan raporun BM Güvenlik Konseyi’nden çıkmasını yine Rumların engellediğini atırlattı.

06.11.2008


 

Politikaların tarzında değişiklikler olabilir

ABD’nİn eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve eski Ankara Büyükelçisi Marc Grossman, Barack Obama’nın ABD’nin yeni başkanı seçilmesiyle dış politikada ciddî değişikliklerin olmayacağını söyledi ve “Sadece politikaların tarzında değişiklikler olabilir” dedi.

Grossman, Türk-Amerikan Derneğinde düzenlenen “seçim izleme programı”na tele konferansla bağlanarak, ABD’deki başkanlık seçiminin sonuçlarını değerlendirdi. Başkanlık seçimine yoğun katılım ve ilgi olduğuna dikkati çekerek konuşmasına başlayan Grossman, seçim kampanyası sürecinin de oldukça yoğun geçtiğini belirtti. Yapılan seçimin ABD demokrasisinin gücünü ve devamlılığını gösterdiğini bildiren Grossman, ırk konusunun yıllarca gündemde olduğu ABD’de, yaklaşık 100 yıl sonra ABD’nin siyahi bir başkan seçtiğini vurguladı. Dış politika konusuna değinen Grossman, Amerikalıların artık daha az diplomasiden çok daha fazla diplomasiye ilgi duyduğunu söyledi ve bunun da dost ve müttefik ülkelerle daha fazla çalışma anlamına geldiğini bildirdi. 20 Ocakta görevine başlayacak Barack Obama’nın dış politikada Afganistan ve Irak’taki savaşlar, İran gibi konularla ilgileneceğini kaydetti. Obama’nın başkanlığıyla kısa vadeli değişikliklerin de olacağını belirten Marc Grossman, buna Guantanamo üssünün kapatılma olasılığını örnek gösterdi. “Dış politikada ciddî değişiklikler olacak mı? Büyük ihtimalle olmayacak. Sadece politikaların tarzında değişiklikler olabilir” diyen Grossman, Obama döneminde dost ve müttefik ülkelerle daha fazla işbirliği içinde olmak için çaba gösterileceğini kaydetti. Marc Grossman, 1994-1997 yıllarında ABD’nin Ankara Büyükelçiliği görevini üstlenmişti.

06.11.2008


 

Wilson: Obama’nın seçimi demokrasinin başarısı

ABD’nİn Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Barack Obama’nın seçim zaferini Amerikan demokrasisinin mucizesi olarak nitelendirerek, bunun kendileri için çok önemli bir gurur kaynağı olduğunu söyledi.

Wilson, bu sabah Ankara’daki Türk Amerikan Derneği’nde (TAA) yaptığı konuşmada ABD Başkanlık seçimlerini değerlendirdi. Wilson, “Yoksul ve dağılmış aileden gelen siyahi Amerikalının yükselerek ülkemizin liderliğine gelmesi Amerikan demokrasisinin mucizesini göstermektedir. Bunu medeni haklar mücadelesinden sadece 40 yıl sonra bunu başarabilmesi çok önemlidir ve hepimiz için gurur kaynağıdır” dedi. Başkan adaylarından John McCain’in hakkının da verilmesi gerektiğini söyleyen Ross Wilson, Cumhuriyetçi adayın kahramanlığını Amerikan halkına ispatlamış biri olduğunu belirtti. Wilson, McCain’in önemli konuların tartışılması için gösterdiği ciddî çabaların Amerikan halkından takdir gördüğünü söyledi. Ross Wilson, Amerikan halkının değişim isteğini ortaya koyduğunu, ancak Türkiye ile ilişkilerde bir devamlılığın olduğuna da vurgu yaptı. Wilson, “Her başkan Türkiye’nin Amerika, Amerika’nın da Türkiye için önemini anlamaktadır. Her başkan geçtiğimiz yıllar boyunca Türkiye ile olan ilişkilerini ciddî bir devamlılık içeren bir şekilde sürdürmek için çalışmıştır” dedi. Wilson, hem Obama yönetiminde hem de takip eden yıllar için “İki ülke arasındaki dostluk ve yakın bağların devam edeceğine ve daha da güçleneceğine eminim” diye konuştu.

06.11.2008


 

Medya aileyi aşındırıyor

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, hem teknolojik gelişmelerin hem de medyanın toplumsal değişim üzerinde olumsuz etkisi bulunduğunu ve bu aşınmanın çok hızlı olduğunu kaydetti.

Çubukçu, 5. Aile Şurası’nın açılışında yaptığı konuşmada, aile yapısında bazı sorunlar bulunmakla birlikte AB üyesi ülkelere göre Türkiye’nin çok daha iyi durumda olduğunu söyledi. Çubukçu,, ‘’Bir ülkenin yenilenebilir nüfusunu koruması için 2,8 artış gerekiyor. Bu ortalama bir aile için de 3 çocuk anlamına geliyor’’ dedi. Türkiye’de bireylerin yüzde 98’inin bir aile çatışı altında yaşadığına işaret eden Çubukçu, bunun Türkiye’deki güçlü aile yapısını ortaya koyduğunu ifade etti. Çubukçu, ancak bunun, böyle süreceği anlamına gelmediğini dile getirerek, hem teknolojik gelişmelerin hem de medyanın toplumsal değişim üzerinde olumsuz etkisi bulunduğunu ve bu aşınmanın çok hızlı olduğunu kaydetti.

Göç olgusunun da aileyi, paylaştığı çevreden ayırarak ciddi bir yalnızlığa ittiğine değinen Çubukçu, büyük kentlerde sorun çözme mekanizmaları olmadığı için toplumda yaşanan bir çok sorunun temelinde ailelerin kentlere göç etmesiyle yaşadıkları sorunların yattığını ifade etti. Bu nedenle risk altındaki 16 bin çocuğa ayni ve nakdi destek verdiklerini anlatan Çubukçu, 5 binden fazla çocuğu da aile yanında yaşamaya yönlendirdiklerini söyledi.

Özürlülere yönelik evde bakım hizmetinin Türk aile yapısı için de çok uygun bir model olduğunu belirten Çubukçu, 85 bin ailenin asgari ücret tutarında destek aldıklarını kaydetti. Çubukçu, böylece ailelerin ‘’Ben öldükten sonra engelli çocuğuma ne olacak’’ sıkıntılarını da üzerlerinden aldıklarını ifade etti. Huzurevlerinde 20 bin civarında yaşlının bulunduğunu kaydeden Çubukçu, yapılan bir araştırmada huzurevlerindeki yaşlıların yüzde 65’inin ailelerinin yanında yaşamadıkları için mutsuz olduklarını ifade ettiklerini belirtti.

Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada ailenin öneminin anlaşıldığını vurgulayan Çubukçu, şunları kaydetti: ‘’2006’daki Lizbon Stratejisi’nde yer alan hususlar, demografik yapının korunması, Türkiye’de kıyametlerin koparıldığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 çocuk söylemi, tam tersine orada alınan stratejik kararların da bir sonucudur. Özellikle Portekiz, Yunanistan gibi ülkelere acil çağrı yapılmıştır. Bir ülkenin yenilenebilir nüfusunu koruması için 2,8 artış gerekiyor. Bu ortalama bir aile için de 3 çocuk anlamına geliyor. Hem Türkiye’deki demografik yapının güçlü bir şekilde sürdürülmesi hem de bu yapının desteklenmesi bizim açımızdan son derece önemlidir.’’

06.11.2008


 

Doğalgaz zammı iyi olmadı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kışa girerken bu oranda doğalgaz zammına, vatandaşların veya sivil toplum örgütlerinin tepki göstermesini saygıyla karşılamak gerektiğini belirterek, ‘’Dünyadaki ekonomik krizden uzaklaşma ve olumlu seyir bu fiyatlarda da inişi ortaya koyacaktır’’ dedi.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve beraberindeki konfederasyon yöneticileri, Bakan Çelik’i makamında ziyaret ettiler. Konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, ‘’Son yapılan doğalgaz zammı’’ konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine, ‘’Hükümet olarak şöyle bir prensibimiz var; bir düzenleme yapılması söz konusu ise çok daha geniş kitlelere, çok daha yüksek oranda bir maliyete dönüştürmemek gerekiyor’’ dedi.

Dünyanın şu anda ekonomik açıdan normal bir süreçten geçmediğini belirten Bakan Çelik, şöyle devam etti: ‘’Son bir yıldır özellikle petrol fiyatlarında çok anormallikler yaşandı. Varili 150 doları aştığı dönemler oldu. Yapılan artış ve azalışa endeksleme ile bu oranların düşeceği inancındayım. Kışa girerken doğalgaza bu oranda zamma, vatandaşların veya sivil toplum örgütlerinin tepki göstermesini saygıyla karşılamak gerekiyor. Biz öteden beri söylüyoruz; kamu maliyemizin finans sektörümüzün gücünden bahsediyoruz. ‘Diğer ülkeler gibi fazla etkilenmiyoruz’ diyoruz krizden. Bunun altında bir mali disiplini uygulamak yatıyor. Burada keyfilikler hakim olur ise çok daha farklı alanlarda farklı sorunlarla karşı karşıya kalırsınız. Dünyadaki ekonomik krizden uzaklaşma ve olumlu seyir, bu fiyatlarda da inişi ortaya koyacaktır.’’

Dolar yükselirse doğalgaz ucuzlamaz

EnerJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, zamlara rağmen Türkiye’nin, Avrupa’nın enerjiyi ucuz kullanan ülkeleri arasında olduğunu savundu. Bakan Güler, Marmara Gurubu Vakfının aylık toplantısında yaptığı konuşmada, günümüzde enerjinin dış politikadan çevreye, ekonomiden hukuka kadar geniş bir disiplinin uygulama alanı olduğunu belirtti.

Türkiye’nin enerji üreten ve tüketen ülkeler arasında bir koridor durumunda bulunduğunu dile getiren Güler, elektrik networküne üyelik aşamasındaki Türkiye’nin böylece elektrikte de köprü olabileceğini söyledi. Güler, Türkiye’nin yenilenebilir enerjide üstünlükleri bulunduğuna işaret ederek, rüzgar, su, güneş enerjisi yönünden zengin olduğunu anlattı. Bakan Güler, ‘’Şu ana kadar rüzgar tuttu, su tuttu. Esas sürprizimiz güneşte olacak’’ dedi.

Doğal gazda dışa bağımlılığı azaltmaya çalıştıklarını vurgulayan Güler, doğal gazdan gelen elektriğin bir kısmının kömürden alınması halinde Türkiye’nin daha az dışa bağımlı olacağını kaydetti. Bakan Güler, doğal gaz fiyatlarına yönelik bir soru üzerine de doğal gaz fiyatlarının, formülünün özelliği itibariyle 6-9 ay geriden geldiğini, fiyatların petrolde olduğu gibi anında yansımadığını belirtti. 2007’de doğal gaza hiç zam yapmadıklarını, çünkü doların hiç artmadığını ifade eden Güler, ‘’Muhtemelen 2009’un ilk çeyreğinde, dolar artmazsa altını çizerek söylüyorum, düşüşleri orada yaşayabiliriz’’ diye konuştu.

06.11.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır