"Gerçekten" haber verir 02 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

Barack Obama Müslümanlarla iyi ilişkiler istiyor

ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, ABD Başkanı Barack Obama’nın İslâm dünyasına verdiği samimî mesajların ardından kendisinin de geçen Perşembe günü Maltepe Camiine giderek cemaatle sohbet ettiğini söyledi. Jeffrey, ”Şimdiye kadarki açıklamalarında görüldüğü gibi, Sayın Obama İslâm dünyası ile iyi ilişkiler istiyor” dedi.

Obama, Müslümanlar ile iyi ilişkiler istiyor

ABD'NİN Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, şimdiye kadar açıklamalarında görüldüğü gibi ABD Başkanı Barack Obama’nın İslâm dünyası ile iyi ilişkiler istediğini kaydetti.

17. Antalya Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği Konferansı için Antalya’da bulunan ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Balbey Mahallesi’nde yeni binasına taşınan Türk-Amerikan Derneği Antalya Yabancı Dil Kursu’nu ziyaret etti.

İncelemenin ardından gazetecilerin geçtiğimiz Perşembe günü Ankara’daki Maltepe Camiine gitmesine ilişkin sorularını cevaplayan James Jeffrey, ‘’Birkaç gün önce ABD Başkanı Barack Obama, İslâm dünyasına bir mesaj gönderdi. Başkanımız Sayın Obama’nın bu mesajı, çok açık ve samimî bir mesajdı. Bu mesajın ardından ben de Maltepe Camiine gittim ve oradaki vatandaşlarla sohbet ettim’’ diye konuştu.

Obama’nın İslâm dünyasına bir İslâm ülkesinden sesleneceğine yönelik haberlerle, bu ülkenin Türkiye olup olamayacağına ilişkin soruya da Jeffrey, ‘’Şimdiye kadar açıklamalarında görüldüğü gibi Sayın Obama, İslâm dünyası ile iyi ilişkiler istiyor’’ cevabını verdi.

Büyükelçi, kendisinin İslâm dünyasına seslenmesi için Türkiye’yi önerip, önermediğine ilişkin soruya karşılık ‘’Sayın Obama İslâm dünyasına ziyaretler yapacak ama nereye gideceğini henüz bilmiyoruz, bu yöndeki açıklamayı bekliyoruz’’ dedi.

02.02.2009


 

ABD'NİN BORCU 12.25 TRİLYON DOLAR

AA'nın Uluslararası Para Fonu (IMF), CIA ve IMD World Competitiveness Yearbook 2008 verilerinden derlediği bilgilere göre, toplam kamu ve özel sektörün yabancılara, yabancı para mal ve hizmet karşılığı dahil ödemesi gerekli toplam dış borç miktarını gösteren ''dış borç sıralamasında'' dünyanın en büyük ekonomisi ABD, 12 trilyon 250 milyar dolar borçla başı çekiyor.

İNGİLTERE'NİNKİ 10.45 TRİLYON DOLAR

ABD'yi 10 trilyon 450 milyar dolar dış borçla İngiltere takip ediyor. Dünya genelinde toplam dış borç tutarı 51 trilyon 780 milyar dolar. Bunun 22,7 trilyon doları ABD ve İngiltere'ye ait. İki ülke dünya toplam borç stokunun yüzde 43,84'üne sahip. Türkiye ise 247,1 milyar dolarlık toplam dış borç stokuyla dünya sıralamasında 23. sırada.

İşgalciler borç batağına saplandı

KÜRESEL ekonomik kriz bir taraftan bütün dünya ekonomileri üzerinde olumsuz etkisini gösterirken, diğer taraftan dünya ülkeleri neredeyse borç içinde yüzüyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF), CIA ve IMD World Competitiveness Yearbook 2008 verilerinden derlediği bilgilere göre, toplam kamu ve özel sektörün yabancılara, yabancı para mal ve hizmet karşılığı dahil ödemesi gerekli toplam dış borç miktarını gösteren ‘’dış borç sıralamasında’’ dünyanın en büyük ekonomisi ABD başı çekiyor. Buna göre ABD’nin 12 trilyon 250 milyar dolar toplam dış borcu (devlet ve özel sektör dış borç toplamı) bulunuyor. ABD’yi 10 trilyon 450 milyar dolar toplam dış borçla İngiltere, 4 trilyon 489 milyar dolar toplam dış borçla Almanya, 4 trilyon 396 milyar dolar toplam dış borçla Fransa takip ediyor. Nüfusu 16 milyon olan Hollanda’nın 2 trilyon 277 milyar dolar, 4 milyon olan İrlanda’nın 1 trilyon 841 milyar dolar toplam dış borcu bulunuyor. Japonya’nın toplam dış borcu 1,5 trilyon, İsviçre’ninki 1,3 trilyon dolar, İspanya’nınki 1,1 trilyon dolar düzeyinde.

Bunu 996,3 milyar dolarla İtalya, 826,4 milyar dolarla Avustralya, 758,6 milyar dolar ile Kanada, 752,5 milyon dolar ile Avusturya, 598,2 milyon dolar ile İsveç, 588 milyar dolar ile Hong Kong takip ediyor. Danimarka’nın 492,6 milyar dolar, Norveç’in 469,1, Portekiz’in 461,2 milyar dolar toplam dış borcu bulunurken, dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkesi, ikinci büyük ekonomisi Çin’in toplam dış borcu 363 milyar dolar düzeyinde. Rusya’nın 356,5 milyar dolar, 5 milyon nüfuslu Finlandiya’nın 271,2 milyar dolar düzeyinde toplam dış borcu bulunuyor. Türkiye, 247,1 milyar dolarlık toplam dış borç stokuyla dünya sıralamasında 23. sırada. Dış borçta Türkiye’yi geride bırakan ülkeler içinde nüfusları 4 ile 10 milyon arasında değişen, İrlanda, İsviçre, Belçika, Avusturya, İsveç, Hong-Kong, Danimarka, Norveç, Portekiz ve Finlandiya dikkati çekiyor. Türkiye’yi 229,4 milyar dolarlık dış borçla Brezilya, 220,1 milyar dolarla da Güney Kore izliyor. Öte yandan komşu ülkeler Irak’ın 100,9 milyar dolar, İran’ın ise 20,7 milyar dolar toplam dış borcu bulunuyor.

02.02.2009


 

6 MERKEZİ HÜKÜMETİN DIŞ BORCU BULUNMUYOR

DİĞER taraftan, merkezi hükümetlerin dış borçlarına bakıldığı zaman dünyada en borçlu 50 ülke (Çin’e bağlı Hong Kong da ülke sayılmış) ve İran (74. borçlu ülke) içinde 6 merkezi hükümetin dış borcu bulunmuyor.

Buna göre, Tayvan, Lüksemburg, Hollanda, İsviçre, Singapur ve İrlanda’nın dış borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı sıfır.

Dünya genelinde toplam dış borç tutarı 51 trilyon 780 milyar dolar. Bunun 22,7 trilyon doları ABD ve İngiltere’ye ait. İki ülke dünya toplam borç stokunun yüzde 43,84’üne sahipler. Bu ülkelere Almanya ve Fransa’yı da eklediğimizde 4 ülkenin toplam dış borç toplamı 31 trilyon 585 milyar dolara, dünya borç toplamındaki oranları da yüzde 61’e ulaşıyor.

İÇ BORÇLAR DA KÜÇÜMSENMEYECEK DÜZEYDE

Bazı ülkelerin dış borçlarının yanı sıra merkezi hükümetlerinin iç borçları küçümsenmeyecek bir düzeyde seyrediyor. Japonya’nın iç borçlarının millî gelirine oranı yüzde 131,59, Yunanistan’ın yüzde 102,17. bunu yüzde 86,02 ile Belçika, yüzde 63,3 ile Portekiz yüzde 60,3 ile de İtalya izliyor. Türkiye’nin iç borcunun GSYH’ye oranı ise yüzde 29,8. iç borçların millî gelire oranı Estonya’da yüzde 0,09, Hong Kong da yüzde 0,47.

02.02.2009


 

AKP, Davos’u seçim malzemesi yaptı

TBMM Başkan Vekili Pakdil, “Bu seçimler sadece bir yerel seçim değildir. İl genel meclisi seçimleri de değildir. Bu seçimler, Davos’taki asil duruşa onay vermenin seçimidir” dedi.

Davos çıkışı, AKP’nin seçim malzemesi oldu

TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil, ‘’Bu seçimler sadece bir yerel seçim değildir. İl genel meclisi seçimleri de değildir. Bu seçimler, Davos’taki asil duruşa onay vermenin seçimidir’’ dedi.

Pakdil, partisinin Elbistan’da düzenlediği aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’ta asil bir duruş sergilediğini vurguladı. Erdoğan’ın Davos’ta sergilediği duruş sonrasında bütün dünyanın Türkiye’den söz ettiğini ve Türkiye’nin övgüler aldığını belirten Pakdil, şunları söyledi:

‘’Bu seçimler, sadece bir yerel seçim değildir. İl genel meclisi seçimleri de değildir. Bu seçimler, Davos’taki asil duruşa onay vermenin seçimidir. Bütün dünyayı kendisinden bahsettiren sevgili başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu asil duruşuna, asil milletimizden onay bekliyoruz.’’

Türkiye’yi huzur içinde, istikrar içinde, Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılı olan 2023’te dünyanın en büyük 10 devletinden birisi yapmaya söz verdiklerini ifade eden Pakdil, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Dünyanın her yerinde, nereye giderseniz gidin artık güçlü bir Türkiye var. 2002’de bizleri sizler iktidara getirdiniz. 2004 yerel seçimlerinde sizler iktidara getirdiniz. 2007’de sizler yaptınız. 2002’de seçim çalışmaları yaparken, sizin genel başkanınız muhtar dahi olamaz diyorlardı. Ey Millet, sen emanetini ver, Tayyip Bey muhtar da olur başbakan da olur.’’

Nevzat Pakdil, 29 Marttaki mahalli seçimlerde halkın beyan edeceği iradeye sonuna kadar saygı duyacaklarını bildirdi.

02.02.2009


 

Livni: İsrail, Türkiye’den “saygı” bekliyor

İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında Davos’ta yaşanan tartışmanın ardından, “Türkiye’nin İsrail’e saygılı olmasını beklediğini” söyledi.

İsrail, "saygı" bekliyor

İSRAİL Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında Davos’ta yaşanan tartışmanın ardından, “Türkiye’nin İsrail’e saygılı olmasını beklediğini” söyledi. Devlet radyosunda konuşan Livni, “Türkiye ile önemli stratejik ilişkiler içindeyiz. Bu nedenle, sokak gösterilerine ve Gazze ile ilgili yayınlanan çok sert görüntülere rağmen Türkiye’nin İsrail’e saygılı olmasını bekliyorum” diye konuştu. “Her şeyi tamir etmek mümkün” diyen Livni, sözlerini, “Birbirimizle konuşmalıyız. Her şeyi masaya yatırmalıyız; sadece ortak çıkarlarımızı değil, görüş ayrılıklarımızı da hesaba katmalıyız” diye sürdürdü. “Hamas ve İran’ın bütün bölge ülkeleri için sorun olduğunu” savunan İsrail Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin “farklı şekilde tutum almasından” ve 2006 seçimlerini kazandıktan sonra “Hamas heyetini kabul eden ilk ülke” olmasından üzüntü duyduğunu belirtti.

02.02.2009


 

Erdoğan’ın son sözlerinden memnunuz

ABD’deki önemli bir Yahudi kuruluşu, Erdoğan’ın, eleştirilerinin hedefinin İsrail halkı ve Yahudiler olmadığını dile getirmesinden memnuniyet duyduklarını bildirdi.

Yahudi lobisi, Erdoğan’ın son açıklamalarından memnun

ABD'DEKİ önemli Yahudi kuruluşlarından İnkâr ve İftiraya Karşı Birlik (Anti-Defamation League-ADL), Davos’taki tartışmanın ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, eleştirilerinin hedefinin İsrail halkı ve Yahudiler olmadığını dile getirmesinden memnuniyet duyduklarını bildirdi. Kuruluşun yazılı açıklamasına göre, ADL’nin ulusal direktörü Abraham Foxman, “Başbakan Erdoğan’ın, İstanbul’a döndüğünde, eleştirilerinin hedefinin İsrail halkı ve Yahudiler olmadığını açıklamasından memnuniyet duyuyoruz” dedi. Türkiye’de son zamanlarda Yahudi düşmanlığının arttığı iddiasına yer veren Foxman, “Başbakanın İsrail’i eleştirirken daha ılımlı bir ton kullanmasının, Türkiye’de son zamanlarda artan antisemitizmin aşağı çekilmesine yardım edeceğine inanıyoruz” diye konuştu. Foxman, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in olayın hemen sonrasında durumu açığa kavuşturmak ve yatıştırmak için telefonla Başbakan Erdoğan’ı aradığını hatırlattı. Peres’in tavrının övüldüğü açıklamada, Peres’in Davos’ta Erdoğan’ın eleştirilerine “akıl ve ilke dolu şekilde yanıt verdiği” görüşü dile getirildi.

02.02.2009


 

Bakanlar Mecliste soruları cevaplandıracak

MECLİS, yoğun geçecek bir haftaya giriyor. Bu hafta 2 bakan, milletvekillerinin sözlü sorularını cevaplayacak.

TBMM Genel Kurulunda, yarın, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker; 4 Şubat Çarşamba günü ise Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, milletvekillerinin sorularını cevaplayacak. Genel Kurulda, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısının görüşülmesine devam edilecek. TBMM Genel Kurulu, yarın 15.00-20.00, 4 Şubat Çarşamba ve 5 Şubat Perşembe günleri ise 14.00-20.00 saatleri arasında çalışacak. TBMM Adalet Komisyonu, 458 madde olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısını görüşmeye devam edecek. İki haftalık çalışmanın ardından 162 maddesi kabul edilen tasarı, yargılamanın doğru, hızlı ve etkin yürütülmesini amaçlıyor.

02.02.2009


 

5 bin 534 maden özel sektöre devredilecek

MADEN İşleri Genel Müdürlüğünce yıl içinde özel sektöre devri planlanan maden sahaları ile ilgili ihale programı belirlendi.

Buna göre, 55 ildeki toplam 5 bin 534 sahanın ‘’arama’’ ve ‘’ön işletme’’ amacıyla özel sektöre devine yönelik ihaleler Şubat ayında yapılacak. Atıl duran sahaların özel sektör eliyle işletilerek, ekonomiye katma değer sağlanması amacıyla programa alınan maden sahalarının ruhsat devri ihalelerinin, bu yılın ilk yarısında tamamlanması planlanıyor. İhale programına göre, ruhsat devri 9 Şubat 2009 tarihinde Maden İşleri Genel Müdürlüğünce firmaların katılımı ile gerçekleştirilecek.

02.02.2009


 

Düşen helikopter bulundu

Hava ambulansı olarak kullanılmak üzere Polonya'dan kiralanan ve Ankara'ya giderken Mudurnu ile Kıbrıscık arasındaki bir mevkiye düşen helikopterin enkazına ulaşıldı. Olayda Polonyalı pilotla Türk yardımcısı hayatını kaybetti.

Kaybolan helikopterin enkazı bulundu

BOLU'DA kaybolan helikopterin enkazı Kıbrıscık ilçesi yakınında bulundu. Helikopterdeki iki pilotun kaza yerinde öldüğü bildirildi. Alınan bilgiye göre, sabah saatlerinde Eskişehir’den havalanan askerî uçak ve helikopterlerle sürdürülen arama çalışmaları sonucunda, saat 11.30 sıralarında, kaybolan helikopterin enkazı Kıbrıscık ilçesine 10 kilometre uzaklıkta Köroğlu Tepesi bölgesinde tesbit edildi. Enkazına ulaşılan helikopterin kaptan pilotu Andrzej Wojewodzki ile gözetmen emekli kara Pilot Albay Süleyman Kıyak’ın da kaza yerinde öldüğü belirlendi. Sağlık Bakanlığına ait hava ambülansıyla Ankara’ya getirilen cenazeler, Gülhane Askerî Tıp Akademisi (GATA) Hastanesi morguna konuldu. Cenazelerin bugün ailelerince teslim alınacağı öğrenildi.

02.02.2009


 

Mahalle baskısı gerçekdışı

Ankara, İstanbul ve Konya’da yapılan “Halkın geçim düzeyi ve devletten beklentileri” konulu araştırma, “mahalle baskısı”nın olmadığını ortaya koydu. Araştırmada, “Çevrenizde mahalle baskısı var mı?” sorusu yöneltilen deneklerin yüzde 70’i böyle bir baskının eskiden de, bugün de olmadığını söyledi.

GÜNDEM BU KONULARLA MEŞGUL EDİLMESİN

Araştırmaya katılanların yüzde 12’si mahalle baskısının hayat tarzı üzerinde etkili olduğunu, yüzde 18’i de bu konularla gündemin meşgul edilmesinin yanlış olduğunu ifade etti. Araştırmaya katılanların yüzde 25.6’sı, “Gerilimleri gidermek için sizce ne yapılmalıdır?” sorusuna “Gerilime gerek yok” cevabını verdi.

Mahallede baskı yok

Ankara, İstanbul ve Konya’da yapılan “Halkın Geçim Düzeyi ve Devletten Beklentileri” konulu araştırma, “mahalle baskısı”nın olmadığını ortaya koydu.

Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Acar’ın başkanlığında Ankara, İstanbul ve Konya Büyükşehir merkezlerinde yapılan “Halkın Geçim Düzeyi ve Devletten Beklentileri” konulu araştırmada 5 bin 400 kişiye çeşitli sorular yöneltildi. Araştırmada, “Çevrenizde mahalle baskısı var mı?” sorusu yöneltilen deneklerin, yüzde 70’i böyle bir baskının eskiden de bugün de olmadığını, yüzde 12 ise mahalle baskısının hayat tarzı üzerinde etkili olduğunu, yüzde 18’i ise bu konularla gündemin meşgul edilmesinin yanlış olduğunu ifade etti.

Araştırmaya katılanlardan, “Gerilimleri Giderme için Sizce Ne Yapılmalıdır?” sorusuna yüzde 25.6’sı gerilime gerek yok, yüzde 8.9’u bazen olabilir, yüzde 23.9’u herkes ılımlı olmalı, yüzde 19.4’ü herkes işlev ve görevini bilmeli cevabını verirken, yüzde 13.9’u ise konuyu medyanın abarttığı görüşünü dile getirdi. Bu soruya yorum yapmayanların oranı ise yüzde 8.3’te kaldı.

GERİLİMİ AZALTMANIN YOLLARI

Araştırma sonucunu değerlendiren Prof. Dr. Ali Acar, değişimler ve gelişimler sonucu toplumsal veya siyasal sistemde çeşitli uyumsuzluklar ve gerilimlerin meydana gelebilceğini anlatarak, şunları kaydetti: “Bu gerilimlerde siyasal sistemin veya siyasal idarenin başarılı olabilmesi, gerilimleri taşıyabilme fazına ve yeteneğine bağlı olmaktadır. Önemli olan bu gerilim ve değişimin dengeli ve sosyal ve ekonomik yapıyı sarsmayacak şekilde olmasıdır. Gerilime yol açan unsurların uygun şartlarda ve oluşumlarla çözümlenmesi gerekir. Bu gerilim ortamından kurtulmanın bir yolu da mevcut gereksinimlerin değişen şartlara göre adapte edilmesi ve bu konuda ortak uzlaşmanın sağlanmasıdır. Bu gerilimi azaltmanın bir yolu da toplumda yıllarca süren uzlaşma ve bütünleşmenin sağlanmasıdır”

SOSYAL YAPI VE MAHALLE BASKISI İLİŞKİSİ

Prof. Dr. Acar, Türkiye ilk olarak “mahalle baskısı” kavramıyla Siyaset Bilimci Prof. Dr. Şerif Mardin’in ağzından duyduğunu hatırlatarak, “mahalle baskısı” yerine kamu baskısının alt birimi olarak da ifade edilebileceğini söyledi. Toplum yapısı dinamik bir özelliğe sahip olduğundan dünyayı saran değişim rüzgârının toplumu da etkilediğini anlatan Prof. Dr. Acar, “Yıllardır farklı kültürel farklılıklar rağmen aynı sosyal yapı özelliklerine sahip kişilerin, grupların birbirlerinden etkilenmemeleri mümkün değil ama bu etkilenme zorunlu değil, isteğe ve tercihlere bağlıdır” dedi.

Prof. Dr. Ali Acar, araştırmanın 5 bin 400 kişi üzerinde rastgele tabakalı örnekleme göre yapıldığını belirli grupların seçilmediğini de kayedetti.

02.02.2009


 

Hakimler karar verirken daha dikkatli olacak

Hakİmler, verdikleri karardan dolayı devletin vatandaşa tazminat ödemesi durumunda, bu tazminatı bir yıl içinde devlete ödemek zorunda olacak.

TBMM Adalet Komisyonunda görüşülen 458 maddelik Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısında, ‘’devletin, hakimin kararından dolayı vatandaşa ödediği tazminatı, sorumlu hakime rücu etmesi imkânı getiren’’ madde de yer alıyor. Komisyonda iki kez görüşülmesine rağmen, yeniden düzenlenmek üzere atlanan ilgili maddelere, Yargıtay karşı çıkıyor. Komisyonun geçen haftaki toplantısına katılan, Yargıtay 3. 4. ve 19. Hukuk Dairesi Başkanları, bu düzenlemeye karşı çıkarak, eleştirilerini dile getirmişlerdi.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya bu model ile hem dünyadaki gelişime uygun hem de hakimi dâvâdan sakınmayı amaçladıklarını belirtti. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez ise “Vatandaşın zararında, daha önce hakim 1. derecede sorumluydu, ancak şimdi devlet 1. derecede sorumlu olacak. Böylece, hakimler gereksiz yere mahkemeye çıkmayacak, zarar gören de zararını daha kolay tahsil edebilecek’’ diye konuştu. MADDE NE GETİRİYOR? Tasarıya göre, hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat dâvâsı açılabilecek. Kayırma, taraf tutma veya taraflardan birine olan kin veya düşmanlık, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması halinde, tazminat dâvâsı yoluna gidilebilecek.

02.02.2009


 

Takside 7 tabanca ve mühimmat bulundu

RİZE'NİN Pazar ilçesinde bir takside, el yapımı 7 tabanca ve mühimmat bulundu.

Alınan bilgiye göre, Ardeşen yönünden gelen 53 T 5165 plâkalı taksideki kişiler, Kirazlık Mahallesi Hopa Caddesi’nde uygulama yapan trafik polislerini görünce aracı terk ederek kaçtı. Zanlıların olay yerinden ayrılmasından sonra fark ettikleri araçta arama yapan ekipler, bagajdaki çuvalda el yapımı 7 tabanca ve şarjörler ile silâh yapımında kullanılan malzemeler ele geçirdi. Araç, Cumhuriyet savcısı ve polislerin incelemesinin ardından emniyete götürüldü. Taksinin sahibi M.K’nin (29) gözaltına alındığı, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.

02.02.2009


 

Erzurum’da deprem

ERZURUM'DA orta şiddette deprem kaydedildi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün belirlemelerine göre, dün saat 12.27’de merkez üssü Erzurum’un Şenkaya ilçesinde 4.4 büyüklüğünde, orta şiddette deprem kaydedildi. Deprem, Erzurum şehir merkezi ile Kars’ın Sarıkamış ilçesinde de hissedildi.

02.02.2009


 

Kriz, aile hayatını da etkiledi

TÜRK Eğitim Sen’in araştırmasına göre, eğitim çalışanlarının yüzde 92’si ekonomik krizden etkilendiğini belirtti.

Türk Eğitim-Sen’in toplam bin 13 eğitim çalışanı üzerinde yapılan anket çalışması, ekonomik krizin etkilerini gözler önüne serdi. Anket sonuçlarına göre, eğitim çalışanlarının yüzde 92’si ekonomik krizden etkilendiğini söylerken, yüzde 8’i ekonomik krizden etkilenmediğini belirtiyor. Eğitim çalışanlarının yüzde 27.5’i ekonomik kriz sebebiyle maaşının günden güne eridiğini, yüzde 27.5’i eş/dosttan borç para aldığını söylerken; yüzde 20.2’si sadece temel ihtiyaçlarını karşılayabildiğini, yüzde 13.4’ü yeme, içme ısınma gibi temel ihtiyaçlardan da kesintiye gittiğini, yüzde 11.3’ü de birikim yapamadığını belirtiyor. Araştırma sonucuna göre, ekonomik kriz eğitim çalışanlarının psikolojisini de etkiledi. Buna göre, ankete katılanların yüzde 43’ü, “İşime dikkat ve konsantrasyonda sorun yaşıyorum”, yüzde 31.2’si, “Korku/öfke/stres/endişe gibi duygularımda ciddî artış oldu”, yüzde 14.4’ü, “Kendime olan güvenimi yitirdim/kendimi çaresiz hissediyorum”, yüzde 8.8’i, “Depresyondayım”, yüzde 2.6’sı da “Borçlarım nedeniyle intiharı düşünüyorum” diyor. Eğitim çalışanlarına ekonomik krizin aile hayatlarını nasıl etkilediği de soruldu. Ankete katılanların yüzde 16.4’ü “Aile bireylerine yönelik saldırgan ve öfkeli bir tutum içerisindeyim”, yüzde 11’i de “Eşimle aramızdaki iletişim bozuldu” cevabını verdi.

“Yapılan zamlardan en çok hangisi sizi olumsuz etkiledi?” sorusuna ankete katılanların yüzde 39.4’ü elektrik, yüzde 30.7’si gıda ve giyim, yüzde 26.9’u doğal gaz, yüzde 2.3’ü de ulaşım, yüzde 0.7’si su cevabını veriyor.

02.02.2009


 

Yeni Asya YES komisyonları toplandı

Yenİ Asya Yayın, Eğitim, Sosyal Komisyonları, Yeni Asya Grup Meşveret sistemine göre Umumî Meşveret Heyeti Komisyonlarının, yönetim Kurulu Koordinatörlerinin dâveti üzerine Ankara’da Abdulkadir Özkan Vakfı’nda toplandı.

Gazetemizin yönetim kurulu üyeleri Ali Vapurlu, Said Çamkerten ve Mesut Toplayıcı’nın açılışını yaptığı toplantı da Yayın (neşriyat), Eğitim ve Sosyal komisyonlar ayrı ayrı toplanarak 11 kişilik yönetim kurullarını, bu yönetim kurulları da sekreterlerini seçtiler. Umumî Meşveret Heyetine bağlı olarak çalışacak komisyon yönetim kurulları her üç ayda bir toplanıp, gündemindeki faaliyetleri görüşüp karara bağlayacaklar. Bu arada komisyonların yönetim kurulları önümüzdeki dönemde yapacakları faaliyetler konusunda ilk toplantılarını da yaptılar.

02.02.2009


 

Bunalımların reçetesi Risâle-i Nur’da

YENİ Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz, modern çağda insanlığın yaşadığı bunalımların reçetesinin, Kur’ân tefsiri Risâle-i Nur’da bulunduğunu söyledi.

Güleçyüz, Yeni Eğitimciler Derneği İstanbul Şubesinin Yeni Asya Vakfı Seminer Salonunda düzenlediği “Toplumsal Bunalım ve Eğitimin Manevî Yönü” konulu seminere konuşmacı olarak katıldı. Risâle-i Nur’daki izahları esas alarak verdiği seminerde Güleçyüz, Bediüzzaman’ın bundan yarım asır önce Eşref Edib’e verdiği mülâkatta “Dünya büyük bir manevî buhran geçiriyor. Manevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir taun felâketi gittikçe yeryüzüne yayılıyor” tesbiti yaptıktan sonra “Bu müthiş sâri illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı?” diye sorduğunu hatırlatarak, hayatın farklı alanlarında yaşanan bunalımların temelinde Allah ve ahiret inancının yokluğunun veya zaafa düşmesinin yattığını vurguladı.

Güleçyüz, buna bağlı olarak insanları bunalıma iten belli başlı sebepleri, kalp ve ruhun gıdasız bırakılması; zulüm ve haksızlık yaparak “üstünlüğü” ele geçirenlerin vicdan azabından kaçamamaları ve galibiyetlerini sürdürme telâşına kapılmaları; mazlûmların ümitsizliğe düşmeleri; savaşlar, felâketler ve diğer sebeplerle toplu ölümlerin çoğalması sonucu dünya hayatının fâniliğinin her tarafından anlaşılıp hissedilmesi; israf ve tüketim çılgınlığının artması; sefahat ve tembelliğin yaygınlaşması, çok küçük bir azınlık faiz ve bankalar yoluyla oturduğu yerden büyük servetler kazanırken emeğiyle geçinmeye çalışan büyük kitlelerin fakirlik ve sefalete mahkûm edilmesi gibi maddeler olarak sıraladı.

Çareleri yine Risâle-i Nur’daki izahlardan aktaran Güleçyüz, ancak Allah’a inanıp O'nu tanıyarak ve O'na ubudiyetle huzur bulabilecek şekilde yaratılan kalp ve ruhların imanla beslenip takviye edilmesi gerektiğini ve dünya hayatının fâniliğine karşı şiddetlenen ebedî hayat arayışına cevap verecek müjde ve tesellînin yalnızca Kur’ân’da bulunduğunu anlattı.

Güleçyüz, materyalist Batı medeniyetinin yaygınlaştırdığı hayat tarzından doğan bunalımları aşmak için, israf ve tüketim çılgınlığına karşı iktisat ve kanaat, sefahat ve tembelliğe karşı iffet ve çalışma, emek, hizmet prensiplerini hakim kılmak; büyük sosyal huzursuzluklara ve krizlere yol açan gelir dengesizliklerinin izalesi için de, Kur’ân’daki zekât emriyle faiz yasağını dünya ölçeğinde uygulamak gerektiğine dikkat çekti.

Dünyadaki bunaltıcı ve kasvet verici gelişmeler karşısında ümitsizliğe kapılmamak için de kuvvetli bir imana ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Güleçyüz, bu çeşit hadiselerde selâmet-i kalbini ve istirahat-i ruhunu muhafaza edip kurtaranların, yalnızca ehl-i iman, ehl-i tevekkül ve rıza olduğunu anlattı. Güleçyüz, Bediüzzaman’ın, “Bunlar içinde de en ziyade kendini kurtaranlar, Risâle-i Nur’un dairesine sadakatle girenlerdir. Çünkü bunlar, Risâle-i Nur’dan aldıkları iman-ı tahkikî derslerinin nuruyla ve gözüyle, her şeyde rahmet-i İlâhiyenin izini, özünü, yüzünü görüp her şeyde kemal-i hikmetini, cemal-i adaletini müşahede ettiklerinden, kemal-i teslimiyet ve rızayla, rububiyet-i İlâhiyenin icraatından olan mûsibetlere karşı teslimiyetle, gülerek karşılıyor” sözünü aktardı.

Seminerin ikinci bölümünde ise Güleçyüz, katılımcıların sorularını cevaplandırdı.

ÜMİT KIZILTEPE

02.02.2009


 

Hıristiyan din adamı: Husûmete vaktimiz yok

HIRİSTİYAN din adamı Gerrit Jan Westerveld, “Hıristiyanlarla Müslümanlar arasındaki ortak noktalar o kadar fazla ki, farklılıklar hakkında kavga etmeye vaktimiz olmamalı” dedi.

Hollanda'nın Almere şehrinde eğitim ve kültürler arası diyalog çalışmaları yapan ÇağlayanVakfı, geleneksel olarak düzenlediği aşure programını bu yıl farklı bir şekilde gerçekleştirdi. Nuh’un Gemisi örneğinden yola çıkarak gemide bir program düzenleyen vakıf, Musevi, Hıristiyan ve Müslümanlardan oluşan topluluğu gemide buluşturdu. Düzenlenen programa Almere Belediye Başkan yardımcısı Johanna Hanstra, Hıristiyan din adamı Gerrit van Westerveld, Yahudi dinini temsilen Harry Polak, Çağlayan Vakfı Yöneticisi Fikri Çalkın, milletvekili Els de Groen, İslâm Diyalog Vakfından İzzet Özkan-Ahmet Coşkun ve çok sayıda dâvetli katıldı.

Toplantıda konuşan Hıristiyan din adamı Gerrit Jan Westerveld, “Hıristiyanlarla Müslümanlar arasındaki ortak noktalar o kadar fazla ki, farklılıklar hakkında kavga etmeye vaktimiz olmamalı. Aramızdaki önyargılara bu tür etkinliklerde çözümler bulunabilir” dedi. Almere Belediye Başkan yardımcısı Johanna Hanstra “Değişik din ve dünya görüşleri olsa bile, insanlar mutlaka birbirleriyle görüş alış verişinde bulunmalılar. Kaba kuvvet ve insanları tahrik etmekle hiçbir yere varılamaz. Bu her din mensubu için geçerli bir kural” şeklinde konuştu.

02.02.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır