"Gerçekten" haber verir 28 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

YARGISIZ İNFAZ YAPILDI

Hazırladığı doktora tezinin kitap olarak basılmasının ardından kamu görevinden çıkartılan Yrd. Doç. Dr. Alev Erkilet de 28 Şubat’ın mağdur ettiği isimlerden biri. Erkilet, “Benim durumumda çok açık bir hak gaspı, tasfiye, düşünce suçlusu ilân etme ve yargısız infaz söz konusuydu” dedi.

Uzaklaştırmak yetmez, aç bırakalım!

“Ortadoğu’da Modernleşme ve İslâmî Hareketler” adlı doktora tezinin kitap olarak basılmasının ardından kamu görevinden çıkartılan Yrd. Doç. Dr. Alev Erkilet, 28 Şubat sürecinde görev süresi uzatılmayan akademisyenlerin iş başvurularının, üniversiteler bizzat aranarak engellendiğini belirtti. Erkilet, “Uzaklaştırmak yetmez, aç bırakalım ilkesi ile hareket edildi.” dedi. Kararın hayatına etkisi ve üniversitelerde yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Erkilet, uzaklaştırılmasına sebep olan tezle ilgili her hangi bir pişmanlığının olmadığını ifade ederek, “Ortadoğu’da Modernleşme, benim pişmanlık değil, tam tersine gurur duyduğum bir metindir. Öncelikle çok sıkı bir çalışmanın ürünü olması nedeniyle; ikinci olarak da kavramsal ve kuramsal çerçevesinin içerdiği iddialar nedeniyle” diye konuştu. 28 Şubat sürecinde, istifaya zorlama ve görevden alınma gibi daha tekil olayların yaşandığını gibi kendisinin de mensubu olduğu Kırıkkale Üniversitesi'nde çok sayıda akademisyenin görevlerini bırakmaya zorlandığını anlattı. Kırıkkale Üniversitesi’nden diğer akademisyenlerin uzaklaştırılmasının, “başarısızlık” gerekçesi gösterilerek ve görev süresinin uzatılmaması yoluyla gerçekleştirildiğini aktaran Erkilet, şunları dile getirdi: “Benim tasfiyem ise tamamen politik suçlamalar üzerinden kamu görevinden men şeklinde gerçekleştirildi. Görev süresi uzatılmayan arkadaşların yeni iş başvurularının, bu üniversiteler bizzat aranarak engellendiğini biliyoruz. ‘Uzaklaştırmak yetmez aç bırakmak lazım’ ilkesinden hareket edilmişti kısacası. Başlarına gelecekleri görüp istifa edenleri de hesaba katarsak, Kırıkkale’nin kadrosunun yumuşak ve sert çeşitli yöntemlerle toptan yenilendiğini söyleyebiliriz.”

28.02.2009


 

YASAKLAR KALKMADI

28 Şubat’ın 12. yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan Özgür-Der Başkanı Hülya Şekerci, “Bu kirli dönemde rol alanlar gerçekleştirdikleri sayısız hukuk dışı icraatın kapatılıp, unutulmasını; hâlâ büyük çapta mağduriyetler üretmeye devam eden dayatmalarının aynen sürdürülmesini istiyorlar” dedi.

28 Şubat, mağdur etmeye devam ediyor Özgür-Der’den yapılan yazılı açıklamada, aradan geçen 12 yıla rağmen, Türkiye’nin 28 Şubat sürecinin hukuksuzluklarıyla hesaplaşmadığı belirtildi. Darbeci düzenin sahipleri ve işbirlikçilerinin, önceki darbe süreçlerinde kazandıkları alışkanlıklarını, 28 Şubat darbe süreciyle ilgili olarak da sergiledikleri kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“‘Biz yaptık, oldu!’ mantığından hareket eden egemenler, bu kirli dönemde ülke genelinde gerçekleştirdikleri sayısız hukuk dışı icraatın kapatılıp, unutulmasını, hala büyük çapta mağduriyetler üretmeye devam eden dayatmalarının aynen sürdürülmesini istiyorlar. Oysa halkın geniş kesimlerinin açık biçimde zulme uğramasına yol açan bu uygulamalara göz yummanın hukuksuzluğa boyun eğmek olduğu tartışmasızdır.”

28 ŞUBAT-ERGENEKON İRTİBATI ÖRTÜLMESİN!

Açıklamada, Ergenekon davası vesilesiyle açığa çıkan belgeler ve ifşaatların, 28 Şubat sürecinin sahiplerinden, planlayıcıları ve uygulayıcılarından, gerek kurumsal açıdan, gerekse de şahsi bazda işledikleri suçların, yürüttükleri kirli ilişkilerin hesabının sorulması gerektiğinin açık biçimde ortaya koyduğu vurgulandı. Bu kirli süreçte rol alanların pek çoğunun, dahil oldukları Ergenekon batağında ülkeyi karanlık bir tünele, bir darbe ve kaos ortamına sokmak üzere kirli faaliyetlerini devam ettirdiklerinin kesinleştiği ifade edilen Özgün-Der açıklamasında şöyle denildi:

“Tüm bu tablo, Ergenekon adı verilen darbeci çete tehdidinin gerçek mânâda savuşturulması için 28 Şubat sürecinin baş aktörlerinin de mutlaka üzerlerine gidilmesi ve darbeci yapılanma içinde yer almış zevattan çeteci faaliyetlerinin hesabının sorulması gerektiğini göstermektedir. Şu veya bu gerekçeyle bundan kaçınılmasının dâvâyı sulandırma, örtme taktiği izleyen çevrelerin baskısına boyun eğmek anlamına geleceği açıktır.” Açıklamada, bu yöndeki taleplerini dillendirmek üzere 28 Şubat darbe sürecinin yıl dönümünde duyarlılık sahibi olanları bugün değişik illerde yapılacak eylemlere katılmaya çağrıldı.

28.02.2009


 

BİR NESİL HEBA EDİLDİ

Kemal Alemdaroğlu döneminde İÜ’de başarılı bir akademisyenken, 28 Şubat sürecinde başörtüsü sebebiyle görevinden uzaklaştırılan Doç. Dr. Sevgi Kurtulmuş da o günleri değerlendirirken, “Anadolu’yu gezdikçe gözlerinden zekâ fışkıran, başörtüsü ve katsayı sebebiyle okuyamayan genç kızları gördükçe hâlâ yüreğim parçalanır” diye konuştu.

Pırıl pırıl çocuklar başörtülü diye harcandı

DOÇ. Dr. Sevgi Kurtulmuş, Rektör Kemal Alemdaroğlu döneminde İstanbul Üniversitesi’nde başarılı bir akademisyenken, 28 Şubat sürecinde kendini birden sıradan ev işleri yapan biri olarak bulduğunu belirterek, “Bir dönemdi geldi geçti. Mağdurları biz olduk. Hâlâ Beyazıt’a yolum düştüğünde üniversite tarafına bakamam” dedi.

SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un eşi Doç. Dr. Sevgi Kurtulmuş, 28 Şubat süreci ve sonrasında yaşadıklarını değerlendirirken, “Bu konu, hiç şüphesiz benim hayatımda derin etkileri olan acı hatıramdır. Uzun yıllar büyük emek vererek elde ettiğim kariyerime, profesörlüğe az bir süre kala veda etmek zorunda bırakıldım. 28 Şubat sürecinin antidemokratik ve baskıcı uygulamalarından en çok etkilenmiş olan kurumların başında İstanbul Üniversitesi vardı. Alemdaroğlu’nun rektör olarak göreve başlamasıyla birlikte hedef seçildim ve hemen açığa alındım” diye konuştu.

Bütün hukuk kuralları ve hukuk sistematiği tamamen altüst edilerek 6 ay gibi kısa bir sürede mustafi addedildiğini kaydeden Kurtulmuş, “O zamanlar bu dönemin bu kadar uzun süreceğini hiç tahmin etmemiştim. Mahkemenin lehime sonuçlanacağını ve çok kısa sürede üniversiteye geri döneceğimi sanıyordum. Maalesef Türkiye’de, hukukun da siyasallaşmasının etkisiyle, bütün mahkemeler kısa sürede aleyhime sonuçlandırıldı” şeklinde konuştu.

BEYAZIT’TA, ÜNİVERSİTE TARAFINA BAKAMAM

UZAKLAŞTIRMA kararını ilk okuduğunda, gözlerine inanamadığını aktaran Kurtulmuş, “Bu kadar hukuksuzluk yapılabileceğini tahmin bile etmiyordum. Sonra mahkeme süreçleri başladı, fakat bu malûm dönemde hukuk da siyasallaşmıştı. Tüm mahkemeler aleyhime sonuçlandı” diye konuştu. Kararın yaşantısını tamamen değiştirdiğini anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Başarılı bir akademisyenken, bu kararla birdenbire sıradan ev işleri yapan birisi haline geldim. Ne gariptir ki sosyal güvenlik hocası iken hiçbir sosyal güvencem olmadan kendimi ortada buldum. Bu tabiî ki hâlâ içimde çok büyük bir sızıdır. Beyazıt’a yolum düştüğünde üniversite tarafına bakamam. Beraber, aynı dönemde asistan olduğum arkadaşlarımın hemen hepsi şu an üniversitede profesörlük yapıyor. Ben onlardan daha az kabiliyetli ve daha az çalışkan olduğum için hocalık yapamıyor değilim. Bir dönemdi geldi geçti, mağduru bizler olduk.”

28 ŞUBAT YASAKLARI HÂLÂ MAĞDUR EDİYOR

28 ŞUBAT sürecinde, bazı üniversite yöneticileri bütün ilgi ve dikkatlerini başörtüsü avcılığına yoğunlaştırdığı için üniversitelerde bilimsel seviyenin ihmal edildiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi: “Anadolu’yu gezdikçe gözlerinden zekâ fışkıran, başörtüsü ve katsayı nedeniyle okuyamayan genç kızları gördükçe hâlâ yüreğim parçalanır. Ülkemizin geleceği olan bu pırıl pırıl, cin gibi çocuklar sırf başörtülü diye bu kadar kolay harcanmamalıydı. Aradan geçen bunca zamana ve parlamentoda eşleri başörtülü bir çok milletvekili, bakan, hatta başbakan ve cumhurbaşkanı olmasına rağmen hâlâ başörtüsü meselesinin çözülememiş olması trajikomik bir durum. Bu meselenin çözümü için CHP’nin mahalli seçimler arefesinde çarşaflılara rozet takmasını olumlu bir adım olarak görüyorum. Eğer oy kaygısıyla böyle davranmıyorlarsa, onlar için başörtülüler sadece seçmen olarak anlam ifade etmiyorsa, hep birlikte başörtüsü problemini çözebileceklerine inanıyorum. Bu konuda herkes iyi niyetli, samimî ve politik kaygılardan uzak davranırsa, çok kısa sürede sorun çözülebilir.”

28.02.2009


 

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI İNSAN HAKKI İHLÂLİ

Bağımsız insan hakları kuruluşu HRW, Almanya’da öğretmenlere ve kamu çalışanlarına uygulanan başörtüsü yasağının doğrudan insan hakları ihlâli olduğunu belirtti.

DünyanIn önde gelen bağımsız uluslar arası insan hakları kuruluşu Human Rights Watch (HRW), Almanya’da Müslüman kadınların kamu kurumlarında başörtüsü ile bulunmayacağına dair yasaklar uygulayan Alman hükümetinin temel insan haklarına aykırı davrandığı ve Müslüman kadınlara karşı ayrımcılık uyguladığını açıkladı.

HRW’nin Avrupa ve Orta Asya masası araştırmacılarından Haleh Chahrokh, “Almanya’daki bu uygulamaların açık ayrımcılık olduğu ortadadır” dedi. HRW tarafından yayınlanan “Tarafsızlık adı altında ayrımcılık: Almanya’da öğretmenlere ve kamu çalışanlarına uygulanan başörtüsü yasağı” başlıklı rapor Almanya’da sekiz ay süren araştırmalar sonucunda hazırlanmış. Rapora göre, 3.5 milyon kadar Müslümanın yaşadığı Almanya’da İslâmiyet’in önemli ritüellerinden biri olarak sayılan başörtüsünün iç siyaset malzemesi haline getirildiği vurgulandı. Rapora göre bir çok Alman yerel mahkemesi halihazırda başörtüsünü öğretmenler için yasaklamış bulunuyor. HRW’nin raporda belirttiğine göre, yerel mahkemelerin yasak için gerekçesi kamu hizmeti veren öğretmenlerin okullarda “tarafsız” bir şekilde eğitim vermesi gerektiği şeklinde açıklanıyor. Ancak HRW’nin sözkonusu gerekçeye getirdiği yorumda ise “bu öğretmenlerin okullardaki tarafsızlık durumunu herhangi bir şekilde ihlâl ettiği konusunda açık bir delile rastlanmamıştır” denildi.

HRW’nin yayınladığı raporda, Almanya’da uygulanan sözkonusu kısıtlamaların doğrudan doğruya Müslüman kadınları hedef aldığı belirtildi. Raporda ayrıca sözkonusu okulların bir çoğunda Hıristiyanlık yahut diğer dinlerin sembollerine herhangi bir kısıtlama getirilmediğine dikkat çekildi. HRW araştırmacısı Chahrokh, bu rapor sonuçlarının sözkonusu yasaların özellikle Müslümanları hedef alacak şekilde uygulandığını belirtti.

New York merkezli bağımsız insan hakları örgütü olan HRW’nin raporunda mağdur edilen Müslüman kadınların “meslekleri ve inançları arasında ikilemde bırakıldığını” ve bunun da doğrudan insan hakları ihlâli olduğu ifade edildi. Raporun sonunda ise “İnsanlar dinî inançları ve bunu açığa vuran sembolleri ile değil eylemleri ile değerlendirilmeli ve yargılanmalıdır” tesbitine yer verildi.

UMUT YAVUZ

28.02.2009


 

Türkiye, Avrupa Birliğinin bir parçası

İsveç’in eski Türkiye Büyükelçisi Ann Dismorr, Türkiye’nin de özellikle AB üyelik sürecine resmen başladığı tarihten itibaren Birliğin bir parçası olduğunu belirtti. Türkiye’nin AB üyelik süreci için büyük çaplı reformlara imza attığını belirten Dismorr, Türkiye’nin, müzakere sürecinin sonunda AB’ye herhangi bir gerekçeyle alınmamasının AB’nin de güvenilirliğini kötü yönde etkileyeceğini ifade etti.

DISMORR: TÜRKİYE, AB’NİN BİR PARÇASI

İSVEÇ'İN eski Türkiye Büyükelçisi Ann Dismorr, Türkiye’nin, özellikle AB üyelik sürecine resmen başladığı tarihten itibaren Birliğin bir parçası olduğunu söyledi. Dismorr, ‘’Türkiye Deşifre Edildi’’ (Turkey Decoded) isimli kitabını ABD’de tanıttı. Dismorr, kitabının tanımıyla ilgili olarak New York’un Columbia Üniversitesinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB üyeliğinin gerekli olduğunu belirtti. ‘’AB bir Hristiyan kulübü mü?’’ sorusuna karşılık İsveç’in nüfusunun yüzde 5’inin Müslüman olduğunu ve Avrupa’da da 20 milyon Müslüman’ın bulunduğunu söyleyen Dismorr, Müslüman toplumun zaten AB içinde yaşadığını vurguladı. Türkiye’nin de özellikle AB üyelik sürecine resmen başladığı tarihten itibaren Birliğin bir parçası olduğu görüşünü dile getiren Dismorr, Türkiye’nin, müzakere sürecinin sonunda AB’ye herhangi bir gerekçeyle alınmamasının AB’nin de güvenilirliğini kötü yönde etkileyeceğini ifade etti. Türkiye’nin AB üyelik süreci için 2001-2005 yılları arasında büyük çaplı reformlara imza attığını belirten Dismorr, bu reformların gerçekleşmesine şahitlik etmesinden dolayı kendisini şanslı gördüğünü ve söz konusu reformların pek çok Avrupa ülkesi için sürpriz olduğunu kaydetti.

28.02.2009


 

Egemen Bağış’a göre sicilimiz düzgün

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin insan hakları konusunda duyarlı bir ülke olduğunu ve bu konuda hiçbir şekilde dünya standartlarının altında olmadığını ileri sürdü.

BAŞMÜZAKERECİ BAĞIŞ'A GÖRE SİCİLİMİZ DÜZGÜN

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin insan hakları konusunda duyarlı bir ülke olduğunu ve bu konuda hiçbir şekilde dünya standartlarının altında olmadığını söyledi. Bağış, Ankara Plaza Otelde düzenlenen “Kolluk Kuvvetlerinin Güç Kullanımı” seminerinin açılışında konuştu. Bağış, dünyada ve Türkiye’deki gelişmelerin kamu hizmetinin standartlarını etkilediğini, bu gelişmelerin aynı şekilde kolluk kuvvetlerinin vatandaşlarla ilişkisini de etkilemekte olduğunu kaydetti. Bağış, Türkiye’de bir zamanlar faili meçhullerin sayısı bilinmezken, bugün devletin bakanlarının devlet adına özür dileme erdemini gösterebilecek hale geldiğini belirtti. Terör örgütü PKK ile yıllardır mücadele verildiğini hatırlatan Bağış, “bazı ülkelerin terörle mücadele adına üç hafta gibi bir süre içinde 1500 insanın ölümüyle sonuçlanan bir harekât içine girebildiğini” belirtti. Türk polisinin ise terörle mücadelede yeni imkânlar sayesinde yaptığı operasyonlarda sivil unsurlara zarar vermediğini kaydeden Bağış, “Bu gösteriyor ki Türkiye insan hakları konusunda duyarlı bir ülkedir ve bu konuda hiçbir şekilde dünya standartlarının altında değildir, bu konuda tam bir eşgüdüm vardır” dedi.

28.02.2009


 

Papa: Dünyevî ihtiraslarımız krize yol açtı

PAPA 16. Benediktus, küresel mali krizin gerçek Tanrı’nın yerine ‘’ihtiras tanrısının’’ konulması yüzünden çıktığını söyledi.

Roma Katolik Kilisesi’nin, küresel malî krize yol açan ekonomik adaletsizliği kınaması yükümlülüğü bulunduğunu belirten Papa, bu konuya çıkaracağı Papa’lık genelgesiyle değineceğini bildirdi. Rahiplere hitabeden Papa, krizin ‘’gerçek Tanrı’ya karşı olan putperestlikle insan hırsının ve Tanrı imgesi yerine bir başka tanrının, ihtiras tanrısının konulmasının’’ sonucu çıktığını kaydetti. Papa 16. Benedictus, kilisenin, büyük ABD bankalarının batmasıyla kendini gösteren bu temel hataları kınaması gerektiğini dile getirdi. Daha önce de küresel mali sistemi benmerkezci, basiretsiz ve yoksullara ilgi göstermede yetersiz olarak nitelendiren Papa, yoksulluğa karşı dünya çapında dayanışma çağrısında bulunmuştu.

28.02.2009


 

Kriz, seçim kampanyalarını da etkiledi

YEREL seçimlere yaklaşık 1 ay kalmasına rağmen belediye başkan adaylarının seçim kampanyaları ‘’sönük’’ geçiyor.

MB Reklâm Ajansı Yöneticisi Nagehan Özdemir, yaptığı açıklamada, belediye başkan adaylarının 29 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere yönelik reklam ve tanıtım çalışmalarına başladığını ancak çoğunluğunun geniş katılımlı kampanya yürütemediğini belirtti. Yerel seçimlerin, ekonomik krizin yaşandığı bir döneme denk gelmesinin belediye başkan adaylarını harcamalarını sınırlı tutmaya zorladığını savunan Özdemir, partilerin aday listelerini geç açıklamaları sebebiyle de adayların etkili bir seçim kampanyası yürütmek için yeterli zamanı bulamadığını ifade etti. Özdemir, bu durumun adayların etkili seçim kampanyası yürüttüğü bir yerel seçim süreci yaşanmasını engellediğini ifade ederek, ‘’Adaylar kitlesel mitingler yerine çoğunlukla ev ziyaretleri ve küçük ölçekli toplantılarla yetiniyor. Bu nedenle seçim kampanyaları heyecansız ve sönük geçiyor’’ dedi.

28.02.2009


 

Topbaş hakkında suç duyurusu

SAADET Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Bekâroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bazı ihalelerde usulsüzlükler yapıldığı iddiasıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve ilgili görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bekâroğlu, suç duyurusu dilekçesini Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi’nde ilgili cumhuriyet savcılığına verdi. Adliyeden ayrılırken açıklamalarda bulunan Bekâroğlu, düzenlediği basın toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığında usulsüz ihaleler yapıldığını anlattığını, buna ilişkin görüntü kayıtlarını da dağıttığını hatırlattı. Bekâroğlu, bugün de söz konusu belgeleri Cumhuriyet savcılığına teslim ettiğini, bundan sonra kararı savcıların vereceğini belirterek, ‘’Biz de halk adına, verdikleri vergilerin nasıl çarçur edildiğini takip etmek durumundayız. Bu nedenle bu yolsuzluk dosyasını açıkladık ve ihbar ettik’’ dedi.

28.02.2009


 

28 Şubat'a farklı bakış

TÜRKİYE'NİN darbeler tarihinin son halkası olan 28 Şubat, 12. yıl dönümünde farklı bir bakış açısıyla yeniden irdeliniyor.

28 Şubat 1997’de gerekleşen darbenin, kimler tarafından yapıldığı, nasıl tezgâhlandığı ve günümüze etkilerinin masaya yatırıldığı Hilal TV’deki “Gündem Özel” programına, Saadet Partisi GİK üyesi Bahri Zengin, Vakit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Mustafa Karahasanoğlu, Avukat Yasin Şamlı, eski istihbaratçı Bülent Orakoğlu, yazar İhsan Eliaçık, yazar Rıdvan Kaya, YAŞ mağdurlarından Binbaşı Ali Coşar, başörtüsü mağdurlarından Nuray Canan Bezirgan konuk oluyor. Hilal TV Haber Müdürü Muharrem Coşkun sunduğu Gündem Özel programı, bugün 20:30’da Hilal TV ekranlarında izleyicilerle buluşacak.

28.02.2009


 

Dünya Bankasından kriz düzeltmesi

Dünya Bankası, bankanın Türkiye Direktörü Ulrich Zachau’nun, “Türkiye, 2001’deki krizden daha büyük bir kriz yaşayacak” gibi bir ifade kullanmadığını Zachau’nun, işsizlik sorununa dikkat çektiğini açıkladı.

DÜNYA Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau’nun, önceki gün İstanbul’da katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, ‘’Türkiye, 2001’deki krizden daha büyük bir kriz yaşayacak’’ ve ‘’Türkiye için büyük kriz yolda’’ gibi kendine atfedilen ifadeleri kullanmadığı belirtildi. Dünya Bankasından yapılan açıklamada, Zachau’nun Active Academy’nin düzenlediği 3. Risk Yönetimi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, şu andaki küresel krizin etkileri konusuna odaklandığı belirtildi. Zachau’nun konuşmasında, Türkiye için bugün en büyük risklerin reel ekonomi ve istihdam olduğunu, Türkiye’de bugün en savunmasız grupta yer alanların iş arayanlar, çocuklar ve genç işçiler olduğunun altını çizdiği ifade edilen açıklamada, medyada çıkan bazı haberlerde Zachau’nun konuşmasında ne dediğinin tam olarak yakalanamadığı ifade edildi. Açıklamada, ‘’Türkiye, 2001’deki krizden daha büyük bir kriz yaşayacak’’ ve ‘’Türkiye için büyük kriz yolda’’ gibi başlıklar kullanıldığı ve bunların Zachau’ya atfedildiği, böyle bir yorumda bulunmanın doğru olmayacağı kaydedildi. Açıklamada, Zachau’nun konuşmasında, Türkiye’de gelecekte bir krizin büyük ya da küçük ya da 2001’deki krizle nasıl karşılaştırılabileceğine ilişkin herhangi bir tahminde bulunmadığı da belirtildi.

28.02.2009


 

‘Meclisin toplanmaması’ tarih olacak

TBMM İçtüzük taslağının aynen kabul edilmesi halinde Genel Kurul, bir milletvekiliyle bile toplanabilecek.

Genel Kurulda, karar yeter sayısı bulunamazsa bir sonraki konu görüşülecek. İçtüzük Uzlaşma Komisyonu tarafından hazırlanarak hem kamuoyunun görüşüne açılan hem de Mecliste grubu bulunan siyasî partilerin genel başkanlarına sunulan İçtüzük taslağında, Genel Kurulun çalışmalarına ilişkin yeni düzenlemeler yer alıyor. İçtüzük Uzlaşma Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, yeni İçtüzüğün aynen kabul edilmesi halinde toplantı yeter sayısının kaldırılacağını, aynı doğrultuda Anayasada da değişiklik yapılarak toplantı yeter sayıyla ilgili düzenlemenin değiştirileceğini söyledi. Kapusuz, toplantı yeter sayısının kaldırılmasıyla Genel Kurulun toplanmama gibi bir durumu olmayacağını, oylamalarda karar yeter sayısı olmadığı durumlarda Genel Kurul kapanmayıp, oylamadan sonraki konunun görüşülmesine geçileceğini vurguladı. Kapusuz, tasarı ve tekliflerin oylamalarının işaretle yapıldığını belirterek, yeni İçtüzük taslağında oylamaların elektronik cihazla açık oylama yapılmasının öngörüldüğünü belirtti.

28.02.2009


 

Vatandaşa ‘su’dan araştırma

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi, Antalya, Adana ve Hatay’da bin 965 haneye giderek bölge halkının suyla ilgili tercihlerini belirleyecek.

AÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nün 1 yıl sürecek, TÜBİTAK’ın 22 bin 600 TL destek verdiği ‘’Türkiye’de Kentsel Alanda Hane Halklarının Su Tasarrufuna Yönelik Tutumları, İçme Suyunda Sağlık Riski Duyarlılıkları ve Tüketim Tercihlerinin Belirlenmesi: Akdeniz Bölgesi Örneği’’ konulu araştırma, Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Metin Göksel Akpınar koordinatörlüğünde yapılacak.

Yrd. Doç. Dr. Akpınar, araştırmanın Antalya, Adana ve Hatay’da sürdürüleceğini belirterek, değişik sosyo ekonomik gruplardan seçilecek bin 965 hane halkıyla Mayıs ayından itibaren görüşüleceğini söyledi.

Avrupa’da birçok ülkede benzeri çalışmalar yapılarak kişilerin su kullanımıyla ilgili davranışlarının ölçüldüğünü ifade eden Akpınar, ‘’Örneğin İsviçre’de 20 yıl öncesine göre günlük kişisel su kullanımında 20 litre azalma olduğu gözlenmiş. 20 yıl önce günlük kişi başı içme ve kullanma suyu tüketimi 180 litre iken su tasarrufunun önemi anlatılan halk bugün kişi başına günde 160 litre içme ve kullanma suyu tüketmeye başlamış’’ diye konuştu.

28.02.2009


 

Balıkesir, parlayan yıldız

BALIKESİR Valisi Sebahattin Hatipoğlu, Balıkesirde yapılan yatırımlarla ilgili bilgi verdi.

Balıkesir’de bin 79 projenin uygulamaya konularak 269 milyon 525 bin TL harcama yapıldığını belirten Vali Hatipoğlu, bu projelerden 807 adedinin tamamlandığını, geriye kalan projelerin ise önümüzdeki süre içinde devam edeceğini açıkladı. Vali Hatipoğlu, “2008 yılı yatırım projelerinin uygulaması açısından başarılı bir yıl olarak geçcmiştir” şeklinde konuştu.

28.02.2009


 

Doğuda kar-kış devam

DOĞU Anadolu Bölgesi’nde etkili olan kar yağışı ve tipi sebebiyle 4 ilde 619 köy yolu ulaşıma kapandı.

Bölgede aralıklarla etkili olan kar yağışı ve tipi hayatı etkilemeye devam ediyor. Kar yağış ve tipi sebebiyle Muş’ta 325, Erzurum ve Bingöl’de 103’er, Tunceli’de 75, Erzincan’da da 13 olmak üzere toplum 619 köy yolunda ulaşım sağlanamıyor. Muş, Erzurum, Bingöl ve Erzincan’da kapalı köy yollarının açılması için çalışmalar sürdürülürken, Tunceli’de yoğun kar yağışı dolayısıyla köy yollarının ulaşıma açılması için yapılan çalışmalara ara verildi. Muş-Kulp kara yolu, 40. kilometrede Kozma Dağı mevkiinde yoğun kar yağışı dolayısıyla ulaşıma kapandı. Kapalı yolun açılması için çalışmaların aralıksız sürdürüldüğü bildirildi. Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, gece en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Ardahan’da 8, Kars’ta 6, Ağrı’da 4, Erzurum’da 3 derece oldu. Hava sıcaklığının Erzincan’da 2, Iğdır’da da 3 derece olduğu bildirildi.

28.02.2009


 

Baz istasyonlarından şikâyet arttı

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Sedat Gülşen, odanın oluşturduğu tüketici masasına, daha çok baz istasyonuyla ilgili şikâyetlerde bulunulduğunu bildirdi.

Gülşen, cep telefonu şirketlerinin abone sayısını arttırmak için ücretsiz konuşmayı teşvik ettiğini, konuşma trafiğinin artması sonucu ‘’baz istasyonu’’ denilen servis sağlayıcıların yeterli gelmediğini belirtti. Artan konuşma trafiğine servis sağlamak için apartman çatıları, cadde, sokak, park, bahçe, okul ve camilerin ‘’baz istasyonu tarlasına’’ dönüştüğünü kaydeden Gülşen, odada oluşturdukları tüketici masasına en fazla ‘’baz’’ konusunda şikâyet aldıklarını söyledi. Gülşen, baz istasyonlarının toplu hayat alanlarında insan sağlığı için risk oluşturduğunu öne sürerek, bu konuda çeşitli mahkemelerce verilmiş kararlar olduğunu hatırlattı.

28.02.2009


 

Bakan Atalay: Oktay’ın ölümü intihar gözüküyor

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay’ın ölümünün intihar olduğunu belirterek, konuyla ilgili savcılık soruşturmasının devam ettiğini söyledi.

Bakan Atalay, İsviçre Adalet ve Polis Bakanı Eveline Widmer-Schlumpf ile yaptığı görüşmenin ardından, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay’ın oğlunun babasının ölümüyle ilgili iddialarını hatırlatması üzerine Bakan Atalay, olayın bir intihar olduğunu, kriminalojik araştırmalarla bu sonuca vardıklarını belirterek, savcılık kontrolünde yargı sürecinin devam ettiğini bildirdi. Oktay’ın ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirten Atalay, ‘’Özel Harekat Dairesi bizim için özel bir birim. Behçet Oktay bunun başındaydı. Biz özel harekâtın sayısını arttırmak için çalışma yapıyorduk. Bunun için de kendisiyle bir kaç gün önce Gölbaşı’ndaki yerde görüşmelerimiz olmuştu’’ dedi.

Emniyet birimlerinin yaptığı araştırmalarla olayın intihar olduğu sonucuna varıldığını kaydeden Atalay, ‘’Olay savcılığın denetimi altında yürüyor, bir yargı süreci yürüyor. Şu an bulgular intihar olarak gözüküyor. Olayın öncesi karmaşık. Savcılığın araştırması devam ediyor. Bizim daha fazla bir şey söylememiz mümkün değil’’ diye konuştu. Bir gazetecinin ‘’Karmaşık ifadesini kullandınız’’ demesi üzerine Bakan Atalay, şunları kaydetti: ‘’Hayır. O fazla ‘karmaşık’ kelimesini çıkarın. O ifadeyi yanlış kullanmış olabilirim. Şu ana kadar yapılan bulgular, veriler olayın bir intihar olduğunu gösteriyor. Ama bunun öncesi var, yemek kısmı var, sonrası var. Gecenin belli bir saati yanında bir kişi var biliyorsunuz. Bizim kendi verilerimiz, bulgularımız bu şekilde. Yargı sürecindeki bir konudur. Yargının elindeki bir konudur, onlar da inceliyor.’’

28.02.2009


 

Genelkurmay’dan Kürtçe TV’ye şartlı destek

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TRT 6’nın Kürtçe yayınıyla ilgili bir soruya “Üniter devlet ve ulus devlet yapısına zarar vermeyecek tedbirleri de göz önüne almak kaydıyla devlet kültürel alanda bazı açılımlarda bulunabilir” cevabını verdi.

Genelkurmay’dan Kürtçe TV’ye şartlı destek

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TRT 6’nın Kürtçe yayınıyla ilgili olarak, “Üniter devlet ve ulus devlet yapısına zarar vermeyecek tedbirleri de göz önüne almak kaydıyla devlet kültürel alanda bazı açılımlarda bulunabilir” dedi.

Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında konuşan Tuğgeneral Gürak, 13 Şubat 2009’da Sinat-Haftanin bölgesinde 20-25’er kişilik 2 terörist grup arasında yaşanan çatışmada, 20 kadar teröristin öldüğü, 20 teröristin ise yaralandığının farklı kaynaklardan öğrenildiğini bildirdi. Toplantıda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Tuğgeneral Gürak, ‘’TBMM çatısı altında, bir partinin grup toplantısında Kürtçe konuşma yapılmasına’’ ilişkin soru üzerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu hatırlattı. Tuğgeneral Gürak, ‘’Herkesin anayasa ve yasalara uygun şekilde hareket etmesi gerekir. Hukuk devletinde yasalara aykırı hareket edenler karşısında yargının harekete geçmesi de doğal bir husustur’’ dedi. Gürak, TRT 6’nın Kürtçe yayın yapması ile ilgili soru üzerine de ‘’Üniter devlet ve ulus devlet yapısına zarar vermeyecek tedbirleri de göz önüne almak kaydıyla devlet kültürel alanda bazı açılımlarda bulunabilir’’ cevabın verdi.

28.02.2009


 

Ölüm kuyuları kazılacak

SİLOPİ Cumhuriyet Başsavcılığının bazı kişilerin öldürülerek atıldığı iddia edilen kuyularla ilgili kazı kararı aldığı bildirildi.

Edinilen bilgiye göre, Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı, 1990’lı yıllarda öldürülen bazı kişilerin Silopi’deki BOTAŞ kuyularına atıldığı iddiasıyla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında, kuyuların kazılmasını kararlaştırdı. Alınan kararla Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı Kaymakamlıktan kazı için iş makinesi talebinde bulundu. Ancak, savcılığın kuyularda kazı yapılması yönündeki kararının, hava muhalefeti sebebiyle uygulanamadığı bildirildi. Kazı çalışmalarına havanın düzelmesiyle başlanacağı öğrenildi.

Silopi Cumhuriyet Başsavcısı Atilla Öztürk, Baro Başkanı Nuşirvan Elçi ve 7 avukat, öldürülen kişilerin atıldığı iddia edilen kuyuların bulunduğu bölgede bir süre önce keşif yapmıştı. Baro Başkanı Elçi, keşfin ardından yaptığı açıklamada, BOTAŞ tesisi ile Sinan Lokantası’na ait alandaki 2 kuyuda keşif yaptıklarını belirterek, ‘’BOTAŞ tesisleri yaklaşık 80 dönüm olduğu için keşif uzun sürdü. Buradaki keşif sırasında şüpheli gördüğümüz 2 yer ile 1996 ve 2004 yıllarında bir itirafçının beyanları sonucu toplam 3 cesedin çıkarıldığı Sinan Lokantası’ndaki 2 kuyunun açılmasını talep ettik. Buradaki 2 kuyudan biri doldurulmuş, diğerinin üzeri betonla kapatılmış’’ diye konuşmuştu.

28.02.2009


 

“Ergenekon” haberlerine soruşturma

‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklanan Dicle Üniversitesi (DÜ) öğretim görevlisi Abdurrahim Doğru ile ilgili yayınlanan haberler hakkında soruşturma başlatıldı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, bir süre önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı doğrultusunda Diyarbakır’da gözaltına alınan ve çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanan Abdurrahim Doğru hakkında basında yer alan haberlerle ilgili soruşturma başlattı. Savcılığın, ‘’Soruşturmanın gizliliğini ihlâl ettikleri’’ gerekçesiyle haberi yapan gazetecilerin ifadelerine başvuracağı bildirildi.

28.02.2009


 

İsrail, B. Şeria’ya yerleşiyor

İSRAİL'İN, Batı Şeria’daki yerleşimleri genişletmeyi durduracağına ilişkin verdiği taahhütlere rağmen, Batı Şeria’da binlerce konut inşa etmeyi planladığı bildirildi.

Haaretz gazetesinin haberine göre, Yeşil Hattın doğusundaki yerleşimlerde, Batı Şeria’daki askerî işlerin dışındaki uygulamalardan sorumlu Sivil Yönetim’in hazırladığı çevresel planlamalar binlerce yeni konuta işaret ediyor. Hükümetin, hazırlanan bu planlara henüz onay vermediği kaydedildi. Haberde, taslakların, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde insan hakları örgütü B’Tselem tarafından alındığı açıklandı.

28.02.2009


 

Hillary, Türkiye’ye geliyor

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın, 5 Mart Perşembe günü Belçika’nın başşehri Brüksel’de yapılacak NATO dışişleri bakanları toplantısının ertesinde Türkiye’ye çalışma ziyaretinde bulunacağı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Hillary Clinton’ı, Salı gün yaptıkları telefon görüşmesinde Türkiye’ye davet etti. Bu arada gelecek hafta Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde yapılacak ve Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın temsil edeceği ‘’Gazze’nin Yeniden İmarı için Filistin Ekonomisine Destek Uluslararası Konferansı’’na, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın da katılması bekleniyor.

28.02.2009


 

KPDS’ye başvurular 2 Mart’ta başlayacak

Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS) ilkbahar dönemi için başvurular, 2-11 Mart tarihleri arasında yapılabilecek.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinden (ÖSYM) yapılan yazılı açıklamaya göre, sınav 3 Mayıs 2009 tarihinde, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Van illeri ile Lefkoşa’da yapılacak. Kılavuz dağıtımı ve satışı yapılmayacağı için adaylar “2009-KPDS İlkbahar Dönemi Kılavuzu ile Aday Bilgi Formuna” ÖSYM’nin “http://www.osym.gov.tr” internet adresinden ulaşabilecek.

28.02.2009


 

Malezyalı Hıristiyanlar da “Allah” diyecek

Malezya hükümeti, ‘’Allah’’ kelimesinin ülkedeki Hristiyanlar tarafından da kullanılabileceğine karar verdi.

Daha önce ‘’Allah’’ kelimesinin sadece Müslüman öğretisinde olduğu ve Hristiyanların bu kelimeyi kullanamayacağına ilişkin düzenlemeyi değiştiren hükümet, İsevî basın yayın organlarında da ‘’Allah’’ kelimesinin kullanılmasına izin verdi. Ülkedeki Hristiyan yayın organlarında İslâm literatürüne ait olan bazı kelimeleri kullanamıyor.

28.02.2009


 

Sağlıksız hayat tarzı birinci kanser sebebi

İngİltere’de her yıl 78 bin kişinin, sağlıksız hayat tarzı yüzünden kansere yakalandığı belirtildi.

Dünya Kanser Araştırmaları Vakfı tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, daha sağlıklı beslenme alışkanlıkları, alkol kullanımının bırakılması ve daha çok spor yaparak bu kanser vak'alarından korunmanın mümkün olduğunu bildirdi. Araştırmacılar, 12 kanser türünde ortaya çıkan kanser vak'alarının yüzde 39’unun, daha sağlıklı bir hayat tarzıyla önlenebileceğini ifade etti. Bu oranın ABD’de yüzde 34, Brezilya’da yüzde 30 ve Çin’de yüzde 27 olduğunu kaydeden uzmanlar, daha az kırmızı et tüketerek bağırsak kanserlerinin yüzde 43, içkiyi bırakarak göğüs kanserlerinin yüzde 42, daha çok meyve-sebze tüketip, alkol tüketmeyerek ağız kanserlerinin yüzde 67 oranında önlenebileceğini belirtti. Araştırmacılar, 2005 yılında İngiltere’de ortaya çıkan 12 kanser türündeki 200 bin yeni vak'adan 78 bininin, sağlıklı hayat tarzıyla önlenebilir hale gelebileceğini vurguladı. Bu arada bütün kanser vak'alarının üçte birine yol açtığı bilinen sigara kullanımı, araştırmaya dahil edilmedi.

28.02.2009


 

Meteor taşları açık arttırmayla satılacak

ABD’nİn Teksas eyaletine düşen iki meteor taşının açık arttırmayla satılacağı bildirildi.

Dallas’daki ‘’Heritage’’ (miras) açık arttırma şirketi tarafından yapılan açıklamada, açık arttırmanın 17 Mayısta yapılacağı, 227 gramlık bir numuneyle satışa çıkarılacak olan iki meteor taşının 5 bin dolara kadar satılabileceği kaydedildi. Meteor taşlarının parçalarının Dallas’a 112 kilometre uzaklıktaki West kasabasında bir ‘’meteor avcısı’’ tarafından bulunduğunu belirten şirket yetkilileri, meteor avcısının masraflarının da adı açıklanmayan bir koleksiyoncu tarafından karşılandığını söyledi.

28.02.2009


 

İsviçrelilerin keyfi yerinde

BİLİM adamlarının 50 ülkede yaptıkları bir sosyolojik araştırmada, İsviçre vatandaşlarının dünyanın en keyifli insanları olduğu ortaya çıktı.

İsviçre’deki 24 Minutes televizyon kanalının haberine göre, İsviçrelileri, Almanlar ve İspanyollar takip ediyor. Dünyanın en keyifsiz insanlarının ise Moldova ve Kamerun’da yaşadığı belirtildi. Bu ülkelerde halkın onda biri kendini mutsuz hissediyor. Bunun yanı sıra BBC’nin yayınladığı bir ankette, Avrupa’da en çok alkol tüketenlerin, Lüksemburg vatandaşlarının olduğu belirlendi. Lüksemburg’da yılda kişi başı alkol tüketiminin 15.6 litre olduğu kaydedildi. Alkol tüketiminde ikinci sırada olan İrlanda’da bu oran 13.7 litre iken, üçüncü sırada yer alan Macarların kişi başı 13.6 litre tükettikleri tesbit edildi.

28.02.2009


 

Çalındığını haber veren cüzdan ürettiler

Erzurum’da iki ilköğretim okulu öğrencisi, yankesicilik olaylarını önlemek için titreşimli cüzdan geliştirdi.

Atatürk İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencileri Emirhan Arda ile Ahmet Göz, temas edildiğinde titreşim yayan para cüzdanı projesi ile Millî Eğitim Bakanlığının düzenlediği ‘’Benim Eserim’’ yarışmasında il elemelerini geçerek bölge yarışmasına katılmaya hak kazandı. Eski bir cep telefonuna ait malzemeleri kullanarak titreşimli cüzdan geliştiren öğrenciler, özellikle mitinglerde yaşanan yankesicilik olaylarını tamamen önleyebileceklerini ileri sürdü. Titreşimli cüzdanı geliştiren öğrencilerden Emirhan Arda, teknoloji derslerinde hayattaki zorluklara karşı çözümler üretmek için çaba harcadıklarını belirterek, ‘’titreşimli cüzdan da bulduğumuz çözümlerden biri’’ diye konuştu.

28.02.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır