Haberler

Eruygur ve Tolon yargı önünde

‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianame ile haklarında dâvâ açılan emekli orgeneraller Mehmet Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’un da aralarında bulunduğu 56 sanığın yargılanmasına bugün başlanacak.

3'ER KEZ AĞIR MÜEBBET HAPİS

Eruygur’un 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 142 ile 246 yıl arasında hapis, Tolon’un da 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 129 ile 219 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Eruygur ve Tolon yargı önünde

‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında azırlanan ikinci iddianame ile haklarında dâvâ açılan emekli orgeneraller Mehmet Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’un da aralarında bulunduğu 56 sanığın yargılanmasına bugün başlanacak. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan 740 kişi kapasiteli salonunda görülecek dâvânın ilk duruşmasında, iddianamenin özeti okunacak.

İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, Ercan Şafak, Fikret Seçen, Nihat Taşkın ve Mehmet Murat Yönder tarafından hazırlanan 1909 sayfalık ikinci iddianame, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Mart 2009 tarihinde kabul edildi.

İddianamede, tutuklandıktan 2,5 ay sonra sağlık sorunları dolayısıyla tahliye olan emekli Orgeneral Mehmet Şener Eruygur ile yine tutuklandıktan 7 ay sonra tahliye edilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un, ‘’silâhlı terör örgütü kurmak veya yönetmek’’, ‘’hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek’’, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’’, ‘’yargıç üzerinde nüfuz kullanmak’’, ‘’devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etmek, amacı dışında kullanmak, hile ile almak, çalmak’’, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silâhlı isyana tahrik etmek’’, ‘’Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’’, ‘’devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek’’, ‘’tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek’’, ‘’patlayıcı madde bulundurmak’’, ‘’kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silâhla ateş etmek veya patlayıcı madde kullanmak’’, ‘’mala zarar vermek’’ ve ‘’yasaklanan bilgileri temin etmek’’ suçlarını işledikleri ileri sürülüyor.

‘’Örgütün üst düzey yöneticisi olmak’’la suçlandıkları için Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması eylemlerinden de sorumlu tutulan sanıklardan Eruygur’un 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 142 ile 246 yıl arasında hapsi, Tolon’un da 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 129 ile 219 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

20.07.2009

GEÇEN YIL DA BEKLENTİ BOŞA ÇIKMIŞTI

Eğitim-Bir-Sen'den yapılan açıklamada, “Söylemlerin eyleme dönüştürülmesini bekliyoruz. Geçtiğimiz yıl da bir beklenti oluşturulmuş, ancak çözüm ötelenmişti. 10 yıldır ülkenin geleceği olan gençliğini mağdur eden bu uygulamanın derhal kaldırılmasını bekliyoruz. Meslek lisesi öğrencileri yeni ders yılına geleceklerinden ümitli olarak başlamalı” denildi.

MESLEKî EĞİTİMİN ÖNÜ AÇILMALI

ÖSS sonuçlarının belli olması ile birlikte eğitim sisteminin yine tartışılır hale geldiği hatırlatılan açıklamada, asıl konuşulması gereken konuların başında sistemi çıkmaza sokan katsayı adaletsizliğinin geldiği belirtilerek, “Üniversite kapılarında 1.5 milyon öğrenci bekliyorsa, ortaöğretimdeki yapılanma ele alınmalı ve meslekî eğitimin önü açılmalıdır” denildi.

Eğitimciler katsayı adaletsizliğine karşı

EĞİTİMCİLER Birliği Sendikası’ndan (Eğitim-BirSen) yapılan açıklamada, “Katsayı adaletsizliğinin giderilmesine yönelik her türlü girişimi hararetle destekliyoruz” denildi. Eğitimciler Birliği Sendikası’ndan (EğitimBirSen) yapılan açıklamada “Üniversite kapılarında 1 milyon 500 bin öğrenci bekliyorsa, orta öğretimdeki yapılandırma yeniden ele alınmalı ve meslekî eğitimin önü mutlaka açılmalıdır. Geçtiğimiz yıl da bir beklenti oluşturulmuş ancak çözüm ötelenmişti. 10 yıldır bu ülkenin geleceği olan gençliğini mağdur eden bu uygulamanın derhal kaldırılmasını bekliyoruz” denildi. ÖSYM’nin 2009 ÖSS sonuçlarını açıklaması ile birlikte eğitim sisteminin yeniden tartışılır hale geldiği hatırlatılan açıklamada, asıl konuşulması gereken konuların başında eğitim sistemini çıkmaza sokan katsayı adaletsizliği geldiği vurgulandı. Üniversite kapılarında 1 milyon 500 bin öğrenci bekliyorsa, orta öğretimdeki yapılandırma yeniden ele alınmalı ve meslekî eğitimin önü mutlaka açılmalıdır” denildi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, son günlerdeki açıklamalarıyla katsayı adaletsizliğini kaldıracaklarını ve meslek liselerinin önünü açacaklarını ifade etmektedir. Söylemlerin eyleme dönüştürülmesini bekliyoruz. Geçtiğimiz yıl da bir beklenti oluşturulmuş ancak çözüm ötelenmişti. 10 yıldır bu ülkenin geleceği olan gençliğini mağdur eden bu uygulamanın derhal kaldırılmasını bekliyoruz. Meslek lisesi öğrencileri yeni eğitimöğretim yılına geleceklerinden ümitli olarak başlamalıdırlar. EğitimBirSen olarak bu konuda atılan her adımı desteklediğimizi ifade ediyoruz.”

20.07.2009

11 SANIK HAKKINDA DA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEMİ

İddianamede, tutuklu sanıklar emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve emekli Albay Hasan Atilla Uğur’un da ‘’silâhlı terör örgütü yönetmek’’, ‘’hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek’’, ‘’pek az sayıda mermi bulundurmak veya taşımak’’, ‘’bir adet ateşli silâh ve mutat sayıda mermi bulundurmak’’, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’’, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silâhlı isyana tahrik etmek’’, ‘’Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’’, ‘’resmî belgede sahtecilik’’ suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 39 ile 66 yıl arasında hapisleri talep ediliyor.

İddianamede, tutuklu sanıklardan Mustafa Ali Balbay, Ahmet Tuncay Özkan, Durmuş Ali Özoğlu, İbrahim Özcan, Kemal Aydın, Neriman Aydın ile tutuksuz sanık ATO Başkanı Sinan Aygün’ün de benzer suçlardan 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 16 yıldan 80 yıla kadar hapsi isteniyor. Hakkında yakalama kararı bulunan eski milletvekili Turhan Çömez’in bir kez ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 ile 15 yıl arasında hapsi istenen iddianamede, tutuklu sanık Birol Başaran’ın da benzer suçlardan bir kez ağırlaştırılmış müebbet ve 30 ile 45 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor. İddianamede, tutuklu sanıklardan Adil Serdar Saçan, Gürbüz Çapan, Emcet Olcaytu, Muzaffer Öztürk, Osman Gürbüz, Hamza Demir, Süleyman Solmaz, Mehmet Ali Çelebi ve Hüseyin Keskin ile tutuksuz sanıklardan Arif Doğan, Ertaç Giray, İlker Güven, Yüksel Dilsiz, Tunç Akkoç, Noyan Çalıkuşu, Muhammed Murat Avar, Siyami Yalçın, Ferda Paksüt, Ufuk Mehmet Büyükçelebi, Mahir Akkar, Levent Temiz, Barbaros Hayrettin Altıntaş, Erol Mütercimler, Emin Şirin, Hakan Şanlı, Halis Yavuz Işıklar, Tanju Güvendiren, Adnan Türkkan, Mesut Özcan, Hüseyin Nazlıkul, Adnan Bulut, Merdan Yanardağ, Murat Ağırel, Selim Utku Gümrükçü, Evrim Baykara, Fatma Sibel Yüksek, Eren Mumcu, Önder Koç, Hasan Hüseyin Uçar, Yaşar Tozkoparan, Doğukan Yorulmaz, Hatice Bahtiyar ve Ercüment Ovalı’nın 7.5 ile 50 yıl arasında hapisleri talep ediliyor.

YENİ DURUŞMA SALONU

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde spor salonu olarak projelendirilen inşaat, ‘’Ergenekon’’ dâvâsının görüldüğü ilk salonun yetersiz kalması dolayısıyla duruşma salonuna çevrildi. 1000 metrekare alana inşa edilen salon, 740 kişi kapasiteye sahip. 180 sanık kapasitesi olan salonda 210 avukat da yan bölümlerde oturabilecek. Basın ve izleyiciler için de 350 kişilik yer bulunuyor.

20.07.2009

Darbecilerin yargılanması için yürüdüler

Kendİlerİnİ ‘’Darbeye Karşı 70 Milyon Koalisyonu’’ olarak adlandıran grup, ‘’Darbeciler Yargılansın’’ adı altında Taksim’de prostesto gösterisi düzenledi. İstiklâl Caddesi Tünel girişinde toplanan grup, sloganlar atarak yürüyüşe geçti.

‘’Darbeciler Yargılansın’’, ‘’Ergenekon Çetesinden Dâvâcıyız’’ yazılı dövizler taşıyan grubun yürüyüşü, Galatasaray Meydanı’nda sona erdi. Hidayet Şevkatli Tuksal, grup adına yaptığı açıklamada, ilk kez 21 Haziran’da ‘’Darbelere Karşı Ses Çıkar’’ sloganıyla yürüyüş yaptıklarını hatırlattı. Tuksal, 20 Temmuz Pazartesi günü ikinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsının ilk duruşmasının yapılacağını hatırlatarak, o gün ‘’Türkiye’nin demokrasi mücadelesi tarihinde bir ilkin gerçekleşeceğini’’ iddia etti. Zeynep Tanbay da Türkiye’de özgürlüklerin önündeki en büyük engelin, iddia edilen ‘’Ergenekon terör örgütü’’ ve ‘’Ergenekon’’ zihniyeti olduğunu savunarak, ‘’Biz bu zihniyeti yenmek için, ‘Ergenekon’ dâvâsı aynı zamanda bu zihniyeti köşeye sıkıştırmanın dâvâsı olduğu için sokaktayız, mücadele ediyoruz’’ dedi. Tanbay, ayrıca ‘’Ergenekon savcıları görevden alınırsa, alındıkları günün akşamında yeniden burada olacağız’’ diye konuştu.

20.07.2009

AGSD: Vergiyi sigaradan alın

Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş, sigara üzerindeki vergi yükünün arttırılması gerektiğini belirtti.

Karakuş, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’deki sigara fiyatlarının gelişmiş ülkelerin çok altında olduğuna dikkat çekerek, sigara tüketiminden caydırmak için mevcut fiyatların iki katına çıkarılması gerektiğini kaydetti. Sigara üzerinde halen yüzde 58 ÖTV, yüzde 18’de KDV olduğunu hatırlatan Karakuş, ÖTV’nin yüzde 100’e kadar yükseltilebileceği teklifinde bulundu. Halkın tamamını etkileyen akaryakıt gibi ürünler üzerindeki vergi yükünü arttırmak yerine, halkın dar bir kesiminin kullandığı sigara üzerindeki vergi yükünü arttırmanın, devlet bütçesi ve halk sağlığı açısından büyük fayda sağlayacağını öne süren Karakuş, açıklamasında şöyle devam etti: “Sigara içme yaşı 10 yaşın altına indi. Bu, toplum sağlığı açısından son derece tehlikeli bir gelişme. Küçük çocuklar bile her türlü yasağa rağmen ucuz olan sigaraya kolaylıkla ulaşabiliyor. Cep harçlığı ile sigara alabiliyor. Fiyatlar artarsa özellikle çocuk yaştaki içicilerin sigaraya ulaşımları büyük oranda önlenir. Bunun yanı sıra dar gelirliler de sigara bırakma yoluna giderek sağlıklarına ve ceplerine katkı yaparlar. Bu fiyat özendirici olmaktan mutlaka çıkarılmalı.’’

20.07.2009

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 35. yıl dönümü kutlanıyor

TÜRK Silâhlı Kuvvetleri (TSK), 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarına kara, deniz ve hava unsurlarıyla katılıyor.

Kutlama faaliyetleri çerçevesinde, Türk Deniz Kuvvetleri’ne bağlı TCG Giresun ve TCG Zafer firkateynleri, Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu komutasında, Girne açıklarına demirledi. Firkateynler, bugün halkın ziyaretine açık olacak. TSK, bugün yapılacak törenlere Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı birliklerinin yanı sıra Türk Yıldızları ve Deniz Harp Okulu öğrencileriyle katılacak.

20.07.2009

Vatandaş, sigara yasağına saygılı

Kafe ve restoran işletmecileri dün yasağın ilk günü olmasına rağmen vatandaşlardan herhangi bir tepki almadıklarını belirterek, yasağa saygı gösterildiğini belirttiler. İşletmeler, duvarlarına levha asarak sigara yasağını tebliğ ederken, kül tablalarını topladılar. Müzik yayını yapılan yerlerde ise sık sık sigara yasağı hatırlatıldı.

Vatandaş yasağa saygılı

Sigara yasağının kapsamını genişleten düzenlemenin dünden itibaren yürürlüğe girmesiyle eğlence hizmeti verilen işletmeler ve lokantalar dahil kamu ve özel hukuk kişilerine ait bütün binaların kapalı alanlarında tütün ürünleri tüketimi yasaklandı. Yasağa uymayanlara 69 TL, uyarıya rağmen yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmelere ise 500 TL’den 5 bin TL’ye kadar idari para cezası verilecek. TBMM’de 3 Ocak 2007’de kabul edilen ve sigara yasağıyla ilgili hükümlerinin bir bölümü 19 Mayıs 2008’de yürürlüğe giren 5727 sayılı Kanun uyarınca bugünden itibaren konutlar hariç bütün kapalı alanlarda sigara içilemeyecek. İlgili kanunda, kapalı yer, ‘’Sabit veya seyyar bir tavanı veya çatısı (çadır, güneşlik ve benzeri yerler dahil) olan, kapıları, pencereleri ve giriş yolları dışında, bütün yan yüzeyleri veya kalıcı olarak tamamen kapatılmış alanlar ile aynı şekilde tavanı veya çatısı olup yan yüzeylerinin yarısından fazlası kapalı bulunan yerlerdir’’ şeklinde tanımlanıyor. Yasayla, ancak kahvehane, kafeterya, birahane, nargile içilen mekânlar, dernek ve vakıflara ait lokaller gibi eğlence hizmeti verilen işletmeler ve lokantalar dahil kamu ve özel hukuk kişilerine ait bütün binaların ‘’açık alanlarında’’ tütün ürünleri içilebilecek.

Vatandaş tepki göstermedi

İzmir 1. Kordon’da bulunan işletmeler, saat 24.00 itibariyle sigara yasağıyla ilgili levhalarını duvarlarına asıp, kapalı alanlardaki kül tablalarını topladı. Canlı müzik yapılan mekânlarda da sık sık anons yapılarak vatandaşlara ‘’sigara yasağı’’ hatırlatıldı. Kordon İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ömür Şanlı, yaptığı açıklamada, esnafın düzenlemeyle ilgili gerekli tedbirleri aldığını belirtti.

1. Kordon’da özellikle dışarıda oturulduğu için şimdilik problem yaşanmadığını ifade eden Şanlı, ‘’Yasağın ilk günü olmasına rağmen vatandaşlardan da herhangi bir tepki almadık’’ dedi. ‘’Yasağı nasıl değerlendirdikleri’’ sorulan vatandaşlar ise sigara içmelerine rağmen yasağı yerinde bulduklarını ifade ettiler.

YASAK, SİGARAYI BIRAKTIRDI

YASANIN uygulanmaya başlanması tiryakileri sigara bırakmaya yöneltti. İzmirli Hayrettin Kayalar (45), ikinci sınıf insan muamelesi görmemek için sigarayı bıraktığını söyledi. Yaklaşık 20 yıldır sigara içen Kayalar, sigarayı para cezasından korktuğundan bırakmadığını ifade ederek, “Türkiye’de bundan sonra sigara içenlere farklı gözle bakılacak. Sigara içenlerde herkesin kendine baktığı hissine kapılacak ve bir eziklik yaşayacak.” dedi. Kayalar, “Önceleri sigara hayatımızda sanki bir boşluğu dolduruyordu. Kahvehanede otururken, lokantada yemek yedikten sonra hatta sokakta yürürken sigara içer, kendimizi ispat ederdik. Sigaraya da gençlik yıllarımızda hevesle başlamıştık. Ülkemizde geçmişte doğru bildiğimiz çok şey artık değişiyor. Yeni çıkan yasa sigara içenlerin özgürlüğünü kısıtlamakla kalmıyor. Sigara içenlere ikinci sınıf insan muamelesi yapıyor. Ben de bunu gururuma yediremedim ve sigarayı bırakma kararı aldım.” diye konuştu.

20.07.2009

“Genç Tiryakiler”in umudu Deniz Baykal

GENÇ Siviller’den sonra “Genç Tiryakiler” de sahnede. Sigara yasağından oldukça rahatsız olan Genç Tiryakiler, yasağın kalkması için çözümü yasanın Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesinde buldu.

Tiryakiler bu doğrultuda Deniz Baykal’ın kendilerine sahip çıkmasını istiyorlar. Kendilerini Genç Tiryakiler olarak tanımlayan bir grup, dünden itibaren uygulanmaya başlanan sigara yasağı ile ilgili yasaya tepkili. 19 Temmuz’u tütün tiryakileri için “en kara gün” ilân eden Genç Tiryakiler, kendilerini bu durumdan kurtarmak için CHP’ye başvuruyor. Hem sigara yasağını hem de CHP’nin bazı yasaları Anayasa Mahkemesi’ne götürmesini esprili bir dille eleştiren Genç Tiryakiler, şu açıklamayı yaptı: “Son çare olarak CHP’ye sesleniyoruz. Sigara tiryakisinin halinden Anayasa Mahkemesi tiryakisi anlar. CHP, bizi de Anayasa Mahkemesi’ne götür. Çok iyi biliyoruz ki sen götürsen ve istersen Anayasa Mahkemesi bu yasayı da iptal eder. Sayın Baykal bizim de avukatımız ol. Tiryakileri bu yasadan kurtar. CHP bizi mahkemeye götür.”

20.07.2009

Emin’den örnek yardım kampanyası

EMİNOTOMOTİV ve Eminevim gibi tanınmış markaları bünyesinde barındıran Emin Şirketler Grubu, İstanbul Sultanbeyli’de Habibullah Geredevi Vakfı aracığılıyla başlattığı yardım kampanyasında yoksulların ekmek ihtiyacını karşılıyor.

Vakıf uzun yıllardan beri yoksullara yardım elini uzatıyor, gelir durumu düşük ailelere gıda ve giyim konusunda yardımcı olmanın yanında yoksul ailelerin okuyan çocuklarına burs veriyor. Emin Şirketler Grubu’nun Sultanbeyli’de kurduğu aşevi iki yüz ailenin bir günlük ekmek ihtiyacını karşılıyor. Dönem dönem gıda yardımlarında da bulunulan aşevinde kısa süre sonra yoksul aileler için sıcak yemek çıkacak. Bu çalışmaların yanında aşevi görevlilerine müracaat eden vatandaşların eğitim gören çocukları için özel olarak ve istedikleri derslerde kurs veriliyor. Eğitimin son derece önemli olduğunu vurgulayan Emin Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı A. Emin Üstün, yoksul ailelerin çocuklarına başarısız oldukları derslerde özel ders alma imkânı sunduklarını söyledi. Vakıf aracılığıyla fakir ailelerden müracaat edenlere iş bulmaları konusunda yardımcı olduklarını ifade eden Üstün, “Aile babasının işe yerleştirilmesinden sonra aileyle ilgilenmeye devam ediyor, işin devamını sağlamaya çalışıyor, çocukların eğitiminde üzerimize düşeni yapıyoruz” dedi. Hayırseverlere de çağrıda bulunan Üstün, beklediklerinin para değil ayni yardım olduğunu belirterek, durumu iyi ailelerin kullanmadıkları eşyalarını, giysilerini kendileriyle irtibata geçerek vakıf aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştıracaklarını kaydetti. Üstün, çok az gözüken bir liranın bir ailenin günlük ekmek ihtiyacını, ayda 30 liranın ise üç kişilik bir ailenin aylık ekmek ihtiyacını karşıladığını dile getirdi. Emin Şirketler Grubu çalışanları da, maaşlarından belirli miktarın her ay kesilerek yoksul ailelere gıda, giyim vb. yardımlar için harcanmasını istedi.

20.07.2009

Hulusi Yahyagil için mevlid okutulacak

BEDİÜZZAMAN’IN talebelerinden Hulusi Yahyagil için Elazığ’da mevlid okutulacak. Bediüzzaman’ın ilk talebelerinden ve ismi Risâle-i Nurlarda “Hulusi Bey” olarak geçen Hacı Hulusi Yahyagil’in vefat yıl dönümü vesilesi ile 26 Temmuz 2009 Pazar günü Elazığ’da mevlid okutulacak.

Okutulacak mevlidle ilgili bilgi veren Muhammed Orakçıoğlu, mevlidin her yıl olduğu gibi bu yıl da geniş bir katılımla yapılacağını belirtti. Yahyagil’in vefatının 23. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma programda aynı zamanda Bediüzzaman Said Nursî için de mevlid okutulacak. Orakçıoğlu şu bilgileri verdi: “Mevlidi genellikle her yıl Temmuz’un son haftası Pazar günü açık bir alanda yapıyoruz. On iki dönümlük bir arazi var. Yerler çimen ve ağaçlık. 5-10 bin kişiyi alabilecek kapasitede bir yer. Program 10’da başlıyor. Ağırlıklı olarak Risâle-i Nur’dan dersler okunuyor. Öğle yemeği, namaz, tanışma, kaynaşma şeklinde devam ediyor. Öğleden sonra tekrar dersler ve sohbetler devam ediyor. İkindiye bir saat kala usulüne uygun bir mevlit okunuyor. İkindi namazı da beraber kılındıktan sonra dağılıyor.” Albay Hususi Yahyagil, 25 Temmuz 1986’da vefat etmişti.

20.07.2009

Ankara taksilerinde gece tarifesi kalkıyor

ANKARAUmum Otomobilciler ve Şoförler Odası ve Esnaf Odaları Birliği Başkanı Mehmet Yiğiner, yakın bir zaman içinde (yeni eğitimöğretim yılından önce) taksilerde gece tarifesini kaldıracaklarını bildirdi.

Yiğiner, yaptığı açıklamada, Ankara’da 7 bin 700 ticarî taksinin hizmet verdiğini belirterek, sayının Ankara için çok olduğunu, yaz aylarında şehir nüfusunun düşmesiyle taksici esnafı için iş sıkıntısının daha da arttığını söyledi. Ankara’daki taksi sayısını düşürmek için ileride radikal tedbirler alabileceklerini aktaran Yiğiner, şunları kaydetti: ‘’Daha önceden gereğinden fazla taksi plâkası dağıtılmış. Bunun yanında Gölbaşı ve Sincan’ın da metropol sınırlarına dahil olmasıyla oradaki taksici arkadaşlarımız da şehir içinde dolaşmaya başladı. Durum böyle olunca sınırlı olan müşteri potansiyeli, sayısı fazla olan taksici esnafımıza yetmiyor. Bunun önüne geçmek için ileride taksi plâkalarını oda adına satın alarak bir havuzda bekleteceğiz.’’ Oda olarak en az üyelerinin çıkarları ve görüşleri kadar vatandaşların da görüş ve çıkarlarını dikkate aldıklarını vurgulayan Yiğiner, şöyle devam etti: ‘’Son dönemlerde vatandaşlardan gece tarifesiyle ilgili çok şikâyet aldık. Bu sorunun çözümü için 500’e yakın taksi durağı başkanımızla görüştük. Taksiciler de gece tarifesinin kendileri için sorun olduğunu bize iletti. Büyük bir ihtimalle yakın zamanda gece tarifesinin kaldırmayı düşünüyoruz.’’

20.07.2009

OTOMOTİVDE ÖTV İNDİRİMİ BİR YIL ÖTELENSİN

Renault Mais Satış ve Şebeke Müdürü Merih Tüzün, ÖTV indiriminin 3’er aylık dönemler yerine bir yıllık süreyi kapsaması gerektiğini belirterek, ‘’üçer aylık süreçler beklenti oluşturuyor.

Avrupa’daki uygulamalara baktığımızda, bunların en kısa süre olanı neredeyse bir yıllık’’ dedi. Tüzün, bir etkinliğe katılmak üzere geldiği Adana’da yaptığı açıklamada, ikinci altı ayda satışların biraz yavaşladığını söyledi. Eylülde ÖTV’nin ikinci indirim döneminin sonuçlarını göreceklerini belirten Tüzün, şunları kaydetti: ‘’Çünkü ÖTV indirimi Eylül sonunda bitiyor. Bu nedenle Eylül ayı canlı olur. Ekimde yeni bir önlem söz konusu olmazsa biraz duraklarız diye düşünüyorum. Ancak, sektör Kasım ve Aralık aylarında yeniden canlanır, yılı da canlanmayla bitiririz. Sanıyorum 2009’u geçen seneye yakın bir pazar büyüklüğü ile kapatırız. ÖTV indirimi de mutlaka devam etmeli. Bence ÖTV’nin 3’er aylık süreçlerle uzatılması beklenti oluşturuyor. Avrupa’daki uygulamalara baktığımızda, bunların en kısa süre olanı neredeyse bir yıllık. O bir yıl belli bir istikrar sağlıyor ve yığılmaları engelliyor. Öngörüyü yapmanız üretime yön vermeniz daha kolay oluyor. Eğer sattığınız kadar ya da satacağınız kadar ürettirirseniz dolayısıyla gereksiz birtakım maliyetlerden de hem firmanız adına hem ülke adına kaçınmanızı sağlıyor. Bu çok önemli.’’ Tüzün, sektörde kapanmaların ve işçi çıkarmalarının durduğunu, ancak bunun devamının gelmesi gerektiğini ifade etti.

20.07.2009

Fatura vatandaşa

Türkİye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen) İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, benzin fiyatlarının yüksek tutulmasının krizin faturasının vatandaşların omuzlarına yüklendiğinin en önemli göstergesi olduğunu savundu.

Şeker, su ve sigaraya yapılan yeni zamlarla, küresel krizin bütün faturasının fakir vatandaşlara, memura, işçiye ve emekliye yüklenerek bu kesimlerin can çekişir konuma getirildiğini öne süren Bostan, uluslar arası piyasalarda petrolün varil fiyatında yaşanan değişimlerin, benzin pompa fiyatlarına adil bir şekilde yansıtılmadığını iddia etti. Bostan, 2006 yılında ham petrolün varil fiyatının 61 dolar seviyelerinde iken Türkiye’de kurşunsuz benzinin litresinin 1,97 dolardan satıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti: ‘’2007 yılında ham petrolün varili yüzde 11,7 artarak 68,1 dolara yükselirken ülkemizde kurşunsuz benzinin fiyatı dolar bazında yüzde 15,2 arttı ve 2,27 dolara ulaştı. 2008 yılında petrolün varil fiyatı 122 dolar seviyelerine geldiğinde ise Türkiye’de kurşunsuz benzinin litresi 2,69 dolara kadar yükselmişti. 2009 yılı ile birlikte ham petrolün varil fiyatı düşmesine rağmen bu değişim, benzin fiyatlarına aynı ölçüde yansıtılmadı. Özellikle vergi ve harçlara yapılan artışlarla birlikte ülkemizdeki benzinin fiyatı da fahiş oranda arttı. 2009 yılında ham petrolün varil fiyatı 2008 yılına göre yüzde 51 oranında ucuzlayarak 60 dolara kadar düşmesine rağmen, son yapılan zamlarla birlikte kurşunsuz benzinin litresi 2,07 dolar oldu. Bugün ham petrolün varil fiyatı 2006 yılına göre bile yüzde 1,64 daha ucuz.’’ Son bir yıl içinde ham petrolün ithalat maliyetinin azaldığını, ancak bu azalmanın akaryakıt fiyatlarına yansıtılmadığını vurgulayan Bostan, şu anda litresi 3,16 lira olan benzinin 2,17 lirasının vergi olarak ödendiğini kaydetti.

BENZİN YÜZDE 36 DAHA PAHALI

Uluslar arasI piyasalarda ham petrol fiyatlarında yaşanan değişimle kıyaslandığında kurşunsuz benzinin Türkiye’de olması gerekenden yüzde 36 daha pahalı satıldığını belirten Bostan, açıklamasında şunları ifade etti: ‘’2009 yılında petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, aynı şekilde benzin fiyatlarına da yansıtılmış olsaydı, bugün kurşunsuz benzinin litre fiyatı 1,32 dolar, yani 2,02 lira olacaktı. Oysa şu anda kurşunsuz benzinin litresi 3,16 lira, yani 2,07 dolardan satılıyor. Dolayısı ile vatandaşlarımız aldığı her litre benzin için geçen yıla göre 1,15 lira daha fazla para ödüyor. Özellikle ekonomik krizin vatandaşlarımız üzerindeki etkisinin azaltılması ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi için akaryakıt fiyatlarında indirim yapılması beklenirken; vergi ve harçlara fahiş oranlarda zam yapılarak benzin fiyatlarının yüksek tutulması, krizin faturasının vatandaşlarımızın omuzlarına yüklendiğinin en önemli göstergesidir.’’ Hanefi Bostan, akaryakıta yüzde 7,8 oranında ÖTV zammı yapıldığına, bazı turizm hizmetlerinde KDV’nin yeniden yüzde 18’e çıkarıldığına, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin zam yapmayacağını taahhüt etmesine rağmen suya yüzde 8,5 oranında zam yaptığına ve şekerin fabrika satış fiyatının yüzde 5,2 oranında arttırıldığına da dikkati çekti.

20.07.2009

Kazaların sebebi sürücü hatası

KIrşehİr Emniyet Müdürü Osman Öztürk tarafından hazırlanan, ‘’Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması’’ konulu lisans üstü tezde yer alan bilgilere göre, yük ve yolcu taşımacılığının yüzde 95 oranında karayollarından yapılması, bu yolların yetersizliği ve sürücü hataları Türkiye’deki kaza oranını arttırıyor.

Araç sayısına bağlı olarak trafik kazaları incelendiğinde, 1995 yılında trafik kazası sayısı 382 bin 480 iken, bu rakam 2007 yılı sonunda 922 bine yükseldi. Ölümlü kazaların yüzde 74’ü şehir dışı, yüzde 26’sı ise şehir içi yollarda meydana geliyor. Şehir dışında meydana gelen kazalardaki ölü sayısı, toplam ölü sayısının yüzde 76’sını, şehir içi ise yüzde 24’ünü oluşturuyor. Yaralamalı kazalar ise şehir içinde yüzde 51, şehir dışında ise yüzde 49 oranında gerçekleşiyor. Kazalar en çok tatil ayları olan Temmuz, Ağustos ve Eylül’de meydana geliyor. Bu aylarda, kazalara bağlı olarak ölü ve yaralı sayısı da artıyor.Trafik kazalarına genellikle sürücü, yaya, yolcu, araç ve yol kusurları sebep oluyor.

Kazalara sebep olan kusurlar incelendiğinde ‘’sürücü kusurlarının’’ oldukça yüksek olduğu görülüyor. 2003 yılında sürücü kusurları yüzde 97 iken, bu sayı 2007 yılı sonu itibarıyla yüzde 98’e yükseldi. Sürücülere ait kusurların başında ‘’arkadan çarpma, yanlış manevra ve şerit değiştirme’’ geliyor.

Araştırmada, trafik kazalarının azaltılmasına yönelik önlenmesi için karayollarındaki yükün bir kısmının demiryolları ve deniz yollarına yöneltilmesi tavsiye edildi.

20.07.2009

Dağlıca’ya havan topu saldırısı: 4 yaralı

Hakkarİ’nİn Yüksekova ilçesi Dağlıca Sınır Tabur Komutanlığı’na Irak’ın kuzeyinden PKK’lı teröristlerce havan topu saldırısı yapıldığı bildirildi. Önceki gün akşam saatlerinde Yüksekova ilçesi Dağlıca Sınır Tabur Komutanlığı’na PKK’lı teröristler havan topu ile saldırdı.

Saldırıda 1’i asker 3 kişinin yaralandığı öğrenildi. Teröristlerin Irak’ın kuzeyinden Havan toplarını Dağlıca Tabur Komutanlığı’na attıkları bildirildi. Hakkari Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, Dağlıca bölgesine teröristler tarafından 6 adet havan mermisi ile saldırı yapıldığı belirtildi. Havan atışları neticesinde tarlasında çalışan 2 köylü vatandaşın hafif yaralandığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Yaralı vatandaşlardan askeri helikopter ile Hakkari Asker Hastanesi’ne kaldırılmıştır. Hafif yaralı Remzi Buldan Dağlıca’daki askeri birliğin tabibi tarafından tedavi edilmiştir. Aynı olayda bir havan mermisinin askeri birliğin bulunduğu bölgeye düşmesi neticesinde iki er hafif şekilde yaralanmıştır. Ayakta tedavi edilen iki er kontrol için askeri helikopter ile Hakkari Asker Hastanesi’ne sevk edilmiştir. Hakkari Asker Hastanesi’nde yapılan tetkik ve kontrol sonunda havan saldırısında hafif yaralanan iki er ile bir köylü vatandaşın sağlık durumlarının iyi olduğu tesbit edilmiştir.’’

20.07.2009

Gazeteler haberciliği dedikoduya tercih etmeli

New York Times Gazetesi’nin Latin Amerika ve Afrika’dan sorumlu Dış Haberler Editörü Greg Fabian Winter Cihan Haber dergisine, gazetelerin bütçe kıstığı bu çalkantılı zamanlarda NY Times’a dış haber sağlarken karşılaştığı zorlukları anlattı.

İnternetin geleneksel basını tehdit ettiği ve küresel krizin başgösterdiği bir zamanda, bütün dünyada büyük çapta büro kapatmalarının yaşandığını söyleyen Winter, NY Times’ın da, diğer gazeteler gibi büyük finansal kısıtlamalara maruz kaldığına işaret ederek gazete çapında dış temsilciliklerinin azaltılmaması için çok büyük bir çaba gösterdiklerini, istihdam ettikleri Iraklı gazetecilerin, koruma görevlilerinin ve tercümanların aşırı masraflı olması dolayısıyla maliyetleri kısmak yönünde bir baskı olduğunu ancak buna direndiklerini sözlerine ekledi.

Ortadoğu’daki haberler konusunda oldukça sıkıntı çektiklerini, yayınladıkları haberlerle ilgili her yönden tepkiler aldıklarını da ifade eden Winter, “Ancak ne olursa olsun gazeteci olarak tutarlı olmaya çalışıyoruz” dedi. Birinci sayfaya koydukları haberlerin birçok Amerikalının ilgisini çekmeyecek haberler olduğunu bildiklerini söyleyen Winter, “Britney Spears” ile ilgili haberlerin Sudan Devlet Başkanı “Ömer Beşir” ile ilgili haberlerden daha çok okunduğunu söylüyor. Ancak bunun çizgilerini değiştirmeyeceğinin altını çizen Winter, “Dünyada neler olup bittiğiyle ilgilenmeyen ya da olaya belirli bir perspektifle bakanlar zaten NY Times yerine başka gazeteleri tercih ederler. Dolayısıyla dünyada ne olup bittiğiyle ilgili bilgilerinizi kendi politik tercihleriniz şekillendirir” değerlendirmesinde bulundu.

HABER İSTEYEN BİZİ OKUR

NYT Editörü Winter, “Dünyada neler olup bittiğiyle ilgilenmeyen ya da olaya belirli bir perspektifle bakanlar zaten NY Times yerine başka gazeteleri tercih ederler. Dolayısıyla dünyada ne olup bittiğiyle ilgili bilgilerinizi kendi politik tercihleriniz şekillendirir” değerlendirmesinde bulundu.

AHMET CEYLAN

20.07.2009

Ay yolculuğunun 40. yılı kutlanıyor

İnsanoğlunun dünyadan ortalama 384 bin kilometre uzaklıktaki Ay’a ilk ayak basışının 40. yılı kutlanıyor. Apollo astronotları Dayton Üssünde düzenlenen ilk büyük törende bir araya geldi. Armstrong’un Ay’a ilk inen insan olarak merdiven dibinde ilk adımda söylediği “İnsan için küçük, insanoğlu için dev atılım” dediği anın videosu çılgınca alkışlandı.

İnsanoğlu’nun dünyadan ortalama 384 bin kilometre uzaklıktaki Ay’a ilk ayak basışının 40. yılı kutlanıyor. Ankara Üniversitesi Rasathanesi uzmanı Özgür Baştürk’ten alınan bilgiye göre, ABD Başkanı John F. Kennedy, 25 Mayıs 1961’de Kongre’de Ay yüzeyine insanlı bir uzay aracıyla inmeyi ve astronotları Dünya’ya tekrar sağ salim geri getirmeyi hedef olarak gösteren tarihi konuşmasını yaptı. Bu konuşmanın ardından Ay’a gitmek üzere 16 Temmuz 1969’da Kennedy Uzay Üssü’nden bir Satürn V roketiyle yola çıkan Apollo 11 uzay aracı, 20 Temmuz 1969’da Neil Armstrong, Edwin Eugene ‘Buzz’ Aldrin Jr. ve Michael Collins’i Ay’a ulaştırdı. Armstrong ve Aldrin, Eagle uzay aracı ile inerek Ay yüzeyi üzerinde yürüyen ilk insanlar olurken, Collins, Ay etrafındaki yörüngesinde dolanan komuta modülü Columbia’da bekledi. 20 Temmuz 1969’da Ay’a ayak basan ilk insan Neil Armstrong, ‘’Bir insan için küçük, insanlık için büyük bir adım’’ sözüyle tarihe geçti. Bu gelişmenin ardından insansız projelerle Ay’ın incelenmesine devam edildi. Ay’a çıkışın üzerinden kırk yılın geçtiği son dönemde tekrar Ay’a dönüş planları yapılmaya başlandı. İnsanoğlu, uzayla ilgili gelecekte Mars’a insanlı uçuşu hedefliyor. Ay’a yolculuğun kutlama etkinlikleri, Apollo 11 uzay aracının yola çıktığı 16 Temmuz ile dönüş tarihi olan 24 Temmuz arasında yapılıyor. Önceki gece Kennedy Uzay Merkezi’nde Apollo astronotlarının katıldığı bir faaliyet düzenlendi. Öte yandan, http://wechoosethemoon.org adresinden yayın yapan internet sitesi, Apollo 11’in Ay yolculuğunu sanal ortamda yaşatıyor.

20.07.2009

Filistinliler dev künefe yaptı

Fİlİstİnlİ tatlıcılar, yaptıkları dünyanın en büyük künefesiyle rekorlar kitabına girmeyi ümit ediyor. Batı Şeria’nın Nablus şehrinin adını da duyurmayı amaçlayan tatlıcıların yaptıkları künefe 74 metre uzunluğunda ve 1,765 kilogram ağırlığında.

Künefenin boyutlarının Filistin Standartlar Enstitüsü’nce onaylandığı ve sonucun Guinness Rekorlar Kitabı’na sunulacağı belirtildi. Nablus’un ana meydanında bir masa üzerine konulan dev künefe binlerce kişi tarafından bir çırpıda tüketildi.

20.07.2009

‘Döner’ resmen İngilizce sözlüğe eklendi

Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden döner ya da Ortadoğu ve Kuzey Afrika dahil birçok yabancı ülkedeki meşhur adıyla ‘şavarma - shawarma’, İngiliz dilinin en önde gelen sözlüklerinden birisine dahil edildi.

Döner dahil 100 yeni kelimenin Merriam-Webster’s Collegiate sözlüğünün en son versiyonuna eklendiği bildirildi. Böylece Türkçe kökenli ‘şavarma’ ya da ‘çevirme’nin de İngiliz diline eklendiği tescil edilmiş oldu. Merriam Webster sözlüğünün internet versiyonu şavarma’yı ‘özellikle dilimlenmiş tavuk ya da kuzu eti ve sebze çeşitlerinin pita (yassı) ekmek arasına sarılmasıyla hazırlanan bir sandviç çeşidi’ olarak tanımladı. Sözlük, şavarma’nın etimolojisine de yer vererek Levanten-Arapça olan ‘shawarma’nın çubuğa dizili dilim kuzu eti manasına geldiğini ve bunun da Türkçe ‘çevir’den geldiğini belirtti. Dönerin yanında yeni eklenen kelimeler arasında kriz sebebiyle tatilden vazgeçip evde tatil manasına gelen ve İngilizce’deki kalma (stay) ve tatil (vacation) kelimelerinin birleşmesinden ortaya çıkan ‘staycation’ da sayıldı. Buna benzer yeni eklenen başka bir kelime ise dost gibi görünüp aslında düşman olan birisini tanımlayan ve dost (friend) ve düşman (enemy) kelimelerinin birleştirilmesiyle ortaya çıkan ‘frenemy’ oldu.

20.07.2009

Çadırda ekonomik tatil imkânı

Ekonomİk güçlerinin el vermemesi sebebiyle yıldızlı otellere gidemeyenler, Mersin sahillerinde, geceliği 10 TL’den kiralanabilen çadırlarda ekonomik tatil yapıyorlar.

Antalya, Alanya, Çeşme gibi turistik konaklama tesisleri yerli ve yabancı turisti çekebilmek için cazip fırsatlar sunarken, Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Atakent Beldesi sahilleri, çadır turizmini tercih eden ailelerin yoğun ilgisini çekiyor. Özellikle Adana, Mersin, Kayseri, Kahramanmaraş ve Gaziantep’ten beldedeki Kapızlı Kamp alanına gelen vatandaşlar, turistik tesislere göre daha ekonomik olarak düşündükleri çadır turizmine büyük ilgi gösteriyorlar. Düşük gelirli aileler, günlüğü 10 TL’den kiraladıkları çadırları, sahil bandındaki alanlara kurarak, ekonomik tatil yapmanın tadını çıkarıyorlar. Atakent Belediye Başkanı Hasan Uslu, yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz’in en büyük çadırlı kamp bölgelerinden biri olmaya başlayan Kapızlı kamp alanında kurulan çadır sayısında önceki yıllara göre büyük artış olduğunu söyledi. Otel, motel ve pansiyon fiyatlarıyla kıyaslandığında çadırlı kamp yapmanın çok ucuz olduğunu vurgulayan Uslu, ‘’Bir kişi otelde kalacak olsa sadece oda fiyatı 50 ile 70 TL arasında değişiyor. Halbuki çadırlı kamp yapmak istese bir ailenin günlüğü 10 TL. Bu yönden bakıldığında çadırlı kamp en ekonomik olanı. Bu da dar gelirli tatilciler için büyük bir fırsat’’ dedi. Çadırdaki tatilciler, çadırla tatil yapmanın turistik tesislere göre daha ekonomik olduğunu, yaklaşık 1 ay burada tatil yaptıklarını, elektrik ve su dahil günlük 10 TL ödediklerini, bu fiyatın da kendileri için çok makul olduğunu belirttiler.

20.07.2009

Bir yaprak gibi hafif kertenkele

Bİlİm adamları, yere bir yaprak gibi ağır ağır düşebilen çok hafif bir kertenkele türü keşfetti.

Belçika’nın Anvers Üniversitesi’nden araştırmacılar, neon mavisi kuyruklu ağaç kertenkelesi “Holaspis guentheri”nin ağır çekim görüntülerini izlediklerinde, hayvanın yüksekten atladığında düşüş hızını yavaşlattığını ve yere bir yaprak gibi yumuşak bir şekilde indiğini gördüler. Vücudu havada uçmaya, süzülmeye veya hareket edebilmeye uyumlu görünen bu kertenkelenin düşüş hızını yavaşlatabilmekteki şaşırtıcı yeteneğinin, bazı hayvanların havada nasıl gerçekten süzülebilecek hâle dönüştüğünü açıklamaya yardımcı olması bekleniyor. Kertenkelenin Allah tarafından kendisine bahşedilen bu yeteneğiyle ilgili ayrıntılar, Journal of Experimental Biology dergisinde yayımlandı.

20.07.2009

Endeavour ekibi ilk uzay yürüyüşünü tamamladı

UluslararasI Uzay İstasyonu’na (UUİ) kenetlenen Endeavour uzay mekiği astronotları planlanan 5 uzay yürüyüşünden ilkini tamamladılar.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’ne göre (NASA), Tim Kopra ve Dave Wolf adlı astronotlar bu ilk çalışma için 5 saat 32 dakika uzayda kaldı. 2 astronotun, UUİ’de inşa edilen Japon laboratuvarı Kibo’nun üçüncü ve son bölmesinin monte edilmesi için yaptığı çalışmanın başarılı olduğu belirtildi. Endeavour’un mürettebatı, UUİ’de kalacakları sürede, büyük Kibo laboratuvarının üçüncü bölmesini ve platformunu monte edecek ve UUİ’nin güneş paneli akülerini yenileyecek. Endeavour, 15 Temmuzda Florida’dan 7 astronotla fırlatılmış, 17 Temmuzda UUİ’ye ulaşmıştı. Mekiğin istasyona kenetlenmesinin ardından Endeavour’daki 7 astronot, UUİ’deki 6 astronota katıldı ve UUİ’de ilk kez 13 astronot bir araya geldi. Endeavour’un 31 Temmuzda dünyaya dönmesi bekleniyor.

20.07.2009